| VAKA-I HAYRIYE | 
| Sultan II. Mahmud tahta çiktigi günden beri yeniçeri ocagini   ortadan kaldirmak, yerine modern bir ordu teskilati kurmak için uygun ortam   bekliyor ve engel çikarmasi muhtemel kurum veya kisileri denetim altinda   tutarak hazirlaniyordu. Amcasi III. Selim'in kurdugu Nizam-i Cedid, hep ayni   engele, yeniçeri ocagi engeline çarpmis ve tam bir reform saglanamamisti.  Kapikulu   ocaginin, yani maasli askerlerin asil kitlesini olusturan yeniçerilerin üç   saltanat dönemi sirasinda gösterdikleri disiplinsizlik, alçaklik ve küstahlik   yüzünden Kirim, Basarabya, Bogdan ve Eflak Ruslar'a kaptirilmisti. Ayaklanan   Rumlar'i da onlar degil ancak Misir'dan gelen Ibrahim Pasa'nin modern askerî   birligi sindirmisti. Ama Rumlar bütün Avrupa'dan destek görerek mücadeleyi   sürdürüyordu. Yeniçerilerle isyani bastirmak mümkün olamayacakti.  Sultan   II. Mahmud ordudaki yeniligi bu defa bir "Eskinci Ocagi" kurarak   baslatti. Eskinci ocagi genel anlami ile savasa katilan vurucu sipahi gücünü   olusturuyordu. Yeni ocakta bunlar modern egitim görecek ve zaman içinde bütün   ordu yeni sisteme baglanacakti. 25 Mayis 1825'te ve yeniçeri ocagi disinda   kurulan bu muallem (talimli) eskinci sinifina ilk safhada 7.650 asker alindi.   Yeniçeri ocagini kuskulandirmamak ve tepkilerini yatistirmak için, bunlarin   yeniçeri ortalarindaki gönüllülerden olusturulacagi söylendi. Padisah,   yeniçeri ocaginin basina, güvendigi ve samimi olarak yenilik taraftari   kumandanlarini getirmisti. Zaten, basta seyhülislam olmak üzere ulema da   yenilik taraftariydi ve onlarla birlikte yeniçerilerden yaka silkiyordu.  Eskinci   ocagi modern sekliyle yeniden kurulduktan sonra 11 Haziran 1826'da Sadrazam   Mehmed Pasa ile diger erkânin ve ocagin ileri gelenlerinin katildigi bir   kurulda, 46 maddelik bir lâyiha okunup kabul edildi. Bununla, yeni ocagin   kurulus sebepleri ve statüsü açiklanmis oluyordu.  Yeniçerilerin   ayaklanmasi gecikmedi. 14 Haziran 1826 gecesi Etmeydani'nda toplanmaya   basladilar. Sabaha kadar binlercesi bir araya gelmisti, önce, yenilik   taraftari ve padisahin güvendigi bir kumandan olan agalari Celaleddin Aga'yi   öldürmek için onun sarayini bastilar. Celaleddin Aga o gün onu epeyce yoran   islerden sonra uyumak için rahatsiz edilmeyecegi gizli bir odaya çekilmisti.   Asiler onu bulamadilar. Camlari, kapilari ve esyalari kirip dökerek oradan   ayrildilar. Celaleddin Aga kurtulmustu. Kimseye görünmeden sultanin huzuruna   çikti ve isyanin basladigini bildirdi.  Kisa   zamanda devlet büyükleri de duydu ayaklanmayi. Padisah Besiktas'taki   sarayindan saltanat kayigina binerek Topkapi'ya hareket etti. Sadrazama ve   seyhülislama haber göndererek onlari saraya çagirmisti. Sadrazam da,   kuvvetleriyle sehrin disinda bekleyen Anadolu ve Rumeli muhafizlarina sehre   girmelerini emretti.  Devlet   erkâni sarayin genis bir salonunda padisahi bekliyordu. Çok beklemediler.   Padisah kilicini kusanmis bir halde kapida görününce heyecanla ayaga firlayip   el bagladilar.  Sultan   Mahmud hemen konuya geçerek onlara söyle hitap etti:  "-   Tahta çiktigim günden beri kanun, seriat ve ananeden ayrilmadim. Böyle hareket   etmek benim vazifemdi. Bana Cenab-i Hakk'in emaneti olan milletimi ve tebami   siyanet zimninda ne kadar gayret eyledigim herkesin malûmudur. Yine   bilirsiniz ki onsekiz yillik saltanatimda yeniçeriler defalarca isyan ve   tugyan ettiler. En uysal sabirlari bile asan hareketlerine, eskiyaliklarina   tahammül gösterdimse, bu, kan dökülmesinden çekindigim içindi. Onlara bu   kadar ihsan ettim, müsamaha gösterdim, Ihsanlarima garkolan ocak, yeni   askerin yazilmasina riza gösterdigi halde yine ayaklandi. Devletin bekasi   için sart olan bu yeni orduya karsi harekete geçti. Sözlerini yine   tutmadilar, yeminlerini bozdular. Bu yaptiktan huruç alessultan (sultana   karsi ayaklanma) degil midir? Mesru hükümdarlarina karsi ihtilâl eden bu   taifeye ne yapmak gerektir? Bu hainlerin cezalandirilmasi için göze   alamayacagim tedbir yoktur. Kitalden de katliamdan da çekinmem. Siz ne   dersiniz?.."  Ulema   cevâp verdi:  "-   Seriat âsilere karsi savasilmasini ister. Kur'an-i Kerim söyle den Eger   adaletsiz ve merhametsiz insanlar kardeslerine saldirirlarsa, bunlara karsi   mücadele edin ve onlari ilâhî Kadi'ya gönderin!".  Bir iki   kisi de ihtiyatli hareket edilmesini tavsiye etmisti. O zaman müderrislerden   Abdurrahman Efendi hiddet ve heyecanla söyle dedi:  ''- BU   devletin devam ve bekasi takdir-i ilâhî ise, isyan eden habisleri vurur,   mahvederiz, degilse, biz de bu devletle beraber gideriz. Baska bir ihtimal   kaldi mi?".  Abdurrahman   Efendi sözünü bitirirken elindeki tespihi masanin üzerine siddetle vurmus,   tespih kopmus ve kehribar taneleri mermer zemin üzerine dagilmisti. Herkes   heyecan, rikkat ve kararlilik içindeydi. Aglayanlar da vardi. Padisahin   gözleri de yasarmisti.  Salondakiler   padisahtan Sancak-i Serifi çikarmasini rica ettikten sonra, âsilerin üzerine   yürümeye baslayacaklari sirada, padisah: "Ben de gerçek müminlerle   birlikte savasmaya ve bana isyan eden hainleri cezalandirmaya gidecegim"   dedi Fakat yanindakiler yalvardilar: "Padisahimizin bir avuç serseri   âsinin önüne çikarak yüce varligini tehlikeye sokmasi dogru degildir.   Sancak-i Serif çikarilsin, devletin selameti için dualarini esirgemesin, bu   bize yeter" dediler.  Padisah   israrlar karsisinda kararindan caydi. Yanindakilerle birlikte Hirka-i Serif   dairesine giderek Sancak-i Serifi kendi eliyle çikarip seyhülislam ve   sadrazama vererek:  ''Iste   Sancak-i Serif, Sultanahmet meydanina dikilsin!" dedi.  Tellallar   ve mübasirler, kendilerini âsilere belli etmeden karari halka duyurdular.   Kisa zamanda sarayin önünde büyük bir kalabalik toplanmisti Müderris Ahiskali   Ahmed Efendi sancak altinda toplananlari costuran bir konusma yapti Silahi   olmayanlara sarayin cephaneliginden çikarilan kiliçlar, barut ve kursunlar   dagitildi. 3500 kadar Enderun ögrencisi de oradaydi ve bunlar "yenmek   veya ölmek!" diye bagiriyorlardi.  Hemen   hemen bütün Istanbullular Sancak-i Serif altinda yeniçerilere karsi   toplanmisti. Aralarinda kadinlar da vardi ve bu Osmanli tarihinde ilk defa   görülüyordu.  Yeniçeri   ocagi disinda bütün ocaklar padisaha bagliliklarini bildirdiler. Bu askerlere   (Yeniçeri ocagindan olmayan askerlere) padisahin sadik pasalari kumanda   ediyordu. Tophaneden çikarilan bataryalarin basinda topçu yüzbasisi   Karacehennem Ibrahim Aga vardi Izzet Pasa ile Aga Hüseyin Pasa da, muazzam   sivil kalabaligi peslerine takarak Etmeydani'na girdiler.  Yeniçeriler   Etmeydani'ndaki kislalarinin kapisini kapamis, büyük ve güçlü bir kale haline   dönüstürdükleri binanin iç kismina çekilmislerdi. Buradan disariya kursun   yagdiriyor ve agiza alinmayacak küfürler savuruyorlardi. Simdiye kadar o   ocaga, o kislaya yeniçerilerin izni olmadan kimse girememis, girenler sag   çikmamis ve yeniçeriler her zaman isteklerini kabul ettirmislerdi.  Hüseyin   Pasa kapiya iyice yaklasarak yeniçerilere teslim olmalarini, padisahin   nedamet getirecek olanlari bagislayacagini bildirdi. Böyle bir anlasma teklifini   belki halk da isterdi. Fakat içeriden cevap olarak küfürden baska bir sey   duyulmadi. Bunun üzerine top atislariyla kapilar parçalandi. Bundan sonra   Hüseyin Pasa. içerdekiler duyacak kadar sesini yükselterek topçulara:   "Ates etmeyin, bekledigimiz barut gelmedi" dedi. Bunu duyan   yeniçeriler kapinin arkasinda korkusuzca toplanarak küfürlerine devam   ettiler.Fakat bu bir savas hilesiydi. Hüseyin Pasa hemen topçulara döndü ve   'ates!' emrini verdi Az sonra da Karacehennem Ibrahim Aga, topugundan Kursunla   yaralanmis olmasina ragmen askerlerinin basinda kisladan içeri daldi.  Aksama   dogru yeniçeri direnisi tamamen kirilmis, 6000'i öldürülmüstü. Ertesi gün   istanbul'un çesitli semtlerine dagilan 20 bin kadar yeniçeri ve onlarla   birlik olan kabadayi yakalandi, hapis ve sürgün cezalarina çarptirildi. Artik   yeniçeriler ve yeniçeri ocagi yoktu (15 Haziran 1826).  Yeniçeri ocaginin kaldirilmasi Osmanli tarihinin dönüm noktalarindan biridir. Yenilesme hareketinin en önemli adimi sayilir. Bu olay tarihimizde "Vak'a-i Hayriye=Hayirli olay" diye anilir. | 
16 Ekim 2007 Salı
yeniçerilerin kaldırılması
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
 
0 yorum:
Yorum Gönder