Yivli Minare
Adı ile anılan külliye içerisinde camiinin hemen güneydoğusundadır. I. Alaeddin Keykubat tarafından (1219-1238) tarihleri arasında yaptırılmıştır. Kare planlı bir kaidenin üstünde silindirik bir kısmı ve yarım sütun şeklinde "ekiz yivli bir gövdesi vardır. Oldukça kalın olan görev bu yivli bölümlerle zarif bir görünüm kazanmıştır. Sağlam durumdadır. Minarenin inşa malzemesi taş tuğla ve horasan naradır. Minarenin kuzeydoğu tarafından giriş kapısı vardır. 20 basamak merdivenle çıkılır ilk onyedi basamak taş ve normal yüksekliktedir. Diğerleri ise yüksekçe olup, 40-
Yivli Minare Camii
Yivli Minare külliyesi içinde yivli minarenin kuzey batısındadır. Dikdörtgen planlı olan camii kuzey-güney doğrultusunda uzanmaktadır. İki giriş kapısının biri kuzeyde, biri doğudadır. Camii Hamitoğullarından Mehmet Bey tarafından 1372 yılında Balaban Tavaşi'ye yaptırılmıştır. Üzeri altı adet yarım süresel kubbe ile örtülmüştür. Plandan kubbelere geçiş ters-düz üçgen pandantiflerledir.
Giriş kapısı üzerinde sivri kemerli alınlık içinde yedi satırlık sütun kitabesi vardır. Kitabenin tercümesinden camiinin yerinde başka bir yapıdan tamir edilerek (onarılarak) yapıldığını belirlemek mümkün olmuştur.
Süleyman Paşa Hamamı :
Göynük ilçe merkezinin doğusunda Akşemseddin Türbesinin yakınında bulunmaktadır. Vakıf kayıtlarına göre 1331-1335 tarihinde Gazi Süleyman Paşa tarafından cami ile birlikte yaptırılmıştır. Cami 1875 yılındaki büyük sel baskınında yıkılınca Sultan II. Abdülhamid devrinde tamamen yenilenmiştir.
Hamam orijinal ebat ve planını koruyan en eski Osmanlı Hamamlarından birisidir. 1950 den sonra yapılan esaslı bir onarımla cephe taşlarının çoğu, kat silmeleri değiştirilmiştir. Erkekler ve kadınlar bölümü olmak üzere çifte hamam olarak teşkil olunmuştur. Her iki bölümde soğukluk, ılıklık ve sıcaklık kısımlarından oluşmaktadır. Erkekler soyunmalığına batı köşedeki kapıdan girilmektedir. Soğukluk bölümü 9 delikli tepe pencereleri olan kubbe ile örtülüdür. Kubbeye aralarında nişler bulunan tromplarla geçilmekte, bu da iç mekana hareketli bir görünüm kazandırmaktadır. Ilıklık kısmı doğu ve batıdan iki eyvan arasındaki kare mekandan oluşmakta ve kare mekanın üzeri kubbeyle örtülüdür. Bu mekanın güney batısındaki koridor şeklindeki bölümde ise tuvaletler yer almaktadır. Sıcaklığa batıdaki eyvandan geçilmektedir. Sıcaklık ortada kare mekana açılan üç eyvan ve üç köşe hücresinden oluşmaktadır. Orta mekan, köşe hücreleri kubbe, eyvanlar beşik tonozla örtülüdür. Güneybatı ve güneydoğudaki hücrelerin kubbeleri dilimlidir. Kubbe geçişleri Türk üçgenlerinden oluşmaktadır.
Kadınlar kısmı birkaç ayrıntı ve ebat farkının dışında erkekler kısmıyla benzer plan özelliğine sahiptir. Kuzeyde külhanın yer aldığı hamamın duvarlarında kesme taş malzeme kullanılmıştır. Üst örtü oluklu kiremit örtülü iken son onarımlarla saçla kapatılmıştır.
İslâmlılığın ortaya çıkması ve yayılması ile Antalya'da İslâm akınlarına maruz kaldı. M.S. 860 tarihinde Abbasi halifesi Mütevekkil'in kumandanlarından Fazıl Bin Karin denizden yaptığı hücum ile şehri bir süre zaptetti. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu'da ilerleyen Selçuklu sultanlarından Süleyman Şah tarafından şehir kuşatılarak fethedildi. Antalya daha sonra Latinlerin eline geçti. 1207 tarihinde Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev Antalya'yı kuşattı ve şehir Selçuklular'ın eline geçti. Her ne kadar 1215 tarihinde Kıbrıs kralının kumandanı Gautier şehri tekrar geri almışsa da, kısa bir süre sonra Sultan İzzettin Keykavus şehri tekrar fethederek Antalya'yı tam bir Türk şehri haline getirmiştir. Selçuklular zamanında liman ağzına bir mendirek ve şehre birçok eser yapılmıştır. XIII. yüzyıl sonunda Selçukluların yıkılması ile Isparta-Antalya arasındaki topraklar Teke aşiretinin bir kolu olan Hamitoğulları'nın hakimiyeti altına girdi.
XVII. yüzyılın büyük gezgini Evliya Çelebi. Şehrin üç tarafı bahçelerle çevrili ve kale içinde dar sokakları bulunduğunu, 3000 ev , 4 mahallesi ve 200 gemi alacak bir limanının olduğunu kaydeder.
Antalya Yivli Minare Külliyesi :
Antalya'nın en tanınmış yedi eserini bir araya toplamış olan külliye; Yivli Minare ve Camii, Yivli Minare Medresesi, Atabey Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Mehmet Bey Türbesi, Nigar Hatun Türbesi ve Hamamdan teşkil etmiştir.
Antalya'nın ilk İslâm yapısı Yivli Minaredir. Minare üzerindeki kitabeye göre 1. Alâeddin Keykubad (1219-1236) zamanında yapılmıştır. Tuğladan yapılan gövdesi sekiz yarım silindirden meydana gelmiştir. Yivli Minare Camii daha geç bir tarihte (1372) Hamitoğulları zamanında yapılmıştır. Camii üst örtüsü altı kubbeden teşekkül eden dikdörtgen planlı bir yapıdır. Külliyenin ikinci büyük yapısını teşkil eden Medrese avlunun girişe göre sağ tarafında kalmaktadır. Tarihi kesin olarak bilinmeyen bir Selçuklu eseri olan bina muhtemelen XIII. yüzyıl içinde yapılmıştır. Bugün yarı harap vaziyette olan medresenin giriş cephesi onarılarak yenilenmiş ise de eyvan ve avlu etrafındaki odalar harabe halinde bulunmaktadır. Yivli Minare medresesinin karşısında bulunan ve külliyenin üçüncü binası olan Atabey Medresesinin kapısı üzerindeki kitabesi 637 H. (1239) tarihinde M. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Atabey Armağan tarafından yaptırıldığını kaydeder. Bugün sadece bir kapısı ve temel izlerinin bir kısmı kalmış oları medrese hakkında fazla bir şey söylemek mümkün değildir.
Yivli Minare Külliyesinin dördüncü binası olan Mevlevihane teraslanmış düz bir arazi üzerinde ve ana caddenin yanında yer almaktadır. İlk defa Selçuklular zamanında diğer yapılarla birlikte yapıldığı rivayet edilen eser daha sonra XVIII. yüzyılda Tekeli Mehmet Paşa tarafından mevlevihane haline getirilmiştir. Zincirkıran Mehmet Bey Türbesi, külliye avlusunda yer alan beşinci eserdir. Selçuklu kümbetleri tarzındaki türbenin kitabesinden 779 Fi. (1377) tarihinde yapılmış olduğu anlaşılır.
Şehzade Korkut'un annesi Nigârhanım'a ait olduğu rivayet edilen türbe altıgen plânlı bir yapıdır. Yukarıda özetle tanıtmaya çalıştığımız Yivli Minare Külliyesinin, yedinci yapısını oluşturan hamam yazımızın esas konusu olmaktadır.
Yapının Genel Tanıtımı :
Antalya Yivli Minare Külliyesi içinde ve Mevlevihane binasının batısında yer alan hamam, Külliyenin en uç köşesinde gözden uzak bir mevkide olması nedeniyle ihmale uğramış, son senelere kadar hiçbir onarım görmemiştir.
1971 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan hafriyat ve temizleme çalışmaları neticesinde binanın içini ve üstünü dolduran toprak dolgu temizlenmiş, rölöve projesi hazırlanmıştır. Takriben 11.00 -
Üzerinde giriş kapısının da bulunduğu güney cephe duvarı
Doğu duvarı da güney duvarı gibi sıralı moloz taş ile inşa edilmiştir, ve kuzey ucu kayalıklara saplanmış vaziyettedir. Cephe üzerinde en güney uçta dikdörtgen bir muhdes kapı bulunmaktadır. (VV.C. ye açılan) Doğu cephesinin takriben orta kısmında kitabe taşı ile onun üzerinde ufak bir pencere deliği bulunmaktadır, Cephenin en kuzey ucunda ise sonradan doldurulmuş intibaını veren bir kısım görülmektedir. Doğu cephe duvarı üzerindeki kitabede;
“..... imareti es-sultan'-il muazzame'zamn Alaeddünya ve'd-din ebu'l feth Keykubad bin ..... abduz-zaif Tuğrul bin. .......... .fisene” sözleri bulunmaktadır.
Güney duvarı üzerindeki giriş kapısı ile, üzeri iki çapraz tonozla örtülü bir hacma girilmektedir, (1.98x4.19 m. ebadında) Tonozlar kısmen yıkıktır. Bu hacmin doğusundaki bir kapı (
Çapraz tonozlu dikdörtgen giriş hacminin kuzeyinde bulunan kapı vasıtasıyla 3.36x3.56 metre ebadında kare bir hacme geçilmektedir, Kalan izlerden kubbe ile örtülü olduğu anlaşılan bu hacmin batı duvarı ortasında bir pencere boşluğu bulunmaktadır. Yıkanmalık-sıcaklık olarak kullanıldığı tahmin edilen bu kısmın yıkık kubbesine geçiş takriben
Çapraz tonozlu dikdörtgen giriş hacminin batısında ve giriş hacmî ile bir kemer vasıtasıyla ayrılan üzeri kubbeli kare bir hacim yer almaktadır. (3.30x2.83 (metre ebadında) Kubbeye geçiş köşelerde bulunan düz üçgenler (pandantifler) vasıtasıyla sağlanmıştır. Muhtemelen hamamın ılıklığı olan mekanın batı .ucu havuz haline getirilmiştir.
Ilıklığın kuzeyindeki bir kapı vasıtasıyla yine kubbeyle örtülü 3.00x3.50 metre ebadındaki bir odaya geçilmektedir. Yıkanma gayesi ile kullanılan bu kısmın yukarıda izah edildiği gibi sıcaklığa açılan bir pencere boşluğu mevcuttur. Kubbeye geçiş sıcaklık kısmında olduğu gibi üçgen bant vasıtasıyla olmaktadır. Kubbe üzerinde aydınlık delikleri mevcuttur. Yapının kuzey-doğu ucunda, içine giremeyen ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan tonozla örtülü dikdörtgen bir hacim mevcuttur. Sıcaklık kısmına açılan bir penceresi mevcut olan hacmin, hamamın su deposu olması ihtimali kuvvetlidir. Bu intiba ile hamamın yok olan külhanının yapının doğusunda olması kuvvetle muhtemeldir. Hamamda bugün bulunmayan soyunmalık hacminin de; yapının önünde (güneyinde) yer aldığını, izi mevcut olmadığına göre muhtemelen ahşaptan yapılmış olduğunu söyleyebiliriz.
Yapılan Onarımlar :
Bilindiği gibi Yivli Minare Külliyesi Antalya İlinin gerek kültür, gerekse turizm açısından en önemli eserlerinin başında gelmektedir.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün Yivli Minare Külliyesinde bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalarda; Yivli Minare ve Camii, Medrese giriş cephesi, Mevlevihane, Zincirkıran Mehmet Bey ve Nigâr Hatun türbelerinin onarımlarını tamamlamıştır.
Yukarıda yapının tanıtılması bölümünde bahsedildiği gibi; 1971 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hamamda hafriyat ve temizleme işleri yapıldıktan sonra rölöve ve restorasyon projeleri hazırlanmıştır. Hamamın restorasyon çalışmaları Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun kararı doğrultusunda; Vakıflar Genel Müdürlüğünün 1982 yılı onarım programına alınarak başlatılmış, büyük bir kısmı da bitirilmiştir.
Restorasyon kriterleri seçilirken; hamamın uygun bir fonksiyon kazanması yerine, turistik amaç ve korunması ilke olarak benimsenmiştir. Restorasyon çalışmalarını özetlersek;
Giriş hacminin üst örtüsünü teşkil eden yıkık durumdaki iki çapraz tonoz ile, giriş mekanının kuzeyindeki sıcaklık hacminin yıkık kubbesi imitasyon tuğlası ile tamamlanmıştır. Yapılan çapraz tonoz ve kubbe ile sağlam durumdaki kubbelerin üzerleri tesviye betonu + demirli mozaik ile tecrit edilmiştir. Çatı suyu güney cephede yapılan iki adet çörtenle alınmıştır.
Giriş mekanı ile doğusunda kalan tonozla örtülü küçük hacîm arasındaki sonradan yapılmış olan moloz duvar açılarak iki hacim arasındaki bağlantı sağlanmıştır.
Hamam döşemesinde cehennemlik araştırması yapılarak, bulunan izlere göre tuğla ile örülüp, üzeri beton plakalarla kapatılmıştır. Sıcaklık hacimlerinin kenarlarına
Giriş hacmi, W.C. hacmi, ılıklık ve sıcaklık hacimlerinde duvar ve tavan sıvaları raspa edilerek yeniden yapılmıştır. Hamamın güney ve doğu cephesinde kabartma derz yapılmıştır. Elektrik tesisatı, badanası, kapı doğramaları, aydınlık deliklerinin telli cam ile kapatılması işleri ise 1983 yılında yapılacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder