Haksız Muamelelerden Doğan Borçlar
(A) UMUMİ KAİDELER
I - Mesuliyet şeraiti
Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile hak-
sız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mec-
burdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek
sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.
II - Zararın tayini
Madde 42 - Zararı ispat etmek müddeiye düşer, zararın hakiki miktarını ispat
etmek mümkün olmadığı takdirde hakim, halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan
tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder.
III- Tazminat miktarının tayini
Madde 43 - Hakim, hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazmi-
natın suretini ve şumulünün derecesini tayin eyler.
Zarar ve ziyan irad şeklinde tayin olunduğu takdirde borçludan icabeden te-
minat alınır.
IV - Tazminatın tenkisi
Madde 44 - Mutazarrır olan taraf zarara razı olduğu yahut kendisinin fiili
zararın ihdasına veya zararın tezayüdüne yardım ettiği ve zararı yapan şahsın
hal ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakim, zarar ve ziyan miktarını tenkis
yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilir.
Eğer zarar kasden veya ağır bir ihmal veya tedbirsizlikle yapılmamış olduğu
ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bıraktığı takdirde hakim, hakkaniyete
tevfikan zarar ve ziyanı tenkis edebilir.
V - Hususi haller
1 - Adam ölmesi ve cismanizarar
A) Ölüm takdirinde zarar ve ziyan
Madde 45 - Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraf-
larını da ihtiva eder. Ölüm, derhal vukubulmamış ise zarar ve ziyan tedavi mas-
raflarını ve çalışmağa muktedir olamamaktan mütevellit zararı ihtiva eder.
Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldık-
ları takdirde, onların bu zararınıda tazmin etmek lazımgelir.
B) Cismani zarar halinde lazımgelen zarar ve ziyan
Madde 46 - Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışma-
ğa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten te-
vellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir.
Eğer hükmün suduru esnasında, kafi derecede kanaat ile cismani zararın neti-
celerini tayin etmek mümkün değil ise; hükmün tefhimi tarihinden itibaren iki
sene zarfında hakimin, tetkik salahiyetini muhafaza etmeğe hakkı vardır.
C) Manevi tazminat
Madde 47 - Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan
kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete
muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.
2 - Haksız rekabet
Madde 48 - Yanlış ilanlar yahut hüsnüniyet kaidelerine mugayir sair hareket-
ler ile müşterileri tenakus eden yahut bunları gaip etmek korkusuna maruz olan
kimse bu fiillere hitam verilmesi için faili aleyhinde dava ikame ve failin
hatası vukuunda sebebiyet verdiği zararın tazminini talep edebilir.
(Ek: 29/6/1956 - 6763/41 md.) Ticari işlere ait olan haksız rekabet hakkında
Ticaret Kanunu hükümleri mahfuzdur.
3 - Şahsi menfaatlerin haleldar olması
Madde 49 - (Değişik: 4/5/1988 - 3444/8. md.)
Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı ma-
nevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava
edebilir.
Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal
ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya
ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu
kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.
VI - Müteselsil mesuliyet
1 - Haksız fiil halinde
Madde 50 - Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde
müşevvik ile asıl fail ve fer'an methali olanlar, tefrik edilmeksizin mütesel-
silen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olma-
dığını takdir ve icabında bu rücuun şumulünün derecesini tayin eyler.
Yataklık eden kimse, vakı olan kardan hisse almadıkça yahut iştirakiyle bir
zarara sebebiyet vermedikçe mesul olmaz.
2 - Muhtelif sebeplerin içtimaı halinde
Madde 51 - Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit,
kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna
sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur.
Kaideten haksız bir fiili ile zarara sebebiyet vermiş olan kimse en evvel,
tarafından hata vaki olmamış ve üzerine borç alınmamış olduğu halde kanunen
mesul olan kimse en sonra, zaman ile mükellef olur.
VII -Meşru müdafaa, ıztırar ve kendi hakkını vikaye için kuvvet kullanılması
Madde 52 - Meşru müdafaa halinde mütecavizin şahsına veya mallarına yapılan
zarardan dolayı tazminat lazım gelmez.
Kendisini veya diğerini zarardan yahut derhal vukubulacak bir tehlikeden
vikaye için başkasının mallarına halel iras eden kimsenin borçlu olduğu tazminat
miktarını hakim, hakkaniyete tevfikan tayin eder.
Kendi hakkını vikaye için cebri kuvvete müracaat eden kimse hal ve mevkia
nazaran zamanında hükümetin müdahalesi temin edilemediği yahut hakkının ziyaa
uğramasını yahut hakkının kullanılması hususunun pek çok müşkül olmasını meni
için başka vasıtalar mevcut olmadığı takdirde, bir güna tazminat itasiyle
mükellef olmaz.
VIII - Ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet
Madde 53 -Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kud-
retini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete
dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi,ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de
mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zara-
rın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.
(B) TEMYİZ KUDRETİNİ HAİZ 0LMAYANLARIN MESULİYETİ
Madde 54 - Hakkaniyet iktiza ediyorsa hakim, temyiz kudretini haiz olmayan
kimseyi ika ettiği zararın tamamen yahut kısmen tazminine mahküm eder.
Temyiz kudretini muvakkaten ızaa eden kimse, bu halde iken yapmış olduğu
zararı tazmine mecburdur. Şukadar ki kendi kusuru olmaksızın ika edilmiş oldu-
ğunu ispat eder ise mesul olmaz.
(C) İSTİHDAM EDENLERİN MESULİYETİ
Madde 55 - Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kim-
selerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan
mesuldür. Şukadar ki böyle bir zararın vukubulmaması için hal ve maslahatın
icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş
olsabile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz.
İstihdam eden kimsenin, zamin olduğu şey ile zararı ika eden şahsa karşı
rücu hakkı vardır.
(D) HAYVANLAR TARAFINDAN YAPILAN ZARARDAN MESULİYET
I - Zarar ve ziyan
Madde 56 - Bir hayvan tarafından yapılan zararı o hayvan kimin idaresinde
ise o kimse hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinayı yaptığını yahut
bu dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat
etmedikçe tazmine mecburdur.
Bu surette eğer hayvan diğer bir şahıs yahut diğer bir şahsa ait olan hayvan
tarafından ürkütülmüş olur ise bu kimse onlara rücu edebilir.
II- Hayvan üzerinde hapis hakkı
Madde 57 - Bir kimsenin hayvanı diğerinin gayri menkulü üzerinde bir zarar
yaptığı takdirde gayrimenkulün zilyedi o hayvanı zabt ve kendisine ita
olunabilecek tazminat mukabilinde teminat olmak üzere yedinde hapsetmeğe hakkı
vardır. Eğer hal ve maslahat icabederse, gayrimenkul zilyedi o hayvanı öldürebi-
lir. Şukadar ki gayrimenkulün zilyedi heman keyfiyetten hayvanların sahibini
haberdar etmeğe ve eğer onu bilmiyorsa kendisini bulmak için lazımgelen tedbir-
leri ittihaz eylemeğe mecburdur.
(H) BİNA VE DİĞER ŞEYLERDE MESULİYET
I - Zarar ve ziyan
Madde 58 - Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena
yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.
Bu cihetten dolayı kendisine karşı mesul olan şahıslar aleyhindeki rücu hak-
kı mahfuzdur.
II- Tedbirler:
Madde 59 - Bir binadan yahut diğer bir şahsın imal ettiği şeylerden dolayı
zuhura gelecek bir zarara maruz olan kimsenin, tehlikeyi bertaraf etmek için,
lazımgelen tedbirlere tevessül etmesini malikten talep etmeğe hakkı vardır.
Şahısların ve malların vikayesine dair olan zabıta nizamları bakidir.
(V) MÜRURU ZAMAN
Madde 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ te-
diyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı
tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan
itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.
Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha
uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi
davaya da o müruru zaman tatbik olunur.
Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit
etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa
bile o alacağı vermekten imtina edebilir.
0 yorum:
Yorum Gönder