SAVAŞ SONRASI GELİŞMELER 1946-60 ARASI GELİŞMELER:1946 sonrası dünya ekonomisinde siyasi ve askeri yapının şekillenmeye başladığı dönemdir. a)1929 sonrası merkez sanayi ülkelerinin yeniden yapılanması sermaye birikim modelini tekelci düzenlemeler çerçevesinde yapılandırmıştır. b)İktisat polt. açısından merkez ve çevre ülkeler arasında işbölümünün yeniden yapılandırılması söz konusu. Keynezyen polt. çevre ülk. dayattığı şey kendi içindeki sanayileşme sürecinin önünü kesmek. Sanayileşme süreci üretken sermaye açısından tamamlanmak üzereydi.İşte bu durumda gelişmekte olan ülkelerin merkez ülk. denetiminden çıkma durumu var.Ancak gelişmiş sanayi ülkeleri çevre ülkelere dayatmacı polt. uygulayarak döviz bağımlılığı,tekn. bağımlılığı yaratmayı amaçlamışlardır.Sonuçta 1923-80 arasına bakınca 70 ve 58 yıllarında döviz kıtlığı var. Bu döviz kıtlığının nedeni ihracat ve ithalata bağlı değildir.1946 polt. sonucudur. 1930-32 sonrası ith. İkameci polt. TR ekonomisinin gelişmesi anlamında çok önemli bir yeri vardır.Gelişmiş ülk. ithal ikameci polt. destekler.1946 sonrası gelişmekte olan ülkeleri kendi denetimleri altında destekliyorlar. 1946 sonrası TR ekonomisinin bir rasyonalitesi yoktur. 1946-53 arası TR ekonomisi açısından 1930 öncesine dönüş s.konusudur.Ve tarıma dayalı bir polt. uygulamaya çalışılıyor.Tarımsal ürünleri ihraç eden ve mamül malları ithal eden bir dış tic. yapısı s. Konusu.1950’nin ikinci yarısından itibaren dünya ekonomisinde A.B.D.’nin kendi üretken sermayesinin beslenmesi ve genişlemesi görülüyor.Bu doğrultuda,gelişmekte olan ülkelere bu yönde iktisat polt. empoze ediliyor.Devletçilikte kullanılan araçlarla bir plan hazırlanıyor.İktisat dışı gerekçelerden biride savaş sonrası A.B.D.’nin Marshall yardımı projesine dahil olabilmek,ABD açısından ek. Temeli var fakat TR açısından yoktur.ABD devletçilik polt .sürecinin tamamlanmasını istemiyor. Ve kendi planını hazırlıyor.Bu dayatılan polt. tarım , dış ticarete ve altyapı yatırımlarına önem veren bir politikadır.Aslında böyle bir plana ihtiyaç yoktur.Çünkü 1946 öncesi 38 yılı hariç dış ticaret fazlası var.1946 yılında devalüasyon yapılarak ABD’nin yardımından yararlanmak isteniyor.Ancak altın ve döviz rezervleri yeterli. 1946 sonrasında ABD’nin kapitalist sistemi işletebilmesi için bir kurumsal yapıya ihtiyacı var. Bu yapı iki ayaklı;a)Askeri boyut, b)Siyasal boyut, Bu yapıya TRT’de dahil olmak istiyor. Askeri Boyut:Savaştan sonra Avrupa sanayisinin yeniden kurulması,Avrupa’da sermaye birikiminin gerçekleşmesi, askeri ve siyasal yapıyı bir kurumsal çerçeve içine oturtturulması, Siyasi Boyut:32-38 arasında TR üzerinde ABD’yi rahatsız eden bir unsur var.Bu dönemde ithalat gereksinimi var.Çevre ülkelere belli mallar ihraç edilir ve elde edilen dövizle ithalat yapılır.İthalat gereği ile bir iktisat polt. uygulanmasına ABD izin vermemiştir.Büyük toprak sahipleri,tüccarlar ve özel sektör için,1927’de maddeleri genişletilen sanayi yasası 1942 yılına kadar uygulanmıştır. Ancak özel. sektörden sanayileşme hamleleri gözlenememiştir.Sanayileşme göz ardı edilince bu programa uyum sağlıyoruz.Ve tarımsal ürün talebi artıyor.Kamu kesimi sanayileşmeye yön veriyor. EKONOMİK MODELİN FARKLILIĞI :1946 yılında dış açıklar kronikleşmeye başladı.Model farklıydı.Gelen sermayenin yayıldığı alana bakınca %45’e yakın yapıya stratejik alanlar (kauçuk,plastik,gıda,kimya)yapılanması var.Temelde modelin farklılığı ,dış açıklar ortaya çıkmasına rağmen dış açıklar ortaya çıkmıyor.Döviz bağımlılığı süreci var.46 yılında ithalat bağımlılığı ortaya çıkmıştır.46’dan sonra dış ticaret açıkları kronikleşmeye başlamıştır.Ama TR döviz kıtlığı çekmemiştir.Gelişmekte olan ülkelerin merkeze bağımlılıklarını gerçekleştirmek için bunu yardımlar yoluyla yapmışlardır. TARIM VE SANAYİ POLİTİKALARI: TARIM POLİTİKALARI:DP’nin 1945’te kurulması,sonra kaybettirilen bir seçim.1950’ye kadar geçen süreç.CHP iktidarda fakat CHP politikaları uygulanmıyor.DP güçlenmeye başlıyor.Sosyal gelişmeler s.konusudur.1950’de CHP iktidarı kaybetti.Bunu 2 önemli etkeni var: 1)Devletçilik polt. yarattığı rahatsızlık sonucu,reel gelirde azalma s.konusu. 2)Varlık vergisi ve milli koruma kanununun çıkarılması.TR tarım ülkesidir .1939-46 arası tarım önemlidir.Geleneksel ihracata (tarım)talep sürmüştür.TR’ nin sınıfsal yapısı belirli olması hükümetlerin tarıma ilişkin popülist polt. uygulamasına yol açmıştır.Bu popülist uygulamaların; 1.unsuru:Tarımsal alanların pazara açılması.Kapitalistleşme sürecinin ilk adımı ,meta üretimidir. 2.unsuru:Tarıma verilecek kredilerin arttırılması. 3.unsuru:Tarımda makineleşmeyi gerçekleştirme.
Bunların hepsini CHP her fırsatta (siyasi-ekonomik temelli)sonuna kadar kullandı.DP’de aynı doğrultuda kullandı.Toprak azami ölçüde kullanılıyor.Karabasan dışında araç kullanımı olmaması tarımsal üretimi arttırdığı için diğer girdilerin bulunmaması bu popülist politikalara zemin hazırlamıştır.1950’deki Kore savaşı nedeniyle tarımsal ürün talebi arttı.Bu ekonomiyi hareketlendiren bir etmen olmuştur.Artı ürün yaratıldı.Ama 1953’den sonra durumun tersine dönmesine rağmen popülist politikalar uygulanmaya devam edilmiş ve enflasyonist baskılara neden olmuştur.Enflasyon oranının %17-18’e çıktığı görülür.
SANAYİ POLİTİKASI:1947-53’deki yatırımlara bakıldığında,devletçi dönemdeki projelerden farklı olduğu görülür.Ağırlıklı olarak görülen tüketim mallarına yönelik yatırımlardır.1946-53’de %55-60’dan %73’e çıkmıştır.
Vaner planının hazırlanması s.konusu.O da 1946’da ki ivedili plan gibi aynı içeriğe sahip.Devletçilik polt.nın sürdürülmesine yöneliktir.Ama reddedilmiştir.
46 sonrası;madencilik,tarım ve ulaştırma sektörlerinde gelişmeler olmuştur.Toplam yatırımların %85’i tarımdadır.Madencilik ve ulaştırma,yabancı sermayenin gelmesi için modernize edilmesi gereken sektörlerdir.Hem yabancı sermayenin gelmesi hem de tüketim mallarının üretimin gerçekleşmesi için bu 2 sektör çok önemlidir.%10 oranında imalat sekt. ilişkin bir yatırım s.konusu.%10’luk kısmın %5’i tarımsal ürünlerin işlenmesine yönelik yatırımların yapılmasında kullanılıyor.
1954-60 DÖNEMİ:Bu dönemde ekonomi TR açısından kötüye gidiyor.Kore savaşı sonrası talep azalması yaşanıyor.Tarım ürünlerinin fiyatları düşüyor(savaş zamanı fiyatlar yükselmişti.) 54 yılı tüm dünyada ek. durgunluğun başladığı yıldır. 1)Savaşın bitmesi üzerine eko.de yaşanan olumsuzluk,
2)Dünyadaki olumsuz gelişmeler.
Yukarıdaki iki madde dış etmenler olmuş.İçeride ise iki unsur ortaya çıkmıştır.Bunlar iklim koşullarının olumsuz etkisi ve tarımdaki üretime ilişkin problem olan ilave tarımsal alanların açılamaması.Tarımda kullanılan araç-gereç'in verimlilik artışı için değiştirilememesi. 1954 yılı dış açıkların kronikleşmesi ,Osm. Borçlarının kapandığı ve DP’nin liberal polt. uyguladığı dönemdir.İthalat serbestleşmeye,rezervler azalmaya başlamıştır.Dış yardımlar ise devam etmekte.Döviz kazandırıcı,yaratıcı işlemler yapılmadı.
1954 SONRASI YENİDEN GÜNDEME GELEN İTHAL İKAMECİLİĞİN DEVLETÇİ DÖNEMDEN FARKLILIĞI
1946 sonrasındaki gelişmeler;TR dışındaki az gelişmiş ülkelerin ithal ikameci polt.uygulaması.TR’ deki 1954’ten itibaren ithal ikameci polt. uygulanmaya başlandı.1946 sonrası TR eko.de önemli dönüşüm vardı.ABD hegomonik güç. 20 yıl TR ekonomisini şekillendiren 24 ocak kararlarının alınmasına sebep olan bu 54 sonrası ithal ikameci politikalardır. 54 sonrası bakıldığında iç pazara yönelik tüketim malları üretimi hakim.Bu süreç kapitalistleşme sürecinde geçilmesi gereken evrelerdir.İç pazara yönelik tüketim mallar üretimi empoze edilerek döviz bağımlılığı yaratılmıştır.Dövize,ara ve yatırım mallarına ihtiyaç vardır.Bunlar merkeze bağımlığı sağlamıştır.Tarımsal ürün artmış,gelir artmıştır. Tarım kökenli talep var,iç pazara yönelik üretim s.konusu.Sonuç;tarımdaki artı değerin oluşması,istihdam edilenlerin talep yaratması,iç pazara yönelik tüketim malları üretimini desteklemiştir.Bir maliyet unsuru olarak görülen işçi ücretleri görülmeyen maliyet unsuru olmuştur.Çünkü istihdam talep yaratmıştır.
Devletçilik ile ithal ikamecilik farkı;ithal ikameci polt. da devlet işletmeciliği de oluyor fakat denetim özel sektörde.TR’ de kamu yatırımları her zaman için özel.sekt. yatırımlarını destekleyici niteliktedir.Diğer özellikler ise; 1)Yabancı sermaye ciddi anlamda teşvik edildi.Yabancı sermaye teşvik yasası çıkarıldı.
2)Petrol yasası çıkarıldı.
3)Türk sınai kalkınma bankası kuruldu.
Bu üç özellik sanayi süreci içinde,üretken sermayenin ön plana çıkarılmasına ve sanayileşme sürecinde daha önemli adımlar atılmasına sebep olmuştur.Bunlar;a) yüksek karların özel sektörde yaratılması.b)özel.sektörün üstlenebileceği nitelikte ve büyüklükte yatırımın yapılması. 60 arası problem tarımdı.Devl. uygulaması ön planda değildi.Bu dönemde rant ekonomisinin oluşmaya başladığı görülür.Devlet-özel sekt. işbirliği gelişmeye başlıyor.Rant ekonomisinin yaratılmasında üç yol izleniyor. Bunlar; a)Devl. işletmeleri yoluyla rant yaratılması, b)Ucuz kredi verilmesi, c)Gümrük vergileri ile.70’lerde GSMH’ nin %22’sine karşılık gelmiştir rant.
a)50’den itibaren devl. ucuz kredi sağlayıp rant oluşumuna katkıda bulunuyor.Ama özel. sekt. bu oluşan rantlarla ara ve yatırım malları üretmekten uzak duruyor.Çünkü kar oranı düşük ,bunları devl. üretiyor.
b)Ucuz kredi polt ile partileri iktidara taşıyan kesimlere rant yaratılmıştır.Bu dönemde tarım sekt. verilmiştir.
c)Kotalar,46 sonrasında dış açıkların kronikleşmesi ve TR’ nin dış kaynaklara bağımlı hale gelmesine yol açmıştır.ABD özel. sekt. önem vererek sanayi burjuvazisini destekleme amacını gütmüştür.
56-58’de ABD’nin desteğini çekmesi ile bir döviz problemi yaşanır.Devl. kendi eliyle özel. sekt. döviz ihtiyacını karşılamaya başlamıştır.
48-60 ARASI GELİŞMELER
1)50-53 arası DP’nin iktidara gelmesi ile liberal ika. polt. uygulandı.54-60 arası liberal polt. vazgeçildi.
2)50-53 döneminde genişleme var.Kore savaşı bitince ek.durgunluğa giriyor.
3)Liberal polt. vazgeçilmesi,popülist polt. uygulanması ile ek.de sert dalgalanmalar yaşanıyor.
4)İthalat kısıtlamalarına gidiliyor.Bu durum liberal polt. vazgeçildiğini gösterir.
5)Dış kaynakların duraksaması.
46’dan itibaren ülke giderek aratan bir ek. Bağımlılık sürecine giriyor.Geleneksel ithalat ve kambiyo polt. ile sorun giderilmeye çalışılıyor.İthalat ve kambiyo polt.da kontrollü dış tic. rejimine geçiliyor.İkincisi ise ithal ikameci polt. ağırlık veriliyor.Bu polt. dayanıksız tüketim malı. Üretimine yönelik.
46-53 ve 54-60 dönemleri arasında dış ticarette bir değişme yok.53-54 arası savaş nedeniyle dış tic. geriliyor. Dış ticarette gerilemeye paralel olarak ,MG’ de bir azalma yok. Sebebi ise;ülke içindeki kaynakların kullanılması ile ve ithal ikameci polt.larla MG’ deki düşme dış ticaretteki gerilemeye paralel hale getirilmemiştir.
DP’nin iktidara geliş hedefi özel. sektörü ön plana çıkarmaktı.Bir süre sonra bu polt. vazgeçildi.Temel gerekçe özel sektörde sermaye birikiminin henüz tamamlanmamış olduğunun görülmesidir.Özetle liberal polt. ile liberal rejimin yürütülmeyeceğini anlaşılmış ve kontrollü bir polt. uygulanmıştır.İyi tanımlanmış bir dış tic. polt. yok.DP’de fiyat ve piyasa kontrolleri var.53’ten sonra iç ve dış dinamiklerin olumsuz etkilerinin yaşandığı ,dış açıkların kronikleştiği dönemdir.IMF anlaşması ile 58’den itibaren dış kaynak ihtiyacı karşılanmıştır.
Gelir dağılımına ilişkin;sanayi,tarım ilişkileri sonucu net bir sonuç yoktur.Sadece işçi ve memur maaşlarında ,53’ten sonra düzelme yaşanmıştır.
63-77 İçe Dönük Dışa Bağımlı Genişleme Dönemi
1960 Darbesi:58 tedbirleri ve 60 darbesi ekonomi için belirsizlik oluşturmuş.Özel sekt. olumsuz etkilemiş.MG’ de en düşük seviyelerin yaşandığı dönem.60’a kadar yabancı sermaye girişi yaşanıyor.Darbeyle sermayenin aynen geri gittiği görülüyor.Sanayi burjuvazisi ortaya çıkmaya başlıyor.Ekonomi bir darboğaza giriyor.Sanayi burjuvazisi çıkş yolu öneriyor.DP bunu dikkate almıyor.Sonuçta 60 darbesi oluyor.Darbe siyasi değil ekonomik temellidir.
Darbeyle sanayi burjuvazisinin çıkarları örtüşmüştür.Darbenin sanayi burjuvazisinin istediği şekilde gerçekleşmesinin yansımaları;1)Yabancı sere. kaçışı var.2)Tüketim malları sanayisinin kurulmasına olanak sağlanıyor.60 sonrası sanayi burjuvazisinin (üretken sermaye) istediği hamlelerden biri.3)50-60 sanayi ve bankacılıkta gelişmelerin ,60’ta darbe sonrası hızlandığı görülüyor.Birbirini bütünleyen iki süreç, yabancı sermaye girişinde hızlanma ve dayanıklı tük. mallarında artış.
60 darbesi sonrası yabancı sermaye girişi bir yılda 2,5 kat artmıştır.60-69 arası %50 oranında olmuştur.60 darbesinden sonra gelişmeler yabancı sermaye girişini hızlandıracak yöndedir.Yabancı sermayeye; vergi muafiyeti,kar transferi imkanı,ülke içinde elde edilen karlar yine yab. sere. gibi değerlendirilip,vergi muafiyeti sağlanmıştır.
Bankacılıkta;iş bank.,yapı kredi,Osmanlı,vakıflar bankası gibi bankaların 60 sonrası kar-rezerv oranlarının ve faaliyetlerinin artması.
60 darbesi siyasal değil ekonomik temellidir. Toplumdaki sınıflar arası çatışma, yaratılan artığın dağılımına ilişkin.Dağılımın temel yolu ise kredilerden geçer.60’a gelinceye kadar (23-46 tarım burjuvazisi hakimiyeti) kredi tarım sektörüne aktarılmıştır.60 darbesinden sonra artı ürünün-değerin aktarımını sağlayan krediler sanayi ye yöneldi.1960’da %25-26 olan tarımsal kredi darbe sonrası %12’ye geriliyor.Tarım sekt. kar oranları azalmaya, bankacılık ve sanayi sekt. kar oranlarının artmaya başlamıştır.
SANAYİLEŞMEDE YENİ DÖNEM:1960’a gelinceye kadar(devletçilik döneminde), sanayileşme başladı.Milli koruma kanununun çıkması ile birlikte sanayiinin ortaya çıkardığı atıl hale gelen yapılanmalar vardır.Tarımın ek.de payının azalmaya başlaması söz konusu. Yabancı sere. ekonomiyi sürükleyecek kadar etkin değil.60 sonrasında;a)Yabancı sermaye girişi.b)İşçi dövizlerinin girişi.Ekonomiyi bu iki unsur sürüklemektedir. 60 Sonrasındaki Sanayileşmenin niteliği:Montaj sanayidir.Yabancı sermayenin imalat sanayiine yönelmesi.1950’den itibaren başlayan dışa bağımlılığın bir devamı,ileri adımıdır. Montaj sanayi bir fabrikada üretilen parçaların diğer fabrikada nihai ürün haline getirilmesidir.Kapitalizm süreci içinde olması gereken aşamalardan biridir.Problem:30’dan itibaren başlayarak,46’da ara verilen ithal ikameci polt. 60’da bunu destekler niteliktedir. İthal ikameci polt. tekrar gündeme geliyor.Bu da montaj sanayi içinde kendini gösteriyor.Bu durum emperyalizmle olan bağların artmasına sebep oluyor.Çünkü montaj sanayisini geliştirme imkanı yok.2. dünya savaşından sonra başlayan bir süreçtir.Pazarların oluşumu anlamında yabancı sermaye akışı var.59-60 tüketim malları üretim süreci tamamlanmış. Montaj sanayi biçiminde ithal ikameci polt. devam ettirilmesine izin veriliyor.İthal girdi bağımlılığı giderek artıyor.60 sonrası sanayileşmenin temeli ,montaj sanayi ve yabancı sermaye üzerinde temellenen süreçtir.Sanayi bağımlılığı ile birlikte ithal girdi bağımlılığı da artıyor.Etkileri 70’lerin 2. yarısından itibaren görülmektedir.Döviz darboğazına giriliyor. İthalat azalması var.Üretimdeki kayıp talep daralması şeklinde açıklanıyor.Fakat tam tersine, ithal bağımlılığı montaj sanayi yoluyla döviz bağımlılığı sürecinin ilerlemesidir. Montaj sanayiinin gelişimi:Kimya ve lastik sanayisinde ağırlıklı olarak yabancı sermaye var.Kimya san. ithal girdi bağımlılığı %43,lastik san. ise %66’dır.Makine donanımında ithalat giderek daralıyor.60’dan sonra 72’ye kadar gerileme var. Sanayileşmede Tekelleşme süreci:60 darbesi ile birlikte toplumsal ve siyasal yaşamda, 50’lerde filizlenmeye başlayan sanayi burjuvazisi hakimiyeti görülüyor(sanayide tekelleşme süreci).Bu durumu yaratan unsurlar;
1)Yabancı sermayenin girişi (sürükleyici) ve montaj sanayisinde kendisini göstermesi.
2)Montaj sanayisinin gelişmeye başlaması.
3)İç pazarda talep artışı ve sanayi üretimi.
4)Sanayi üretiminde kar oranlarının giderek yükselmesi.
50-60 arasında küçük işletmeler mevcut,60 sonrası ise bu küçük işletmeler;a)kendi kendini yok etme savaşı,b)yabancı sere. ile mücadele ediyorlar.
Kapitalizmin son aşaması emperyalizm,gözlenen unsur;üretimin yoğunlaşması, ,üretimin toplumsallaşması şeklinde kendini gösteriyor.Üretimin toplumsallaşmasıyla kastedilen;
a)Üretim araçlarının mülkiyetinin devlete geçmesi.
b)Üretim araçlarının grup mülkiyetine dönüşmesi.
c)Üretim araçlarının toplumun tümüne ait olması.
Yukarıda kastedilen 2.’dir.
60 sonrasında tekelci yapılar ekonomiyi harekete geçirmişler ve ekonomide egemen hale gelmişlerdir.Ağırlıklı olarak kimya ve dayanıklı tüketim malları sanayisinde görülüyor. (%77-78 oranında.)
60 darbesi sanayi burjuvazisinin ileriki yıllarda iktidarı ele geçireceğinin işaretidir.
65-71 arası tarım burjuvazisinin eski durumuna dönmek için hamleleri var.71’de darbe oluyor. 71 darbesine 60 darbesi yol açmıştır.71’de tarım burjuvazisi kendi gücünü gösterme girişiminde bulunmuştur.
TEMEL SONUÇ:Tekelci eğilimlerin giderek güçlenmesidir.Buda siyasal yaşama yansıdı.12 mart 1971 ‘deki darbeye kadar geçen süreçte,sanayi burjuvazisinin artıktan aldığı payın azalması sonucu darbeler peş peşe geldi.60’ların sonuna kadar kapitalizm TR’ de krize girdi.
Özellikle 60 sonuna doğru krize neden olan gelişmelerde imalat sanayi ve dayanıklı tüketim malları sanayisinde yaşanan sorunlar krizin temelini oluşturur.53-60 dönemi tüketim kalıplarının değişmesine zemin hazırlamış.TR’ de dayanıklı tüketim malı üretilmeye başlanması,tüketim patlamasına neden oldu.60 sonrası mal talebi ve üretim arttı.Sistemin krize girmesine neden olan plansız üretimdir.Bir yandan stok artışı diğer yandan kapasite oranlarının düşmesi kapitalist sanayici için TR’ de kriz anlamına gelir.70’deki devalüasyon ile çözülmeye çalışılıyor.70’deki krizin nedeni; kapitalizmin temelsiz üretimi,dayanıklı tüketim mallarına alışmış toplum,plansız üretim,stok birikimi,kapasite kullanım oranlarının düşmesidir. Devalüasyon yoluyla reel ücretler düşürüldü.60 anayasası ile işçi hakları tanındığından işçi hareketlerinde artış oldu.
1977 ve sonrası:77 sonrası kriz ek.de varlığını hissettiriyor.Bu durum 50’lerden başlayan gelişmelerin sonucu içe yönelik polt.lar,müdahaleci ve popülist polt. en belirleyicisi ise dışa bağımlı ekonomik gelişme çizgisinin belirlenmiş olması.
69-70 yıllarında dünya ekonomisinde gerileme var.Kapitalizmin 2. büyük çöküşü. Gerilemenin temel nedeni ABD’dir.Çünkü;2 unsur bir arada gerçekleşiyor.46 sonrası dünya kapitalizmi yeniden bir gelişme evresine girdi.Bu gelişme 70’de sona erdi.Meta üretiminde plansızlık ve kar oranlarının azalması,diğer yandan 46 sonrası bretton woods sisteminin işlemeye başlaması $’ın rezerv para haline gelmesi.Sonrasında ABD $’ın karşılığını veremedi. ABD rezerv para konumu sürdürebilmek için petrol fiyatlarını çok iyi kullandı. Üretimin ABD’de kısılması sonucu petrol ihraç eden ülkeler petrol fiyatlarını arttırdı.Kriz hemen yayılmadı.69-70’lerde başlayıp,71’de kendini gösteren kriz gelişmekte olan ülkeleri etkilemiş. TR ise 74 krizine girmiyor.Petrol fiyatlarının artması ve Kıbrıs savaşına rağmen TR krize girmiyor.Krizin ertelenmesinin nedenleri;
1-Kısa dönemli dışarıdan borçlanmaya devam edildi.
2-Kısa vadeli olan ve bankacılık sisteminde yüksek faizlerin ödendiği işçi dövizleri.
72-77 arasında cereyan edenler;a)dünya ek.de kriz.b)Trenin uyguladığı polt. ekonomiyi hızla bozmaya başladı.İhracat azalmaya,ithalat artmaya başladı.Açıklar ekonomiyi tehdit eder hale geldi.Hükümet kısa ömürlü olsa da IMF polt. başvurdu.Ama IMF polt. faturası büyük oldu.Bu fatura geniş halk kitlelerine yüklendi.IMF polt. 77’den uygulanmaya başlandı.Problemin çözümü için fiyat kontrollerine gidildi ama tüketim mallarında karaborsa oluştu.Fiyatların artışı 77’den itibaren ivme kazanmıştır.Karaborsa,fiyat denetimleri ile milliyetçi hükümetler kurulması ve Demirel’in iktidar gelmesi 77 öncesinde görünmeyen bir süreç başlıyor.Döviz fiyatındaki değişmeler ve devalüasyon diğer dönemlerden farklı olmuştur.Mallara ilişkin fiyat artışları,diğer fiyat değişmeleri üzerine ücretler düşüyor.Faiz oranlarının arttırılması isteniyor.
77-79’da ekonomi giderek daralıyor.MG’ de gerileme var.MG içinde sanayi burjuvazisinin payı azalıyor.Bu süreçten sadece ticaret burjuvazisi yararlanmıştır.İşçi eylemleri nedeniyle,reel ücretleri düşürücü politikalar izlenmeye başlansa da fiyat artışlarına paralel ya da fiyat artışlarının üstünde toplu iş sözleşmeleri ile işçi sınıfının da reel gelirinde azalma yaşanmamıştır.60’a gelinceye kadar tarım-sanayi arasında yaşanan çelişki yerini emek-sermaye çelişkisine bırakmıştır.
80 SONRASI VE 24 OCAK KARARLARI
74 sonrası sanayi burjuvazisi krize giriyor.İşçi sınıfı,eylemlerle reel ücretleri korumaya çalışsa da onun dışında kalan emekçiler(memur)oldukça yıpranmış durumdaydı. Krizden oldukça zarar gördüler.Sanayi burjuvazisi işçi sınıfına karşı cephe almaya başladı. Sendikaları denetlemeye başladılar.24 ocak kararlarının alınması ve Özal’ın görevlendirilmesiyle sonuçlanan bir süreç yaşanmıştır. Özal krizin sorumlusu olarak işçi sınıfını göstermiştir. Sonuç olarak;80 darbesi yaşanmıştır.80 yılının en belirgin sonucu,23’ten beri hiç yaşanmayan ,hızlı fiyat artışlarıdır.77-79 krizinin asıl nedeni kapasitenin ve işçi ücretlerinin düşmesidir. Ve krize girilmiştir.Artık TR temel mallar alamaz durma gelmiştir. Dış açıklar en yüksek seviyeye çıkmıştır.80 darbesinin olumlu yönü yoktur fakat 80’e gelinceye kadar fiyatlar ekonomiyi rahatsız eder boyuta geldiği zaman fatura belli bir kesime çıkarıldı.Maliyet enflasyonu denildi.Hedef ise ücretlerdir.Fakat sorunun bu olmadığı anlaşılmıştır.
24 OCAK KARARLARINI AMAÇ VE ARAÇLARI
AMAÇLARI:1)Fiyat istikrarının sağlanması.
2)Ödemeler dengesinin yeniden kurulması.
3)Serbest piyasa ekonomisine işlerlik kazandırmak.
4)Ekonomiyi dışa açarak geliştirmek.
5)Kamu kesimi payının ekonomi içindeki payının daraltılması.
ARAÇLARI:1)Sıkı para politikası.
2)Pozitif faiz uygulaması.
3)Döviz kurlarının gerçekçi olarak belirlenmesi.
4)Kamusal mal ve hizmet fiyatlarının maliyetleri yansıyacak şekilde belirlenmesi.
5)Yabancı sermayenin teşviki.
6)Dış ticarette kamu kesiminin müdahaleci yaklaşımının ortadan kaldırılması.
ARAÇLAR:
1)Sıkı Para Politikası:Para polt.nın monetarist düşünce mantığında uygulanabilmesi,olağan koşullarda mümkün değil.Toplumun geniş kesimine rahatsızlık veren polt.dır.Bunların uygulanması olağandışı rejimlerde olmuştur.5 yıl süreyle sendikal faaliyetler yasaklanmış.Bu politikalar 70-80 arasındaki fiyat hareketlerinin ücret artışlarıyla körüklenmesi ve sendikal faaliyetler ile reel ücret artışında baskı aracı olarak kullanılmak isteniyor.Problemin tespiti ve çözümünde kullanılacak ikt. Polt. eşanlı olarak uygulanamıyor.Popülist polt. uygulanıyor. Siyasilerin ve teknokratların engellemeleri nedeniyle polt. uzun süre uygulanamıyor.Genel olarak ,24 ocakta uygulanan araçlar,2-2,5 yılda uygulanma imkanı bulmuş,askeri rejime rağmen uzun soluklu olamamıştır.80’den sonra para arzı arttırılmış ve kredi muslukları açılmıştır.85’e kadar böyle bir yol izlenmiştir fakat işçi sendikalarına para verilmemiştir. Enflasyonun düşürülmesinde para polt. kullanıldı fakat 82’den sonra etkisini kaybetti. enflasyonun %107’den %25’e indiği söyleniyor fakat gerçekçi değil.Endekse toplumun tüketim kalıbında yer almayan kalemleri konulmuştur.82 sonrası sanayi sektörüne kredi musluklarının açılmasıyla birlikte fiyat hareketleri ivme kazanmıştır.24 ocak istikrar tedbirlerinde para arzının karşılıksız arttırılması temel unsurdur.
2)Pozitif Faiz Oranları:İstikrara polt. temel mantığı talebi bastırmaya yönelik araçlar uygulanması,tasarruf teşviki,tüketimi düşürme,talebini azaltma yolunun kullanmaktır.
Faiz oranlarını kısa vadeli kullanmak etkin bir araç olabilir ancak uzun vadeli araç olarak kullanılması yanlıştır.Bu olumsuz etkisini sonraki yıllarda gösterdi. 60-80 TR’ de faiz oranları negatiftir. 70’den sonra enflasyon ivme kazandığı için reel faiz oranları artmıştır.80’den itibaren istikrar polt. çerçevesinde faiz polt. izlenmeye başlandı.Pozitif faiz polt. ana hedef olarak belirlendi. Temmuz 1980’de F.O. birden %65’e fırlamış ve F.O. serbest bırakılmıştır.Bankerler bu dönemde ortaya çıkmaya başlamışlardır. Yüksek faizler nedeniyle tüketiciler tasarruf mevduatlarına yönelmişlerdir. Vadesiz mevd. Vadeli mevd. Dönüşmüştür.2 yıl sonra tasarruf çözülüyor ve tüketime kayıyor. Tasarrufların çözülmesi ile 80 sonrası tüketim artışı yaşanıyor.F.O. rejiminde değişiklikten , serbestlikten söz edildi.Ancak MB’sı F.O.’nı belirlemeye başladı.Vadeler değişmeye başladı.Kısa vadeli faiz çeşitleri görülmeye başlandı.
1980 Temmuz’undan itibaren uygulanan F.O. polt.,82’ye kadar tasarrufları arttırmış, tüketim azalmıştır.1982’den itibaren marjinal tasarruf eğilimi yükselmiştir.
Sonuç olarak F.O. polt. başarısızdır.Talebi bastırmakta ve tasarrufu teşvik etmekte yetersiz kalmıştır.
3)Kamusal Mal ve Hizmet Fiyatlarının Maliyetlerini Yansıtacak Şekilde Belirlenmesi:
1980’e gelinceye kadar,32’de KİT’lerin kuruluşuna ilişkin mantık,özel sektöre girdi sağlamak, sermaye birikimini sağlamak içindir.80 sonrası,24 ocak kararları kamusal mal ve hizmetin fiyatını yansıtacak bir süreci ifade eder.32’den itibaren ucuz girdi elde etmeye alışmış,50’den itibaren de popülist polt. aracı olan fiyatlama polt.ına tepki verilmeye başlanmıştır.
4)Döviz Kurlarının Gerçekçi Olarak Belirlenmesi: 81’den itibaren döviz kuru serbest ve günlük belirlenmeye başlandı.81’e gelinceye kadar bu sabit döviz kuru nedeniyle, TL aşırı değerlenmiştir.Döviz bağımlılığı çerçevesinde ithalat artışı var.Ekonomi dibe doğru gitmektedir.Bu durumu önlemek için böyle bir uygulama gerçekleştirilmiştir.Reel kurda düşme,ihracatta gelişme gözleniyor. Bu polt. 86 yılına kadar uygulanmıştır.Enflasyonist beklentiler nedeniyle ekonomide dolarizasyon sürecine girilen tarih 1986’dır.86’dan sonra TL tekrar aşırı değerlenmeye başladı.
5)Dış Ticarette Kamu Kesiminin Müdahale Yaklaşımlarının Ortadan Kaldırılması:
İthalat rejiminde değişikliğe gidilmiş,83 yılında iç fiyatlarda artış görülmüş. İthalatta vergi oranları azaldı.Müdahaleyi azaltarak ve sanayi yi rekabete açarak,ithalatta liberalizasyona gidiliyor. Fon mekanizması yoluyla,fon ödeyip,mal ithalatı yapılmaya başlandı.
İhracatta ise KDV düşürülüyor.Ambalaj vergisinde önemli ölçüde döviz girişi sasğlanamamasına rağmen,belli kesimlere gelir aktarılmıştır.Hayali ihracat ortaya çıkmıştır. İhracatta vergi iadesi tarım sekt. görülmüştür.
6)Yabancı Sermaye Teşviki:24 ocak kararlarının en önemli unsurudur.Bankacılık şist. aracılığıyla petrol kanunuyla teşviklerle yabancı sermayeyle ilgili sınırlandırmaların kaldırılmasıyla,ülkeye yabancı sermaye girişi sağlanmak isteniyor.
Kullanılan 6 araçla kısa dönemde başarı sağlanıyor.Alınan kararlar gecikmelidir.80 sonrası uygulanan polt. ile 94 krizinin temelleri atılmıştır.84 sonrası işçi ücretleri dondurulmasına rağmen enflasyon düşmedi.
24 OCAK EKONOMİSİNİN DAYANDIĞI VARSAYIMLAR VE UYGULAMA SONUÇLARI:
24 ocak kararları ile sermaye kaynaklarının kullanımı özel girişime bırakılmıştır. Dolayısıyla başarı ölçütü sermaye kaynaklarının ne ölçüde üretime aktarıldığıdır.80’den sonra yatırımlar artmamıştır. Dolayısıyla ülkenin net sermaye stoku artmamıştır.Üstelik sermaye için yaratılan koşullara rağmen.Bunlar; a)Demokratik süreçler ve bunların işlerliğinin yok edilmesi.
b)Vergi kolaylıkları,parasal destekler,kar oranlarının arttırılması.Belirtilen özel kesim yerli ve yabancı sere. Yoğunlaştığı ,büyük sanayi ve ticari kuruluşlardır.Kırsal kesimdeki küçük üreticiler dışlanmıştır.
1)24 ocak kararlarının en önemli varsayım yanılgılarından birisi;sermaye yatırımı ile ilgilidir. Bu varsayıma göre sadece özel.girişimciler üretken sermaye yatırımı yaparlar.Dolayısıyla bu varsayımın yanlışlığı üzerinde durulursa;
a)Özel girişimin,fiyat değişkenine bağlı olarak davranacağı ve böylece etkin kaynak dağılımını sağlayacağı düşüncesi,
b)Kamusal olmayan mülkiyet anlayışı,TR’ de kamu girişimciliğine düşman bir tavır sergilenmekte,etkin ve verimli çalışamaz tezi öne sürülmektedir.
Özel sektörün kamu sektöründen yararlanma yolları:
1-Ucuz hammadde ve ara madde sağlayarak,
2-Sermaye ortaklığı kurarak,
3-Nitelikli işgücü alarak,
2)Diğer geçerli olmayan varsayım dış ekonomik ilişkilerin,ekonomik gelişmeyi sağlayacağı yolundadır.Bu yaklaşıma göre,ülke en az maliyetle üreteceği malın üretimine yönelmesidir. Burada iki önemli yanılgı vardır.Bunlar;döviz ve yabancı kaynak sıkıntısı olmasa ekonomi istikrarlı hale gelir inancıdır.
İhracata dayalı büyüme mantığı ile ülkenin yoksullaşması söz konusudur.Dış ticaret hadlerinin azalması bir göstergedir.İhracatın parasal destekle arttırılması yerli üretim için bir destek sağlamadı İhracatın artması ,80’e kadar kurulan sanayilerin kapasitelerinin kullanılmasıyladır.
3)Hiçbir soruna çözüm getirilmemiştir.
-Enflasyonun nedeninin anlaşılması,
-TL’nin değer kaybetmesiyle,ihracatı arttırma ihtiyacı ile fiyatları sınırlı tutma çabası, 24 ocak kararları ekonomik ve toplumsal açıdan yıkımı beraberinde getirmiştir. Tedavüldeki para 12 kat artmıştır.Büyük toprak sahiplerine transfer yapılmıştır.24 ocak kararları,işsizliği sorun olarak ele almamakta ve çözüm getirmemektedir.Ülkedeki beyin göçünü harekete geçirmek yerine ,dış borç veren kaynakların işbirliği ile yabancı uzman çalıştırma yoluna gitmiştir.
TÜRKİYE’DE KAPİTALİZM KRİZİ
-Fabrika kapatmalar,
-İşten çıkarmalar,
-Üç haneli enflasyon,
-Yoksullaşma,
Toplumu barut fıçısı haline getirdi.Ocak 94’te kara Çarşamba olarak adlandırılan günde $’ın TL karşısında %20 değer kazanmasıyla kriz patlak verdi.
1994’TE YAŞANAN KRİZİN TEMELLERİ
1-Sermaye Birikiminin Çevrimsel Krizi:Kapitalist ekonominin gelişimi canlılık ve duraklama evrelerinin birbirini izlemesiyle sürer.TR ekonomisinin gelişimi de en azından 2. dünya savaşından beri böyle gelişiyor.
-Savaş sonrası kriz ve 1946 Devalüasyonu.
-1956-60 krizi ve 58 devalüasyonu,istikrar paketi.
-1970-71 duraklaması ve 1970 devalüasyonu.
KRİZİN ÜRETİMDEN KAYNAKLANDIĞININ KANITLARI
a-Büyüme hızlarındaki dalgalanma.
b-Yatırımların seyri.
Ekonomi 88-93 arasında salınmakla kalmamış,daha da önemlisi büyümenin temelinde sermaye birikimi olmamasıdır.Bu da büyümenin sermaye birikiminden değil de kapasite kullanım oranlarının artmasından kaynaklandığının göstergesidir.Diğer neden de tüketimin artmasıdır.
2-Yeni Liberalizmin Krizi:Türkiye kapitalizmi ,sadece meta ve doğrudan yatırım hareketleriyle değil finans alanındaki gelişmelerden de etkilenmiştir.
-İng. ve ABD’de ki 1990 resesyonu,
-Avrupa ve Japonya’ya yansıması,
-Türkiye’nin ihracatının yarısını emen Avrupa ve az gelişmiş ülkelere uygulanan korumacılık eğilimi,
-Türkiye ihracatının düşmesi,
-Emperyalist ülkelerdeki kar oranlarının azalması,
-Sermayenin karlı alanlar araması,
-İMKB’ nin kurulması ve dış fon akışı,
-F.O.’nın yüksekliği ve TL’nin aşırı değer yitirmesi,
Sonuç;AŞIRI BORÇLANMIŞ BİR EKONOMİ
SAVAŞ VE KRİZ
Aşırı üretim krizi sermaye birikiminin yavaşlaması,yatırımların azalması,tüketimin düşmesi yani talep yetersizliği.
5 NİSAN KARARLARI
Programın 3 temel noktası: 1-Ücret,maaş ve tarımsal desteğin azaltılması,
2-Kamu açıklarının daraltılması,
3-Devletin mal ve hizmet üretimindeki rolünün daraltılması.
A)Kamu gelir ve giderleri arasındaki fark 80’lerden itibaren giderek artmıştır.Devlet gelirlerini arttıracak ciddi önlemler alınmamıştır.Önlem denilince ;vergi iadesinin yetersizliğinin giderilmesi ile vergilerin etkin bir şekilde tahsil edilmesi ,vergilendirilmeyen kesimin kayıt altına alınması anlaşılmalıdır.Vergi gelirleri;akaryakıt,motorlu ve kara taşıtları gibi dolaylı vergi ve harçların arttırılmasıyla mali sektörden sağlanmaya çalışılıyor.
Kamu gelirlerinin arttırılamamasına rağmen kamu giderleri de kontrol altına alınamamıştır. Böylece kaynak olarak MB’na başvurulmuştur. -İç ve dış borçlanma, -Faiz artışı ,sıcak para, -Borç borçla ödenmeye çalışıldı.
B)Dış ticaret açıkları hızla büyümüştür.Sıcak para nedeniyle döviz piyasasında görünürde bir sıkıntı olmadığı izlenimi verildi.Ancak;ödemeler bilançosu açıklarının hızla büyümesi ve uluslar arası kuruluşların kredi notunu düşürmesi ,döviz piyasasında spekülatif hareketlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.Döviz kuru yüksek talep nedeniyle hızla yükselmeye başlamıştır. Körfez savaşı sırasında ve sonrasında önemli dış ticaret kayıpları olmuştur.Bu kayıpların çok az bir bölümü tazmin edilebilmiştir.
C)32 sayılı kanun hükmünde kararnameyle ülkede erken ve aşırı ölçüde mali ve döviz piyasası serbestliği ile uluslararası sermaye hareketliliği başıboş bırakılmıştır. Makro polt. hükümetin denetiminden çıkıp,makro değişkenler uluslararası mali piyasalar arasındaki fon akımlarınca belirleniyordu.
5 NİSAN KARARLARININ AMAÇLARI
İlk amaç yukarıda sayılan üç gelişmeye son verilmek istenmesidir.
1)Böylece ilk önce aşırı değerlenmiş dolar 3 ay içinde 15000TL’den 32000TL’ye yükseltildi.Ayrıca,mevduat faiz oranları da yükseltildi.Dolayısıyla,likit fonlar bankalara ve borsaya çekilebilecekti.
2)Fiyat artışlarının durması.Böylece fiyat ayarlamalarına gidildi.
3)Kamu gelir-gider dengesinin sağlamak ve borçlanma gereksinimini azaltmak,
4)Ödemeler bilançosu açıklarının azaltılması,
5)KİT’lerinin özelleştirilmesi,
6)Sürdürülebilir ekonomi için yapısal değişmeler.
Programın özellikleri ve stratejisi:Bu programla kısa sürede sonuca ulaşılmak istenmiştir. Bunun içinde uygulanacak dozlar da yüksek tutulmuştur.Çünkü ek. Dengeler çok bozulmuştur.
5 nisan kararları kısa vadeli denge için Ortodoks şok tedavisi ve uzun dönemli dengeler için hetorodoks politikaları içeren karma bir pakettir.
a)Piyasalarda dengenin sağlanması için kamu kesimince üretilen mal ve hizmet fiyatlarına çok yüksek oranda zam yapılmıştır.
b)Kamu harcamaları %30 civarında kısılmıştır.
c)MB’nın parasal büyüklük üzerindeki etkisini arttırmak için tedbirler alınmıştır.
4)Kimi vergi düzenlemelerine gidilmiştir.
Tüm bunlarda amaç,talep baskısını azaltmaktır.Ancak likidite fazlası vergilerle çekilemediğinden,bu iş yüksek faizli bonolarla yapılmaya çalışılmıştır.5 nisan kararlarında kullanılan çapa ;ücret ,maaş ve döviz kuru olarak seçildi.İstikrar paketinin 5 nisan’a kadar uygulanmamasının iki nedeni vardır.Bunlar;a)Paketin getireceği yükü hangi sosyo-ekonomik grubun taşıyacağı konusundaki anlaşmazlık,b)Politikacı da,uygulanacak istikrar paketinin maliyetinin yüksek olabileceği ve uygulamanın başarısızlıkla sonuçlanabileceği endişesi.
PROGRAM ÇERÇEVESİNDE ALINAN TEDBİRLER VE UYGULAMALAR
1)Piyasalarda dengeleri kurmaya ve itibarı sağlamaya yönelik tedbirler:
!-KİT ürünlerine yapılan yüksek oranlı şok zamlarla daha yüksek fiyat düzeylerinde arz-talep dengesi kurulması amaçlandı ve kamusal mal/ hizm. 6 ay ila 1 yıl arasında zam yapılmayacağı söylenerek halkın enflasyon beklentisi kırılmaya çalışıldı.Maaş ve ücretler dondurularak talebin aşağıya çekilmesi amaçlandı.Ayrıca ,KİT gelirlerini arttırma ve harcamayı da kırmayı amaçlıyordu.
!!-Döviz piyasasının serbest piyasa koşullarına terkedildiği söylendi.
!!!-Faizdeki ve dövizdeki artış durdurulmak istenildi.3 aylık %50 faizli bonolar ihraç edildi. MB aracılığıyla döviz satılarak,döviz kurlarının istikrar kazanması sağlanmak istendi.
!!!!-Mevduatın bankalardan kaçışını önlemek için önce 50,sonra 100, daha sonra da 150 milyon TL’na kadar ki mevduatlar,nihayetinde tüm mevduatlar sigorta kapsamına alındı.
2)Kamu gelir-gider dengesini sağlamaya yönelik tedbirler:
!-Savunma harcamaları hariç tüm harcamalar da kamu tasarrufuna gidildi.
!!-Kamu gelirlerini arttırmaya yönelik tedbirler.
-KİT ürünlerine maliyetleri üzerinde zam yapıldı
-Ekonomik denge,net aktif ,ek gayrimenkul,ek motorlu taşıtlar gibi vergiler getirildi.
-Resim ve harçlar yükseltildi.
-Fonlardan bütçeye ayrılan paylar arttırıldı.
-Kamuya ait kimi lojman ve tesislerin satılması.
Ancak özelleşmenin gecikmesiyle istenen başarıya ulaşılamadı.
3)Ödemeler bilançosu açıklarına ait tedbirler:
Genelde 94 yılında ihracatın yükseltilmesi ve ithalatın düşürülmesiyle ödemeler bilançosu açığı 6 milyar dolara indirildi.
4)Yapısal düzenlemeyi amaçlayan tedbirler:
TR’deki tüm ekonomik krizlerin temel nedeni yapısaldır.Kamu gelir-gider dengesi bozukluğu,konjonktürel olmayıp,yapısaldır.Devlet bütçesi borç ödeme bütçesi haline dönüşmüştür.Transfer harcamalarını daha çok devletin iç ve dış borç ödemeleri oluşturmaktadır.Gelirler,KİT ve sosyal güvenlik kurumlarının açıklarında kullanılmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder