', ' öğrenmeye hoşgeldiniz: VİETNAM KURTULUŞ SAVAŞI

16 Ekim 2007 Salı

VİETNAM KURTULUŞ SAVAŞI

VIETNAM HALK AYAKLANMASI VE HALK SAVASI


Ulusal Kurtulus, bagimsizlik ve özgürlük ugruna Vietnam ulusunu sosyalizm amacina ulastirmak için Vietnam Emekçiler Partisinin yönetimi altinda halkimizin sürdürdügü devrimci mücadele, bu ülkeyi korumak ve insa etmek için binlerce yildir verilen sanli mücadelenin bir devamidir. Ve bu devrimci mücadelede Partimizin askeri çizgisi ulusun askeri gelenegini sürdürmekten baska birsey degildir.
Güney-Dogu Asya'daki cografik durumdan ötürü, ülkemiz kurulusundan bu yana asagi yukari hiç ara vermeden yabanci saldirganlara karsi yasamak için sanli ve uzun bir destan yaratan bir mücadele verdi. Sadece
[sayfa 11] ulusal plandaki, çatismalar hesaba katilirsa, halkimiz ulusal egemenligi korumak için Milattan 18. yüzyila kadar yirmiden fazla savas verdi. On asir süren yabanci derebeylerin egemenligi sirasinda halkimiz bagimsizligini yeniden kazanmak için ayaklanmayi hiç durdurmadi.
Ilk ayaklanma, Trung
[1*] kardeslerin ülkenin her yaninda zafere ulasan ayaklanmasidir. Bunu digerleri (Dame Trieu [2*] , Ly Bon [3*] , Mai Thuc Loan, vb.) tarafindan yönetilen kurtulus savaslari izledi. Bagimsizlik ve ulusal egemenlik çagini açmak için 938'de, bin yillik yabanci egemenligine son veren Ngo Quyen [4*] tarafindan parlak bir zafer kazanildi. Halkimiz bu bagimsizlik ve egemenligi korumak için 19. yüzyila kadar yabanci müdahalelere karsi bir dizi ulusal kurtulus savasina girismek zoranda kaldi.
Bu savaslardan olmak üzere, Song istilasina karsi XI. yüzyilda da
[5*] Ly Thuong Kiet tarafindan yönetilen dehsetli bir saldiri ve bunu izleyen, saldirgan orduyu yok eden, karsi saldiriyla zafere ulasan Ly hanedaninin direnme savasi yapildi.
XIII. yüzyilda, Mogol saldirisina karsi, Tran hanedanindan Tran Hung Dao'nun komutanliginda tarihimizin en tipik direnme savaslarindan biri olan ve otuz yil boyunca, Asya'dan Avrupa'ya, gaddarligi ve savas gücüyle ve zaferleriyle taninan, eski kitanin büyük bir bölümünü fetheden böylesine ünlü bir orduya baskent Thang
[sayfa 12] Long'u [6*] üç kez yeniden ele geçirmekle [7*] meydan okuyan direnme savasi oldu.
Daha XV. yüzyilda Le Loi ve Nguyen Trai'nin yönetiminde 20 yillik Ming egemenliginden sonra tüm isgal ordularini yok ederek ulusu bagimsizligina tekrar kavusturan on yillik bir milli kurtulus savasi olan Lam Son Ayaklanmasi
[8*] yapildi. XVIII. yüzyilda iç feodalizme karsi yeni bir güç olan genis bir devrimci köylü hareketine dayanarak 200.000 kisilik Tsing ordusunu mucizevi bir yildirim hareketi sonunda birkaç gün içinde ezen ve ülkemize yapilan son yabanci feodal saldiriyi da bozguna ugratan Nguyen Hue Direnme Savasi oldu. [9*]
Ulusal bagimsizlik veya vatanin savunulmasi için halkimiz, gerçeklestirdigi bu ayaklanma ve savaslari ayni zamanda feodal sinifla beraber yönetti. Fakat, bu ayaklanma ve savaslar tartismasiz tamamen halkçi bir nitelik tasiyorlardi. Tüm halk, vatanin kurtulusu için yabanci saldirganlara karsi bilinçli bir sekilde, kendikendine, yekvücut ayaklandigindan, bunlar halkçi nitelikte ayaklanma ve savaslardir. Bu sürekli mücadeleler ulusumuzun tamamen zeka ve kahramanlik dolu askeri gelenekleridir. Ve bunlar özellikle atalarimizin zengin askeri bilgilerinin derinliginde gelismislerdir.
XIX. yüzyilin ortalarinda, sömürgeci Fransiz saldirisinin baslarinda, Nguyen'in sarayi alçakça teslim anlasmalari imzalarken, halkimiz, güneyde Truong Cong Dinh
[10*] , Nguyen Trung Truc [11*] , kuzeyde Phan Dinh [sayfa 13] Phung [12*] , Nguyen Thien Thuat [13*] , Hoang Hoa Than [14*] gibi büyük yurtseverlerin yönetiminde heryerde kahramanca baskaldiriyordu. Sömürgeciler, otuz yil boyunca ülkenin istilasini tamamlayamadiklari gibi, her an egemenliklerinin sarsilmasina da engel olamadilar. Bugüne kadar halkimiz, kendisinden daha büyük, fakat ayni sekilde feodal bir rejim altinda kendisiyle pek fazla ekonomik, teknik ve kültürel fark bulunmayan yabanci ülkelere karsi araliksiz mücadele emisti. Oysa ki, bu kez daha kalabalik bir nüfusa, iyi donatilmis bir ekonomi ve teknige, daha üstün silahlara sahip güçlü bir kapitalist ülke basi çekiyordu.
Büyük Ekim Devrimiyle açilan, ulusal planda kapitalizmden sosyalizme geçis çaginda, insanlik tarihinin yeni bir asamasinda partimiz, Vietnam devrimini yönetmekten ibaret olan tarihsel görevini yerine getirsin diye kuruldu. Bu tarihi durumda, Vietnamli ilk komünist olan Baskan Ho Si Minh'in baskanliginda Parti, Marksizm-Leninizmi ülkemizin somut sartlarina yaratici bir biçimde uyguladi; dogru devrimci bir çizgi çizdi - kapitalist asamadan geçmeksizin sosyalist devrime dogrudan baglanmak zorunda olan milli demokratik halk devrimi çizgisi. Tamamen yeni olan bu yolda Partimiz milli kurtulus mücadelesini yükümlendi. 1930'daki Siyasi Tezler'de basindan beri belirli olan dogru siyasi çizgiye göre, Parti yönetici rolü sorumlulugu altina alirken, isçi sinifinin ve emekçi köylülerin -milli demokratik devrimin temel güçleri- tüm devrimci gücünü seferber etmesini,
[sayfa 14] isçi sinifinin yönetiminde saglam bir isçi-köylü ittifaki gerçeklestirmesini ve bunun temelinde genis bir birlesik cepheyi olusturmasini bildi. Bu dogru siyasi çizginin temeli üzerinde Partinin askeri çizgisi, halkimizin uzun devrimci mücadelesinin pratigiyle yavas yavas belirlendi ve uygulandi.
1930-31 yillarinda, Partinin kurulusundan o tarihe kadar devam eden devrimci firtinanin dorugu tüm ülkeyi fetheden Nghe Tinh Sovyetleri (Nghe An ve Ha Tinh eyaletleri) hareketi oldu. Tarihimizde ilk defa, isçiler ve köylüler arasinda saglam bir ittifaki gerçeklestiren, olaylarla da dogrulanan isçi sinifi hegemonyasi ve isçi-köylü hareketi birarada pek siki biçimde düzenlendi. Sömürgecilerin, mandarinlerin
[15*] ve esrafin bölgesel yönetimlerini devrimci siddetle devirmek ve belirli bazi kirsal bölgelerde isçi-köylü iktidarini kurmak için Nghe An ve Ha Tinh isçi ve köylüleri ayaklandilar.
1936-39 yillarinin demokratik hareketler asamasi sirasinda, Parti gizli ve illegal hareketle legal ve yari-legal hareketleri akillica birlestiriyor, sömürge gericiligine, saraya ve mandarinlere karsi özgürlük, demokrasi ve sosyal ilerlemeler için, saldirgan fasizme karsi dünya barisini savunmak için kirda oldugu gibi sehirde de güçlü bir siyasi mücadele hareketi seferber edebiliyordu. Bu asamada, bu büyük demokratik itis ve siyasi güçlerin yaratilmasi ortaya çikmakta gecikmeyecek olan yeni bir devrimci asamanin ilk müjdelerini veriyordu.
II. Dünya savasi yeni bir durum yaratti. Parti birinci amaci olarak ulusal kurtulusu, merkezi görev olarak da ihtilâlin hazirlanmasini ön plana aldi. Olanaklarin
[sayfa 15] elverdigi en genis biçimde anti-emperyalist güçleri bir araya getirmek için Ulusal Birlesik Cepheyi kurdu. Partinin yönetiminde devrimci mücadele, siyasi mücadeleden silahli mücadeleye, siyasi kitle örgütlerinden silahli devrimci örgütlere dönüstü; parti siyasi mücadeleyle silahli mücadeleyi ustaca birlestirdi ve ülkede devrimci bir atilimi, iktidarin ele geçirilmesi için genel ayaklanmanin ilk müjdecilerini amacina ulastiran bölgesel planda gerillayi ve kismi ayaklanmalari harekete geçirdi.
1945 Agustos Devrimi tamamen halk tarafindan yürütülen bir genel ayaklanma oldu. Partinin yönetimi altinda, çok kisa bir zaman içinde kentsel ve kirsal kitleler kuzeyden güneye sonsuz bir devrimci hamleyle ayaklanacaklar, Japon fasistleriyle kukla yönetimin boyundurugunu kirarak tüm ülkede iktidari ele geçirecekler ve Güney-Dogu Asya'nin ilk demokratik halk devletini, Vietnam Demokratik Cumhuriyetini kuracaklardi.
Agustos Devrimi, sömürge ve yari-feodal bir ülkede marksizm-leninizmin ilk zaferidir. Halkimiz silahli bir ayaklanmaya girismek ve tüm ülkede zaferi saglamak için en uygun tarihi ani yakalamasini bilmistir.
1930-31 devrimci atilimindan 1945 Agustos devrimine kadar olan 15 yillik kahramanca mücadele dönemi boyunca Partimizin askeri çizgisi özünde yavas yavas ve uzun uzadiya bir çalismayla islenerek ortaya çikti.
Agustos devriminin zaferinden sonra halkimiz Amerikan müdahalecileri tarafindan desteklenen Fransiz sömürgecilerinin boyunduruklarini yeniden tamlaya çalismalarina karsi direnmek zorunda kaldi. Dokuz yil kadar süren bu Birinci Direnme Savasi 1953-54 kis-ilkbaharinin büyük askeri basarilariyla serefle sona erdi. Dien Bien Phu'daki tarihi zaferimizden sonra Fransiz sömürgecileri Cenevre anlasmasini imzalamak
[sayfa 16] zorunda kaldilar. Vietnam, Laos ve Kamboçya'nin bagimsizlik, egemenlik, birlik ve toprak bütünlügünün uluslararasi planda taninmasi temeli üzerinde Hindiçini'de baris yeniden kuruldu. Ülkemizin kuzeyi tamamen kurtarildi. Agustos devriminin devami olan bu muzaffer direnis bir ulusal kurtulus ve ulusal özgürlük savasidir. Bu savas, gerçekten çok üstün donatim ve teknige sahip olan ve ABD'nin önemli mali yardimindan (1953-54'de savas harcamalarinin % 80'i) yararlanan güçlü bir emperyalist devletin saldirganligi meslek haline getirmis yarim milyonluk ordusuna karsi, emperyalizm tarafindan basindan beri her tarafi kusatilmis, zayif bir silahli kuvvetlere sahip, genel bir ayaklanmayla iktidari ele geçiren fakat onu pekistirmeye bile zamani olmayan, geri bir tarim ekonomisine sahip, ancak savasmaya ve yenmeye azimli küçük bir ulusun savasidir. Bunun yaninda halkimiz kendisinin de bir parçasi oldugu dünya sosyalist sisteminde asiri bir önemi bulunan uluslararasi destek buldu. Fransiz sömürgecilerine karsi zaferimiz, sömürgelerdeki ulusal kurtulus savaslari tarihinde ilk büyük zaferdir.
Bu direnme savasi boyunca Partimizin askeri çizgisi gelistirildi ve her yönden uygulandi.
Sona eren birinci direnmeden sonra ülkemizin güneyini ayirmak, onu bir yeni-sömürge yapmak, kuzeye ve sosyalist kampa karsi saldirilar düzenlemek amaciyla bir üs haline getirmek ve Güney-Dogu Asya'daki devrimci hareketi durdurmak için Fransiz sömürgecilerinden nöbeti devralan Amerikan emperyalistlerine karsi halkimiz yeniden savasa girismek zorunda kaldi. Bu kez, saldirgan çok büyük bir ekonomik ve askeri potansiyele, modern ve muazzam bir savas makinasina sahip olan emperyalist kampin en güçlü ülkesi Amerikan emperyalizmiydi ve üstelik o, bütün insanligin bir
[sayfa 17] numarali düsmani, uluslararasi jandarmasiydi.
Güney Vietnam Ulusal Kurtulus Cephesinin bayragi altinda mücadeleyi ön saflarda sebatla sürdüren güneyli yurttaslarimiz, büyük devrimci kahramanliklar göstererek ülkemizin tarihine hergün yeni zafer sayfalari ekliyorlar.
1959 ve 1960'ta etkili ve çetin politik mücadele yillarini takiben, güneyin genis kirlik alanlarinda zincirleme ayaklanmalar patlak verdi. Bunlar milyonlarca yurttasimizin sürdürdügü yaratici ve çok yigitçe hareketlerdi. Çok küçük silahli birliklerce desteklenip, esas olarak yiginlarin politik gücüne dayanarak büyük engelleyici araçlarina ve ikiyüzbinin üzerindeki güçlü ordusuna ragmen kirlik alanlarda düsmanin kolunu kirdilar ve ülkenin önemli ölçüde büyük bir kisminda kontrolü ele aldilar. Bu ayaklanmalar Ngo Dinh Diem fasist rejiminin çökmesini sagladi ve ABD "özel savasina" karsi bir devrimci savasa, ulusal kurtulus savasina dönüstü. Washington ulusal kurtulus hareketlerine karsi uluslararasi emperyalizmin kazandigi en yeni deneyimleri de kullanarak, yarim milyondan fazla kukla ordu ve 30.000 ABD danismanla birlikte Güneydeki devrimi bogmak için karsi saldiriya kalkti. Böylece halkimiz ABD emperyalist saldirganlarina karsi Ikinci Direnme Savasini baslatti. Dört yil içinde, güneyli yurttaslarimiz, kukla ordu ve yönetiminin önemli bir kismini safdisi biraktilar ve ABD "özel savas" ve "stratejik hamle" (stratejik köycükler politikasi) politikasini bozdular.
Ve Amerikan emperyalistleri kendilerinin ve uydu ülkelerinin birliklerini toptan Güneyde savasa soktular ve Güneydeki basarisizliklarini telafi etmek ümidiyle Kuzeyde bir imha savasi baslattilar. Baskan Ho Si Minh'in yüce çagrisina cevap veren halkimiz Güneyi kurtarmak, Kuzeyi
[sayfa 18] savunmak ve nihayetinde tüm ülkeyi birlestirmek için saldirganlara karsi tüm ülkede savasmaya karar verdiler. Bu, ABD emperyalizmi tarihindeki en büyük ve en vahsi "sinirli savas"ina karsi verilen bir kurtulus savasi, bir devrimci savastir. Bu savas, ABD tarafindan nükleer silahlar hariç her çesit modern silahin kullanildigi, yüzmilyon dolardan fazla harcamanin yapildigi, bir milyondan fazla GJ, kukla ve uydu askerin kullanildigi, Hanoi ve Haiphong'un bombalanmasina kadar benzeri görülmemis barbarligin yapildigi, bizzat Washington tarafindan "tirmandirilan" bir savasti. Olaganüstü kahramanliklar gösteren halkimiz sebatla her alanda karsi koydu, sürekli zaferler kazandi ve kazandigi her zafer onu daha da güçlendirdi. Ancak üç yil sonra, 1968'in ilkbaharinda Güneyin halki ve silahli güçleri isyanlari birlestirerek genel saldiriyi baslatti. Bu savasin tarihsel bir dönüm noktasi olarak düsmani bütün muharebe alanlarinda savunma stratejisine dönmeye zorladi ve ona "sinirli savas"in iflasini kabul etme ve kör bir yola, savasin "Vietnamlilastirilmasi"na ve "amerikansizlastirilmasi"na girmeye zorladi. Güneydeki devrimci savas yeni bir sekil aliyor, bütün alanlarda büyük zaferler kazaniyor ve son zafere dogru ilerliyor.
Güneydeki devrim ve devrimci savas, Vietnam devriminin tüm deneylerinin ve Fransiz sömürgecilerine karsi verilen direniste, Agustos Devriminde kazanilan deneyimin uygulanmasi ve gelistirilmesidir.
[sayfa 19]
Kuzey Vietnam'da halkimiz ve silahli güçler Amerikan emperyalistlerinin modern hava güçleriyle yürüttükleri imha savasini, ülkemizde benzeri görülmemis bir "karadan havaya" halk savasinda bozguna ugrattilar. Ilk olarak, sosyalist Kuzeyde kapsamli bir devlet yapisiyla bir kendini savunma savasi yürüttük. Biz tüm ülkenin büyük geri üssü olarak üzerimize düsen görevi yaptik ve sosyalist Kuzeyi savunarak yabanci saldirgani bozguna ugrattik.
Sosyalist insa ile birlikte direnme savasini sürdürerek, sivil savunmayi aktif bir sekilde örgütlerken hücum operasyonlari düzenleyip tüm halkimizin gücünü birlestirerek düsmanla dövüstük. ABD'nin savasi "tirmandirmak" için tüm tertiplerini bosa çikararak düzen ve güvenligi koruduk, iyi haberlesme ve ulastirmayi sagladik, üretim faaliyetlerini sürdürürken savastik. Dört yillik kahramanca mücadeleden sonra ABD'nin imha savasini tamamiyle bozguna ugrattik.
Bizim ulusal çaptaki anti-ABD direnis savasimiz tarihimizdeki yabanci saldirganlara karsi verilen en büyük ve en parlak savastir. O, simdi, dünya halklari tarafindan ABD emperyalizmine karsi verilen mücadelenin dorugunda ve en önündedir. Bu savasta, partimizin askeri çizgisi bütün yönlerden zengin deneyimlerle zenginlestirilmis ve yeni bir gelisme kazanmistir.
Böylece dis saldirilara karsi boyun egmez mücadele gelenegine sadik kalan halkimiz, partimizin önderligi altinda onyillardir yorulmaksizin savasarak, üç emperyalist gücün saldirgan ordularini basariyla yendi; eski sömürgeciligin dagilip parçalanmasina etkin katkida bulundu ve simdi bütün dünyada yeni-sömürgeciligin iflasini ve çöküsünü gayretli bir sekilde hizlandiriyor.
[sayfa 20]



II
TÜM HALKIN DÜSMANLA SAVASI



Partinin önderligi altindaki uzun mücadelesinde halkimiz birçok alanlarda zengin deneyimler edindi.
Saldiri savaslarinin degisik biçimleri ve düsman konusunda, halkimiz, üç kitadan üç büyük emperyalist gücü, acimasiz Japon fasistlerini, Avrupanin en eski emperyalist gücü Fransiz sömürgecilerini ve uluslararasi jandarma, uluslararasi emperyalizmin elebasisi ABD emperyalizmini basariyla bozguna ugratmak için devrimci savaslar ve silahli ayaklanmalar yapti. Biz, Fransiz sömürgecileri ve Japon fasistlerinin saldirilarindan ABD emperyalizminin yeni sömürgeci savasina; fasist araçlar ve kukla yöneticilerle yürütülen yeni-sömürgeci hükümranliktan "özel harp"e, "sinirli savasa" ve ABD'nin hava ve deniz imha savasina kadar bütün saldiri biçimlerine karsi koyduk.
Devrimci siddetin kullanilmasi ve mücadele biçimi konusunda; halkimiz ülkeyi savunmak ve kurtarmak ve iktidari ele geçirip onu korumada zengin deneyimler kazandi. Halkimiz genel ve kismi olarak, kentlesmis merkezlerde ve kirlarda tüm halkin isyanlarini baslattilar. Eski tip sömürge saldiri savasina karsi koymak için esas olarak, silahli mücadeleyi uygulayarak uzun süreli halk savasi verdiler. Yeni-sömürgeci savasin degisik
[sayfa 26] biçimlerine karsi ise, silahli ayaklanmalar ve askeri saldirilarla, siyasi faaliyet ve silahli mücadeleyi birlikte yürüttüler. ABD imha savasini bozguna ugratmak için bir "karadan havaya" halk savasi verdiler.
Iç ve dis tarihsel kosullara gelince, halkimiz en degisik tarihsel kosullarda devrimci savas ve halk savasi deneyimi kazandi: iktidar henüz ellerinde olmadigi zaman; sonra onu birkaç bölgede kazandiklarinda; mücadelemiz, daha henüz olgunlasmamis, halkin demokratik rejimine dayandiginda; ve sonra insa sirasinda sosyalist sistemin üstünlügüne dayandiginda; tüm ülkede birlesik bir devrimci strateji -ulusal demokratik halk devrimi stratejisi- uygulandiginda; sonra geçici olarak ikiye ayrildiginda iki ayri strateji uygulandiginda; bir dünya savasi çikip emperyalistler birbirleri ile savasirken ve bir dünya savasi olmadan ayaklanma ve direnis savasinin yapilmasinda; güçlerimizin hâlâ mütevazi ölçülerde oldugu ve emperyalizm tarafindan tamamen kusatildigi kosullarda direnme savasinin sürdürülmesinde; ve sonra sosyalist kampin genis desteginin alindigi zaman v.s....
Halkimiz uzun süreli, güç, kompleks ve amansiz bir savasi sürdürmek zorunda kaldi. Vietnam'in Güneydogu Asya'daki son derece önemli stratejik konumu nedeniyle son onyillardir uluslararasi emperyalizm -Fransiz, Japon, tekrar Fransiz ve sonra Amerikan- ve onun usaklari halkimiza karsi-devrimci siddeti defalarca uyguladilar. Böyle güçlü ve vahsi düsmanlar karsisinda halkimiz, Partimizin parlak bayragi altinda,
[sayfa 27] tam bir devrimci ruh ve yilmaz direnis iradesi göstererek devrimin ilerleyen durumunu sebatla korudu ve gelistirdi. Basari arkasina basari kazanip, tarihimizde benzeri görülmemis kazanimlar kaydederek bu yolla dünya devrimine degerli katkida bulundular. Bu, teorik temelleri Marksizm-Leninizmde olan ve ayni zamanda devrimci mücadele pratiginde derin kökler bulan partimizin genel ve askeri çizgisinin dogrulugunu kanitladi. Onlar bizden kendi öz deneyimlerimizden çikan ve baska ülkelerin deneyimlerini basitçe kopye etmemizi önleyecek yüksek derecede bagimsizlik ve yaraticilik istiyorlar.
Yukarida deginilen noktalardan hareketle, Partimizin önderliginde halkimizin verdigi savaslarin temel karakteristiklerini söyle özetleyebiliriz:

1- Bizim savasimiz ulusal kurtulus ve ulusal savunma için, emperyalizmin haksiz ve saldirgan savasina karsi Vietnam halkinin ve ulusun çikarina devrimin hedeflerine varmak ve partinin siyasi çizgisini yerine getirmek için ve dünya devrimi ugruna verilmis bir hakli savastir.

Savas politikanin devamidir. Partinin devrimci çizgisi devrimci savasin siyasi hedefini ve halkimizin sürdürdügü savasin hakli karakterini belirler. Tam tersine, emperyalistlerin sömürgeci ve saldirgan politikasi onlarin savasinin haksiz ve karsi-devrimci karakterini belirler.
Atalarimizin bize miras biraktigi askeri gelenekler, ülkeyi kurtarmak ya da savunmak için verilen bütün hakli savaslarin gelenekleridir.
[sayfa 28] Ulusal kurtulus için ayaklanma ve savaslarimizi yöneten feodal sinif daima hakli bir dava için -ülkeyi ve halki kurtarmak için- ayaklandilar ve ulusal birligi saglamak için bazi demokratik tedbirler aldilar. Hernekadar feodal yapi ile sinirlanmis olsalar da bu askeri gelenekler; "ülkenin nehirlerini ve daglarini savunmak" (Ly Thuong Kiet), "ülkeyi savunmak için en iyi yol oldugu için", "sürekli bir temel saglamak ve derin köklere ulasmak için halkin gücünü takviye etmek ve mücadele için tüm halki birlestirmek" (Tran Hung Dao), "barbarliga adaletle karsi koymak ve zalimlige insanlikla savasmak" (Nguyen Trai) için hak savaslarinin en yüce ruhu haline geldiler. Bu kesinlikle böyleydi, çünkü onlarin amaçlari ülkeyi korumakti ve bizim hak savaslarimiz bu yenilmez gücü "yurtseverlik ve ulusal birligi" her zaman harekete geçirebildi.
Bizim çagimizda ulusal kurtulus devrimi uluslararasi proleter devriminin önemli bir parçasidir. Partimiz devrimin hedeflerini açikça tarif etti ulusal bagimsizlik, halk demokrasisi ve sosyalizm.
Bunlar devrimin degisik asamalarinda halkimizin verdigi ulusal savunma ve ulusal kurtulus için tüm ayaklanma ve savaslarin siyasi hedefleridir. Devrimimiz ve devrimci savasimiz simdi ulusal kurtulusu halkin demokratik haklarinin kazanilmasina ve sosyalizme; Vietnam devrimini dünya devrimine bagliyor. Baskan Ho Chi Minh "ülkeyi korumak ve halki kurtarmak için tek yolun proletarya devrimi" oldugunu söylüyor.
Bugün, partimizin önderlik ettigi ulusal
[sayfa 29] mücadele ulus ile sinifi, yurtseverlik ile enternasyonalizmi çok yakindan birlestirmistir. Bu, dünya devriminin istekleri ile uygunluk gösteren sinifimizin, emekçi halkin, tüm ulusumuzun temel istekleri ve derin arzularini Vietnam toplumunun gelismesinin nesnel yasasina baglar. Bu yüzden, Partinin önderliginde halkimizin verdigi ulusal kurtulus savasinin hakliligi simdi yeni bir nitel içerik ve tamamen yeni bir güce sahiptir. Davamizin hakliligi tüm halkimizi ülkeyi savunmak ve kurtarmak için kararlilikla harekete geçirdi; davamizin hakliligi ve kaydettigimiz basarilar bize tüm dünyadaki ilerici insanlarin destegini kazandirdi. Bu, bizim için, temeli partimizin askeri çizgisinde yatan düsmanin asla anlayamadigi tükenmez bir güç kaynagidir.

2 - Bizim savasimiz, geri bir ekonomi ve fazla büyük olmayan yüzölçüme ve nüfusa sahip eski sömürge ve yari-feodal bir ülkenin halkinin, fakat bunun yaninda yabanci saldirilara karsi yüzyillardir mücadele deneyimi olan ve yeni bir sistemi -halk demokrasisini ve sosyalizmi- insa eden ve genis topraklara ve nüfusa sahip, büyük ekonomik ve askeri potansiyeli, modern silah ve teknolojisi olan, sayi ve teçhizat bakimindan üstün, saldirgan emperyalist ordulara karsi savasmayi ve bozguna ugratmayi bilen yigit, zeki, dirençli ve becerikli bir halkin ulusal kurtulus savasidir.

Geçmiste ve bugün yabanci askeri saldirilara karsi verdigimiz savaslari, daima bizden çok kuvvetli askeri üstünlükleriyle nüfus ve genislik [sayfa 30] bakimindan kesinlikle bizden büyük ülkelerin istilaci ordularina karsi verildi. Geçmiste istilaci ülkeler bizimle ayni feodal düzene sahip iken bugün saldirganlar yalniz bizden toprak ve nüfus bakimindan çok üstün olmayip ayni zamanda gelismis endüstrileri, büyük ekonomik ve askeri potansiyeli ve modern silahlari olan emperyalist güçlerdir ve ülkemiz çok genis olmayan toprak ve nüfusa sahip ve üstelik ekonomik bakimdan gelismemis eski sömürge ve yari-feodal bir ülkedir. Diger taraftan, atalarimizdan farkli olarak biz simdi saldirganlarin çürümüs, gerici düzenlerinden kesinlikle daha iyi olan yeni bir sosyal düzeni, halk demokrasisi ve sosyalizmi kurmaya çalisiyoruz. Ve biz, ileri bir sosyal düzenin ve bu düzenin sahibi olan Vietnamli yeni insan türünün büyük gücüne sahibiz.
Zamanimizdaki ulusal kurtulus ve ulusal savunma savasini kazanmak için düsmanla bizim güçlerimiz arasindaki iliskiyi dogru degerlendiren halkimiz, uygun nüfus, arazi ve iklim sartlarinin tüm avantajini kullandi ve ileri bir sosyal düzenden ve yeni dönemin Vietnamli insanindan aldigi gücü tamamiyle ortaya koydu. Bu temelde ulusun askeri gelenegini cesaret ve akillica devam ettirdi ve gelistirdi ve yeni kosullarda çok sayida ve daha güçlü düsmani bozguna ugratmakla kalmadi ve ayni zamanda mükemmel siyasi ve moral üstünlügüyle düsmanin üstün askeri gücünü altetmeyi ve zorbalik üzerinde uygarlik zaferi kazanmayi basardi. Zeka ve beceriklilikleri ile savasmak ve kazanmak kararlari sayesinde halkimiz temel avantajlarini ve önemli güçlerini
[sayfa 31] kullandi, düsmanin görece güçlü yanlarini altetti, temel zayifliklarini artirdi ve düsmana saldirmak ve onu ezmek için yeni dönemde halk savasinin birlesik gücünü bütünüyle ortaya koydu.

3- Bu savas, dünya devriminin emperyalizm karsisinda devamli üstünlügünün oldugu, dünya çapinda devrimci güçlerin gerici güçlere karsi üstünlüklerini artirdiklari, ulusal kurtulus devriminin ve sosyalist devrimin zaferi çaginda verilen bir ulusal kurtulus ve ulusal savunma savasidir.

Feodal dönemde, atalarimiz disaridan herhangi bir destek ve yardim almaksizin, sadece kendi güçlerine dayanmak zorunda kaldilar. Bugün biz ulusal kurtulus ve ulusal savunma savasini oldukça farkli uluslararasi kosullarda sürdürüyoruz.
Ekim Devriminin zaferi insanlik tarihinde yeni bir dönem, dünya çapinda sosyalizmin zaferi ve kapitalizmin çöküsü dönemini açti. Gelismis kapitalist ülkelerdeki isçi sinifinin sosyalist devrimci hareketini ezilen halklarin ulusal-kurtulus devrimine bagladi. Partimizin önderligindeki Vietnam devrimi dünya devriminin ayrilmaz bir parçasidir. O, degisik ülkelerdeki devrimci hareketlerin isbirliginden ve genis desteginden yararlanir. Özellikle, Ikinci Dünya Savasinda, Sovyetlerin fasizme karsi kazandigi zafer Avrupa ve Asya'da birçok ülkede devrimin zaferini hazirladi. Bir dünya sosyalist sistemi dogdu ve dünya devriminin gelismesinde tayin edici bir faktör haline geldi. Sosyalist kamp bu dönemde
[sayfa 32] ulusal-kurtulus mücadelesinin siperi ve baslica dayanagidir. Çin devriminin zaferi ve Çin Halk Cumhuriyetinin kurulmasiyla, dünya devrimci güçleri v e onun nüvesi olarak sosyalist kamp, emperyalizmin ve karsi-devrimci güçlerin karsisinda daha güçlenmistir. Kesilmeyen bir ilerleme durumunda olan dünya devrimi her yandan emperyalizme amansizca saldirmakta ve büyük zaferler kazanmaktadir. Bunlar, Vietnam'da, devrim ve devrimci savas için simdi mevcut olan en elverisli dünya kosullaridir.
Bugün halkimiz Kuzeyde sosyalizmi insa ve savunmasini sürdürürken ayni zamanda Güneyi kurtarmak ve sonunda ülkeyi yeniden birlestirmek için ABD saldirisina karsi direnis savasini sürdürüyor. Zamanimizda ülkemizdeki devrim iki devrimci asamayi bulusturuyor: Sosyalist devrim ve ulusal-kurtulus devrimi. Bu dünya devrimci hareketinde, bizim devrimimizin yerini güçlendiren temel bir avantajdir. Marksizm-Leninizm ve uluslararasi enternasyonalizm temelinde uluslararasi dayanisma dogru çizgisi ve partimizin kusursuz devrimci çizgisi rehberliginde, güçlü emperyalist saldirganlara karsi verdigi uzun ve çetin mücadelesinde halkimiz, dünya devrimine aktif bir katkida bulunmaktadir. Ayni zamanda, Sovyetler Birligi ve Çin'den ve diger kardes sosyalist ülkelerden ve Amerikan halki dahil olmak üzere dünyanin diger ilerici halklarindan destek ve büyük yardimlar aliyorlar. Iste bu zaferimizin çok önemli bir faktörüdür.
Emperyalist saldirganlara gelince; onlar tarihin mahküm ettigi gerici bir sosyal sistemi
[sayfa 33] temsil ediyorlar. Onlar dünya devriminin siddetli saldirisini geçistirmek için çilginca çaba sarfediyorlar ve mevcut tüm güçlerini toparlamaya ugrasiyorlar. Fakat, diger gerici güçlerle birlikte savunma durumunda kalarak yenilgi arkasina yenilgi aliyorlar, hergün daha zayifliyorlar. Kendi halklari artan bir sekilde açikça onlara karsi koyuyor, dünyada giderek yalnizlasiyor, iç çeliskileri hergün daha keskinlesiyor. Bu, simdiki durumda onlarin temel zayifliklarindan biri ve keza bizim mücadelemiz için büyük bir avantajdir. Bizim eski saldirganlarimiz, sonunda Sovyetler ve müttefiklerinin maglup ettigi Japon fasistleri ve Ikinci Dünya Savasinda ülkeleri Naziler tarafindan istila edilen ve sonra kurtarilan Fransiz sömürgecileriydi. Bugün, emperyalist kampin elebasisi ABD emperyalistleri her bakimdan büyük zorluklar ve çeliskilerle karsi karsiyadirlar; isleri sürekli kötüye gitmekte ve giderek daha zayiflamaktalar.
Ülkemizdeki devrimci savasin bu karakteristikleri partimizin askeri çizgisine tamamen yansimaktadir.
Partimizin askeri çizgisi -halk savasinin askeri çizgisi- onun siyasi çizgisinden gelir ve ona tabi olmalidir; bu, sosyalizm, halk demokrasisi ve ulusal bagimsizligi kazanmak için halkimizin verdigi halk savasinin çizgisidir. Devrimci siddetin Marksist-Leninist kavranisinin uygulanmasiyla Partimizin askeri çizgisi söyle ifade edilebilir: tüm ulusun isçi sinifinin önderliginde düsmana karsi savasmasi, savasan güçlerinin sonuna kadar gelistirilmesi, emperyalizmin büyük saldirgan
[sayfa 34] ordularina üstün gelmek için halk savasini ve halk ayaklanmalarini sürdürmek.
Marksizm-Leninizm'in ustalari halk savasindan söz etmislerdir. Engels 1793'de burjuva devriminde Fransiz halkinin verdigi mücadeleyi degerlendirmis ve ona "yiginlarin, tüm halkin isyani" ve "halk savasi" demistir. Keza 19. yüzyilda Ingiliz sömürgecilerine karsi Çin halkinin mücadelesini "Çin ulusunun korunmasi için halk savasi", "bir savas, son tahlilde gerçek bir halk savasi" olarak kabul etmis ve nitelemistir.
Halkimiz ülkeyi kurtarmak ve savunmak için verilmis uzun bir ayaklanmalar ve halk savaslari geçmisine sahiptir.
Tarihimizdeki halk savaslari yabanci saldirganlara karsi feodal sinifin yönettigi ve Tay Son devrimci köylü hareketiyle baslayan hem dis saldirganlara hem de ülkedeki çürümüs feodal yöneticilere karsi sürdürülen halk savaslaridir. Bugün ise halk savasina isçi sinifi önderlik etmektedir.
Geçmiste, bütün halk savaslari devindirici güç, önderlik ve hedeflerinde tarihsel sinirlamalar göstermistir. Simdi ise bizim, isçi sinifi önderligindeki halk savasimiz, bu çagin sartlari ve çevresi içinde bütün anlam ve önemi ile "halk için" "halkin verdigi" bir savastir. Hedefleri olan ulusal bagimsizlik, halk demokrasisi ve sosyalizm nedeniyle, partimizin, Vietnam isçi sinifinin partisinin devrimci çizgisi, halk savasimizin "ülkenin kurtulusunu", "halkin kurtulusunu", ulusal kurtulus ve savunmayi çalisan halkin özgürlestirilmesine baglamasini saglar. Iste bu partimizin
[sayfa 35] politik çizgisini izleyen halkin savasan güçlerinin neden simdiki durumda en güçlü ve en genis temelde güçler oldugunu açiklar. Partimiz, tüm halki isçi sinifinin önderligindeki isçi-köylü ittifaki temelinde genis bir ulusal birlesik cephede harekete geçirdi, toparladi ve dünya halklari ve isçi sinifi ile birlestirdi. Bu halk savasimizin yeni ve yenilmez gücüdür. Devrimci görevlerinin ve savasin hedeflerinin derinden farkinda olan savasçilarimiz, büyük güçlerini ulusal bilinçten ve simdi yeni bir içerik tasiyan geleneksel yurtseverlikten aliyorlar. Bu, demokrasi, sosyalizm aski ve proletarya enternasyonalizmi ile birlesmis bir yurtseverliktir. Bu, isçi sinifinin devrimci ruhu ile birlesmis halkimizin atesli yurtseverligidir.
Zamanimizda, savasmak için ayaklanan tüm ulusun gücü ile biz temel olarak kendi güçlerimize dayaniyoruz. Biz, ileri bir sosyal düzenin ve Vietnam insaninin ortak gücüyle kendi topragimizda savasiyoruz. Ayni zamanda dünya devriminin ve onun nüvesi olan sosyalist kampin büyük destegi ve yardimina sahibiz.
Partimizin askeri çizgisi, devrimci siddeti yiginlarin siddeti, devrimi yiginlarin eseri olarak anlayan devrimci siddetin Marksist-Leninist kavranisinin yaratici bir uygulamasidir. Devrimci siddet, kitlelerin politik güçleriyle halkin silahli güçlerini, silahli mücadeleyle siyasi çalismayi genel ayaklanma ve halk savasinda son bulacak sekilde birbirine baglamalidir. Siddet anlayisinin böyle derinden ve dogru kavranisi tüm halkin ve ulusun güçlerini harekete geçirmeyi ve örgütlemeyi mümkün kilar. Düsmanla sadece silahli
[sayfa 36] güçlerle degil mevcut her araç kullanilarak tüm toplumca savasilir. Insan yalniz üretimi artirip savasa destek görevini yerine getirmezler, ayni zamanda bizzat dövüse katilirlar. Biz düsmanla yalniz silahli mücadele yoluyla degil, yiginlarin siyasi eylemleriyle, kukla, Amerikan ve diger birlikler arasinda ikna edici çalisma ile de dövüsüyoruz; biz sadece askeri saldirilar degil, degisik biçim ve alanlarda yigin ayaklanmalari baslatiyoruz. Vietnam halk savasinin simdi yeni karakteri, kitlelerin yüksek sinifsal ve ulusal bilinçleri ve tüm ülkede mücadelenin siki ve bilimsel örgütlenmesi, ve mücadelenin esnek yöntemleri sayesinde 30 milyondan fazla Vietnamlinin ulusal kurtulusun cesur savasçilari haline gelmesidir.
"Tüm halki düsmanla savastiralim" siariyla ifade edilen çizgimiz su sorunlarda somutlasir:
- Tüm halkin savas için harekete geçirilmesi ve örgütlenmesi, halkin politik ve silahli güçlerinin yaratilmasi ve bunun üç kategorisi ile savasan halkin nüvesinin olusturulmasi,
- Yiginlarin politik güçlerine dayanma, halk savasinin direnis üslerinin ve geri üslerinin kurulmasi; uluslararasi geri cepheden -sosyalist kamptan- yardim alirken bölgesel cephe gerisi ile ulusal cephe gerisi arasindaki koordinasyonun saglanmasi,
- Halk savasinin askeri sanatinin ve yönetim tarzinin yaratici uygulamasi, bizden sayica daha fazla ve daha iyi teçhizatlandirilmis düsman birliklerine basariyla karsi koyma, kirda ve kentteki bütün stratejik bölgelerde politik
[sayfa 37] çalisma ve silahli mücadelenin birlesik gücü ile düsmana saldiri, nihai zaferi kazanana kadar adim adim düsmanin bozguna ugratilmasi,
- Zaferin tayin edici faktörü olarak savasin sevk-idaresinde partinin önderliginin güçlendirilmesi.
Özet olarak, bizim deneyimlerimiz esas olarak emperyalist yönetimi kovmak ve iktidari almak için silahli ayaklanma, devrimci savas ve ulusal-kurtulus savasi deneyimleri, keza, uygun politik ve ekonomik yapida bir devlete sahip iken ulusal bir bölgemizi savunmak için verdigimiz savasin deneyimleridir.
Partimizin askeri çizgisi, onun dogru politik çizgisinden, savas ve ordu üzerine Marksist-Leninist teoriden, atalarimizin askeri yeteneginden ve dünya devrimci mücadelesinin ileri deneylerinden çikmistir. Ayni zamanda, son kirk yildir partimizin önderliginde verilen devrimci mücadele pratiginde halkimizin kazandigi degerli deneyimlerin zenginliginin yansimasidir.
Baslangicindan itibaren gelisme süreci boyunca bu askeri çizgi daima dogrulugunu kanitladi ve halkin genis yiginlarinin tükenmez yaratici ruhu ve büyük güçleri ile desteklenerek, partinin politik çizgisinin devamli rehberliginde yenilmez bir güç gösterdi. Devrimci savasin kudreti devrimin gücünü temsil eder. Dogru devrimci görevden halk savasinin dogru politik hedefine gelis, devrimci siddetin dogru tespitinden halk ayaklanmasi ve halk savasi tespitlerine gelis partinin askeri çizgisi ile politik çizgisi arasindaki diyalektik iliskidir. Askeri çizgimizin ve
[sayfa 38] halkin devrimci savasinin gücünün kaynagi burada yatar.
Sürekli savas kosullarinda partimizin askeri çizgisi devamli olarak savas içerisinde sinandi, tamamlandi, gelistirildi ve mükemmellestirildi. Teoride sürekli gelisme yaparak savasta yeni basarilar elde etti. O, emperyalist saldirganlara ve onlarin geri ve yozlasmis burjuva askeri teorilerine karsi halkimizin yenilmez silahidir.
[sayfa 39]



III
YIGIN AYAKLANMASI VE
HALK SAVASINDA POLITIK VE ASKERI GÜÇLER



Bir halk savasi güçlerini yaratmada dogru çizgiyi, bütün halki harekete geçirmeyi ve silahlandirmayi, onlari bütün biçimlerinde savasa ve ayaklanmaya sokmayi, yiginlarin genis politik güçlerini ve halk savasinin nüvesi olarak üç kategori birligi ile halkin silahli güçlerini örgütlemeyi kapsayan bir çizgiyi gerektirir.
Bu çizgi, halkin seferber edilerek silahlandirilmasi ve yeni tip bir devrimci ordu kurulmasi üzerine Marksist-Leninist düsüncenin ülkemizin somut kosullarina yaratici bir uygulamasidir. Devrimci savas için güçlerin olusturulmasinda, bu çizgi devrimci siddetin yiginlarin siddeti oldugu önermesinin hayata geçirilmesidir. Bu çizgi ulusumuzun özgürlük ve ulusal kurtulus savaslari gelenegini, "her yurttas bir askerdir” ve "haydutlar geldiginde kadinlar bile dövüsmelidir” halk deyisleri ile ifade edilen gelenegi devam ettirir ve gelistirir.
Bir halk savasi için tüm ulus seferber edilmelidir. Bu halk savasinin güçlerinin kurulmasina dair partimizin çizgisinin temel noktasidir.
Lenin, "Ülkedeki her güç, bu savasa çagrilmalidir. Tüm ülke, bir devrimci kampina döndürülmelidir. Herkes yardima kosmalidir.”
[16*], "Tüm (sayfa 42) ülkenin insangücü ve kaynaklari tümüyle devrimci savunma hizmetinde yer almalidir.” [17*] diyor.
Tüm ulusun savas ve ayaklanma için harekete geçirilmesi ve örgütlenmesi, partimizin sürdürdügü ve dogru bir devrimci çizgiye uygun sekilde asagi biçimlerden yukari biçimlere geçerek devam eden yigin egitimi ve örgütlenme sürecidir.
Kurulusundan beri partimiz, devrimci siddetle iktidarin ele geçirilmesi amaciyla büyük ölçüde propaganda, örgütlenme ve yiginlara önderlik çalismasi yapti. Genis yiginlarin, 1930-31'deki devrimci yükselis sirasinda, 1936-39 demokratik hareket döneminde, 1940-45'deki ulusal kurtulus hareketinde seferber edilmesi ve örgütlenmesi, Agustos Devriminde büyük isyanci kitlelerin ortaya çikisinin, Fransiz sömürgecilerine karsi geçen direnis savasinda ve bugün Amerikan emperyalistlerine karsi olan direniste tüm ulusun seferber olmasinin sebebini izah eder.
Kismi ayaklanmalar döneminde, yeralti politik üslere ve silahli örgütlenmelere dayanan partimiz düsman yönetimini kovmak ve yerine devrimci iktidari getirmek için halk yiginlarini ayaklandirdi. Ve sonra tüm ülkede devrimci bir yükselise neden olan ve genel ayaklanma için hazirliklari artiran mahalli bir gerilla savasini baslatti, politik ve silahli mücadeleyi siddetlendirdi, yiginlarin politik güçlerini ve devrimci silahli güçleri gelistirdi.
(sayfa 43)
Genel ayaklanma için, tüm halk partinin önderliginde seferber oldu ve bir genis ulusal birlesik cephede birleserek emperyalistlerin ve feodallerin boyundurugunu kirmak ve ulusal çapta iktidari almak için kirda ve kentte ülkenin her yerinde ayaklandi. Devrimci savas boyunca cephe gerimizde bir devlet örgütlenmesine ve bir halk iktidarina sahiptik. Bu kosullarda mücadele için halkin harekete geçirilmesi ve örgütlenmesi tüm alanlarda büyük genislik ve derinlikle, yüksek örgütlenme seviyesinde icra edildi. "Heryerde tüm halkin direnisi”, "Her sey zafer için” özdeyisleri ile uygun bir sekilde ulusun çok sayida ve degisik güçleri en yüksek noktasina kadar harekete geçirildi. Savas sirasinda, partimiz halk güçlerinin örgütlenmesi, ajitasyonu ve propagandasina büyük önem verdi; nihai zafer için halkin gücünün daha çok seferber edilmesi için durmaksizin politik güçleri genisletti, silahli güçleri gelistirdi.
Savas ve ayaklanma için ulusun seferber edilmesi, genis yigin politik güçlerinin ve halk savasinin nüvesi olarak halkin silahli güçlerinin yaratilmasini gerektirir.
Politik güçler, öncü partinin önderliginde örgütlü olarak savasa, ve ayaklanmaya sokulan ulusun yurtsever güçleridir. Bunlar, isçi sinifinin önderligindeki isçi-köylü ittifaki temelinde bir genis ulusal birlesik cephede toplanan devrimci siniflar, yurtsever sosyal katmanlar, degisik etnik gruplardir. Onlar cephede ve geride, maddi ve manevi, politik ve askeri, ekonomik ve kültürel tüm alanlarda devrimci savasin güçlerinin
(sayfa 44) yaratilmasi ve gelistirilmesi için saglam bir temel olustururlar.
Politik güçler halkin devrimci silahli güçlerinin yaratilmasi ve gelistirilmesinin temelini olustururlar. Devrimci bir halk olmaksizin, onlarin genis politik güçleri olmaksizin, yiginlarin politik ordusu (büyük kismi partinin örgütledigi ve önderlik ettigi isçi ve köylülerin teskil ettigi) olmaksizin, asla güçlü silahli halk güçleri olamaz. 1930-31'deki Nghe-Tinh Sovyetlerinin ilk kendini savunma müfrezelerinden Ulusal Kurtulus Ordusunun müfrezelerine, Vietnam Kurtulus Ordusunun Propaganda Tugayina, Ba To gerillalarina, Agustos Devrimi sirasinda heryerde olusan sok timleri ve binlerce kendini-savunma müfrezelerine, halkin silahli güçleri gönüllü ve özellikle zorunlu askerlik hizmeti sayesinde bugünkü ordunun güçlü birliklerine süratle gelisti. Onlarin büyümeleri devrimci yüksek politik bilince sahip örgütlü bir devrimci halkin güçlü politik güçlerine dayandirildi.
Tüm bunlar, silahli güçlerimizin devrimci karakterini, devrimin büyük anlarinda ve direnis savasinin tayin edici dönüsüm noktalarindaki ünlü gelismelerini açiklar.
Ülkemizdeki devrimci pratik, keza yiginlarin politik güçlerinin savasta, özellikle ayaklanmada, silahli güçlerle ortak hareket ederek en degisik ve etkili biçimlerde devrimci siddetle düsmana saldirma kabiliyetlerinin oldugunu açikça göstermistir. Agustos 1945 genel ayaklanmasinin ve yeni tarihsel dönemdeki ilk direnis savasinin deneyimlerini gelistirerek, Ulusal Kurtulus Cephesinin bayragi altinda Güney Vietnam halkinin
(sayfa 45) politik güçleri, Amerikan yeni-sömürgeciliginin bütün saldirgan savas biçimlerine ve egemenlik manevralarina karsi verdikleri uzun süreli ve siddetli mücadelede cesaretlerini kanitladilar. Simdi daha da güçlü olarak, zincirleme ayaklanmalar dizisinde asli ve tayin edici bir roldeler. Onlar "özel savas” stratejisini bozdular ve halkin silahli güçleri ile birlikte Amerikan emperyalistlerinin "sinirlandirilmis savasini” bozguna ugratiyorlar.
"Politik Ordu” simdi Güney Vietnam'daki devrimci savas güçlerinin bir örgütlenme biçimi olarak müstesna bir bulustur. O, isçilerin ve köylülerin nüvesini olusturdugu yiginlarin güçlü politik güçleri temelinde örgütlenmis; kitle örgütlenmelerinin en iyi ve en cesur unsurlarindan olusur; tüm yaslardan insanlari barindirir; daglarda ve ovalarda, kirlarda ve kentlerde kendi kaynaklari vardir. Hayranlik verici bir biçimde örgütlenerek ve askerilestirilerek, türlü ve çesitli biçimleri kullanarak mücadelesini ustaca sürdürüyor ve Güney Vietnam'daki devrimci savasta yiginlarin politik mücadelesinin temel dayanagini olusturur.
Silahli ayaklanma ve devrimci savas iktidari almayi ve tutmayi hedefleyen devrimci mücadelenin en yüksek biçimleridir. Ve silahli güçlerin eylemlerini gerekli kilarlar. Iste bu, silahli ayaklanma ve devrimci savasi hazirlamak ve sürdürmek maksadiyla partimizin, siyasi güçleri yaratirken halk savasinin nüvesi olan halkin silahli güçlerinin yaratilmasina özel bir önem vermesinin nedenidir.
Partimizin sanli bayragi altinda, silahli güçlerimiz, ulusun siddetli devrimci mücadelesinde,
(sayfa 46) halkin politik güçleri temeli üzerinde dogdu ve gelisiyor. Bizim ordumuz halktan çikan ve halk için savasan bir halk ordusudur. Son on yillardir halkimizin silahli güçleri, partizan gruplari ve kendini savunma müfrezelerinden uzmanlasmis askeri örgütlenmelere, küçük gerilla gruplarindan sonunda düzenli ordu, bölgesel birlikler ve milisleri de kapsayan daha büyük birliklere, zayif teçhizatli piyade askerlerinden kara, hava ve deniz kuvvetlerini de içeren ve daha modern teçhizatli bir orduya dogru büyüdü, genisledi. Bu süreçte partimizin halkin silahli güçlerinin yaratilmasiyla ilgili çizgisi ve görüsleri asama asama hayata geçirildi.
Partimizin teorik düsüncesinde, silahli güçlerin yaratilmasindaki anahtar sorun, onlara bir sinif karakteri, bir devrimci karakter verilmesidir. Ordumuz, isçi sinifi partisinin önderlik ettigi isçilerin ve köylülerin ve esas olarak emekçi halkin halk ordusudur. Devrimci siniflarin en iyi unsurlarini, Vietnam'daki bütün milliyetlerden köylüleri ve isçi sinifini ihtiva eder partimizin görevlerinin yerine getirilmesini hedefleyen devrimci mücadelede, devrimci devlete ve partiye hizmet eden bir araçtir. Ordumuz, baslangiçta isçi-köylü diktatörlügü fonksiyonunu, bugün ise proletarya diktatörlügü tarihsel misyonunu icra eden demokratik halk devletinin silahli güçlerini olusturur. Iç ve dis düsmanlara karsi devrimin ve halk iktidarinin kazanimlarini korur. Isçi sinifinin karakterini tasir, ideolojisi Marksizm-Leninizmdir.
Ilk partizan birlikleri günlerinde ve silahli
(sayfa 47) güçlerimiz güçlü ve modern bir halk ordusu oldugunda, partimiz, savasan gücünün temel faktörü ve en emin garantisi olarak sinif desteginin güçlendirilmesi, köylülügün ve küçük-burjuvazinin nüfusun büyük çogunlugunu olusturdugu, önder sinifin, isçi sinifinin sayica daha az oldugu bir ülkede özel bir önem alir.
Lenin, isçi-köylü Kizil Ordusu kurulurken Sovyet silahli kuvvetlerinin devrimci vasfinin güçlendirilmesinde tek önemli ölçünün bilesiminde, isçilerin oranindaki artis oldugunu düsünüyordu. Ülkemizde, partinin önderliginin, silahli güçler arasinda proleter ideolojik egitim ve politik çalismanin güçlendirilmesi ve özellikle kadrolar arasinda isçi ve köylü unsurlarin artmasiyla birlikte bu güçlerin devrimci vasiflarinin yükseltilmesi için gerekli ölçülerdir.
Silahli güçlerimizin yaratilmasi ve güçlendirilmesi süreci boyunca asagidaki sorunlari çözmek zorunda kaldik.
- Partinin önderliginin halkin silahli güçleri üzerinde münhasiran, dogrudan ve herseyi kapsayan bir önderlik olarak durmaksizin güçlendirilmesi; bu en temel ilkedir.
- Silahli güçlerin savasma kudretinin kaynagini, siyasi çalismayi durmaksizin güçlendirmek; bu da temel bir ilkedir. Kadrolarin ve savasçilarin politik çizgi ve görevlere, askeri çizgi ve görevlere, partinin bütün direktifleri ve Devletin yasalarina uyum saglamalari için politik egitim ve ideolojik önderlige özel önem verilmesi; silahli güçlere Marksizm-Leninizmin asilanmasi; ulus bilinçleri ile birlikte sinif bilinçlerinin
(sayfa 48) yükseltilmesi; yurt sevgisi, sosyalizm ve proletarya enternasyonalizminin zihinlerine yerlestirilmesi; ve bu temelde savaskanliklarinin ve dövüsmek ve kazanmak kararliliklarinin artirilmasi.
- Yukaridan asagiya parti örgütlenmesinin ve siyasi çalisma sisteminin durmaksizin pekistirilmesi.
- Partinin devrimci davasina tamamiyle sadik ve liderlik, örgütlenme ve komutada yeterli bir kadrolar grubu yetistirmek.
- Demokratik merkeziyetçiligin uygulanmasi. Yaygin iç demokrasi temelinde, özgürce kabul edilen disiplinin, devrimci ordunun demirden disiplininin dogru uygulanmasi. Ordu içinde birligin, halk ile ordu arasinda birligin (su ve balik gibi) güçlendirilmesi, proletarya enternasyonalizmi temelinde kardesçe uluslararasi dayanismanin ilerletilmesi.
Bütün bu egitim ve örgütlenme çalismalari sayesinde halkimizin silahli güçleri iyi bir devrimci nitelik kazandilar ve "daima partiye sadik olduklarini, kendilerini halka adadiklarini, ülkenin bagimsizligi, özgürlük ve sosyalizm ugruna savasmaya ve fedakarliklara katlanmaya hazir olduklarini” kanitladilar; ve onlar ulusal demokratik halk devrimi asamasinda isçi-köylü diktatörlügünün, sosyalist devrim asamasinda proletarya diktatörlügünün etkili bir araci olduklarini kanitladilar.
Partimiz, silahli güçlerin örgütsel olarak yaratilmasinin onlarin politik olarak yaratilmasi temelinde oldugu sorununu basariyla çözdü.
Geçen yirmibes yil boyunca halk savasi
(sayfa 49) deneyimimiz tüm ulusun savas için harekete geçirilmesi ve örgütlenmesi için en iyi yolun silahli güçlerin üç kategoride -düzenli birlikler, bölgesel birlikler ve halk milisler- örgütlenmesi oldugunu; bölgesel güçler ve halk milisleri kurulurken düzenli birliklerin yaratilmasina büyük önem verilmesi gerektigini; düzenli birlikler ile bölgesel birliklerin, mahalli -yerinde güçler ile hareketli- mobil güçlerin yaratilmasi arasinda yakin bir isbirliginin gerçeklestirilmesinin gerekli oldugunu gösterdi. Bu ulusun silahli güçlerinin örgütlenmesinde atalarimizdan kalan geleneklerin yeni bir gelismesidir.
Halk milisleri-gerillalar ve kendini koruma müfrezeleri kirsal kesimdeki emekçi halkin genis güçlerini olustururlar. Üretim faaliyetinden ayrilmaksizin halk iktidari diktatörlügünün aracidir. Her yörenin özelligine uygun ve savasin ihtiyaçlarini karsilamak için mezralarda ve köylerde, fabrikalarda ve sokaklarda vs. kurulan bu güçler tüm ülkeyi kaplayan bir ag oldular; onlar daima ilkel ve modern bütün uygun silahlarla ve en etkili yöntemlerle savasmaya hazirdirlar; bu yolla halkin dogrudan savunmasini saglarlar. Politik üsleri korur ve genisletirler, düzenli ve bölgesel birlikler için kadro ve savasçi temin ederler, üretimde sok grubu rollerini yerine getirirler.
Yöresel birlikler belirli bir yöredeki silahli mücadelenin nüvesini olustururlar. Her bölgenin ve her savas alaninin gerçek kosullari ve ihtiyaçlarina göre kurularak, gerekli silahlarla teçhizatlandirilmis, bir bölgede tek basina ya da gerilla,
(sayfa 50) partizan ya da düzenli birliklerle koordineli harekât yapma kabiliyetinde güçlü ve üstün nitelikli birlikler olarak, düsmani yok etmek, gerilla savasini yükseltmek ve halk iktidarini korumak görevlerini yerine getirirler.
Düzenli birlikler tüm ülkenin veya belirli bir stratejik bölgenin heryerinde görev yapan hareketli güçlerdir. Çesitli ordulari ve silahli hizmetleri, özellikle uygun kuvvette bir kara ordusunu, bir hava kuvvetini ve yeterli oranda bir deniz kuvvetini ihtiva ederler. Onlar yüksek savaskanlikla dolu olmali ve gerçek bir "demir yumruk” olmalidirlar; genis çapli imha savaslarini sürdürecek kapasitede olmalilar; düsmana daha zorlu darbeler indirmeli; muharebe zaferi kazanmali, giderek daha önemli düsman birliklerini tasfiye etmeli ve birçok harekât alaninda önemli degisiklikler getirmelidirler.
Halkin silahli güçleri sadece düsmani imha etme önemli görevlerini yapmakla kalmamali fakat ayni zamanda halki savunmali, kitlelerin politik güçlerinin yaratilmasi ve gelistirilmesine katkida bulunmali ve halk savasinin nüvesi olarak hizmet vermelidirler. Ülkemizdeki devrimci mücadelenin niteligi ve savasin siddeti nedeniyle ve özellikle yeni-sömürgeci saldiri kosullarinda, yüksek savasçi nitelikli düzenli birlikler örgütlerken güçlü bölgesel birlikler de kurmaliyiz. Yalnizca bu üç kategori birlik savas kabiliyetlerini tamamiyle gösterebilir, hareketlerini yakindan koordine ederek düsmani yipratabilir ve halki etkili bir sekilde savunabilir, degisik seviyelerde halk iktidarini koruyabilir ve kuvvetle ve tam olarak halk savasinin gücünü artirabilir.
(sayfa 51)
Politik güçlerle güvenlik güçlerinin yakin koordinasyonuyla, üç kategori birlik uygun oranlarda örgütlenir ve kurulur ve degisik stratejik kesimlere, savas alanlarina ve bölgelere rasyonel bir sekilde dagitilir. Bu sayede önemli bölgesel kuvvetler ve güçlü hareketli kuvvetler hazir tutulur ve bunlarin faaliyetleri anahtar bölgelerde, degisik seviyelerde ve bütün ülkede yakindan birlestirilir. Iste bu halkin silahli güçlerinin kurulusunun tipik bir özelligi ve halk savasinin ezici üstünlügüdür. Güçlü bölgesel kuvvetler düzenine sahip olarak, bölgeyi ve düsmani nerede en iyi biçimde vuracagini bilen birliklerle her yerde saldirabiliriz; her yerde tam zamaninda karsi saldirida bulunup, düsman kuvvetlerinin büyük bir kismini safdisi birakabilir, dagitabilir, yokedebilir ve oldugu yere çakabilir; bu suretle düsman en çok nerede açiga çiktiysa orada onu hareketli kuvvetlerimizle tahrip etmek mümkün hale gelir. Genis topraklara sahip olmayan ve yüksek hareket kabiliyeti ve sayica üstün birlikleri olan bir düsmanla karsi karsiya olan bir ülkede ancak güçlerin böyle örgütlenmesi ve dagilimi, kendi güçlü yanlarimizin gelismesini kolaylastirirken, düsmanin güçlü noktalarini kontrol altinda tutabilir ve her sart altinda inisyatifin korunmasini mümkün kilan güçlü bir stratejik dayanak yaratabilir. Bunlar bize, düsmanin stratejik hareketli kuvvetlerini bozguna ugratmak için güçlü birliklerimizi bir yerde toplama kabiliyetini verirken heryerde düsmani vurabilecek yeterlikte birligimizin daima bulunmasini saglar. Böylece düsmanla esit sayida veya ondan çok sayida devamli bir
(sayfa 52) ordu tutmak zorunda kalmadan daha çok büyük zaferler kazanma durumunda oluruz.
Ordumuz tedricen gönüllüler düzeninden zorunlu askerlik hizmetine geçiyor. Silahli halk güçlerinin yaratilmasi için halkin seferber edilmesi ve ulusal savunmanin saglamlastirilmasi böylece yeni bir gelisme kaydediyor.
Kitlelerin politik bilinçlerine dayanarak, ilk direnis savasinda, orduyu kurmada gönüllülük sistemini uyguladik. 1954 yilindan beri tamamiyle kurtarilan ve sosyalist insanin basladigi kuzey, bagimsiz bir ülkenin tüm yapisiyla bir devlet oldu. Yeni devrimci görevler; ulusal savunmanin güçlendirilmesini, devamli bir düzenli ordu ve güçlü bir ihtiyat kuvveti kurulmasini, ekonomi ile savunmanin uygun isbirligini, halkin silahlandirilmasinin artirilmasini, askeri egitimlerinin yükseltilmesini, ülkenin sahipleri olmalari için haklarinin gelistirilmesini, yurt savunmasina bütün yurttaslarin katilimlarinin saglanmasini gerektiriyor. Gönüllülük sistemindeki gecikmenin getirdigi güçlüklere bir son verdik ve zorunlu askerlik hizmetini getirdik.
Bu halk ordumuzun kurulusunda ve ulusal savunmamizin güçlendirilmesinde yeni bir ileri adim ve yeni bir basaridir. Askerlik hizmeti boyunca, fiziksel egitim ve spor kadar çok kisa bir programla askerlik egitimini yükselttik, özellikle gençler arasinda askeri bilgiyi yaydik ve bu suretle halki ülkeyi savunmak ve askeri görevlerini yerine getirmeleri için hazir durumda tuttuk.
Silahlanma ve teçhizat silahli güçlerin dövüsme kapasitesinin temel bir faktörünü ve maddi
(sayfa 53) ve teknik temelini olusturur. Bunu arttirmak için teçhizatlar (ekipman) gelistirilmelidir. Insan ve silah iliskisi üzerine Marksist-Leninist doktrin, insanin tayin edici ve silahlarin ise önemli ve vazgeçilmez bir faktör oldugunu söyler. Bu sorunu çözmek için biz ülkemizin somut kosullarini ve devrimci savasimizin gerçeklerini gözönüne aldik.
Teçhizatimizin kaynagi nerededir? Teçhizatimizi sürekli gelistirmek için halk yiginlarina dayanmali, neyimiz varsa onunla teçhizatlanmali, kendimiz silah imal etmeye çalismali, düsmana bozgun vererek ondan silah ele geçirmeli, ve eger kosullar izin veriyorsa kardes ülkelerden yardim almaliyiz.
Baslangiçta sayisiz güçlüklerle karsilastik. Ülkemiz ekonomik bakimdan geri, silah üretmek için endüstrisi olmayan ve her taraftan emperyalistlerce kusatilmis bir ülkeydi. "Neyimiz varsa onunla savasalim” slogani ile Parti, halki silahli kuvvetleri gerekli teçhizatla desteklemeye ve silah ve mühimmat üretiminin örgütlenmesinin önündeki bütün zorluklari asmaya çagirdi. Parti basiretle silahli kuvvetlerin düsmanla savasmak için gerekli teçhizati, bizzat kendisinin cephede düsmandan ele geçirmesi gerektigini söyledi. Birinci direnis savasimiz boyunca silahli güçlerimizin modern teçhizati özellikle düsmandan ele geçirilmistir. Sadece 1950'de kardes sosyalist ülkelerden yardim almaya basladik.
1954'den beri, modernizasyon yönünden teçhizatimizda genis çapta bir gelismeye neden olan hizla ilerleyen sosyalist ekonomimize ve sosyalist
(sayfa 54) kampin kardes ülkelerinin önemli yardimlarina dayaniyoruz. Amerikan saldirganlarina karsi mücadelemiz boyunca silahli güçlerimizin teknik ve teçhizat gelismesi yönünden nitelikli atilimlar yapmayi basardik. Ayni zamanda Amerikan saldirganlarini bozguna ugratmak için özellikle uçaksavar savunmasi ve havacilik alaninda modern silahlar yaptik.
Teçhizatlanma için bu kaynaklari sevkederek, kendimizi ülkemizin somut kosullarina uydurarak, halk savasimizin genel çizgisini, onun kendine has görevlerini ve askeri sanatini izleyerek ve kendi topraklari üzerinde savasiyor olma avantajini tümüyle kullanarak, modern ya da göreceli modern ve ilkel silahlarin kullanimini birlestirdik ve teçhizatimizin modernizasyonunu devamli gelistirdik ve yükselttik.
Düzenli birlikler ve bölgesel birlikler esas olarak modern ve göreceli modern silah ve araçlarla teçhizatlandirilir, fakat bunlar ayni zamanda hem egitimde hem de savasta ilkel malzemeyi en iyi bir sekilde nasil kullanacaklarini bilmek zorundadirlar. Halk milisleri derece derece ve parça parça modern ve kismen modern silahlarla teçhizatlanirken ilkel silahlara öncelik verdiler. Ülkemizdeki savas açikça gösteriyorki düsmanin imha edilmesinde modern silahlarin çok önemi yaninda ilkel silah ve araçlar çok etkili ve tüm halkin saldiriya karsi direniste yer almalarini saglayici olmustur. Teçhizatlanmamizin gelistirilmesi yaninda, partimizin çizgisi ve askeri görüsüne ve ülkemizdeki degisik savas alanlarinin geçerli kosullarina uygun olarak örgütlenme ve
(sayfa 55) yönetim düzeyinin yükseltilmesine, her türden silahin kullanilma bilgisi ve kapasitesinin yükseltilmesine büyük çaba gösterdik.
Simdi silahli güçlerimiz savaskan, partinin ve halkin devrimci davasina kesinlikle sadik genis bir kadrolar gövdesine sahiptir. Devrimci mücadelede, ulusun uzun süreli ve siddetli silahli mücadelesinde olgunlasmis olarak, halkin ve partinin onlara verdigi tüm görevleri basariyla yerine getiriyorlar.
Parti tarafindan beslenerek ve yiginlara dayanarak, daimi ve yedek güçlerin ihtiyaçlarini, hem nitelik hem nicelik olarak karsiliyorlar ve savas ve baris kosullarinda savasma ve insa etme karmasik görevlerini yerine getiriyorlar.
Kadrolarin olusturulmasinda partimiz dogru bir çizgi tespit etti: bir sinif çizgisi ve diger ölçüleri tarif etti ve kadrolarla ilgili somut ve akla uygun bir politika saptadi.
Partimiz bu sinif yönelmesine nüvesine isçi ve köylü kökenli kadrolari sokarak girdi. Isçi ve köylü unsurlar arasindan ve isçi sinifi ve köylülük ile yakin temasta olan ve devrimci davaya kesin sadakatalarini kanitlamis en iyi aydinlar arasindan seçkin kadrolarin seçilmesine, üretilmesine ve gelistirilmesine büyük önem verdi. Partinin çizgisinin kadro politikasina uygulanmasinda, biz, bütün sinifsal yapilanmadan sapan, kadrolarin isçi ve köylülerden beslenmesinin küçümsenmesi ve sadece isçi ve köylü kökenli kadrolarin yüceltilmesi egilimleriyle enerjik bir sekilde mücadele ettik.
Bu kadrolar devrimci ve yetenekli, saglam bir
(sayfa 56) sinif dayanagi olan, atesli yurtsever, ülkenin bagimsizligi, özgürlügü ve sosyalizm için savasmaya ve fedakarliklara katlanmaya hazir, devrime, partinin çizgisine ve politik ve askeri görevlerine kesinlikle sadik, bunlari hayata geçirmeye azimli, kitlelere yakin, hem teknik hem profesyonel açidan yüksek niteliklidirler. Her sart altinda görevlerini yapabilme kabiliyetine sahiptirler. Partimiz, her zaman onlari devrimci kitle mücadelesinin, özellikle savasin pratiginde gelistirmeye çalismaktadir.
Silahli halk güçlerinin yaratilmasinda nitelik ve nicelik sorunlarini, nitelige öncelik vererek dogru olarak çözdük. Bu bizim askeri gelenegimizin temel bir noktasidir. Bu yüksek nitelikli birlikler sayesinde kendilerinden sayica üstün ordulari birçok defalar bozguna ugratabilen Tron Hung Dao ve Nguyen Hue'nin izledikleri çizgidir.
Silahli güçlerin niteligi: insan ve silahlar; askeri, politik ve lojistik faktörler; ideoloji, örgütlenme, teçhizat, savas yöntemleri gibi birçok faktörden olusur. En tayin edici faktörler ise; insan, politika ve ideolojidir.
En iyi birlikler yüksek savaskanlikla dolu ve büyük bir taarruz azmine sahip olanlardir. Onlar yüksek teknik ve taktik seviyeye, iyi savas yöntemlerine, güçlü ve akici bir örgütlenmeye ve iyi silahlara sahip olmalidirlar. Kadrolar ve komuta organlari büyük örgütsel kabiliyete ve iyi disipline sahip olmalidirlar. Birlikler bütün arazi ve iklim kosullarinda dayaniklilik ve büyük hareket kabiliyeti göstermek zorundadir. Teknik ve malzeme bakimindan yeterli miktarda
(sayfa 57) teçhizatlandirilmalidirlar. Üç kategori birlik farkli ihtiyaçlara sahiptir: Halk milisleri her yerde bulunmali ve kuvvetli olmalidir, bölgesel ve düzenli birlikler ise seçkin unsurlardan olusmali ve yeterli sayida olmalidir.
Nüfusumuz fazla büyük degil ve mevcut ordumuz düsmandan sayica asagidadir. Ve bu yüzden onun niteligi kendisini ortaya koymalidir. Stratejik olarak, sayica üstün ve daha iyi techizatlandirilmis düsmani bozguna ugratmali; harekat ve taktik açidan, düsmandan sayi ve silah bakimindan daha asagida olan birliklerimizle düsmanin çok sayida askerini yok etmeli ve büyük basarilar kaydetmeliyiz.
Büyük savas etkinligine sahip yüksek nitelikli birliklerle, örgütlenme, komuta, takviye ve ihmal sorunlarini hafifletirken, sinirli sayidaki askerin savaskanliklarini birçok misli artirmak mümkün olabilir. Bu bizim için stratejik önemi olan bir sorundur.
Uzun ve güç bir savasta, birliklerimize daima artan bir savas gücü ve daha büyük basarilar saglamak için güçlerimizi savasirken yaratiyor ve gelistiriyoruz. Yaratmak ve genisletmek için savasmak; daha büyük savaslar yapmak ve daha büyük basarilar kazanmak için yaratmak ve genislemek. Gelisim tedrici olmali, fakat uygun firsatlar kendini gösterdiginde ve olasi büyük zaferlere dogru yol açildiginda ileri atilimlar yapilmalidir.
Silahli güçlerimizin insasi üzerine partimizin akilci çizgisi sayesinde onlar düzenli ve süratli olarak gelisip büyüyorlar ve simdi yenilmez
(sayfa 58) savas kabiliyetlerine sahipler. Iste bu, onlarin silahlariyla gerçeklestirdikleri prestijlerinin sirridir. Partimizin silahli halk güçlerinin insasi üzerine tezinin dogrulugu halk savasinin pratiginde böylece kanitlanmaktadir.
Onun büyük gücü, tüm halkin, tüm ulusun seferber edilmesi, kazanilmasi ve örgütlenmesi; tamaminin rasyonel ve bilimsel bir sekilde görevleri verilmis bükülmez bir demir haline dönüstürülmesi ve vahsi, kalabalik ve iyi teçhizatlandirilmis olmalarina ragmen bütün saldirgan ordulara karsi taarruz etmede ve bozguna ugratmada büyük savaskanliklar göstermeleri gerçeginde yatar. Bu tez Baskan Ho Chi Minh'in tarihsel çagrisinda parlak ve canli bir sekilde somutlasir: "Her iki bölgeden 31 milyon yurttasimiz, genç, yasli, kadin, erkek, Amerikan saldirisina karsi verilen mücadele nihai zaferi kazanmaya kesin kararli 31 milyon yigit savasçi olmalidirlar.”
(sayfa 59)



IV
ÜSLER VE CEPHE GERISI SORUNU



"Savasi ciddi bir sekilde sürdürmek için kuvvetli ve örgütlü bir cephe gerisine ihtiyacimiz var.”
[18*] Cephe gerisi, cepheyi, insan, yiyecek ve malzeme ile destekleyen ve ona düzenli politik ve manevi olarak tesvik veren, zaferin daimi bir faktörüdür. Cephe, saglam bir cephe gerisi olmadan savasi kazanamaz: bu bütün savaslarin genel yasasidir.
Partimiz su sorunla karsi karsiyaydi: Sifirdan baslayarak, bir inç bile özgür topragi olmayan, mütevazi bir nüfus ve araziye sahip ve geri tarimsal ekonomisi olan bir ülkede, emperyalist saldirganlari bozguna ugratmak ve kurtulus için halk savasmaya nasil ikna edilecek, üsler ve saglam bir cephe gerisi nasil kurulacak?
Partimiz bu sorunu yaratici bir yöntemle çözdü. Uzun devrimci mücadele boyunca, ülkemizin somut kosullarinda halk savasini ve kitle ayaklanmasini desteklemek için politik temellerin, üslerin ve cephe gerisinin kurulmasinda zengin ve degerli deneyimler edindi.

1 - Tamamiyle halka dayanmak, politik kitle üsleri kurarak ise baslamak ve derece derece daha güçlü üsler ve bir geri bölge kurarak ilerlemek.
(sayfa 62)
Geçmiste, halkimiz her zaman ulusal bagimsizligini korumak ya da zorla geri almak için ayaklandi ve atalarimiz daima bir destek üssü kurma geregini gördüler. Onlar temel avantajlarini (halkin yüksek morali ve bölgeyi bilmeleri) üsleri ya daglarda veya bataklik bölgelerde ya da düzlüklerde kurabilmek için kullandilar ve silahli güçleri örgütlemek ve genisletmek için insan ve malzeme kaynaklarini tümüyle harekete geçirdiler.
Kurulusunun baslangicinda, sinif ve ulus düsmanlarini defetmek ve iktidari almak için devrimci siddet, silahli ayaklanma ve devrimci savas yolunu seçen partimiz bir destek üssü kurulmasi sorunu ile karsilasti. Devrimci mücadelenin ortaya koydugu gibi, politik üslerin kurulmasindan destek üslere ve geri bölgeye ilerledik, baslangiçta sadece küçük ölçülerde olan üsleri derece derece genislettik, birbirleriyle irtibatsiz olanlari birbirine bagladik, sonunda simdiki büyük cephe gerisine, komple bir genel ulusal savunmayla sosyalist Kuzeye vardik.
Ilk günlerde, silahli mücadele ve ayaklanmanin hazirlanmasi günlerinde bizim tek bir inç bagimsiz topragimiz yoktu. Biz destegimizi sadece halkin devrimci örgütlenmesinden, politik bilinçli kitlelerin yurtseverliginden ve devrime olan sinirsiz sadakatlerinden aldik. Saglam devrimci ajitasyon, egitim ve örgütlenme çabalariyla partimiz kitleleri çok çesitli biçimlerdeki politik mücadeleye soktu. Böyle yapmak suretiyle, kendi saflarini genisletti ve kuvvetlendirdi, politik kitle örgütlenmelerini kurdu ve gelistirdi ve nerede
(sayfa 63) kitleler varsa orada politik üsler ve devrimci örgütlenmeler kurulmalidir sloganini hayata geçirdi. Bu politik üsler ve Baskan Ho Chi Minh'in ilk gerilla birliklerine verdigi direktiflerin -silahli propagandayi yürütmek ve silahli eylemlerden daha fazla politik eyleme önem vermek- yerine getirilmesinden hareketle Partimiz gizli silahli üsler örgütlemeye çalisti ve hep daha mükemmellesen silahli mücadelenin isbirliginde politik eylemi yükseltti. Sonra tüm ülkede politik üsleri kuvvetle genisletir ve yiginlarin devrimci kabarisini saglarken gerilla savasi ve kismi silahli ayaklanmalari baslatti, Viet Bac kurtarilmis bölgesini ve diger bölgelerdeki gerilla üslerini kurdu. Bu suretle halkimiz genel ayaklanmayi baslatti, tüm ülkede iktidari aldi ve Vietnam Demokratik Cumhuriyetini kurdu.
Fransiz sömürgecilerine karsi uzun direnis savasinda, biz bir taraftan halk savasinin siddetlendirilmesine saglam üsler olarak hizmet eden genis özgür topraklarin korunmasi ve güçlendirilmesini hedef aldik, diger taraftan da düsman hatlarinin gerisindeki gerilla bölgeleri ve gerilla üslerinin durmaksizin genisletilmesine çalistik. Cephe gerisinin bütün bölgelerde güçlendirilmesi halkin politik ve manevi cesaretinin ve cephenin artan ihtiyaçlarinin temin edilmesinin güçlü bir kaynagi idi. Geçici olarak düsman kontrolündeki bölgelerde kural, üslerin kurulusunda oldugu gibi ayniydi: kitleler arasinda gizli politik üslere dayanarak ve basitten daha karmasik biçimlere, legal eylemden illegal eyleme, ekonomik ve politik taleplerden silahli eyleme dogru, gelisen
(sayfa 64) yogun bir mücadele sürdürerek isgal altindaki bölgeler yavas yavas giderek genisleyen gerilla bölgeleri ve üsleri haline dönüsüyordu.
Bugün kurtulus için savasan Güney Vietnam halki büyük ve saglam bir cephe gerisine -Sosyalist Kuzeye- dayaniyor. Ayni zamanda onlar, yerel üsler ve kendi cephe gerilerini -kurtarilmis bölgeleri- kurmaya çalisiyorlar. Bu giderek genisleyen bölgeler devrimci savasin bütün durumlarinda giderek daha büyük bir rol oynadilar ve oynuyorlar. Bugünkü tarihsel kosullarda edindigi deneyimi yaratici bir sekilde uygulayan ve gelistiren Güney Vietnam halki, sadece daglik ve düzlük bölgelerde saglam üsler kurmakla kalmiyor, ayni zamanda kent merkezlerine, düsman askeri mevkilerine, hatta belirli sehirlere yakin anahtar bölgelerde ileri üsler kuruyor. Düsman isgali altindaki bölgelerle kusatilmis kurtarilmis bölgeler büyük düsman askeri üslerinin çok yakin civarinda görülmeye baslandi. Bunlar, Amerikalilarin ve kuklalarinin çok siki karakollar agina ve alçakça demagojik manevralarla asiri derecede zalim askeri tedbirlerine ragmen zorlayici bir varlik göstermeyi basaramadigi bölgelerdir. Oralarda, halk inatçi, cesaretli ve becerikli bir mücadele sayesinde topragin sahibi olarak kaldi ve düsmanin askeri üsleri ve cephe gerisi üzerinde kuvvetli bir baski ve kusatmayi sürdürmeyi bildi.
Fransiz sömürgeci saldirisina karsi verdigi direnis zaferle bittiginde, Kuzey, sosyalist devrime giristi ve bütünüyle bir Devlet yapilanmasiyla bagimsiz bir sosyalist Devlet haline geldi. Her
(sayfa 65) alanda güçlerini kuvvetlendirmeye ve tüm halka dayanarak ulusal savunmasini saglamlastirmaya çalisti ve tüm ülkede devrimci mücadele için saglam ve güçlü bir cephe gerisi olusturdu. Güneyde büyük savaslar veren bir cephe için bu büyük bir cephe gerisi, Amerikan saldirisina karsi ulusun mücadelesinde hayati önemde bir rol oynuyor.

2 - Kirsal ve kentlesmis bölgelerdeki devrimci güçlere dayanmak, sehirlerde devrimci üsler kurarken kirsal kesimde saglam üsler ve saglam bir cephe gerisi kurmak, bölgesel geri bölgeler ile genel ulusal geri bölgenin isbirligini saglamak.
Halk savasimiz esas gücünü isçilerden ve köylülerden alan tüm halkin gücüne dayanir. Kendi topragimizda düsmanla savasarak ona her türden araçla, hem sehirde hem de kirsal kesimde saldirilar düzenliyoruz. Bu bizim kirsal ve kentlesmis bölgelerde devrimci güçlere dayanmak ve kirsal kesimde saglam geri üsler, sehirlerde devrimci üsler kurmak zorunda ve imkaninda olusumuzun nedenini açiklar.
Kirsal bölgelerde (daglarda ve ovalarda) nüfusun %90'ini olusturan, kararli bir devrimci ruhla dolu emekçi köylülerin olusturdugu genis devrimci güçler vardir. Ekonomi, malzeme ve teknik açidan üstün olan düsmana karsi halk savasini baslatmak ve devam ettirmede bölgesel ihtiyaçlari karsilayabilecek durumdadir. Arazi silahli güçlerin faaliyetine uygundur. Son olarak, düsmanin yönetim cihazi zayif ya da göreceli zayif ve çatlaklarla doludur. Engebeli yer sekli ile
(sayfa 66) daglik bölgeler büyük stratejik öneme sahiptirler. Burada yasayan etnik azinliklar devrime derinden baglidirlar. Diger taraftan, buralarda düsmanin genellikle diger yerlerden daha zayif ve yetersiz bir korumasi vardir. Burada devrimin ve devrimci savasin saglam bir cephe gerisi mevcuttur. Buna dayanarak, halkimiz, güçlerini kurup, koruyup gelistirebilir; en kötü zorluklar karsisinda uzun süreli bir savasi sürdürebilir, ovalara dogru ilerlemek için baslangiç noktalari elde tutabilir. Ovalar, nüfusu çok ve zengin kirsal bölgeler, düsmanin "Vietnamliyi Vietnamliya kirdirmak ve savasi savasla beslemek” yoluyla buralarin insan ve malzeme kaynaklarini gaspetmek için sürekli olarak isgal etmeye çalistigi yerlerdir.
Devrim kirsal bölgelerde denetimi eline aldiginda, saglam bir destek üssüne sahip olarak insan ve kaynaklari harekete geçirebilecek, güçlerini gelistirebilecek, uzun süreli bir savasi sürdürebilecek, savas devam ederken gücünü artirabilecek, düsmanin bütün haince mekanizmalarini dagitabilecektir. Daglardaki ve ovalardaki kirsal bölgelerde yaratilacak elverisli bir durum, sehirlerde düsmanin kritik merkezlerine ve haydut inlerine vuran devrimci harekete güçlü destek verebilir.
Açikça, ülkemizde kirsal bölgeler saglam ve dayanikli destek üsleri ve savas yerleridir; onlara tam olarak dayanmak ve oralarda saglam geri üsler kurmak ülkemizdeki devrimci savasin için stratejik önemde zorunlu bir ihtiyaçtir.
Partimiz, kirsal kesimde saglam geri üsler
(sayfa 67) kurarken emekçi yoksul köylülükle birlikte devrimin savasan gücünü olusturan öncü sinifin, en devrimci sinifin, isçilerin çogunun yasadigi kentlesmis merkezlerde devrimci üsler kurulmasi isine büyük önem verdi. Keza, sehirlerde, hepsi atesli yurtseverlik ve anti-emperyalist duygularla canlanmis degisik tabakadan emekçiler, ortaögretim ve yüksekokul ögrencileri, ilerici aydinlar yasamaktadir. Kentlesmis merkezler, özellikle sehirler ve büyük tasrakentleri düsmanin baski ve hükümranlik araç ve organlarini yogunlastirdigi politik, askeri, ekonomik ve kültürel merkezlerdir. Buralarda düsman kirsal bölgelerdekinden görece daha kuvvetlidir, fakat bununla beraber askeri ve özellikle politik alanda zayifliklar gösterir.
Düsmanin hedefi, herseyden önce, sehirleri kendi saldirgan savasi için saglam bir cephe gerisi haline dönüstürmektir. Bizim tarafimizdan ise, devrimci savasimizi zafere götürmek için, sehirlerde etkin bir sekilde devrimci üsler kurmali, bütün uygun araçlarla düsmana saldirmak için gerekli kosullari yaratmali ve düsmanin kendisi için saglam üsler kurmasini engellemeliyiz. Düsmani inindi vurabilmek için kentli ve kirsal devrimci güçlerimizi yakindan isbirligine sokmali, düsmanin silahli ve politik güçlerini en büyük miktarlarda tahrip etmeli, halkin sürekli artan sayida bölgelerde iktidari almasini mümkün kilmali ve nihai zaferi elde etmeliyiz.
Kirsal bölgelerde saglam geri üslerin ve sehirlerde devrimci üslerin esgüdümlü örgütlenmesi, Agustos Devrimindeki ayaklanmamizin
(sayfa 68) aldigi biçime ve sehirlerdeki mücadeleyi siddetlendirirken kirsal üslere dayanan ilk direnis savasimizdaki uzun süreli savas stratejimizin basarisina katkida bulunmustur. Ayni esgüdüm, bugün güneydeki üç stratejik bölgede devrimci savasini kaydettigi önemli basarilara büyük katkida bulunmaktadir.
Devrimci savasta cephe gerisinin gelistirilmesi kurali uyarinca ve bütün alanlardaki ulusal kaynaklarimizi harekete geçirmek ve onlardan en iyi sekilde yararlanmak maksadiyla yöresel geri üsler ile genel ulusal cephe gerisinin koordinasyonuna çalisiyoruz.
Deneyimimiz gösteriyor ki, bütün ülke için bir üs, bir cephe gerisine ve keza her cephe, her bölge için bunlarin yaninda üslere ve cephe gerilerine sahip olmak gerekir. En asagidan baslayarak her cephe, her bölge, her kademe için yerinde üsler ve cephe gerileri kurulmasi, Partimizin tüm ulusun savas için seferber edilmesi genel çizgisi ve halk savasinin sürdürülmesi için heryerde bölgesel güçlerin örgütlenmesi politikasi ile yakindan iliskilidir. Bu, bizim gibi fazla büyük olmayan bir ülke ile ve tek bir inç topragini terk etmeden düsmana her yerde saldirmak ve topragini tutmak olan bizim halk savasi yöntemimizle (yürütme biçimimizle) uyum halindedir. Bu, halk tarafindan egemenligin kazanilmasini ve korunmasini kolaylastirmakta ve savasin ihtiyaçlarina zamaninda ve süratle cevap vermeyi saglayan kurtarilmis bölgelerde toplanan ve sekillenen yeni sosyal düzenin gücünü tamamen ortaya koymayi mümkün kilmaktadir.
(sayfa 69)
Amerikan saldirisina karsi direnisimiz Güneydeki bölgesel üsler ve geri üslerle, büyük ulusal cephe gerisini, sosyalist kampla dogrudan baglanan sosyalist Kuzeyi birlestirir. Bu isbirligi, tüm Vietnam ulusunun, Kuzeydeki sosyalist rejimin ve Güneydeki kurtarilmis bölgelerdeki yeni sosyal düzenin gücünün, emperyalistlerin elebasisina karsi onyillardir süren kesintisiz ve zaferle dolu devrimin kazandigi basarilarin tüm gücünün seferber edilmesini mümkün kilar. Bu, halkimizin güçlerinin ve bu güçlerin konumlarinin bugünkü direnis savasinda ilkinden çok daha güçlü oldugunu gösteren temel bir noktadir.

3 - Saldiri ruhumuzu en yüksek noktasina çikarmak, tüm alanlarda üslerimizi ve cephe gerimizi güçlendirmek; düsmaninkine durmaksizin saldirirken kendi cephe gerimizi etkin bir sekilde savunmak ve onunkini bir savas cephesi haline dönüstürmek; durmaksizin üslerimizi ve cephe gerimizi genisletmek.
Bir devrimci savasta üslerin ve cephe gerisinin kurulusuna ilk üslerle baslangiçta sifirdan baslanir. Bu baslangiç basarisini korumak ve gelistirmek ve bu üslerin tüm sinavlara dayanabilmesi ve büyüyen bir rol oynamasini mümkün kilmak için onlari her bakimdan düzenli olarak güçlendirmek gerekir.
Bir halk savasinda, üslerin ve cephe gerisinin saglamligi politik, ekonomik, askeri ve cografi faktörlere, herseyden önce politik faktörlere, halkin moraline ve sosyal rejime dayanir. Cephe
(sayfa 70) gerisinin kurulusu -politik, ekonomik, askeri ve kültürel- tüm alanlarda sürdürülmeli, hepsinden önce politik alanda, halkin politik ve manevi birliginin kuvvetlendirilmesi, yeni sosyal rejimin üstünlügünün her yönden artirilmasi, halkin maddi ve manevi yasam sartlarinin yükseltilmesini hedefleyen demokratik reformlarin yavas yavas etkin bir sekilde uygulanmasi ve cephe gerisinin potansiyelinin durmaksizin güçlendirilmesi suretiyle yapilmalidir. Bu yolla cephe gerisi kendi savunmasini kendisi saglayabilir ve savasta önemli bar rol oynayabilir.
Halk savasinin üsleri ve cephe gerisi, onlara durup dinlenmeden ve acimasizca saldirmayi gözleyen düsman için devamli bir tehdit olustururlar. Onlarin güçlendirilmesi, onlari genisletmek ve savunmak için verilen mücadeleye ve onlarin her alanda görevlerini yerine getirmelerine baglidir. Saldiri ruhu yükseltilmeli, düsmanin cephe gerisine durmaksizin saldirilirken kendi cephe gerimiz etkin bir sekilde savunulmali ve onun cephe gerisi bir savas alanina dönüstürülmelidir. Saldiri, aktif saldiri, kendi cephe gerimizi korumak ve genisletmek, düsmaninkini azaltmak için en iyi yoldur. Bu, iktidari almak, korumak ve genisletmek için savasan bir halkin üslerini ve cephe gerisini sifirdan baslayarak kurmasinin kaçinilmaz bir geregidir.
Birinci direnme savasi sirasinda, kurtarilmis bölgemizin savunmasinda hakim olan temel ilkemiz, her alanda kendi cephe gerimizi kuvvetlendirirken ve tüm düsman saldirilarini defederken düsmanin cephe gerisine yönelik saldiri
(sayfa 71) eylemlerimizin siddetlendirilmesi, gerilla savasinin genisletilmesi idi. Bu yolla, kurtarilmis bölgelerimizi korumayi ve güçlendirmeyi, düsmanin cephe gerisinde daha fazla üsler ve gerilla bölgeleri olusturmayi, düsmaninki azalirken bizim cephe gerimizi genisletmeyi basardik.
Bu deneyim Güneyin halki ve silahli güçleri tarafindan yaratici bir sekilde uygulaniyor ve zenginlestiriliyor. Güçlü bir saldiri ruhu ile dolu olarak bütün alanlarda kurtarilmis bölgeleri güçlendirmeye çalisiyorlar ve düsmanin ona saldirmak, kemirmek, baskin yapmak veya sabotaj yapmak için bütün kalkismalarina karsi etkin ve dayanikli bir mücadele veriyorlar. Onlar, isgal edilmis bölgelerin halkinin degisik biçimlerde ve degisik derecelere kadar kontrolü kazanmalarini saglamak, düsmanin cephe gerisine güvensizligi yaymak ve orayi derece derece bir savas alanina ve halkin kendi cephe gerisine dönüstürmek için düsman cephe gerisine savasi kararlilikla sokuyorlar, politik mücadele ile askeri mücadeleyi ve salt askeri saldirilarla kitle ayaklanmalarini birlestiriyorlar.
Geçen birkaç yilda, büyük ulusal cephe gerisi, Kuzey, sebatla savunuldu ve Amerikan saldirisina karsi verilen ulusal mücadelede önemli bir rol oynadi. Bu, saldirganlara karsi koymasini ve onlarin imha savasini bozguna ugratmasini mümkün kilan Kuzeyin her alanda düzenli olarak kuvvetlendirilmesine ve kendi saldiri stratejisi sayesinde zaferden zafere kosan güneyin devrimci güçlerinin durmaksizin gelistirilmesine baglidir.
(sayfa 72)

4 - Büyük cephe gerisinin, Sosyalist Kuzeyin kurulmasi ve güçlendirilmesi.
Dien Bien Phu zaferinden sonra, Kuzey tümüyle kurtarilarak sosyalizm yoluna girdi ve tüm ülkedeki devrimci mücadele için saglam bir üs ve cephe gerisi haline geldi. Bu Vietnam'daki halk savasinin üssünün ve cephe gerisinin kurulusu ve genisletilmesinde büyük bir dönüm noktasi, büyük bir atilimdi. Özgürlük ve bagimsizlik mücadelesinde Partinin önderlik rolünü üstlenmesinden bu yana, ulusun devrimci mücadelesi yolunda saglam ve tam bir geri üs saglamak için bin yillik tarihimizde en ileri sosyal rejim olan sosyalizmi basariyla kurabilmemizi saglayan bir yer, ülkemizin bir yarisi tamamiyle kurtarildi.
Ilk direnis savasinin zaferle bitmesiyle birlikte, Parti, Kuzeyin tüm yönlerden güçlendirilmesi geregine isaret etti. Partinin 1960'daki Üçüncü Ulusal Kongresinde alinan kararda: "Kuzey, ne kadar gayretle sosyalizme dogru ilerlerse, tüm alanlarda ne kadar kuvvetlendirirse Güneydeki kurtulus devrimi için, tüm ülkedeki devrimci görevlerimizin yerine getirilmesi için, Hindiçininde ve dünyada barisin korunmasi ve güçlendirilmesi için o kadar uygun kosullar yaratir. Kuzey, tüm ülkedeki devrimin genel üssüdür” deniyordu.
Kuzeyin saglamlastirilmasi ve güçlendirilmesi, hergeçen gün daha da güçlenen savunmayi, halkin kendisi tarafindan gerçeklestirilen bir ulusal halk savunmasini, tüm alanlarda halk iktidari temelindeki bir savunmayi, halkin çikarlarinin koruyucusu
(sayfa 73) olan bir savunmayi, devrimin ve sosyalist rejimin ürünleri olan bir savunmayi sagladi. Ulusal halk savunmasi kavrami 1957'de Parti Merkez Komitesinin 12'nci Genel Toplantisinda alinan kararda ilk defa açik bir sekilde ifade edildi. Bu, halk savasi tezinin, tüm emperyalist saldiri girisimlerini bozguna ugratmada tümüyle hazir olmasi için sosyalist Kuzeyin savunmasina ve ayni zamanda tüm ülkedeki devrimin cephe gerisi rolü oynamasina uygulanmasidir. Bu, yeni kosullarda cephe gerisi ve üslerin kurulmasi teorisinin yeni bir gelisimi idi.
Kuzeyde ulusal halk savunmasinin kurulusu tüm alanlarda yerine getirilmelidir.
Güçlü bir ulusal halk savunmasina sahip olmak için, politik düzeyde, partinin önder rolü durmaksizin güçlendirilmeli ve takviye edilmeli, proletarya diktatörlügü devleti kuvvetlendirilmeli, sosyalist rejim güçlendirilmeli, emekçi halkin birligi: isçilerin, köylülerin ve sosyalist aydinlarin birligi, isçi-köylü ittifaki temelinde kuvvetlendirilmelidir. Yiginlarin sosyalist bilinci, yurtseverlikleri ve sosyalizm asklari, ülkeyi birlestirme istek ve kolektif mülkiyet sahibi olma bilinçleri durmaksizin yükseltilmelidir. Bu temelde, tüm halki üretimi artirmaya, gerektiginde Kuzeyi savunmak için kahramanca dövüsmeye hazir olurken sosyalizmi insaya, Güneydeki devrimci mücadele ile ilgili tüm görevlerini yerine getirmeye ve uluslararasi görevlerimizin icrasina katkida bulunmaya çagirmak gerekir. Mecburi askerlik hizmeti, yarali ve hasta askerlere ve asker ailelerine verilen hizmetler dikkatle yerine getirilmelidir.
(sayfa 74)
Kuzeydeki ulusal halk savunmasinin güçlü bir sosyalist ekonomiye dayanmasi gerektigi için ekonomik yapilanma büyük önem tasir. Bu yapilanmada, ulusal savunma ile ekonomiyi, baris zamani ihtiyaçlari ile savas zamani ihtiyaçlarini, kisa vadeli ihtiyaçlarla uzun vadeli olanlari birlestirmeliyiz. Böyle bir koordinasyon yalniz Devlet planinda degil, ayni zamanda her faaliyet alaninin (sanayi, tarim, ulastirma ve haberlesme vb.) planlarinda ulusal ve bölgesel seviyede düzenlenmeli, ekonomik gelismenin her asamasinda savunma potansiyelinin güçlendirilmesi gözetilmeli ve bir dis saldiri durumunda ekonomi süratle savas konumuna geçebilmelidir. Üretim artisinin devam ettirilebilmesi, ekonominin genislemesi, direnisin ihtiyaçlarinin yerine getirilmesi, halkin savas zamanini ihtiyaçlarini karsilayabilmesi için, savas ve üretimin birlikteligi ilkesine uygun bir sekilde savas zamani kosullarina göre ekonomik yapinin düzenlenmesi için dogru bir çizgi belirlenmelidir.
Güçlü bir ulusal savunma için, Kuzey askeri bakimdan güçlendirilmelidir. Askeri güç, sadece sürekli orduya dayanmamali, nüvesi halkin silahli güçleri olan tüm halka dayanmalidir. O, yeni sosyal rejimin büyük gücü üzerine temellendirilir. Askeri kurulus görevleri, tüm halkin silahlandirilmasini ve askerilestirilmesini, halkin silahli güçlerinin savaskan düzenli birlikler ve güçlü yedek kuvvetler ile güçlendirilmesini, köylerin ve kentlesmis bölgelerin derece derece savas yerlerine dönüstürülmesini, güvenligin güçlendirilmesini kapsar. Tüm ülke her yönden hazirlanmalidir.
(sayfa 75) Silahli güçler ve halk uyanikliklarini bir kat daha artirmali ve emperyalist saldirinin tüm tertiplerine darbe vurmayi ve dövüsmeye hazir olmalidir. Keza her stratejik bölgenin önemini belirtmek ve daha önemli olanlari her yönden güçlendirmek gereklidir. Ulusal savunmanin kuvvetlendirilmesinde ve silahli güçlerin kurulusunda her seviyede partinin ve yönetimin önderligi güçlendirilmelidir.
Kültür, egitim, bilim ve teknoloji, genel saglik çalismasi, fiziksel egitim, ve spor vb.'deki gelismenin ekonomik yapilanmada, ulusal savunmanin güçlendirilmesinde ve özellikle yüksek devrimci bilince, iyi genel bilgi ve bilimsel ve teknik vasfa ve iyi sagliga sahip yeni insanlarin, kadrolarin ve savasçilarin yaratilmasinda derin bir önemi vardir.
Kisaca, Kuzeyde halkin ulusal savunmasi sosyalist rejimin kendi bütünlügündeki gücüne ve sosyalist devrimin ürünlerine dayaniyor. Kuzeyde ulusal halk savunmasi Amerikan hava imha savasina karsi koymaktadir. Halkimizin manevi ve politik birlikteligi simdiye kadar oldugundan daha saglamdir. Üretim korunuyor ve gelistiriliyor; iletisim sebekesi açik ve ulasim saglaniyor; kültürel faaliyetler, egitim ve saglik ilerlemeye devam ediyor; halkin yasami gerekli ihtiyaçlarin dengeli karsilanmasiyla devam ediyor; ulusal savunma güçleri kuvvetlendiriliyor ve hatiri sayilir büyüme gösteriyorlar. Vietnam Demokratik Cumhuriyeti, topragini, onurunu, zaferini koruyor; sosyalist insayi basariyla yerine getiriyor ve Güney için görevlerini yapiyor.
(sayfa 76) Sosyalizm üstünlügünü kanitliyor. Kuzeyde tüm halkin ulusal savunmasi gücünü politik, örgütsel, maddi ve teknik alanlarda savasçilarin kararlilik, zeka ve manevi niteliklerinde görülen insan alaninda oldugu kadar iyi gösteriyor.

5 - Sosyalist kampa, genis cephe gerimize dayanmak.
Vietnam devrimi ilk günlerinden beri onun tamamlayici bir parçasi oldugu dünya devriminden destek almakta ve bu destek her geçen gün büyümektedir. Emperyalistlerin kusatmasinin oldugu baslangiçta sosyalist kampa saglam bir sekilde dayanmayi basardik.
Simdi, özellikle uygun sartlar altinda Amerikan saldirganlarina karsi direnis savasimizi sürdürüyoruz: sosyalist kamp, bir milyar nüfusu, güçlü ekonomik potansiyeli, yenilmez silahli güçleri ile hatiri sayilir bir sekilde güçlenmistir. Baris, ulusal bagimsizlik, demokrasi ve sosyalizm için verdikleri mücadelelerinde halkimiz ve dünya halklari için saglam bir destek ve emin bir siper olusturmaktadir.
Halkimiz, basini Amerikan emperyalizminin çektigi dünya emperyalizmine karsi dövüsen dünya halklarinin öncü birligindedir. Sosyalist kampin bir üyesi olan Vietnam Demokratik Cumhuriyeti Güneydogu Asya'da ileri bir konumdadir. Ve böylece, esas olarak kendi özgüçlerimize güvenirken, tüm alanlarda sosyalist kampin sempati, destek ve yardimini almak durumunda ve zorundayiz. Bu halkimizin savas kabiliyetinin güçlendirilmesi için çok önemli bir faktördür.
(sayfa 77)
Halkimiz sürekli genisleyen ve daha güçlü bir cephe gerisine, bir ulusal cephe gerisine ve bölgesel cephe gerilerine ve bunlarin yanisira kardes sosyalist ülkelerden meydana gelen çok genis bir cephe gerisinin genis potansiyeline dayanabilir. Bu suretle, direnis savasimizi nihai zafere ulastirmak için zamanimizin uygun kosullarindan istifade ederken kendi ekonomik ve askeri potansiyelini tamamiyle harekete geçirebilir.
(sayfa 78)



V
SAVASI YÜRÜTME TARZI



Partinin önderligi altinda ve savas pratigi sayesinde, bir savas yürütme tarzi ve yüksek etkinlik ve zengin içerik gösteren bir askeri sanat çikarmayi basardik.
Bunlar, büyük emperyalist güçlerin saldirgan ordularina karsi fazla genis topragi olmayan ve nüfus bakimindan çok olmayan bir ulusun tüm alanlarda verdigi halk savasina uygulanan bir savas yürütme tarzi ve bir askeri sanattir. Bu savas tarzi ve askeri sanat, uzun dönemli silahli ayaklanmalar yapilmasi ve devrimci savas sürdürülmesi, kentlerde ve kirlarda silahli ve politik güçlerle düsmana kararlilikla saldirilmasi; potansiyelimizi koruyup artirmak ve savasirken basarilar kaydetmek için halkin egemenliginin kazanilmasi ve korunmasina çalisirken düsman güçlerinin imha edilmesi; düsmani sonunda tamamiyle yenmek için onu adim adim geriye sürmek ve güçlerinin parça parça tahrip edilmesi; esas olarak kendi güçlerimize dayanilmasi, hakli davamizi ve kendi topragimiz üzerinde yaptigimiz bir ulusal savas gerçeginden çikan uygun kosullari tamamiyle ortaya koymak, diger halklarin sempati destek ve yardimlarini kazanmaya çalismak ve zamanimizin uygun faktörlerinden yararlanmaktir. Halk savasinin tüm bu birlesik güçleri bize düsmani yenmemizi ve topragimizi kurtarmamizi ve savunmamizi saglar.
(sayfa 80)

1 - Her alanda tüm halkin savastigi bir savasi yürütmek; silahli güçlerle politik güçleri, silahli mücadele ile politik mücadeleyi, silahli ayaklanma ile devrimci savasi birlestirmek.
Emperyalizm ülkemizi istila etmek ve halkimizin üzerinde hükümranlik kurmaya çalismak için ordularina dayanir. Onu bozguna ugratmak için tüm halki silahlandirmali, silahli güçler örgütlemeli ve bir silahli mücadele vermeliyiz. Düsmana, büyük ve iyi teçhizatlandirilmis bir orduya, bir saldiri, bir haksiz savas sürdüren bir orduya; ve çeliskilerle dolu ve birçok zayifliklarla etkilenmis bir orduya sahip bir düsmana karsi, tüm halkin hudutsuz gücünü harekete geçirebilmek için tüm alanlarda, yalniz askeri degil, politik, ekonomik, kültürel ve diplomatik tüm alanlarda savasmali, temel biçimleri silahli ve politik mücadele olan çesitli mücadele biçimlerini kullanmaliyiz. Silahli güçlerle politik güçleri, silahli mücadele ile politik mücadeleyi, silahli ayaklanma ile devrimci savasin birlestirilmesi, bizim savas tarzimizin asli içeriginde -tüm alanlarda tüm halkin verdigi bir savas- yatar.
Uzun tarihimiz boyunca, atalarimiz düzenli ordulari kurarken yiginlari yabanci saldirganlara karsi nasil harekete geçireceklerini ve silahli güçlerin faaliyetleri ile halkin mücadelelerini ve ayaklanmalarini nasil birlestireceklerini biliyorlardi. Simdi, partinin önderligi altinda halkimiz bu çizgide önemli ilerleme yapmaktadir.
Silahli savas bir temel mücadele biçimidir. Tayin edici bir rol oynar ve düsmanin askeri gücünün imhasiyla dogrudan iliskisi vardir. Bunun
(sayfa 81) yanisira silahli mücadele halki savunmali ve halk yiginlarinin ayaklanmalari ve politik mücadeleleri ile birlestirilmelidir. Savas siddetlenerek büyürse, düsman silahli güçlerinin kullanimini daha artirirsa silahli savas daha önemli yer tutar. Düsman güçleri yok etmeli ve onlarin stratejik planlarini bozmaliyiz. Askeri zafer, direnisin basarisi için vazgeçilmezdir.
Politik eylem, mücadelenin bir diger temel biçimi, silahli savasin gelistirilmesinin temeli ve ayni zamanda düsmana karsi bir saldiri biçimidir. Politik eylem halki harekete geçirir, örgütler ve onlari asagi biçimlerden yukari biçimlere dogru savasin içine sokar. Düsmanin gerçek yüzünü açiga çikarir, onun politik entrikalarini bozar, silahli güçlerini dagitir ve kuvvetten düsürür, onun cephe gerisini bozar, halkin yasamini ve isini korur, devrimin politik üslerini savunur. Ayaklanmada ve savasta, politik eylem silahli savas ile yakindan ittifakini ve onun gelistirilmesini asla durdurmaz. Halkin politik güçleri politik eylemin siradan biçimlerinden silahli ayaklanmaya dogru derece derece geliserek, silahli güçlerle birlikte savasin sonucunu tayin ederler.
Politik güçlerle silahli güçlerin, politik eylemle silahli savasin, silahli ayaklanma ile devrimci savasin kombinasyonu ülkemizde devrimci siddetin kullanilmasinin genel biçimidir. Belirli zamanlarda, politik güçler silahli güçlerin destegine dayanarak ve tüm ülkede genel ayaklanmayi baslatmak için politik eylem ile silahli savasi birlestirerek temel bir rol oynarlar; diger zamanlarda silahli güçler tüm halkin nüvesi olarak savasir
(sayfa 82) ve uzun süreli bir halk savasini sürdürmek için silahli mücadele ile politik mücadelenin birlestirilmesini saglayarak önemli bir rol oynarlar; yine diger zamanlarda, silahli ve politik güçler birbirine kosut ve eszamanli olarak kullanilir, silahli hareket politik mücadele ile ve silahli ayaklanma,devrimci savas ile tek ve karmasik bir süreçte birlestirilir.
Agustos 1945'te, halkin güçlü politik güçleri, silahli kurtulus kuvvetlerine dayanarak, kirlarda ve kentlerde, tüm ülkede iktidari almak için genel ayaklanmayi baslatti. "Agustos Devriminin basarisi esas olarak halkin politik güçlerinin ayaklanmayi baslatmak ve iktidari almak için zamaninda uygun firsati yakalamasi gerçegine bagliydi. Fakat eger partimiz silahli güçleri yaratmamis olsaydi ve bu güçleri ve politik mücadeleyi desteklemek için saglam üsler kurmamis olsaydi ve kosullar olgunlasmamis olsaydi, hizli bir silahli ayaklanma baslatmamis olsaydi, devrimin bu kadar hizli zafere gitmesi mümkün olmazdi.
[19*]
Birinci direnis savasinda, tüm halk silahli savas gerekli oldugu için onun nüvesi olan halkin silahli güçleriyle birlikte ayaklandi. Silahli güçler hareketlerini politik mücadele ve düsmanin cephe gerisindeki yigin ayaklanmalari ile giderek daha yakindan birlestirerek gerilladan düzenli ordu muharebelerine geçtiler. Kirlarda ve kentlerde devrimci yiginlar eski sömürgecilige
(sayfa 83) degisik mücadele biçimleri ile karsi koydular: terör ve katliama, bombardiman ve yagmaya, isçilerin ve askerlerin zorla toplanan ogullari ve kocalarinin geri dönmesi talebi için verdikleri mücadele; kukla birlikler arasinda onlari devrimin saflarina kazanmak için yapilan ajitasyon ve son olarak silahli savas ve politik ajitasyonun birlestirilmesi ve kirlarda yerel düsman yönetiminin defedilmesi için kismi ayaklanmalar.
Bugün Güneyde, silahli mücadele ile politik mücadelenin, silahli ayaklanma ile devrimci savasin birlikteligi baska bir düzeyde ve yeni tarihsel kosullarda sürdürülüyor. Hedef, yeni-sömürgeci hakimiyeti devirmek ve Amerikan emperyalizminin sürdürdügü saldirgan yeni-sömürgeci savasi bozguna ugratmaktir. Tüm halkin her alanda verdigi savas çok yüksek bir düzeye getirildi. Güneyin tüm halki mücadelede yerini aliyor, Amerikalilara, kukla yönetime ve ordusuna askeri ve politik araçlarla saldiriyor ve hem devrimci savasi hem de yigin ayaklanmasini gerçeklestiriyor.
Devrimci savas, yayildikça esi görülmemis asamalara variyor ve Amerikan seferi kuvvetlerinin en iyi teçhizatli birliklerini giderek daha fazla bozguna ugratiyor. Silahli güçlerin eylemi ile koordineli politik mücadele sayesinde yigin ayaklanmalari artan bir siddetle üst üste patliyor. Ayaklanma devrimci savasin eylem alanini genisletiyor, onu güçlendiriyor, onun durmaksizin genislemesine neden oluyor, bu sirada da savas, ayaklanma için kosullari olgunlastiriyor ve onun yayilmasini sagliyor. Savas ve ayaklanma,
(sayfa 84) her ne kadar birbirinden farkli iselerde, birbirlerinden ayrilmazlar. Lenin, "Savas ve ayaklanmanin birbirinden ayirt edilmesi güçtür” demektedir.
Askeri ve politik mücadelenin yani sira, biz düsman saflarinda genis ve sabirli bir politik çalisma yapiyoruz. Bu, kukla ordu askerlerinin politik bilinçlerini uyandirmayi ve onlarin halkin saflarina kazanmayi, bu suretle baska bir stratejik hamleyi, devrimci eylemin önemli bir unsurunu baslatmayi hedefleyen bir propaganda çalismasidir.
Ekonomik mücadele, özellikle üslerimizi ve cephe gerimizi kurdugumuz zaman, kurtulus savasi genisledigi ve yayildigi zaman veya anavatanimizi savunmak için dövüstügümüzde önemli bir rol oynuyor. Kendi ekonomimizi savas için seferber ederken, düsmanin ekonomik üslerine saldirmak ve tahrip etmek için askeri ve politik mücadele ile baglantili olarak ekonomik mücadele vermeli, kendi ekonomimizi korur ve gelistirir, halkin mal ve canini korur ve onlarin çalisma ve üretim kosullarini saglarken düsmanin ekonomisini bozmali ve yikmaliyiz.

2 - Kirsal bölgelerde saglam mevkiler kurmak, kirsal ve kentlesmis bölgelerde halk savasini sürdürmek, düsmana karsi saldiri hamlelerini uygun biçimlerde ve üç stratejik alanin tümünde: daglarda, ovalarda ve sehirlerde gelistirmek ve yakindan birlestirmek.
Uygun biçimleri kullanarak üç stratejik bölgenin tümünde düsmanla savasmak devrimci savas
(sayfa 85) yürütme tarzinin çok önemli bir yönüdür. Kentsel ve kirsal bölgelerin stratejik durumunu dogru tayin etmeli, kirsal bölgelerde dayanikli mevkiler tutmali, her iki bölgede düsmana ayni zamanda saldirmali, üç stratejik bölgenin hepsindeki saldirilari yakindan koordine etmeli, her birindeki geçerli kosullara gereken dikkat gösterilmeli, silahli mücadele ile politik mücadeleyi, ayaklanma ile savasi uygun bir düzeyde birlestirmeli, önderligin özel dikkat göstermesi gereken bir bölgenin alinmasi için savas ve ayaklanmanin her döneminin somut kosullarini hesaba katmali.
Ikinci Dünya Savasi sirasinda ve Agustos Devrimi öncesinde, devrim, özellikle daglik bölgede yerel gerilla muharebesi ve kismi ayaklanma seklinde yayildi. Bununla beraber, devrimci hareket gelismesine ovalarda ve sehirlerde uygun biçimlerde devam etti. Uygun an geldiginde, halkimiz sehirlerdeki hareketi kirlardaki ile ve politik güçleri silahli güçlerle koordine etmek ve genel ayaklanmayi zafere götürmek için uygun firsati yakalamak suretiyle Agustos Devriminde basariyi kazandi.
Birinci direnis savasi ilk defa sehirlerde patlak verdi. Sonra uzun bir süre, özellikle silahli mücadeleyi kullanarak Fransiz sömürgeci saldirisina karsi verilen halk savasi esas olarak kirsal bölgelerde verildi. Düsman bölgelerindeki (kirsal ve kentsel bölgelerde) politik mücadele ve silahli eylem, delta ve daglik arazilerin kirsal bölgelerindeki askeri harekâtlarla yakin isbirliginde içinde gelisti.
(sayfa 86)
Güneyde 1959-60'da patlak veren "zincirleme ayaklanmalar”, ilk defa kirsal kesimlerde meydana geldi; sonra sehirlerdeki politik hareketle yakin iliski içinde genis bir gerilla hareketi haline geldi. Özellikle 1963'den 1965'e kadar, "stratejik köylerin” imhasi için silahli eylemler ve köylü ayaklanmalari, kentli yiginlarin eylemleriyle birleserek, Amerikan emperyalistlerinin "özel savas”ini bozguna ugratan önemli bir birlesik güç meydana getirdi.
1965'den 1967'ye kadar, Güneyin silahli güçleri ve halki, basarili ilerlemesini sürdürerek düsmana üç stratejik bölgede silahli ve politik araçlarla siddetle saldirdilar. Savas ve ayaklanma için asil alan, daglik arazinin kirsal bölgeleri ve delta oldu, sehirlerde politik eylem belirli bir alandaki savas faaliyetlerinin yanisira gerçeklesti. 1968 baslarindaki genel saldiriyla, Güneyin silahli güçleri ve halki, kentlerde ve kirda, her yerde saldirdi ve ayaklandi ve büyük basarilar elde etti.
Yukarida açiklandigi gibi, kirsal bölgeler ve sehirlerin her ikisi de önemlidir, ancak farkli konumlari vardir. Silahli mücadeleyi politik mücadele ile savasi ayaklanma ile stratejik bölgeye göre uygun bir sekilde birlestirerek, kirsal kesimde saglam mevkiler tutup onu en dayanikli destek üssü olarak kabul etmek suretiyle, sehirlerdeki devrimci güçleri gelistirir ve onlari canalici kesim olarak kabul ederek düsmani kirda ve sehirde alasagi edebiliriz. Biz keza tüm bölgelerdeki eylemleri koordine ederken düsman güçlerini dagilmaya zorlayabilir, her yerde ve her zaman
(sayfa 87) sürekli hücumlar baslatabilir, onun geri bölgelerini bozabilir ve tehlikeli darbeler indirebiliriz. Biz uzun süreli bir savasta kazanabiliriz, düsmandan önce davranabilir, uygun anlarda ona yikici darbeler indirebilir ve daha büyük zaferler kazanabiliriz.
Biz tüm yapisiyla, sehirleri ve kirsal kesimi ve gelisen bir endüstrisi ile bir Devletin sahipleri oldugumuz zaman, savunmada ve savasta kentlerin ve kirsal bölgelerin oynadiklari rol artik ayni olmayacaktir. Bir ulusal-savunma savasinda kentlerin ve kirsal kesimin koordinasyonu bir kurtulus savasindaki ayni yöntemle yapilmaz. Bu, Amerikan imha savasina karsi verilen kahramanca halk savasimiz boyunca sosyalist Kuzeyde bu son birkaç yilda görülebilir. Fakat kentlerin ve kirsal kesimin rasyonel bir koordinasyonu, düsmani bozguna ugratmak için rejimimizin ve ülkemizin potansiyelini tamamiyle seferber etmek için bir gereklilik olarak önemli bir sorun olma özelligini koruyor.

3 - Silahli ayaklanma ve devrimci savasta saldiri stratejisi düsüncesi ile dolu olmak.
Tüm halki seferber ederek ve üç stratejik bölgenin tümünde silahli mücadele ile politik mücadeleyi birlestirerek, düsmana saldirmak için halk savasinin sinirsiz gücünü yarattik.
Devrim saldiri demektir. Partimizin önderligi altindaki kirkyillik mücadelede, halkimiz düsmana sabirla sürekli olarak ve basariyla saldirmaktadir. Halk, emperyalist boyundurugu ve onlarin usaklarini defetmek ve egemenliklerini geri almak ve korumak için ayaklanarak devrimin
(sayfa 88) stratejik saldiri düsüncesi ile derinligine doluyorlar.
Ayaklanma bir saldiridir. Bir devrimci savas gelisiminin tümüne bir saldiri olarak bakar. Belirli yerlerde ve belirli anlarda savunma durumunu almak mümkündür, fakat bu saldirinin sürmesi için gerekli kosullari yaratmak içindir.
1940'larda halkimiz, politik mücadeleden silahi mücadeleye geçerek yürekli saldirilar baslatti. Özellikle Mart 1945'ten sonra kismi ayaklanmalar genis kirsal bölgelerde düsman gücünü sarsti. Ayni zamanda düsmana uygun mücadele biçimleri ile heryerde saldirildi. Sonra halkimiz durmaksizin kismi ayaklanmalari ve yerel gerilla savasini genisletti, ülkenin heryerinde politik mücadeleyi siddetlendirdi ve en uygun anda düsmanin gücünü defetmek ve tüm ülkede kontrolü ele geçirmek için çok yanli, siddetli ve kararli bir stratejik saldirinin tetigini çeken Agustos genel ayaklanmasini baslatti.
Agustos Devriminin hemen sonrasinda, partimiz Fransiz sömürgelerine karsi ulusal direnise önderlik etmek zorundaydi. Saldirganlarin ordusu bizimkinden çok daha güçlü oldugu için, kuvvetlerimizin büyük kismini korumaya, dezavantajli muharebelerden sakinmaya, heryerde düsmana taktik saldirilar gözler ve onu kismi saldirilarla tahrip ederken, belirli bir geri çekilme yapmaya karar verdik. Sonra, düsmani savunma durumuna zorlamaya karar vererek, gerilla savasiyla onun geri bölgelerine girdik ve oralarini savas alanlarina çevirdik. Saldirimizi derece
(sayfa 89) derece gerilla ve düzenli ordu savasi ile gelistirdik, 1950'deki Sinir Seferberliginin izindeki yerel karsi saldirilari takiben Kis 1953-Bahar 1954'de Dien Bien Phu kahramanca seferi zirvesine ulasan büyük bir karsi saldiri baslattik. Direnis savasimizi muzaffer sonucu ulastirdik ve ülkemizin kuzey yarisini kurtardik.
Güneyde, Amerikan yeni-sömürgeci hakimiyetine karsi verilen mücadelede, devrim 1959-60'in zincirleme ayaklanmalari ile yükselisine basladi. Sonra ilerlemesini genisleterek, kismi ayaklanmalari, politik yigin mücadelesini ve gerilla savasini ve tedricen düzenli savas hareketlerini gelistirdi. Silahli mücadele ile politik mücadeleyi daima birlestirerek Amerikan emperyalistlerinin "özel savas"ini bozdu. Yüzbinlerce iyi teçhizatlandirilmis birlikleri ile dogrudan saldiriya basladiklarinda, silahli güçlerimiz ve halkimiz hiç tereddüt göstermeden sebatla inisyatifi elinde tutmaya devam etti, düsmana durmaksizin saldirdi, düsmanin tüm tertiplerini bozarak, rezil "sinirli savasa" karsi bir saldiri stratejisini hayata geçirdi. 1968 baharinin birlikte ayaklanmalari ve genel saldirisi bizim stratejik saldiri durumumuzu daha güçlendirdi ve savasta bir dönüm noktasi oldu.
Silahli güçlerimiz ve halkimiz proletaryanin devrimci ruhu ile tam anlamiyla dolu; devrimi ve devrimci savasi karakterize eden stratejik saldiri/taarruz düsüncesi ile asilidirlar.
Bu stratejik saldiri düsüncesi halkimizin geleneksel askeri düsüncesinden ayri düsünülemez.
Tarihimizde, Trung Kizkardesler, Ly Bon, Trieu çuang Phuc, Le Loi, Nguyen Trai'nin önderlik ettigi muzaffer ayaklanmalar ve ulusal savaslar yabanci feodallerin boyunduruguna karsi yapilmis sürekli saldirilardir. Ly Thuong Kiet, Tran Hung Dao, Nguyen Hue'nin önderligindeki muzaffer ulusal-savunma, savaslari tabii ki savunma asamalari ve stratejik geri çekilmeleri içeriyordu, fakat saldiri stratejik düsüncesi Nhu Nguyet irmagi, Van Kiep ve Chi Lang, Bach Dan irmagi ve Dang Do da verilen kahramanca savaslarda görüldügü gibi tamamiyle hakim düsünce olarak kaldi.
Bizden ekonomik ve askeri potansiyeli çok üstün olan düsmanlara karsi saglam ve devamli saldirilar nasil baslatilir, onlar savunma ve edilgen duruma nasil sokulur ve sonunda nasil bozguna ugratilir ve mahvedilir?
Bu, giristigimiz silahli ayaklanmalar ve devrimci savaslardaki kesin bir taarruz ruhu ile olur. Taarruz düsüncesi Vietnam'daki savasin ve devrimci stratejinin ideolojik temelidir. O, partimizin politik ve askeri çizgisinin tamamiyle devrimci, karakterinden ve bagimsizlik, özgürlük ve sosyalizm için dövüsen halkimizin coskulu yurtseverligi ve sabirli ve kahramanca savaskanligindan gelir.
Bizim taarruz kabiliyetimiz düsmanla bizim aramizdaki güçler iliskisinin özelliklerini ve egilimini dogru degerlendirmemizle yakindan iliskilidir. Düsman güçlü noktalara sahiptir faka keza temel zayifliklari vardir. Halkimizin zayif yanlari vardir, fakat temel güçlü noktalara sahiptir. Bunlar tüm halkin kendi ülkelerini
(sayfa 91) savunmak için ayaklanmasinin gücünde, zamanimizdaki hakli savasin gücünde yatar. Güçlü noktalarimizi harekete geçirmek ve darbelerimizi düsmanin zayif yanlarina hedeflemek tamamen mümkündür.
Bizim taarruz kabiliyetimiz keza, halk savasini yönetmekteki maharetimizle ve özgün ve zekice mücadele biçimlerimizle ve savas yöntemlerimizle yakindan iliskilidir. Tüm alanlarda düsmana nasil saldiracagini bilerek ve ayni zamanda hem silahli hem politik mücadeleyi, askeri savasi ve yigin ayaklanmasini, gerilla ve düzenli ordu muharebesini kullanarak, silahli güçlerimiz ve halkimiz yeteneklerini tamamen ortaya koymaktadirlar. Uygun ve yüksek etkinlikte savas yöntemleri yaratarak taarruz kapasitemizi yüksek bir dereceye çikartiyoruz.

4 - Uzun süreli savas stratejisi uygulamak ve ayni zamanda daha büyük zaferler kazanmak için en uygun ani yaratmaya ugrasmak ve düsmandan önce davranmak.
Tarihimiz güçlü düsmanlara karsi muzaffer ayaklanmalar ve savaslarla doludur. Bu ayaklanmalar ve savaslarin süresi birçok faktöre, hepsinden önce iki taraf arasindaki güçler iliskisine ve bizim savas yönetme maharetimize baglidir. Bulardan bazilari görece kisa, digerleri uzun süreli kurtulus savaslaridir.
Tran otuz yillik sürede Yuan birliklerine karsi üç direnis savasi verdi fakat bu savaslarin herbiri birkaç ay sürdü. Ching birliklerine karsi Nguyeli Hue'nin yükselttigi simsek gibi saldiri
(sayfa 92) çok kisa bir sürede büyük bir zafere ulasti. Diger taraftan, Le Loi ve Nguyen Trai'nin önderligindeki kurtulus savasi on yil sürdü. Böylece, halkimiz. görece kisa bir zaman süresi içinde basari kazanmak için uygun kosullarin nasil yaratilacagini ve kullanilacagini bilirken, sebatli ve uzun süreli direnis ve uzun süreli savas sanati geleneklerine sahip olmustur.
Simdi, ileri bir politik rejim, tüm halkin birligi ve partinin önderligi ile, halkimiz ve ülkenin tüm maddi ve manevi güçlerini harekete geçirme durumundayiz. Keza kardes sosyalist ülkelerin degerli yardimini ve tüm dünyadaki ilerici insanlarin sempati ve destegini aliyoruz.
Fakat topragimiz çok genis, nüfusumuz fazla sayida degildir; eskiden gelismemis bir ekonomiye sahip sömürge ve yari-feodal bir ülkeydik. Güçlü, inatçi, sinsi ve maceraci emperyalist ülkelere karsi savasiyoruz. Bu kosullarda, derece derece düsman güçlerini zayiflatmak ve tahrip etmek, kuvveli noktalarini zorlamak, zayif yanlarini daha da agirlastirmak, kendi gücümüzü artirmak, güçlü noktalarimizi yükseltmek, zayifliklarimizin üstesinden gelmek dolayisi ile savasin devami sürecinde düsmanin zayiflamasi bizim güçlenmemiz için zamana ihtiyacimiz var. Halk savasi stratejisi bir uzun süreli savas stratejisidir. Halkimizin son birkaç onyildaki sürekli savaslari ve parlak zaferleri bu stratejinin dogrulugunu kanitliyor.
Bu uzun süreli savas; kendi bütünlügü içinde görülen; parça parça imha edilen, adim adim geriye sürülen, iri parçalar halinde yikilan, nihai
(sayfa 93) zafere dogru biz basaridan basariya giderken kendi stratejik tasarilarinin birbiri arkasina bozuldugunu gören bir düsmana karsi yapilan devamli saldirilar sürecidir.
Savasin süresi, gelisen güçler iliskisindeki biçime ve her iki tarafin yürüttügü savas tarzina baglidir. Bizim ulusal savaslarimiz gösterir ki uzun bir savas süresince ne zaman bir yeni evre baslarsa ya bizim çabalarimiz ya da düsmanin hatalari veya uygun maddi kosullar nedeniyle orada sik sik ani degisiklikler meydana gelir. Adim adim ilerleyen bir evrimden çok çabuk ilerleyen bir gelismeye geçis tüm hareketlere hakim olan genel bir yasadir. Ayaklanma ve savas bu yasanin kendini çok açikça ortaya koydugu keskin karsi koyuslar, ölesiye mücadelelerdir.
Biz daha önemli atilimlara ve daha büyük zaferlere götüren uygun kosullan yaratmaya ugrasiyoruz. En büyük etkinligi nasil gösterecegimizi, uygun maddi kosullari nasil kullanacagimizi, düsmanin hata yapmasini nasil saglayacagimizi ve onun zayifliklarini nasil kullanacagimizi, zeki ve etkin mücadele biçimlerini nasil yaratacagimizi, basiretli stratejik önderligi nasil meydana çikaracagimizi, saldirilarimizi dogru yöne ve dogru hedefe nasil yöneltecegimizi, uygun ani nasil yakalayacagimizi, kritik noktalara nasil vuracagimizi, silahli mücadele ile politik mücadeleyi ve askeri savas ile ayaklanmayi maharetle nasil birlestirecegimizi bilmek zorundayiz. Ve, uzun süreli bir savasi sürdürürken tüm alanlarda en yüksek gayretleri göstermeli ve daha önemli zaferler kazanmak için süratli davranmaliyiz.
(sayfa 94)
5 - Düsman birliklerinin imhasi ile halk denetiminin kazanilmasi ve korunmasinin birlestirilmesi; savasirken güçlenmek için kendi birliklerimizi besler ve güçlendirirken hasim güçlerin etkin bir sekilde yok edilmesi.
Her devrimin temel sorunu iktidar sorunudur ve her savasin temel sorunu da düsman güçlerinin imha edilmesi sorunudur. Savasimiz devrimci bir savastir ve iktidarin ele geçirilmesi için mücadele biçimi olarak devrimci savastan yararlaniyoruz. Bu savas, düsman silahli kuvvetlerinin yokedilmesi, düsman iktidarinin parçalanmasi ve halk iktidarinin kurulmasi sorununu çözümlemeyi amaçlar.
Halk savasimizda, iktidari almak için, düsman birliklerinin imhasini hedefleyen silahli halk güçlerinin askeri eylemi ile yigin ayaklanmalarini birlestiriyoruz. Düsman iktidarinin sarsilmasi ve halk iktidarinin degisik seviyelerde ve farkli kosullarda kazanilmasi düsmana saldirmak ve yoketmek için yeni imkanlar yaratilmasini hedefler. Buna karsilik iktidari almak için ayaklanan yiginlari desteklemek ve yeni üsler ve güçler yaratmak için düsman güçlerini imha etmek gereklidir.
Agustos 1945'te, iktidari almak için ana eylem yigin ayaklanmasi idi; fakat ona yardim etmek için silahli güçlerin eylemine ihtiyaç vardi.
Birinci direnis savasinda düsman güçlerinin imhasinda ana faktör kendi silahli güçlerimizdi; fakat yiginlar keza kukla köy yaslilar konseylerini tasfiye etmek ve hainleri cezalandirmak, düsman hatlarinin gerisindeki bölgelerde iktidari zorla geri almak, düsman isgali altindaki
(sayfa 95) bölgelerde gerilla üsleri ve alanlari kurmak, birlestirmek ve genisletmek için ayaklandilar. Ayni zamanda halkimiz ve silahli güçlerimiz etkin bir sekilde her yönden özgür bölgeler kurdu ve takviye etti; halk iktidarini kurdu ve takviye etti ve düsmanin karsi saldirilarini defetti.
Simdi Güneyde, düsmanin imhasi ile halk iktidarinin kazanilmasi ve korunmasinin birlestirilmesi yeni bir ileri adim atmaktadir. Silahli kurtulus kuvvetleri etkin bir sekilde düsmani imha etmek için taarruz ediyorlar ve yigin ayaklanmalarina ve politik mücadelelere destek veriyorlar. Yiginlarin politik güçleri düsmana uygun yollarla saldirarak, kismi ayaklanmalari baslatarak, temelde kukla iktidari sarsarak, degisik seviyelerde egemenligi kazanarak, bir veya baska biçimde devrimci iktidari kurarak silahli güçlen için uygun kosullari yaratiyorlar. Kurtarilmis bölgelerde, silahli güçler halki korumak ve politik ve ekonomik alanlarda egemenlik haklarini ilan etmek ve güçlendirmek için etkin bir sekilde savasiyorlar.
Tüm bunlar su öncü ilkeye uygun olmayi gerektiriyor. Düsmaninkini imha ederken kendi güçlerimizi durmaksizin korumak ve artirmak.
Düsmanin güçlerini imha etmek
demek, onun hem politik hem askeri güçlerini, hem yabanci. saldirganlarin güçlerini ve hem de onlarin usaklarininkileri yok etmek demektir.
Kendi güçlerimizi korumak ve artirmak demek, hem silahli ordu güçlerinin hem halk güçlerinin, askeri, politik ve ekonomik güçlerimizin korunmasi ve artirilmasi demektir.
(sayfa 96)
Sadece bu kurali özümleyerek ve dogru olarak uygulayarak, bu düsünceyle dolu olarak, bu önder ilkeyi hayata geçirebiliriz: Dövüstükçe güçlenir, dövüstükçe zaferler kazaniriz. Dövüstükçe, sonunda düsman güçlerini bozguna ugratmak ve askeri stratejisini bozmak, degisik seviyelerde gücünü kirmak ve halk iktidarini tamamiyle almak için güçlerimiz olgunlasir, faaliyet alanimiz genisler, devrimci savastaki çesitli saldiri kabiliyetlerimiz genisler.

6 - Uluslararasi yardim saglamaya çalisirken esas olarak kendi güçlerimize dayanmak.
Bu da genel bir kuraldir. Önceki tarihi dönemlerle karsilastirildiginda, partimizin savas yönetme sanatinda yeni bir gelismeye isaret eder. Devrimi yiginlarin eseri olarak kabul ederek, halkimizin ve ulusun iktidarinda partimizin sarsilmaz güvenini ifade eder. Keza, o, Vietnam devriminin dünya devriminin önemli bir parçasi oldugu ve dünya halklarinin devrimci hareketiyle yakindan iliskili oldugu fikrinden çikar. Ülkemizdeki devrim ve devrimci savasin zafer kazanmasi için zamanimizin uygun kosullarindan yararlanmanin ve ayni zamanda dünya halklarinin devrimci davasina katkida bulunmamizin yolunu gösterir.
Ülkemizdeki devrimci savasin zaferi esas olarak iç nedenlere baglidir: Partimizin mantikli çizgisi, silahli güçlerimizin ve halkimizin savas alanlarinda katlandiklari fedakarliklar, ulusumuzun politik, manevi ve maddi yetenekleri, kendi topragimizda verilen bir ulusal savasin
(sayfa 97) insani, cografi ve iklim faktörlerinin büyük avantajlari.
Ve böylece, ulusun kaderi ile ilgili sorumluluklarini tümüyle üzerine alarak ve "esas olarak kendi güçlerine dayanmaya" karar vermis olarak, Partimiz Marksizm-Leninizmi ülkemizin kosullarini yaratici bir sekilde uyguladi, genel ve askeri çizgisini dogru ve bagimsiz olarak çizdi, zaferi kazanmak için halkimizin ve ülkemizin tüm güçlerini harekete geçirdi ve örgütledi. Vietnam halki ulusal bagimsizlik ve özgürlügü kazanmak için, onlar için bunu yapmayi baska hiç kimseden beklemeksizin, kendi baslarina ayaga kalkmali ve direnisi gerçeklestirmelidirler. Halkimizin büyük zaferleri öncelikle ve esas olarak silahli güçlerimiz ve tüm Vietnam ulusunun verdigi feragat ve fedakarlikla dolu kahramanca mücadeleye baglidir.
Ayni zamanda, bu zaferler dünya devrimci halklari tarafindan bize uzatilan destek ve yardimdan ayri tutulamaz. Dünya devrimci hareketi Vietnam devrimine oldukça uygun maddi kosullar getirdi. Partimizin önderligindeki, ulusal kurtulus mücadelesinin zor baslangiçlarindan beri, halkimiz, sosyalist ülkelerin kardes halklarinin ve dünya devrimci halklarinin politik, maddi ve manevi alandaki dogrudan veya dolayli destek ve yardimlarindan yararlandi. Partimizin savundugu uluslararasi düzlemde birlik politikasi bize bes kitadaki kardeslerimizin ve dostlarimizin genis ve kuvvetli yardim, sempati ve destegini getirdi.
Çagimizda, sosyalist kamp insanligin
(sayfa 98) gelismesinde tayin edici bir faktör haline gelmektedir; dünyanin her yerinde baris, ulusal bagimsizlik, demokrasi ve sosyalizm için mücadele veriliyor. Amerikan güdümündeki emperyalizme her yerde soluk almadan saldiriliyor. Halkimiz mevzilerini güçlendirmek ve tüm saldirganlari bozguna ugratmak için güçlerini artirmada çagimizin uygun faktörlerini kullanabilir ve kullanmak zorundadir.
Uluslararasi yardim, ülkemizin somut kosullarinda halkimizin ve partimizin çabalariyla daha etkili bir sekilde kullanilmalidir. Bu nedenle, bu yardima büyük önem baglarken daima esas olarak kendi güçlerimize dayaniyor ve mücadelemizi zafere götürmek için bu iki faktörü birlestiriyoruz.
(sayfa 99)



VI
ASKERI SANAT



Savasin idaresinin çok önemli bir parçasi olan askeri sanat silahli mücadeleye iliskin tüm sorunlari çözmek zorundadir. Bizim askeri sanatimiz genelde devrimci silahli mücadelenin ve özelde bizim savasimizin yasalarini ve silahli mücadele ile politik mücadele, devrimci savas ile silahli ayaklanma arasindaki iliskileri yansitir.
Askeri sanatimiz, üç ana parçasinin: strateji, harekât sanati ve taktik arasindaki iliski ve karsilikli etkilesimi ve bunlarin herbirinin rolünü dogru olarak tayin eder. Strateji önderlik edici rol oynar. Dogru bir strateji harekâtin ve taktigin gereklerinin yerine getirilmesi için temel kosullari yaratir. Buna karsilik, sadece taktik ve harekâta iliskin sorunlarin tatmin edici çözümüyle ve savas görevlerinin yerine getirilmesiyle stratejik hedeflere varilabilir.

1 - Askeri sanatimiz ilk olarak ve en önce tüm halkin verdigi bir savasin askeri sanatidir. 1946 Araligindaki çagrisinda Baskan Ho Chi Minh:
"Erkekler ve kadinlar, yasli ve genç, dini inançlara, politik baglara ve milliyetine bakmaksizin tüm Vietnamlilar anayurdu korumak için Fransiz sömürgecilerine karsi savasmaya kalkmalidirlar! Tüfegi olanlar tüfegi ile, kiliçlari olanlar kiliçlari ile, kiliçlari olmayanlar bel, çapa, sopalari ile dövüseceklerdir."
(sayfa 102)
Askeri sanatimiz halk ordusunun harekâtini ve ayni zamanda silaha sarilmis tüm halkin askeri eylemini yönetir. Halkimizin sürdürdügü ulusal savasta silahli güçlerin ve silahli mücadelenin görevini dogru olarak tayin etmelidir. Düsmanin askeri güçlerinin imhasina paralel olarak, silahli mücadele düzenli olarak politik üslerin kurulmasi ve gelistirilmesi için uygun kosullari yaratmali, yiginlarin politik mücadelesini ve düsman birlikleri arasindaki ajitasyon çalismasini yükseltmeli ve yigin ayaklanmalarinin yolunu açmalidir. Bu yolla, silahli mücadele, politik mücadelenin ve ajitasyon çalismasinin basarilarinin en yüksek avantajini kullanmalidir. Bu amaca varmak için silahli güçler her yerde politik mücadelenin görevlerini ve gereksinmelerini siki kavramali ve onlari etkin bir sekilde desteklemelidir.
Bundan dolayi, vurguladigimiz gibi, askeri mücadele ile politik mücadelenin, savas görevi ile ajitasyon çalismasinin, düsmanin askeri güçlerinin imhasi ile iktidari almak için yiginlarin harekete geçirilmesinin yakindan birlestirilmesi silahli güçlerimizin harekat dogrultusuna hakim olan bir prensip olarak uzun süre kalacaktir.
Halk savasimizin nüvesi üç kategori birligi ile halk ordusundan olusur. Sadece düzenli birliklerin, bölgesel güçlerin ve mesru-müdafaa milislerinin harekât faaliyetlerini yakindan birlestirerek; gerilla savasi ile düzenli ordu savasini ve küçük çarpismalarla orta ve büyük çapta harekâtlari birlestirerek devrimci savasi zafere kadar sürdürebilir ve siddetlendirebiliriz.

2 - Eger savas tarzimiz saldiri stratejisi ile
(sayfa 103) dolu olursa, keza askeri sanatimiz özellikle bir saldiri sanati olur. O, silahli güçlerin saldiri sanatidir.

Silahli mücadelede, düsmana elimizden geldigi kadar zorlu, kararli, durmaksizin, her yönden, bütün güçlerle, bütün silahlarla, taktigin ve harekâtin bütün muharebe biçimlerinde, her çapta, her yerde ve her zaman saldirmaya çalisiyoruz. Askeri sanatimiz, silahli güçleri ve tüm halki savasmak için harekete geçirerek, düsmana saldirmamizi ve tüm savas sahnesinde saldiri konumumuzu gelistirmemizi saglayan her sefer bizim lehimize bir güçler iliskisi yaratarak tüm güçlü yanlarimizi ve darbelerimizi düsmanin zayif noktalarina indirmemizi sagliyor. Savas yöntemleri ise saldiri ve savunmayi kapsar ancak saldiri baslica yoldur. Gerekli oldugunda, belirli yerlerde ve zamanlarda savunma saldiriyi desteklemek amaciyla icra edilir fakat yalniz kismidir ve güçlerimizin büyük kisminin saldirinin baslamasini saglamayi hedefler; yalnizca kosullari saldiriya çevirmek için kullanilan geçici bir araçtir. Tüm savunma görevleri devamli olarak dinamik, saglam ve sebatli bir ruh ile düsmana saldirmayi kollamak hedefi ile yerine getirilmelidir.
Bu saldiri ruhu ile canlandirilmis olarak askeri sanatimiz, yüksek politik uyanikliga sahip birlesmis ulusumuzun, halkimizin politik üstünlügünü, moral faktörünü, cesaret ve becerikliligini, onun yilmaz mücadele geleneklerini ve askeri hünerlerini tamamiyle kullanmayi hedefler. Sosyalist rejimin ve kendi vatanimizda verilen bir hakli savasin güçlü noktalarini gelistirir, tüm modern
(sayfa 104) ve ilkel silahlarin en iyi sekilde kullanimini saglar, sayica ve teknik bakimdan üstün fakat politik, manevi ve hatta askeri alanlarda temel zayifliklari olan bir saldirgan orduyu bozguna ugratmak için yüksek etkinlikte savas yöntemleri bulur. Askeri sanatimiz, insanlarimizin devrimci bilinçlerini, cesaret ve zekalarini yükselterek, silahlar ve insanlar arasindaki iliskiyi dogru ele alarak, insani, politik ve manevi faktöre esas önemi vererek, bununla beraber silahlara, maddi ve teknik faktöre büyük önem vererek, askeri sanatimiz silahli güçlerimizi ve halkimizi yüksek dinamik ve büyük saldiri kabiliyetleri ile asiladi.

3 - Askeri sanatimiz büyük bir gücü daha küçük bir güçle bozguna ugratma sanatidir. Ulusal savaslar ulusumuzu her zaman zorunlu bir stratejik hedefe yöneltti: büyük bir orduya sahip ve ekonomik ve askeri potansiyeli bizden birçok defa fazla olan bir düsmani bozguna ugratmak. Bu ihtiyaçla karsi karsiya, atalarimiz "zayif bir gücü daha kuvvetli bir güçle boy ölçüstürme" sanatini, "büyük bir gücü daha küçük bir güçle bozguna ugratma" sanatini, "küçük ordularla büyük savaslar kazanma" sanatini, büyük saldirgan ordulara üstün gelmek veya bazen onlari toptan silip süpürmek için kullandilar. Bugünkü güçler esitsizliginde, özellikle insangücü ve teknik ekipmanda, biz, simdi daha fazla "küçük bir gücü kullanarak büyük bir gücü yenmeye" çalismaliyiz.
Bu ruhta, harekât ve taktik alanda, sayica ve silah bakimindan üstün düsmani nasil bozguna
(sayfa 105) ugratacagimizi ve gerektiginde onu yok etmek için güçlerimizi nasil yogunlastiracagimizi bilmek zorundayiz. Küçük bir güçle büyük bir gücü ezmek, orta çapta ve büyük savaslari da dislamaksizin daha az güçle büyük güç üzerinde önemli basarilar kazanmak demektir. Sadece küçük bir güçle, atalarimiz sik sik tek bir muharebede binlerce ve hatta onbinlerce düsman birliklerini silip süpürdüler. Küçük fakat egitimli birliklerle Güney ordumuz ve halkimiz bir tek savasta bir alayi ve hatta bir tugayi, veya on usagi, yüz zirhli araci, binlerce veya onbinlerce ton yakit ve levazimati yok etti veya safdisi birakti. Ayni sekilde, Kuzeyde, birçok muharebede düsmanin önemli hava kuvveti birliklerine karsi küçük milis birlikleri, uçaksavar topçusu veya hava kuvveti ile karsi koyuyoruz ve az sayida cephane ile uçaklarini indiriyoruz.
Güçlerin yogunlasmasi ihtiyaci gösterdiginde, biz saldirilarla süpürerek düsmani ezmede maksimum bir darbe gücü elde etmek için onlari en rasyonel bir sekilde nasil yayacagimizi ve kullanacagimizi bilmek zorundayiz. Bizim harekât yöntemimiz, her savasta güçlerimizi uygun bir sekilde örgütleyerek, beceriklilik ve cesaretimizi tümüyle ise sokarak, silahlarimizi en iyi bir sekilde kullanarak, ustaca ve etkili savas yöntemleri seçerek, düsmanin gücüne ve üstün savas yöntemlerine karsilik vermek, önemli düsman güçlerini pasifize etmek ve onlari darbelerimize maruz birakmak için gerekli kosullari saglayarak ve sürdürerek güçlü bir konumdan savasmamizi, üstünlügü saglamamizi, düsmani silip süpürmek
(sayfa 106) için düsmaninkinden daha güçlü genel bir toplu güç yaratmamizi gerektiriyor.

4 - Askeri sanatimizin basta gelen prensiplerinden biri düsmani yok etmeye her araçla çalismaktir. Yüksek saldiri ruhu ve küçük bir güçle savasarak, tüm harekât faaliyetimizin hedefine: düsman askeri güçlerinin silinip süpürülmesi hedefine erismek zorundayiz.

Savas sahnesinin her kesiminde düsmanin küçük birliklerinin gerilla savasiyla imhasi ve yipratilmasina paralel olarak, düzenli ordu güçlerimiz daha önemli düsman güçlerine kararlilikla ezici darbeler vurmalidirlar. Onlar düsmanin her sefer daha büyük birliklerini parçalamak, hapsetmek, silahlara el koymak ve az kayiplarla zayiat verirken savas alanlarinda denetimi ele geçirmekle görevlendirilmelidirler.
Düsman askeri güçleri insangücünü, savas araçlarini ve geri üsleri içerir. Insan gücü gerekli bir unsurken, savas araçlari ve geri üsler keza emperyalist ordularin önemli ana parçalarini olustururlar. Düsmanin insan gücünü imha ederken, özellikle daha önemlileri olmak üzere, onun savas araçlarini ve geri üslerini tahrip etmeliyiz.
Silahli güçlerimiz, düsman yönetimini her seviyede ezmek, bölgesel baski araçlarina darbe vurmak ve silahli sivil örgütlenmelerini dagitmak için faaliyetlerini politik güçlerimizle koordine etmelidirler.
Düsmanin askeri ve politik güçlerini (düzenli birliklerini ve bölgesel birliklerini), insan gücünü, savas araçlarini ve geri üslerini tahrip
(sayfa 107) ederek ve parçalayarak, normal ve seçkin birliklerini yok ederek onu, her yönden zayiflatabiliriz. Küçük bir güçle düsmana çok zorlu darbeler indirebilir, onu agir kayiplara ugratabilir ve onun üstün savas yöntemlerini bozabilir bu suretle direnis savasimizi bütün kuvvetiyle ileriye götürebiliriz. Bu yine dev gibi insan gücüne ve zengin modern teçhizata sahip bir düsmani bozguna ugratmak için en rasyonel ve etkili yoldur.

5 - Askeri sanatimiz dinamizm ve inisyatifle, kararlilik ve esneklikle, ustalik ve yaraticilikla dövüsülmesinin, gizlilik ve baskinin en iyi sekilde kullanilmasinin sanatidir.

Yüksek saldiri ruhu ile dolu silahli güçlerimiz ve halkimiz sürekli olarak gayret ve inisyatif gösteriyor, daima güçlü bir durumdan baslayarak kararlilikla onunla ugrasmak ve savasmak için düsmani arayip buluyor.
Silahli güçlerimizin ve halkimizin her saldiri eylemi askeri sanatimizin genel ilkeleri ile donanmistir. Bununla beraber savas, birlik sayilari, nüfus, bölge ve iklim gibi her harekât alaninin somut kosullari ve her asamasina göre farkli ve degisen bir sekilde meydana gelir. Bu nedenle askeri sanatimiz çok ustalik ve yaraticilik ister. Sadece, bunlarin, proletaryanin tam devrimci ruhu, atesli vatan ve sosyalizm aski temellerinde ise sokulmasiyla saldiri ruhunu ve her sart altinda küçük bir güçte büyük bir gücün bozguna ugratilmasi prensibini hayata geçirebiliriz.
Askeri sanatimizda, geçmiste oldugu gibi simdi de, gizlilik ve baskin çarpici bir özellik
(sayfa 108) olustururlar. Düsmani yoketmek için kesin kararliliga sahip, halka nasil dayanacagini bilen ve yüksek disiplin duygusuna sahip askeri güçlerimiz, saldirinin yönü, hedefler, zaman, birliklerin dagilimi, muharebenin çapi, saldiri yöntemleri vb. konusunda daima beklenilmedik bir sekilde hareket ediyorlar. Emperyalistlerin "baskin savasin sonucunu tayin eder" tezini yalanlarken, biz bununla beraber düsmanin imhasinda baskin unsuruna büyük önem veriyoruz. Stratejide ve taktikte baskin, silahli güçlerimizin ve halkimizin büyük zaferler kazanmasini sagliyor.
Tüm bu kavramlar temelinde, halk savasi sanati, kurtulus ya da ulusal savunma savaslarimizin her birinin özgül kosullarina uyarlanarak stratejinin, harekâtin ve taktigin birçok sorununu basariyla çözdü.

1 - Birincisi, biz üç kategori birligin eylemini halk savasinin nüvesi olarak idare etmeli ve gerilla savasi ve düzenli ordu savasini birbirleriyle en etkin bir sekilde yakindan birlestirerek sürdürmeliyiz.

Silahli güçlerle politik güçlerin, silahli mücadele ile politik mücadelenin, devrimci savas ile silahli ayaklanmanin koordinasyonu silahli mücadelede savasi sürdürme yönteminin temel özüyken, gerilla ve düzenli ordu savasi arasindaki koordinasyon tüm halkin savas için seferber edilmesi sanatinin temel özüdür.
Gerilla savasi halkin genis yiginlarinin silahla mücadele biçimidir. Tüm halkin ayaklanmasi:
(sayfa 109) halk savasimizin bu karakteristigi gerilla savasini yogun, derinligine, siddetle ve çesitli biçimlerde gelistirir.
Gerilla savasi vererek, çesitli halk tabakalari ve etnik gruplar düsmanla kendi yörelerinde, mevcut tüm silah ve araçlarla, her yerde ve her zaman savasirlar. Bu nedenle, gerilla savasi bizim için avantajli bir stratejik durum yaratir ve devrimci yiginlari korur ve olgunlastirirken, düsman güçlerini zayiflatmak ve tahrip etmek, mümkün oldugu kadar çok dagitmak, stratejik muharebe nizamlarini bozmak suretiyle büyük bir stratejik hareket gelistirir. Gerilla savasi sadece büyük stratejik öneme sahip degil keza büyük bir devrimci anlama da sahiptir: devrimci yiginlarin kismi ayaklanmalari baslatmalarini ve temelde iktidari zorla almalarini mümkün kilar.
Baslangiçta, devrimci halk kismi ayaklanmalari baslattiginda, sadece küçük silahli güçleri vardir ve sadece gerilla savasi sürdürebilirler. Saldiri durumumuzu korumak ve düsmanin karsi saldirilarini bozmak için, gerilla savasini ve kismi ayaklanmalari genisletmeli, bölgesel güçlerden daha güçlü düzenli ordular kurmali ve gerilla savasindan düzenli ordu savasina geçmeliyiz. Sadece düzenli ordu savasi -düzenli birliklerin, büyük savaslarda degisik silahlarin hareketini koordine ederek, bölgesel birlikler, milisler ve gerilla birlikleri ve tüm halkin politik güçleriyle ortak hareket ettigi savas- düsmanin büyük miktarda güçlerini silip süpürebilir, genis alanlari kurtarabilir ve giderek daha büyük
(sayfa 110) basarilar kazanabilir bu suretle savasin çok çabuk ilerleyerek gelismesi için kosullari yaratabilir.
Devrimci savasimizda, gerilla savasi düzenli ordu savasinin temellerini olusturur. Düzenli ordu savasi daima gerilla savasi ile yakindan koordine edilmeli ve gerilla savasinin korunmasi ve gelismesi için tüm düsman etkilerini bozmalidir. Sadece gerilla savasinin genislemesiyle düzenli ordu savasi tamamiyle gelisir ve ilerler. Üç kategori birligin yakin koordinasyonu, iki biçim savas arasinda karsilikli destek ve bunlarin politik mücadele ve mücadelenin diger yönleri ile koordinasyonu halk savasinin gücünün genislemesine kuvvetli katkida bulunurlar.
Gerilla savasi düzenli ordu savasina dogru ilerlemeli ve bu ikisi yakindan koordine edilmelidir. Bu bizim uzun süreli devrimci savasimizin genel bir yasasidir. Savasin yönetimindeki sorun, gerilla savasinin düzenli ordu savasina ne zaman ve nerede dönecegini bilmek, durmaksizin gelismelerini ve stratejik etkilerini artirmalarini saglamak için her asamada ve her savas alaninda yakindan ve uygun koordinasyonlarini saglamaktir.
Eger düsman, herhangi bir anda kara kuvvetleriyle ülkemizin kuzeyini istila macerasina girisirse, üç grup birligimiz her zaman hazir olduklari gibi, düzenli ordu savasi ile gerilla savasi baslangiçtan itibaren en siki koordinasyon içinde es zamanli olarak harekete geçeceklerdir.

2 - Savas güçlerimizin savasma yeteneklerini en yüksek dereceye kadar gelistirmelerini saglamak avantajli bir stratejik konum yaratmak için gereklidir. Gerilla ve düzenli ordu savasinin
(sayfa 111) gelisimi politik mücadele ve silahli ayaklanma ile birlikte avantajli bir stratejik durum kurulmasi için uygun kosullari yaratir. Bizim için elverisli bir stratejik konum yaratilmasi ve düsmanin dezavantajli stratejik bir konuma sürülmesi askeri sanatin en önemli problemidir.
Hasimlardan herbirinin stratejik güçleri kudretlerini gelistirmek için uygun bir sekilde yayilma ihtiyaci gösterir. Emperyalizm saldiri savaslarini genis çapta modern silahlar ve teknik araçlarla zengin bir sekilde desteklenen düzenli ordularla sürdürür. Bu güçler belirli bir cephe hattina dagitilmalidir. Bizim devrimci savasimizda, saldirganla kendi topraklarimizda savasmak için, nüvesini halkin silahli güçlerinin olusturdugu tüm ülkenin gücüne dayaniriz. Tüm halkimizi harekete geçirerek, düsman tarafindan isgal edilmis bölgelerde bir politik ve askeri kusatma ve saldiri yaratiyoruz. Politik mücadele ile silahli mücadelenin, silahli ayaklanma ile devrimci savasin, gerilla savasi ile düzenli ordu savasinin ve üç stratejik bölgedeki: daglik, ovalik ve sehirlerdeki eylemlerimizin koordinasyonu ile biz iki tarafin güçlerinin bir taragin dislerinin saçlara kenetlendigi gibi birbirine kenetlendigi bir durum yaratiyoruz.
Düsmanin modern ordusu parçalara ayrildi, kusatildi ve her taraftan ve her yerde saldirildi. Düsman, savasta emin bir yer, bir cephe hatti, bir geri bölge, belirli bir ates hatti bulamaz fakat her yer onun için bir savas alanidir. Halk savasi okyanusunda girdap gibi yutulan düsman, kulaklarinin isitmez oldugunu, gözlerinin baglandigini
(sayfa 112) bulur, sadece boslugu döver ve en iyi savas yöntemlerini uygulayamaz. Güçleri dagiliyor ve zayifliyor. Çok sayida birlikleri ve zengin malzemesi beklenen sonuçlari vermekte basarisiz kaliyor. Buna karsilik, bizim silahli ve politik güçlerimiz her yerde düsmani kusatabilir, ona saldirabilir ve ayaklanabilir, siddetle eyleme girebilir, devamli inisyatifi koruyabilir ve kendi seçtikleri yerde ve zamanda basariyla saldirabilir.
Bu nedenle, insangücü ve malzeme bakimindan üstünlügüne ragmen düsman heryerde saglam bir savunma koymaya muktedir degildir. Düsmanin dagilmis ve pasif stratejik savas düzeni birçok zayif noktalar ve eksiklikler gösteriyor. Avantajli stratejik konumuna dayanarak, silahli güçlerimiz ve halkimiz düsmana beklenmeyen ve zorlu darbeler vurmak için uygun güçlerini savasa sokabilirler.
Silahli ve politik güçlerimizin gelismesi süresince, üç kategori birlik tüm muharebe alanlarinda sekillendi ve büyüdü. Yüksek hareket kabiliyetine sahip bir düsmani bozguna ugratmak için, düzenli birliklerimizi, bölgesel güçlerimizi ve politik güçlerimizi yaymak ve hayati stratejik bölgelerde bunlarin eylemlerini yakindan koordine etmek zorundayiz. Böyle bir konumla, ayak bastigi her yerde siddetle saldiriya ugrayan düsmana önemli sahnelerde istedigimiz zaman sert darbeler indirebiliriz. Düsmanin modern ulastirma araçlarina ragmen, kendi topragi üzerinde faaliyet gösteren bizim birliklerimiz düsmandan daha fazla hücuma hazirdir. Bu durum sayesinde, 1965'de Amerikan birlikleri ülkemizi istila
(sayfa 113) etmek için karaya çiktiklarinda silahli güçlerimiz ve halkimiz düsmanin agir kayiplar vermesine neden olan bir saldiri stratejisini gelistirerek ayak bastigi her yerde ona derhal saldirdilar ve iki karsi saldirisini bozguna ugrattilar.

3 - Saldirinin yönünü ve zamanini akillica tayin etmek.

Belirli bir güçle belirli bir yerden saldirirsak, belirli bir düsman gücünü dagitabiliriz, fakat bir bütün olarak duruma etkisi sadece ikinci dereceden olabilir, basari en iyi taktik ve harekât basarisi olur, diger taraftan baska bir yönden saldirirsak darbelerimizin etkisi büyük olabilir ve stratejik anlami olan bir basari kazanabiliriz. Halkimizin silahli mücadelesi ayaklanma ve savasta saldirinin yönünün akillica tayini nedeniyle zengin zafer örnekleri ile doludur.
Saldirinin zamaninin seçimi yönünün seçilmesi ile birlikte ayaklanmada tayin edici bir etkiye ve savasta büyük öneme sahiptir. Düsmana, güçleri yayildigi, saldiriya hazir olmadigi, veya güç bir durumda oldugu zaman saldirmaliyiz. Bu durumdan kurtulamadigi gibi kolayca yok edilebilir.

4 - En uygun örgütlenme biçimleri ve güçlerimizi kullanma yöntemlerini tayin ederken en etkili saldiri yöntemlerinin seçilmesi.

Stratejik görevlerin belirlenmesi ile birlikte, her duruma, güçler dengesine ve her dönemin diger stratejik kosullarina cevap veren saldiri yöntemleri ve güçlerimizin kullanim biçimlerini uygulamaliyiz.
(sayfa 114)
Agustos Devriminin hazirlanmasi esnasinda, stratejik bir görev haline gelen gerilla savasini gelistirmede, partimiz uygun saldiri yöntemlerini ("kosullara göre dagilma ve yeniden toplama", "pusuya düsürme", "baskin tarzinda saldiri") ve uygun örgütlenme biçimlerini ("gizli silahli gruplar, gerilla müfrezeleri") özenli bir sekilde düzenledi.
Fransiz sömürgecilerine karsi direnis savasinin ilk yillarinda, düsman hatlarinin gerisinde gerilla savasini ilerletmek ve yükseltmek için, silahli propaganda ve degisik hedefli gerilla eylemlerini, silahli propaganda takimlari, otonom bölükler ve hareketli taburlar seklindeki örgütlenme biçimleriyle uyguladik. Düsman gerisinde gerilla eylemlerini baslatirken, bölgesel güçlerle koordineli olarak düzenli alaylarla adim adim küçük operasyonlari artirdik. Daha sonra gerilla eylemleri ile koordinasyon halinde müstahkem mevkilerde hareketli savas ve saldirilarla daha genis çapta muharebelere girdik. Bu saldiri yöntemlerini uygulamak için düzenli birlikler, ihtisaslasmis dallarda, birbirleri ile koordineli hareket eden (esas olarak piyadeden olusan) tümenler halinde örgütlendiler.
Güney Vietnam'da, eylemleri ve ayaklanmalari esnasinda silahli güçlerimiz ve halkimiz yüksek etkili ve harekat alanlarinin ihtiyaçlarina cevap veren çok çesitli saldiri yöntemleri uygulamaktadirlar. Savas boyunca, bütün stratejik bölgelerde düsmana saldiran bölgesel silahli güçler ve yiginlarin politik güçleri ile koordineli gerilla hareketleri ve düzenli birlikler hareketi, derece
(sayfa 115) derece sürekli yenilenen bir içerikle çok çesitli hareketler gösterdi. Bu saldiri yöntemlerini uygulamak için uygun bir örgütlenme ve güçlerin kullanimi vardir.
Kuzey Vietnam'da, üç kategori birlige bagli uçaksavar güçlerinin ustaca saldiri yöntemleri ve bunlarin uygun örgütlenmesi ve kullanilisi Amerikan imha savasina karsi kazanilan zafere büyük katkida bulundu.
Uygun saldiri yöntemleri, güçlerin uygun örgütlenmesi ve kullanimi ile stratejik görevlerimizi basariyla icra edebiliriz.
Zamaninda uygun saldiri yöntemleri tayin etmek suretiyle, düsmana saldirmak ve onu tahrip etmek için güçlerimizin kapasitelerini artirabilir, düsmanin saldiri yöntem ve taktiklerini bozabilir, stratejik plan ve tasarilarini engelleyebiliriz. Degisik saldiri yöntemlerinin akillica ve belirli yer, zaman ve savas asamalarinin özel kosullarina cevap verecek sekilde koordinasyonu önemlidir. Bu yöntemlerin gelistirilmesini ve gerektiginde eskiyenlerin yerine yenilerinin konulmasini saglamaliyiz. Harekâtlarin ve saldirilarin örgütlenmesi ve icrasi durmaksizin gelismelidir; tüm nihai degisiklikleri gözlerken ve stratejik, harekâta ait ve taktik yönümüzü gelistirmek için düzenli olarak pratige dayanirken kazanilmis deneyimlerden yararlanmaliyiz. Ne geçmis deneyimleri mekanik bir sekilde kullanmali ne de eskimis saldiri yöntemlerine siki sikiya bagli kalmaliyiz.
Keza güçlerin örgütlenmesi ve kullanimi sorununun tatmin edici bir çözümü önemlidir.
(sayfa 116) Savas yöntemlerinin gereksinmelerine cevap verecek sekilde güçlerin örgütlenmesinin düzenli olarak gelistirilmesi suretiyle, bu yöntemlerin savas alaninda uygulanmasi için iyi bir örgütsel temele sahip olduk. Simdi, silahli güçlerimizin ve halkimizin giderek büyüyen politik uyanikliklari ve teknik ekipmanlarinin gelismesi ile savas yöntemlerimiz, güçlerimizin örgütlenmesi ve kullanimi kadar iyi olarak zenginlesiyor ve günbegün daha verimli bir içerik aliyor. Degisik silahlarin koordinasyonu çok daha fazla etkili biçimler meydana çikariyor. Giderek büyüyen savas ihtiyaçlarini karsilamak için her hizmetin, her silahin, her kategori birligin rolünü tamamen ortaya koyacak sekilde güçlerin örgütlenmesi ve kullanimini gerçeklestirmeliyiz.

5 - Silahli güçlerin saldiri etkinligini en yüksek dereceye kadar durmaksizin yükseltmek.

Yaptigimiz savaslarda, emperyalist saldirganlar görkemli bir savas makinesini harekete geçirdiler fakat stratejik görevlerini yerine getiremiyorlar ve sonunda yeniliyorlar. Savas alanina devamli olarak büyük güçler yigiyorlar fakat bizim güçlerimizi silip süpürmede ve harekât hedeflerine varmada basarisiz kaliyorlar. Bizim açimizdan ise, degisik sartlar altinda, sayica daha fazla ve daha iyi teçhizatlandirilmis güçlere karsi muzafferce dövüsüyor, onlari imha ediyor, planlarini bozuyor ve onlari agir kayiplara ugratiyoruz. Düsman saldiri etkinligini, biz bizimkini gelistirebilirken, ortaya koyamiyor.
Bunun nedeni ise, güçlerimizin rasyonel
(sayfa 117) örgütlenmesi, sayilarinin yeterli ve niteliklerinin yüksek olusu, kazandigimiz avantajli durum ve kudretimizi tamamiyle ortaya koymamizi ve düsmanin zayifliklarindan istifade etmemizi saglayan ustaca ve etkili saldiri yöntemlerine sahip olusumuzdur. Inisyatifli ve enerjik bir sekilde, kararlilik ve esneklikle, gizlilik ve baskinla savasarak düsmanin etkinligini gelistirmesini engelliyoruz.
Darbelerimiz hedefine vuruyor ve düsmanin güçlerini yok ediyor, düsman ise bosluga vuruyor ve bize zarar veremiyor. Birliklerinin etkinligi onlarin sayisi ile, dogru orantili degildir.
Birliklerin savas etkinliklerinin degerlendirmesinde, her savasin sonuçlarini yalnizca kendimize dayandirmamaliyiz. Tüm mücadelenin zaferinin yolunu açan, ne kadar zorluklarla dolu olursa olsun, neye mal olursa olsun düsmanin silinip süpürülmesi gereken kritik savaslar vardir. Bu muzaffer muharebelerin büyük etkinligi vardir.
Yukarida belirtilen sorunlar ulusal tarihimizde yer almis ve çözülmüstür. Uzun süreli bir savasta nihai zaferi kazanmak için büyük muharebelere girmeden önce küçük çarpismalar yapmak, bölgesel birliklerin yaptigi küçük çarpismalarla ordunun yaptigi büyük muharebelerin koordinasyonu; daha güçlü bir düsmani önce zayiflatip sonra yok etmek için savasta avantajli bir durum yaratmak için tüm araçlari kullanmak; tayin edici darbeyi indirmek için uygun yön ve ani seçmek; büyük parlak zaferler kazanmak için düsmanin sinir merkezlerine tayin edici darbeyi aniden indirmek için orduyu süratle hareket ettirmek, atilgan
(sayfa 118) saldiri yöntemleri uygulamak: bunlar Ly Thuong Kiet, Tron Hung Dao, Le Loi, Nguyen Trai, Nguyen Hue'nin askeri sanatinin çarpici özellikleridir. Bizim askeri sanatimiz halkimizin askeri birikiminin ve yeteneginin mirasçisidir ve onlari yüksek bir seviyeye çikararak halk savasina yenilmez bir kuvvet vermistir.
Bunlar, son onyillarin savas pratiginden çikan, savasin yönetiminin ve halkimizin askeri sanatinin esas içerigi, yol gösterici düsünce ve prensipleri, sorunlari ve kurallaridir. Biri digerine yakin iliskili ve bir bütün olarak bölünemez biçimde olan bu sorunlar özellikle ulusal kurtulus savasinin deneyimleridir.
Savas, iki tarafin güçlerinin somut maddi kosullarda vahsice güç denemesidir. Partimiz savasin maddi kosullarinin dogru bir analizini yapti. Bizim ve düsmanin güçlerini dogru olarak degerlendirdi, savasin gelisme yasalarini özenle hazirladi, savas tarzimizi ve askeri sanatimizi basariyla uyguladi, halkimizin üç emperyalist gücün saldirgan ordularina muzaffer karsi koyusunda tayin edici bir rol oynadi.
Düsmanin ve bizim sahip oldugumuz güçlerin dogru degerlendirmesi temel bir problemdir. Partimizin büyük bir basarisi düsmanla bizim aramizdaki güçler iliskisini bilimsel bir yolla degerlendirme yetisi ve bunu somut durumlarda ve özel kosullarda yapmasidir.
Güçler iliskisinin halihazir degerlendirmesi çoktarafli olarak yapilmali ve seylerin özüne girmelidir. askeri ve politik alanlarda, nicelik ve nitelik olarak; sadece ordunun gücünü degil fakat
(sayfa 119) keza devrimci halkin gücünü de hesaba katmali; sadece düsmanin güçlü yanlarini ve bizim zayifliklarimizi degil, fakat keza bizim güçlü yanlarimizi ve onun tüm zayif noktalarini ayirt etmelidir.
Iki tarafin savas kapasitelerinin degerlendirmesi sadece halihazir güçler üzerine dayandirilmamali fakat keza onlarin kendi/ayri ayri stratejik durumlarina göre yapilmali, sadece her iki tarafin güç ve konumlarina göre degil fakat onlarin savas etkinliklerine göre yapilmali; sadece harekât alaninin bütünündeki halihazir güçlere göre degil her bölgesel alandaki güçlere göre yapilmalidir. Bizim ve düsman arasindaki güçler iliskisi sadece Vietnam için degil fakat tüm dünyada degerlendirilmelidir
. Yalnizca tüm yönlerden yapilan bir degerlendirme bize her iki tarafin kapasitesinin dogru degerlendirilmesini ve tüm potansiyelimizi savas alaninda kullanmamizi saglar.
Güçler iliskisinin degerlendirilmesi diyalektik olmali ve savas boyunca vuku bulmasi muhtemel degisiklik ve atilimlari önceden sezmeliyiz.
Bu degerlendirme ile birlikte büyük öneme haiz olarak, savasan iki tarafin savas tarzini dogru olarak degerlendiriyor, dogru çizgimizin essiz etkileri ile düsmanin yanlis çizgisinin ileri, üstün sanatimizin etkileri ile düsmanin geri ve eskimis askeri sanatininkileri karsilastiriyoruz.
Dogru bir bakis açisina göre yapilan düsmanin ve kendimizin bu objektif degerlendirmesi temelinde partimiz halkimizi saldirgana karsi
(sayfa 120) ayaklandirmaya yöneltti ve zaferi kazanmak için onun yeteneklerini tamamiyle ortaya koydu.
Ülkemizde verilen savaslarda, iki taraf farkli güçlere dayaniyor, farkli güçlü yanlari ve zayifliklari var, farkli mücadele yöntemlerinde üstün geliyorlar ve farkli stratejik planlari var.
Bizim savas tarzimizin çarpici özelligi gücümüzü nasil gelistirecegimizi ve mücadele yöntemlerini nasil hayata geçirecegimizi bilmemiz düsmanin gücünü gelistirmesini ve gözde mücadele yöntemlerini uygulamasini nasil önleyecegimizi bilmek, güçlü noktalarimizla onun zayif noktalarina dogruca nasil vuracagimizi, derece derece güçlerini nasil silecegimizi ve sonunda düsmani tamamiyle bozguna ugratmak için giderek genisleyen çapta onun stratejik tertiplerini nasil bozacagimizi bilmemizdir.

Partimizin üstün askeri çizgisi ve dogru savas sevk-i daresi, halkimizin yenilmez gücü ile karsi karsiya kalan düsman sonunda iktidarsizliga sürükleniyor. Düsman yildirim savasi istiyor fakat uzun bir savas yapmak zorunda. Belirli cephe hatlarindan saldirmak istiyor fakat savasan güçlerin birbiri üzerinde oldugu bir savasi kabul etmek zorunda kaliyor. Inisyatifi korumak, gücünü kabul ettirmek ve kendi sartlarinda savasmak istiyor fakat bizim gücümüz ve savas yöntemlerimizle pasif bir sekilde basa çikmak zorunda kaliyor. Güçlerimizi yok etmek istiyor fakat kendi güçleri siliniyor. Güç kullanarak potansiyelimizi tahrip etmek istiyor fakat kendisininki ciddi olarak yipraniyor. Stratejik hedefleri birbirinin pesisira acinacak bir sekilde
(sayfa 121) yikiliyor. Ne kadar çaba sarfetse o kadar geriliyor; ne kadar siddetlense o kadar agir basarisizligi ugruyor, ve böylece nihai bozgununa dogru gidiyor.
Bu suretle, modern teçhizatli, hatiri sayilir bir saldiri gücüne sahip büyük bir ulus, ustaca ve etkili savas yöntemleri ile, küçük fakat sebatli, cesur ve zeki, dövüsmeye kararli ve nasil dövüsecegini bilen bir halk tarafindan tamamiyle maglup edilebilir.
Amerikan emperyalizmi simdi "sayilar zaferi belirler", "teçhizat ve silahlar zaferi yapar", "hava kuvveti tayin edici faktördür" askeri tezlerinin çöktügünü görüyor. Amerikan ordusunun fantastik kudreti miti ölmüstür.
Uygun bir savas sevk-i idare biçimi ve askeri sanati ile Vietnam halki 120 yil önce Engels'in ifade ettigi su güzel düsünceyi parlak bir sekilde gerçeklestirerek büyük zaferler kazandi:
"Bagimsizligi geri almaya istekli bir halk savasi sürdürmede alisilagelmis biçimlerle yetinmemelidir. Yigin ayaklanmasi, devrimci savas, her yerde bulunan gerilla müfrezeleri küçük bir ulusun daha büyük bir ulusu yenmesini, zayif bir ordunun daha güçlü ve daha iyi örgütlü bir orduya direnmesini mümkün kilan tek yoldur."
[20*] (sayfa 122)



VII
PARTININ ÖNDERLIGI
ZAFERIN ZORUNLU FAKTÖRÜ




Baskan Ho Chi Minh:
"Dogusunun hemen ertesinde, partimiz Nghe-Tinh sovyetleri kahramanca hareketini örgütledi ve önderlik etti.
12 yasinda, Fransiz ve Japonlara karsi gerilla hareketini örgütledi.
15 yasinda, Agustos Devrimini örgütledi ve önderlik etti ve onu zafere götürdü.
16 yasinda, sekiz yil sonra zaferle sonuçlanan Fransiz sömürgecilerine karsi direnis savasina önderlik etti."
Bugün halkimiz Amerikan emperyalistlerine karsi olusumuzun tarihindeki en büyük direnis savasini veriyor.
Bir yüzyildan fazladir halkimizin verdigi kurtulus mücadeleleri tarihi gösteriyor ki dönemimizde sadece isçi sinifinin partisinin önderligi altinda bir ulusal kurtulus savasi, gerçekten halkçi karakterli bir devrimci savas baslatilip örgütlenebilir ve nihai zafere götürebilir. Partimizin önderligi, halk ayaklanmasinin, sosyalizm yolunu açmak ve onun kazanimlarini korumak için verilen halk savasinin zaferini saglayan zorunlu bir faktördür.
Bunun nedeni, partimizin, Vietnam isçi sinifinin yeni tip bir partisi, tamamiyle devrimci ruha, bir bilimsel teoriye -Marksizm-Leninizm-, siki örülmüs bir örgütlenmeye, tam bir disipline ve yiginlarla siki baglara sahip bir parti olusudur.
Partimiz Vietnam'da isçilerin hareketi ve ulusal-kurtulus hareketi ile Marksizm-Leninizmin ittifakindan dogdu. Dogusundan beri devrimin tek önderidir. Isçi sinifinin ve ulusun partisidir. Bugün sadece isçi sinifinin partisi -en devrimci sinifin, sosyalist üretim tarzina isçi sinifinin ve köylülügün genis yiginlarinin, emekçi halkin temel çikarlarini, ulusun temel ve uzun vadeli çikarlarini temsil eden sinifin- ulusun gerçek önderi görevini yerine getirebilir, ulusal bagimsizlik ve demokrasi bayragini tutabilir, ulusal ve demokratik devrimi basariya, ülkemizi sosyalizme götürebilir: Sadece böyle bir parti halkimizi ayaklanmaya seferber edebilir ve devrimci bir savasi zafere kadar sürdürebilir.
Vietnam'da, partimiz ayaklanmak ve sömürgecilerin ve feodallerin boyundurugunu kirmak, tüm güçlüklerin ve eksikliklerin üstesinden gelmek ve -aralarinda tüm emperyalistlerin elebasisi ve dünya halklarinin bir numarali düsmani Amerikan emperyalizminin de oldugu- güçlü ve azgin emperyalist saldirganlari bozguna ugratmak ne pahasina olursa olsun devrimin görevlerini yerine getirmek için yiginlara azimle önderlik etmede tek basina devrimci cesaretle sahip oldu. Partimiz akla uygun ve yaratici bir devrimci çizgiye, devrimin ve devrimci savasin yasalarinin saglam bir bilgisine sahip ve politik ve askeri çizgisinin azimli, kendinden emin ve bilimsel bir tarzda yerine getirilmesine rehberlik eden, tüm halkin ayaklanmasinin ve halk savasinin bir partisi haline geldi.
Halk yiginlariyla siki isbirligine dayanan, tüm halkin birlesik mücadelesinin saglam bir nüvesini olusturur. Bu suretle ulusun güçlerini giderek daha genis ölçüde harekete geçirebiliyor ve tüm tecrübelerin üstesinden gelebilmek ve devrimci savasi zafer götürebilmek için onlari çevresinde siki bir sekilde topluyor.
Tüm halkin ayaklanmasi ve halk savasinda partimizin önderligi her seyden önce iyi düsünülmüs politik ve askeri çizginin, devrimin temel ve acil görev ve hedeflerinin tespitinde, eylem yöntemlerinin örgütsel biçimlerin, mücadele yöntem ve araçlarinin ve en uygun, etkin ve devrimci taktiklerin gelistirilmesi ve uygulanmasinda görülebilir.
Bu önderlik keza asagidaki sorunlarda görülebilir:

1- Partinin, ordunun ve halkin devamli ve genel politik seferberligini gerçeklestirmek, Vietnam devrimci kahramanligini beslemek ve yükseltmek, dövüsmek ve kazanmak kararliligini arttirmak, düsmanin üzerinde zafer kazanmak için en büyük politik-moral gücü yaratmak, her dönem için saptanan hedefleri ve devrimin nihai hedeflerini ne pahasina olursa olsun yerine getirmek.

Lenin:
"Son tahlilde, zafer, her savasta yiginlara hayatiyet veren kanlarini savas alaninda dökme ruhuna baglidir... Savasin nedenlerinin ve hedeflerinin yiginlar tarafindan gerçeklestirilmesi çok büyük önemlidir ve zaferi saglar."
[21*]
Bu önermeyi dogrulamak için, halk savasinin idaresinde, partimiz daima kendine su zorunlu hedefi koydu: yiginlara, genel çizgisini ve devrimci görevlerini, savasin politik hedefini asilamak, sürekli olarak yiginlarin politik seferberligini sürdürmek ve devrimci savasin politik-moral faktörünü güçlendirmek.
Bir savasta politik-moral güç devrimci çizginin belirledigi savasin birinci ve önde gelen politik hedefidir.
Partimizin devrimci çizgisi ve savasin politik hedefi tarihin gelisim yasasinin, halkimizin ve ilk önce isçi-köylü yiginlarinin en derin özlemlerinin sonucudur. Önce bu çizgi yiginlari kararlilik ve kesin isteklerini uyandirmalarina tesvik eder ve devrimci savasin kuvvetli motive edici gücü haline gelir. Savas süresince, partimiz sabirli ve sistematik olarak devrimci çizgisini, görevlerini ve savasin hedefini üyelerine, orduya ve halka asiladi ve halihazir güçler iliskisini dogru degerlendirmeyi, gelisimin egilimini görmeyi ve devrimci savasin, uzun süreli ve zahmetli fakat kesinlikle zaferle bitecek bir savasin karakterini kavramayi ögretti. Ordu ve halk arasinda politik egitimi ve ideolojik rehberligi durmaksizin yogunlastirdi, sinif ve ulus bilinçlerini, yurtseverliklerini, yeni rejime -halkin demokratik rejimi ve sosyalizm- ve proleterya enternasyonalizmine olan sevgilerini artirdi. Baskan Ho Chi Minh tarafindan ifade edilen büyük gerçegi,"hiç bir seyin bagimsizlik ve özgürlükten daha degerli olamayacagi" gerçegini ve -dövüsmek için kararliligini- "Bagimsizligimizi kaybetmek ve kölelige geri dönmektense herseyimizden feragat ederiz" halka kabul ettirdi. Vatana tamamen adanmayi yüceltti. Daima sapmalara karsi herseyden önce sag sapmalara özellikle zahmetli ve uzun süreli bir savas karsisindaki her kararsizliga karsi mücadele etti.
Parti tüm Vietnamlilar arasinda devrimci yigitligin gelistirilmesi ve artirilmasinda basarili oldu. En yüksek noktasina varan kolektif kahramanlik, orduda veya halk arasinda, cephede ve cephe gerisinde, tüm savas durumlarinda, devrimci savasin tüm alanlarinda milyonlarca insan için yeni bir erdem oldu.
Vietnam devrimci kahramanligi isçi sinifinin devrimci niteliginin güzel ulusal geleneklerimizle birlesmesidir. O, cesaret ve tümüyle adanmisliktan olusur; insani her güce, tehlikeye veya zorluga karsi koymaya tesvik eder; düsmani her alanda yenmek için zeka ve yetenekle dolu devrimci eylem yollari, uygun mücadele biçimleri ve etkili saldiri yöntemleri tasarlamayi saglar. Halkin silahli güçlerine yaptigi övgüde -tüm halkimiza verilebilecek bir övgü- Baskan Ho Chi Minh devrimci kahramanligi: "her görevi yerine getirmeye çalismak, her zorlugun üstesinden gelmek ve her düsmani yenmek" olarak tarif etti.
Vietnam devrimci kahramanligi halkimizin bagimsizlik ve özgürlügü kazanmak ve devrimin kazanimlarini korumak konusundaki kesin isteklerinin sonucudur. Halkimiz, eski rejim altinda sayisiz sefalete katlanan halkimiz, yeni rejim tarafindan onlara verilen bagimsizlik ve özgürlügü zorla almak ve savunmak için sonuna kadar savasmaya kararlidir.
Vietnam devrimci kahramanligi, teoride ve ideolojide günlük çalisma ile birlesmis derinligine egitimin, devrimci düsünce ve duygularin ürünüdür. O, devrimci görevlere ve savasin hedefine mükemmel vakif olmayi, coskulu yurtseverligi, düsmana olan derin nefreti, dövüsmeye ve kazanmaya olan kararliligi, partiye ve Baskan Ho Chi Minh'e olan sarsilmaz inanci, ulusun ve isçi sinifinin kudreti ve kahramanca geleneklerine ve kolektif ve bireysel savas kapasitesine olan güvenin ifadesidir.
Vietnam devrimci kahramanligi halkimizin, ulusumuzun, yeni bir devirde ve yeni bir sosyal rejimde yasayan, anayurtlarini savunmak için keskin bir savas veren Vietnamlilarin hudutsuz moral güçlerinin yansimasidir.
Bizim cesaret ve zeka ile dolu savas yöntemlerimiz ve askeri sanatimiz, devrimci ruh ile dolu milyonlarca yeni insanin verdigi çok önemli bir mücadelenin pratiginde biçimlendi ve gelisti. Sadece devrimci kahramanliga dayanmak ve ona tam firsat vermek suretiyle savas yöntemlerimiz ve askeri sanatimiz yiginlarin hareketine dönüsebilir ve olumlu sonuçlar saglar. Halkimizin ve silahli güçlerimizin cephede ve gerideki çarpici askeri kahramanliklari, Vietnam devrimci kahramanligindan, politik seferberligin iyi bir sonucu olarak partimizin biçimlendirdigi yeni insandan, ideolojik egitimden gelir.

2 - Halk savasinin tüm potansiyelini harekete geçirmek, devrimin görevlerini asama asama yerine getirirken savasi yogunlastirmak, savasi nihai zafere götürmek için zafer faktörlerini güçlendirmek.

Lenin:
"Savasta zaferi, halki, daha büyük yedeklere, daha büyük güç kaynaklarina ve daha büyük dayanikliliga sahip olan tarafa gider."
[22*]
Kurtulus savaslarimizda, biz daima "küçük bir gücü daha büyük bir güçle boy ölçüstürerek" ve "insan gücünde daha üstün bir düsmani yendik." .Zaferi elde etmek için, düsmaninkinden daha üstün bir güç yaratmali, tüm halkin, tüm ulusun gücünü emperyalist saldirganlarin seferi kuvvetlerinin gücünün karsisina koymali; ulusun politik seferberligi temelinde partimiz halk savasinin tüm potansiyelinin harekete geçirilmesi ve zaferinin faktörlerinin büyütülmesine özel önem vermelidir.
Fransiz sömürgecilerine karsi verilen direnis savasinda Baskan Ho Chi Minh: Zaferin anahtarinin ulusal birlesik cephenin beton gibi saglamlastirilmasi ve genisletilmesi, isçi-köylü ittifakinin ve halk iktidarinin kuvvetlendirilmesi, ordunun güçlendirilmesi ve takviye edilmesi, partinin ve önderliginin tüm alanlarda güçlendirilmesi oldugunu belirtti. Amerikan saldirisina karsi bugünkü direnis savasinda Ho Chi Minh tekrar: "Partimizin çizgisi ve politikasi iyi düsünülmüstür. Halkimiz birlesmis ve hem fikirdir, ordumuzun kahramanligi emsalsizdir. Üstelik, kardes sosyalist ülkelerin sadik yardimlarini ve tüm kitalardan dostlarimizin samimi desteklerini aliyoruz. Biz kazanacagiz, Amerikan saldirganlari yenilecek." dedi.
[23*] Bu, bugünkü devrimci savasimizin zaferini garantileyen faktörlerin ve kosullarin mükemmel bir özetidir.
Partimiz, ulusumuza mümkün olan en büyük gücü vermek ve dünya halklarinin genis ve aktif destegini kazanmak için bu faktörleri sistematik bir sekilde güçlendirmeye ve gelistirmeye çalisiyor.
Bu hedefe ulasmak maksadiyla, partimiz özellikle su temel soruna kendini yöneltiyor: Savasin devami süresince devrimci savasin siddetlendirilmesi ile devrimci görevlerin asama asama yerine getirilmesi arasindaki iliskiyi akillica tayin etmek.
Partimiz için devrimci savas, emperyalist saldiri ve halkin devrimci davasini sabote etmeyi amaçlayan karsi-devrimci savas kosullarinda devrimin stratejik ödevlerinin gerçeklestirilmesini saglamak için en tayin edici araçtir. Bu suretle, sadece savasin politik amaçlarinin tam kavranmasi, zafere kadar sebatla mücadele edilmesi ve emperyalistlerin ve uydularinin boyundurugunun yikilmasiyla devrimin temel hedefleri yerine getirilebilir. Diger taraftan, devrimci güçlerin takviye edilmesi ve artirilmasi, zafer faktörlerinin büyütülmesi, tüm alanlarda savas güçlerinin gelistirilmesi için partimiz, savas boyunca devrimin ödevlerini adim adim gerçeklestirmeleri için her dönemin ihtiyaçlarina uygun olarak halkimiza önderlik etti.
Fransiz sömürgecilerine karsi verilen direnis savasinda, partimiz, Baskan Ho Chi Minh'in açliga, okumamisliga ve yabanci saldiriya karsi ayni zamanda savasma talimatini yerine getirerek savasma ve ulusal yapilanmayi birarada yürütme politikasini tespit etti. Direnis savasinda halkimizin gücünü, özellikle güçlerimizin büyük kismini olusturan köylülügün gücünü beslemek ve gelistirmek için demokratik reformlara giristik ve partimizin tarim politikasini yiginlari sistematik bir sekilde toprak kirasinin azaltilmasi ve toprak reformu için seferber etmeden önce adim adim gerçeklestirdik. Bu dogru ve yaratici bir politikaydi.
Amerikan emperyalistleri savasi ülkemizin kuzeyine genislettikleri zaman, partimiz sosyalist insayi gerçeklestirirken bir direnis savasi sürdürme politikasini ileri sürdü. Ekonomik ve askeri potansiyelimizi yogunlastirmak ve halkin yasam kosullarini istikrara kavusturmak için ekonomimizi savas kosullarina uyarlayarak, Amerikan imha savasini her alanda bozguna ugratmada sosyalist rejimin üstünlügünü kullandik ve Güney cephesi için cephe gerisinin ödevlerini yerine getirdik. Bu bir diger dogru ve yaratici politikaydi.
Güney Vietnam'in kurtarilmis bölgelerinde, Ulusal Kurtulus Cephesinin ve Geçici Devrimci Hükümetin önderligi altinda, halkimiz kahramanca mücadele ediyor, devrimin kazanimlarini zorla geri aliyor ve koruyor, yeni bir yasami kurarken düsmanla savasiyor ve halkimiza politik, ekonomik ve kültürel tüm alanlarin sahibi olma hakkini sagliyor.
Bu ölçüler, halkin gücünü kuvvetlendiren, isçi-köylü ittifakini saglamlastiran (isçi sinifi ile emekçi köylüleri ulusal-demokratik devrimde, isçi sinifi ile köylüleri --co-operator peasants- sosyalist devrimde), halkin iktidarini güçlendiren, ulusal birlesik cepheyi saglamlastiran, halkimizin silahli güçlerinin savas yetenegini yükselten, partimizin önderligini saglamlastiran ve güçlendiren güçlü bir politik ve ekonomik temel yaratti.
Direnis savasinin siddetlendirilmesi ile devrimci görevlerin asama asama gerçeklestirilmesinin birlestirilmesi demek, ayni zamanda cephenin güçlendirilmesi ile cephe gerisinin saglamlastirilmasinin birlestirilmesi, düsmana karsi mücadele etmekle dövüsürken daha güçlenerek büyümek için kendi güçlerimizin yaratilmasi ve gelistirilmesinin birlestirilmesi demektir.
Savas boyunca devrimci görevlerin asama asama gerçeklestirilmesi, keza yiginlarin politik-moral gücünün beslenmesi ve tamamiyle ortaya konulmasi, Vietnam devrimci kahramanliginin yükseltilmesi, ve onun yeni üretim biçimi ile, halkimizin sahibi oldugu yeni sosyal rejim ile bütünlestirilmesi için temel bir ölçüdür.

3 - Parti önderliginin örgütlenmesinin yukardan asagiya, halkin silahli güçlerinde ve diger kitle örgütlenmelerinde, silahli mücadelede ve politik, ekonomik ve kültürel mücadelede kurulmasi ve güçlendirilmesi. Savasta, çok yönlü, merkezilesmis ve birlesmis bir parti önderligi saglamak.

Partinin önderligi zaferin zorunlu bir faktörüdür; bu bir bütün olarak savas için geçerli ve zorunlu oldugu kadar her bölge ve mücadelenin her durumu için de geçerlidir. Devrimci savasimizda, mevcut tüm yöntemleri kullanarak, devrimci siddetin genel gücü ile düsmani nerede bulursak orada savasiyor, ve ayni zamanda hem savasmayi hem insayi gerçeklestiriyoruz. Bu, uzun süreli direnis savasinin, nerede kitle mücadelesi varsa orada kapsamli, merkezilesmis ve birlesmis parti önderligi olmalidir ilkesini gerçeklestirmek için neden partimizin önderligini yukaridan asagiya, halkin silahli güçlerinde ve tüm diger güçlerde, askeri cephede ve tüm diger cephelerde yaratmasi ve mükemmelen icra etmesi gerektigini açiklar.
Partimiz, önderliginin örgütlenmesini Merkez Komiteden baslayarak degisik harekât alanlarinin, bölgelerin, mevkilerin ve köylerin komitelerine kadar kurdu ve saglamlastirdi. Düzenli orduda parti örgütlenmesi Merkezi Askeri Komiteden bölük hücrelerine kadar gider. Ayni zamanda, partimiz ordudaki parti örgütlenmesi ile bölgelerdeki parti örgütlenmesi arasindaki iliskiyi, onun tüm güçler, tüm alanlar, her bölge ve tüm ülke üzerindeki merkezilesmis ve birlesmis önderligini saglayan iliskiyi tespit etti.
Kirsal kesimde, köy, parti örgütlenmesi ve onun kurmayi olan parti komitesi ile halk savasinda temel birimdir. Amerikan saldirisina karsi bugünkü mücadelede Fransiz sömürgecilerine karsi verilen direnis savasinda oldugu gibi, her köyü bir kale ve her parti hücresini halk savasinin bir kurmayi yapmayi basardik. Bir taraftan, köyde parti örgütlenmesi halki, savunma çalismalarini kurmaya, gerilla savasini ve politik mücadeleyi yogunlastirmaya, yöre sakinlerini korumaya, devrimci iktidari kurmaya ve korumaya, bölgesel askeri eylemlerle düzenli ordunun eylemlerini koordine etmeye yöneltir; diger taraftan halki üretimi gelistirmeye, yeni bir yasam kurmaya, geri üsleri saglamlastirmaya, cepheyi insangücü ve malzeme kaynaklarinda desteklemeye yöneltir. Partinin Merkez Komite tarafindan tespit edilen politik çizgisi ve tüm somut önlemleri köyde uygulamasini bulur. Partinin saglam ve dinamik temel örgütlenmesi olmaksizin, saldirgana karsi güçlü ve sürekli bir direnis hareketi mümkün degildir.
Halk savasini muzaffer bir sonuca götürmek için partinin her seviyedeki önderligi çok yönlü olmalidir.
Tüm olanlari, özellikle askeri mücadele, politik mücadele ve düsman askerleri arasindaki ajitasyon çalismasini, halkin ülkenin hakimi olma hakkinin saglamlastirilmasi ile askeri, politik ve ekonomik güçlerimizin kurulmasini kapsamalidir. Uzun süreli savaslar partimizin örgütsel kapasitesini artirmaktadir. Partinin her seviyedeki örgütlenmesi, mücadelenin çok çesitli görevleri ve ulusal insada somut rehberlik yaparak ve halk savasinda çok yönlü, merkezilesmis ve birlesmis bir parti önderligi gerçeklestirerek bu toprakta birçok deneyim kazandi. Tüm bunlar halk savasina her bölgede en büyük etkinligi ve gücü verdi.
Agustos Devriminden beri partimiz iktidari elinde tutuyor. Partimizin önderligi altinda politik iktidar, kendisi ve halk için, halk savasini örgütlemek ve sürdürmede en önemli araçtir. Partimiz, halkin silahli güçleri, halk iktidari, ulusal birlesik cephe üzerinde her seviyedeki önderligini durmaksizin güçlendiriyor ve onlarin rolünü ve eylemlerini tamamiyle ortaya koyuyor. Sadece böyle yapmak suretiyle, saldirganla savasmak için tüm halkin güçlerinin genel seferberligini tüm ulusun seferberligini saglayabiliriz.

Savas sirasinda önderligini güçlendirmek için parti, kadrolarini ve üyelerini egitmeli ve, gelistirmeli, hücrelerini saglamlastirmali ve çalismalarini düzenli olarak ilerletmelidir.
Kadrolar ve üyeler partinin politik çizgisini ve partinin tespit ettigi somut ilkeleri yaymali, ve yiginlari bunlari anlamalari ve uygulamalari için egitmeli ve örgütlemelidir. Bu nedenle onlarin egitimleri ve takviyeleri savas esnasinda partinin bölünmez önderligini saglamada anahtar bir sorun ve partinin insasinda temel bir görevdir. Savas boyunca önderligin gereksinmelerini karsilayacak kapasitede yeterli bir vasifli kadrolar gövdesine sahip olmak zorundayiz. Partinin önderligini heryerde güçlendirmek ve tüm cephelerde yiginlara rehberlik etmek için parti üyeligini etkin bir sekilde genisletmeliyiz.
Parti kadrolarinin ve üyelerinin egitiminde ve beslenmesinde zorunlu görev, onlarin sinif ruhlarini ve öncü karakterlerini yükseltmektir. Herseyden önce, onlar kesin olarak isçi sinifina bagli ve Marksizm-Leninizm, coskulu yurtseverlik, tam bir devrimci ruh, dövüsmeye sarsilmaz bir istek ile dolu ve ulusal kurtulus ve komünist ideal için kendilerini feda etmeye hazir olmalidirlar; onlar daima sinif mücadelesinin ve ulusal kurtulus mücadelesinin ön saflarinda olmalidirlar.
Geçen onyillarin siddetli mücadelesi kanitlamistir ki, parti kadrolari ve üyeleri her sart altinda kahramanca mücadele ettiler ve halkin derin sevgisini ve büyük güvenini kazandilar. Bir çogu bagimsizlik ve vatanin özgürlügü, sosyalizm ve partinin ve halkin devrimci davasi için hayatlarini feda ettiler. Bu partimiz için büyük bir kivanç ve onurdur.
Görevlerini yerine getirmek için, parti kadrolari ve üyeleri yiginlara dövüste ve halk savasinin diger alanlarinda önderlik etme yeteneginde olmalidirlar. Askeri egitim, ordudakiler ve diger kesimlerdekiler de dahil parti kadrolari ve üyeleri için acil bir sorun haline geliyor. Silahli ayaklanmanin hazirlanmasi döneminde, Merkez Komite Parti kadrolarini ve üyelerini askeri egitimini izlemeye çagirdi. Fransiz sömürgecilerine karsi verilen direnis savasi en zor ve en güç asamasina girdiginde, 1951'de toplanan Ikinci Parti Kongresi tüm partide askeri egitimi ilerletmeye ve tüm kollari direnis savasina hizmet etmeleri için harekete geçirmeye karar verdi. Amerikan saldirisina karsi bugünkü savasta, parti kadrolari ve üyeleri silahli mücadelede, haberlesme ve ulasimda ve azgin bir savas kosullarindaki ekonomik, kültürel ve saglik gelismelerinin degisik alanlarinda hizla olgunlastilar ve birçok deneyim kazandilar.
Uzun süreli bir savasta egitilen bu parti kadrolari ve üyeleri gövdesi partimiz için direnisi zafere ve devrimi daha ileriye götüren çok degerli bir varligi olustururlar.
Partinin temel örgütlenmesi olan hücre yiginlarla sikica baglidir. Ayni zamanda parti ile halk arasindaki baglanti ve sebatla devam edeli devrimci savasta taban seviyesinde, amansiz bir savasta her zaman ve her cephede yiginlarin önderidir. Hücrelerin etkinliklerini artirmak, orduda ve bölgelerde, kirsal kesimde ve kentlerde, cephede ve geri bölgelerde, en siddetli mücadelelerin meydana geldigi düsman isgali altindaki bölgelerde bile kuvvetli hücreler kurmaliyiz. Parti hücresi taban seviyesinde direnisin önde gelen nüvesidir. Güçlü, sadik ve yetkin parti hücreleri olmaksizin tüm cephelerde halk savasinin genis ve siddetli bir yükselisi olamaz. Her yörede, her ordu biriminde; hücre; çok yönlü, merkezilesmis ve birlesmis bir önderlik olusturarak, devamli olarak etkin liderlik göstermeli, her kosulda kararli olmali, savasa ve tüm diger etkinliklere rehberlik etmelidir.
Parti hücresini güçlendirmeli ve tüm alanlarda çalismasini ilerletmeli, üyelerinin egitimine ve üyeliginin genislemesine, komitesinin güçlenmesine ve önderliginin mükemmellesmesine büyük önem vermeliyiz. Basariyla dövüsmek ve tüm diger görevleri yerine getirmek için hücrenin saglamlastirilmasi görevi ile her yörede, her ordu biriminde önderligi almasi görevini birbirine baglamaliyiz. Hücre savas zamaninda önderlik görevini sürdürmeli ve bu isi yaparken kendini güçlendirmelidir. Geçen onyillardir partimiz tarafindan sürdürülen uzun süreli mücadele esnasinda, birçok ordu biriminde, tüm yörelerde, cephede ve tüm diger alanlarda, birçok cesur ve dinamik hücreler, gerçek çelikten kaleler, taban seviyesinde halk savasinin degerli öncü nüveleri ortaya çikti.
Deneyimlerinin rehberligiyle ve atesli devrimci duygularla canlanan halkimiz partiye kesin güven duymaktadir. Partimiz ve onun büyük önderi Ho Chi Minh'le çok gurur duymaktadirlar. Parti, çevresinde yakindan birlesen halk yiginlarina samimi bir sekilde baglidir. Sadece partimiz sinif çikarlarini Vietnam ulusunun çikarlari ile mantiklica birlestirebilir, sinif faktörü ile ulus faktörünü, gerçek yurtseverlik ile yüksek proleterya enternasyonalizmini ittifaka sokabilir, bin yillik parlak geleneklerimizi sürdürebilir ve halkimiz için parlak bir gelecek yolu açabilir. Sadece partimiz, emperyalist saldirganlari yenmek için ulusumuzun güçlerini en yüksek biçimde harekete geçirebilir ve dünya devriminden en büyük destegi saglayabilir. Halk ayaklanmasinin ve halk savasinin zaferini garantileyen zorunlu kosul partinin önderligini durmaksizin güçlendirmektir.

Hiçbir sey bagimsizlik ve özgürlükten daha degerli olamaz... !

Baskan Ho Chi Minh'in sanli bayragini yukarida tutalim ve Amerikan saldirganlarini tamamiyle yenmek için cesaretle ileri atilalim.
Birkaç onyil içinde, halkimiz, ulusumuz partinin önderligi altinda parlak zaferler kazardilar. Bagimsizlik ve özgürlük çagi, sosyalizm çagi basladi. Ho Chi Minh devri, ulusumuzun en parlak ve sanli dönemi dogdu.
Halkimizin kazandigi tüm zaferler partimizin kesin ve basiretli önderliginden, mantik ve muhakemeye dayanan politik ve askeri çizgisinden gelir. Onlar, partinin kurucusu, ögretmeni ve önderi, halkimizin silahli güçlerinin sevilen ve saygi duyulan babasi Ho Chi Mnh'in adi ile birlesir.
Baskan Ho Chi Minh isçi sinifimizin ve ulusumuzun büyük önderi, hayat verici bir stratejist, bir ulusal kahraman, çagimizdaki uluslararasi komünist hareketin ve ulusal-kurtulus hareketinin seçkin bir militanidir. O, proleterya enternasyonalizmi ile sikica birlesmis gerçek yurtseverligin yüksek bir sembolüdür. Marksizm-Leninizm, ülkemizin özel kosullarina uygulayan ilk komünist olarak, soylu bir bagimsizlik ruhu ile dolu cesur ve yaratici bir devrimci çizgi tespit etti ve halkimiza ilerleyen yolunda önderlik etti. Ulusal-demokratik devrim, sosyalist devrim, halk savasi ve uluslararasi iliskilerimiz için partimiz ve Baskanimiz Ho Chi Minh tarafindan koyulan devrimci çizgimizden iftihar ediyoruz. Bu çizgiyi izleyerek devrimci görevimizi yapmaya nihai zafere kadar devam edecegiz.
Baskan Ho Chi Minh, bastanbasa kahramanlik ve yilmazlikla dolu dört bin yillik tarihinde "Vietnam ulusunun en iyisinin sembolüdür"; o, keza, isçi sinifinin tam devrimci ruhunun sembolüdür. Bize, "bagimsizlik ve özgürlükten daha degerli hiçbir sey olmadigini" hatirlatti, biz de bagimsizligimizi kaybetmekten ve kölelige düsmektense herseyden fedakarlik etmeliyiz.
Yine Ho Chi Minh:
"Sadece sosyalizm ve komünizm dünyadaki ezilen halklari ve emekçileri kurtarabilir"
[24*] dedi.
Bu ulusumuzun kurtulusu için verdigi uzun süreli mücadeleden dogan bir gerçek, çagimizin gerçegi, isçi sinifinin ulusal kurtulus mücadelesinin ve sosyalizme giden yolu açan mücadelenin gerçek lideri oldugu çagin gerçegidir. Bu ulusumuzun boyunegmez ruhunu, halkimizin sarsilmaz kararliligini gösterir. Baskan Ho Chi Minh tarafindan asilanan ideoloji halkimizi tüm deneylerin üstesinden gelmeye ve ne pahasina olursa olsun bagimsizligini ve özgürlügünü zorla ele geçirmeye yüreklendiren kuvvetli bir motive edici güçtür.
Baskan Ho Chi Minh bize;
"Halkimizin Amerikan saldirisina karsi mücadelesi daha fazla mesakkat ve fedakarliklara katlanmak zorunda kalsa bile, biz nihai zaferi kazanmaya mahkumuz. Bu bir kesinliktir." diyor.
Amerikan saldirisina karsi verilen mücadele, ulusumuzun en büyük direnis savasi, simdiki, çagda en devrimci güçlerle en gerici güçler arasindaki vahsi bir güç denemesidir. Halkimizin zaferi dünyanin devrimci güçlerinin ve ilerici halklarinin genel zaferidir. Nihai zafere kadar Amerikan saldirganlarina karsi savasmak bizim kutsal ulusal görevimiz ve yüce uluslararasi ödevimizdir.
Amerikan emperyalistleri agir çöküntülere katlaniyorlar ve kaçinilmaz yenilgiye dogru sürükleniyorlar. Buna ragmen, Güney Vietnam'da hâlâ saldirilarina ve uluslararasi jandarma rollerine devam ediyorlar. Nixon'un ofisinde verdigi beyanlar ve politikasi bu inatçiligi açiga çikartiyor. Savasi "Vietnamlilastirmak" suretiyle, Washington askeri çözümü ve güçlü pozisyonu, saglamayi gözlemeye devam ediyor. "Johnson'un savasi" "Nixon'un savasi" haline geliyor. Nixon yönetimi Vietnam'daki askeri macerasini daha derinlestiriyor. Bu, halkimiza, dünyanin devrimci ve barisçi güçlerine, ve ayni zamanda Amerikanin ilerici halkina karsi bir meydan okumadir.
Halkimiz Amerikan emperyalistleri tarafindan Güney Vietnam'da icra edilen Ngo Dinh Diem fasist rejimini destekleyen yeni-sömürgeci politikayi engelledi. Onlari "özel harp"te yendik. Keza "sinirli savaslarini" onlarin en artirilmis yüksek noktalarinda bozduk, simdi bir çökme ve basarisizlik asamasinda olan Amerikan emperyalistleri, nasil birliklerini küçük miktarlarda geri çekerek ve yenilenmis bir "özel harp"i eskisi gibi sürdürerek, saldirgan savaslarini uzatmak suretiyle kazanmayi umut edebilirler.
Amerikan saldirganlari halkimiza karsi çok büyük suçlar isliyorlar. Vahsi katliamlar, nice Ba Lang Ans ve Son Mys'ler, ülkemizin Güneyinde nice yeni Oradours ve Lidicesler!
[25*] Onlar en barbar fasistler, 20.y.y.'in Hunlaridir.
Saldirganlara ve hainlere amansiz bir kin besleyen Güneyli yurttaslarimiz ve Güney Vietnam Cumhuriyeti Geçici Devrimci Hükümeti ve Ulusal Kurtulus Cephesinin önderligindeki Kurtulus Ordusu bagimsizlik ve özgürlügü kazanmak ve ülkemizin barisçi yeniden birlesmesine dogru ilerlemek için onlarin tüm savasçi tasarilarini bozmaya her zamankinden daha kararlidir.
Partimiz, ordumuz ve halkimiz içtikleri seref andini hayata geçirmeye, Baskan Ho Chi Minh'in kutsal anisina sadik kalmaya kararlidir: "Ulusal bagimsizlik bayragini daima yüksekte tutmak, Amerikan saldirganlarina karsi dövüsmek ve yenmek, Güneyi kurtarmak, Kuzeyi savunmak ve ülkeyi yeniden birlestirmek."
[26*] Barisçi, birlesmis, bagimsiz, demokrat ve mamur bir Vietnam'in kurulusuna katkida bulunmak için Amerikan emperyalistlerine karsi savasmaya sonuna kadar devam edecekler.

Biz kazanacagiz!

Vo Nguyen Giap
Hanoi, Aralik 1969


Dipnotlar


[1*] M.S. 40 yillarinda Dogu Hanlari feodal alaylarina karsi yapilan ayaklanma.
[2*] Woo ordularina karsi 448'deki ayaklanma.
[3*] 542'de Leang derebeyi ordularina karsi girisilen ayaklanma.
[4*] Güneyli Derebey Han ordularina karsi Bach Dang irmagi üzerinde.
[5*] 1075'den 1077'ye kadar.
[6*] Hanoi'nin eski adi.
[7*] 1251, 1285 ve 1287'de.
[8*] Lam Son: Thanh Hoa eyaletinin daglik bölgesi, 1417'den 1427'ye kadar ulusal direnis üssü.
[9*] Nguyen Hue: 1789'da ülkeyi yeniden birlestirdi; ülkeyi Quang Trung adi altinda yönetti.
[10*] Truong Cong Dinh 1867'ye kadar ayaklanmayi yönetti.
[11*] Nguyen Tung Truc 1861'den 1868'e kadar direnisi yürüttü.
[12*] Phan Dinh Phung 18850'den 1896'ya kadar Ha Tinh-Nghe An bölgesindeki isyanlari yönetti.
[13*] Nguyen Thien Thuat 1855'den 1859'a kadar Bai Say' (Göller Ovasi - Hai Hung'un bugünkü eyaleti) direnisi yönetti.
[14*] Hoang Hoa Tham: 1887'den 1931'e kadar Yen The bölgesinde (Ha Bac'in bugünkü eyaleti) gerilla savasini yönetti.
[15*] Mandarin: Eskiden Avrupalilar tarafindan Çinli yüksek memurlara verilen ad. Burada isbirlikçi anlaminda kullanilmistir. -ç.
[16*] V.I. Lenin, Collected Work, vol. 28. p. 365.
[17*] V.I. Lenin, Collected Work, vol. 27.p. 30.
[18*] V.I. Lenin, Collected Work, vol. 27. p. 76.
[19*] Vietnam Isçi Partisinin Merkez Komitesinin Üçüncü Ulusal Konredeki Politik Raporu (5 Eylül 1960)
[20*] F. Engels, Piémontais'lerin Bozgunu (La Defaite des Piémontais), Neue Rheinish Zeitung, 1849
[21*] V.I. Lenin, Bütün Eserler, Rusça, c: XXXI, s. 115
[22*] V.I. Lenin, Toplu Yazilar, vol. 30, s. 74.
[23*] Halk ordusunun kurulusnun ve ulusal çapta direnis savasinin baslamasinin yildönümündeki konusma, 1967.
[24*] Ho Chi Minh, "Beni Leninizme Götüren Yol."
[25*] Oradour, Avusturya'nin bir köyüdür. 1944 yilinda 634 kisilik halkinin tümü Alman fasistleri tarafindan feci biçimde katledilmistir. Lidice de, Fransa'da ayni sonuca ugrayan bir kasabadir.
[26*] Vietnam Isçi Partisinin Merkez Komitesinin Baskan Ho Chi Minh'in cenaze törenindeki karari.









0 yorum: