', ' öğrenmeye hoşgeldiniz: merkez bankası tarihçesi

10 Kasım 2007 Cumartesi

merkez bankası tarihçesi

T.C. MERKEZ BANKASI

MERKEZ BANKASI TARİHÇESİ

OSMANLI DÖNEMİ

Merkez Bankaları, bugün hemen her ülkede dört ana işlev üstlenmektedir:

  • Ülke içindeki para arzı, dolayısıyla para piyasasını düzenlemek,
  • Bankacılık sistemini denetleyen kurum olarak ülkedeki kredi hacmini ve dağılımını ayarlamak,
  • Ülkenin altın ve döviz rezervlerini yönetmek, dış ödemelerini düzenlemek,
  • Devletin haznedarlığı ya da mali ajanlığı işlevini yerine getirmek.

Klasik Osmanlı düzeninde, yukarıda sayılan dört işlev; hazine, darphane, sarraflar, vakıflar, bedestenler ve loncaların yüklendiği değişik rollerin bir araya gelmesiyle görülmüş oluyordu. Tanzimat sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun izlediği dışa açık ekonomik ilişkiler, İmparatorluğun para ve kredi sisteminde de yeni düzenlemeleri zorunlu kıldı. Tanzimat'ın ilanında en önemli nedenlerden biri olan, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya karşı yapılan savaş, Osmanlılar'ı önemli para sorunlarıyla karşı karşıya bıraktı. Dışarıdan borç bulamayan Osmanlı İmparatorluğu ilk kez kağıt para basma yoluna gitti. Ancak, bu kağıt para hızla değer kaybetti ve çeşitli ayardaki madeni paralar da pek çok sorun yarattı.

Osmanlı İmparatorluğu, 1844 yılında "Usulü Cedide Üzere Tashihi Ayar" kararnamesiyle iki metalli bir para sistemi oluşturmaya çalıştı. Bu para reformunun sonuç verebilmesi için dış ödemelerinde Osmanlı parasının İngiliz parasına karşı kurunu sabit tutmak amacıyla Galata bankerlerinden Alleon ve Baltazzi ile bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre İngiltere ve Fransa'ya yapılacak ödemeler, bankerler tarafından belli bir ödeme karşılığında, sabit kur üzerinden yapılıyordu ve bu şekilde Osmanlı parasının değerinde istikrar sağlanmış oluyordu. 1847 yılında Hükümet bu bankerlere Bankı Dersaadet'i kurma iznini verdi. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk defa dış ödemelerde düzenleme işlevini üstlenen bir banka kurulmuş oldu.

Osmanlı İmparatorluğu'nda bugünkü Merkez Bankası'nın gördüğü işlevlerin bir kısmını gören bir bankanın kurulması 1856 yılında Fransız-İngiliz ortak sermayesi ile kurulmuş olan Bankı Osmani'nin, 1863 yılında Bankı Osmani Şahane adını alması ve bir devlet bankası niteliğini kazanmasıyla olmuştur.

Banka, banknot çıkarma imtiyaz ve tekeline sahip bulunuyordu. Hükümet, imtiyaz süresi içinde kağıt para çıkarmamayı ve bu konuda başka kuruluşlara izin vermemeyi kabul ediyordu. Banka, devletin haznedarlığını yapacak, devlet gelirlerini toplayacak ve Hazine'nin ödemelerini yerine getirecek, ayrıca hazine bonolarını iskonto edecekti. İç ve dış borçlara ilişkin faiz ve anapara ödemelerini sadece Osmanlı Bankası yapacaktı. Banka'nın sermayesi 135.000 hisseden oluşuyordu. Hisse senetlerinin 80.000'i İngiliz, 50.000'i Fransız grubu tarafından satın alınmış, 5.000'i Osmanlı'lara ayrılmıştı.

CUMHURİYET DÖNEMİ

Cumhuriyet'in kurulmasından sonraki ilk yıllarda süresi 1925 yılında dolacak olan Osmanlı Bankası'nın imtiyazının uzatılması sorunuyla karşılaşıldı. Cumhuriyet yöneticileri, ekonomik durumun yeni bir banka kurmaya olanak vermemesi üzerine, Osmanlı Bankası'nın imtiyaz süresini 1935 yılına kadar uzattılar. Yalnız yeni anlaşmada Hükümet'in banknot ihraç edebilecek bir devlet bankası kurması halinde Osmanlı Bankası'nın itiraz hakkı olmayacağını belirten bir hüküm yer alıyordu.

1926 yılından itibaren bir Merkez Bankası kurulması için hazırlıklara girişilmiş, 11 Haziran 1930'da 1715 Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edilerek 3 Ekim 1931'de Banka kurulmuş ve resmen çalışmaya 1 Ocak 1932'de başlamıştır. Banka ilk kurulduğunda 30 yıl süreli banknot ihracı imtiyazına sahipti. 1955 yılında yapılan değişiklikle banknot ihraç imtiyazı 1999 yılına kadar, 25 Nisan 1994 yılında yapılan ikinci bir değişiklikle de süresiz olarak uzatılmıştır.

1930 yılında çıkarılan 1715 Sayılı Kanun, 26 Ocak 1970'te 1211 Sayılı Kanun kabul edilinceye kadar 40 yıl yürürlükte kalmıştır. 1715 Sayılı Kanun ile kurulan ilk Merkez Bankası'nın kuruluş yasasında bankanın temel amacı, ülkenin ekonomik kalkınmasına yardım etmek olarak belirlenmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek için Bankaya;

  • Reeskont oranını belirlemek ve para piyasasını düzenlemek,
  • Hazine işlemleri yapmak,
  • Hükümet'le ortaklaşa Türk parasının değerinin korunmasına yönelik tüm önlemleri almak görevleri verilmiştir.

Yürürlükte kaldığı sürede, 1715 Sayılı Kanun'da çeşitli defalar değişiklik yapılarak, günün koşullarına uydurulmaya çalışılmıştır. Kanun'da yapılan değişiklikler daha çok Hazine'ye ve KİT'lere daha fazla kredi verilmesini sağlamaya yönelik olmuştur. Bu nedenle de Banka'nın temel işlevi, etkin bir para politikası yürütmekten çok, kamu kesiminin finansman açığını kapatmaya yönelmiştir.

1960'lı yıllarda planlı dönemin başlaması ile 1930 yılından beri yürürlükte olan Merkez Bankası Kanunu'nun dengeli kalkınma için gerekli bir para programının yürütülebilmesine uygun olmadığı gerekçesiyle 1715 Sayılı Kanun'da, Merkez Bankası'nın para ve kredi politikalarının planın öngördüğü ilkelere göre yürütülebilmesini sağlayacak biçimde değişiklik yapılmıştır. Aynı amaçla, 26 Ocak 1970 tarihinde kabul edilen 1211 Sayılı Kanun'la Merkez Bankası günün ekonomik koşullarına uygun olarak organize edilmiş, görev ve yetkileri yeniden düzenlenmiştir. 1211 Sayılı Kanun'a göre Banka'nın temel görevleri para ve kredi politikasını yürütmek, paranın değerinin korunmasına ilişkin önlemler almak, para basma ve ödünç para verme işlemlerini düzenlemektir.

1986 yılında açık piyasa işlemlerinin yürütülebilmesi gibi yeni ihtiyaçları karşılayabilmek için, 1211 Sayılı Merkez Bankası Kanunu'nun 3291 Sayılı Kanun ile değiştirilen şekli T.C. Merkez Bankası'na bugünkü görev ve yetkileri tanımaktadır:

BANKA’NIN TEMEL AMACI, GÖREV VE YETKİLERİ

Banka’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler. Temel amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler.

Banka’nın temel görevleri;

- Açık piyasa işlemleri yapmak,

- Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak ve kur rejimini belirlemek,

- Zorunlu karşılıklar ve umumi disponibilite ile ilgili usul ve esasları belirlemek,

- Reeskont ve avans işlemleri yapmak,

- Ülke altın ve döviz rezervlerini yönetmek,

- Ödeme ve menkul kıymet transferi ve mutabakat sistemleri kurmak ve bunların kesintisiz işlemelerini sağlamak,

- Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak,

- Mali piyasaları izlemektir.

Banka’nın temel yetkileri;

- Türkiye’de banknot ihracı imtiyazı tek elden Banka’ya aittir.

- Banka, Hükümetle birlikte enflasyon hedefini tespit eder, buna uyumlu olarak para politikasını belirler.

- Banka, Kanunda belirtilen para politikası araçlarını kullanmaya, uygun bulacağı diğer para politikası araçlarını da doğrudan belirlemeye ve uygulamaya yetkilidir.

- Banka, nihai kredi mercii olarak bankalara kredi verme işlerini yürütür.

- Banka, mali piyasaları izlemek amacıyla bankalar ve diğer mali kurumlardan ve diğer kuruluşlardan gerekli bilgileri istemeye ve istatistiki bilgi toplamaya yetkilidir.

Banka’nın başlıca müşavirlik görevleri;

- Banka, Hükümetin mali ve ekonomik müşaviri, mali ajanı ve haznedarıdır.

- Banka, finansal sistemle ilgili olarak istenilecek hususlarda Hükümete görüş verir, bankalar ve uygun göreceği diğer mali kurumlar hakkındaki görüşlerini ve tespitlerini Başbakanlık ile bu kurum ve kuruluşları düzenleme ve denetleme yetkisine sahip kuruluşlara bildirebilir.

- Banka, Kanunla ve mevzuatla kendisine verilen yetki ve görevlerle ilgili olarak düzenlemeler yapmaya, bu düzenlemelere tabi kurum ve kuruluşlar nezdinde bunlara uygun hareket edilip edilmediğini ve kendisine gönderilen bilgilerin doğru olup olmadığını denetlemeye görevli ve yetkilidir.

MERKEZ BANKASI ve FİNANS KESİMİ İLİŞKİLERİ

Merkez Bankasının finans kesimine ilişkin en önemli özellikleri,emisyonun yanı sıra, özel kesim tahvilleri üzerindeki yol gösterme ve denetleme işlevi ile, orta süreli kredilerdir.Bunların yanısıra ödünç para verme işlemi para ve kredi politikasını yürütme görevi de sermaye piyasası ile doğrudan ilgili işlevleri arasındadır. 1981 yılında özel kesim tahvillerinin faiz oranı serbest bırakılmıştır.

T.C. Merkez Bankası uyguladığı mevduat zorunlu karşılıkları politikası ile bankalara uzun süreli fon aktarmaları yönünde olanak sağlar. Bu düzen toplanan mevduadın, kalkınma planı ve programlarında belirlenen kesimlere ve bölgelere orta ve uzun süreli olarak verilen kredi miktarlarına mevduat zorunlu karşılıklardan kısmen ya da tamamen bağışıklık kazandırılması yolu ile işletilmeye çalışılmaktadır.

Kurumsal olarak topladıkları mevduatı orta ve uzun süreli kredi olarak dağıtan bankalar daha düşük oranlarda mevduat zorunlu karşılığı bulundurarak disponobilitelerini yükseltirler. Zorunlu disponobilite oranının üstünde kalan değerler banka katılımları ve kısa süreli ticari krediler gibi daha karlı bankacılık alanlarına yöneltilebilirler. Fakat Türkiye uygulamasında bankalr mevduat zorunlu karşılıklarını zamanında yatırmakta günün koşullarına göre düşük düzeyde kalan cezai müeyyidlere istekli olarak katlanmaktadır.

Ancak Haziran 1982 başında T.C. Merkez Bankası bankaları bir ölçüde disipline sokmak,aralarındaki haksız rekabeti önlemek ve birikim sahiplerini korumak ve toplanan parayı güvence altına almak gibi nedenlerle bir takım yeni önlemler almıştır. Buna göre gerekli mevduat munzam karşılığı ödemeyen bankalar için %35 olan ceza faizi %54’e çıkarılmıştır. Uygulamanın ekonomik önlem olduğu ancak karşılıklar konusunda yasal sorumluluklarını yerine getirmeyen bankaların TCMB’na daha önce yatırdıkları mevduat munzam karşılıklarına faiz ödenmemesi gibi ek önlemlerin de getirileceği yetkililerce ileri sürülmüştür.


KAYNAKLAR

*Merkez Bankası internet sitesi [www.tcmb.gov.tr]

*Finansal Kurumlar/Özcan ERTUNA/9 Eylül Üniversitesi Yayınları

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

0 yorum: