', ' öğrenmeye hoşgeldiniz: yavuz sultan selim (I.Selim)

16 Ekim 2007 Salı

yavuz sultan selim (I.Selim)

YAVUZ SULTAN SELİM(1512–1520)

Dokuzuncu Osmanlı padişahıdır. I.selim (yavuz),II. Beyazid’in oğludur. Amasya’da yetişti. Farsça öğrendi. Şiirle ve sporla ilgilendi. Babası padişah olunca Trabzon sancakbeyliğine atandı (1494).Valiliği sırasında Trabzonluları rahat bırakmayan gürcüler üzerine üç sefer yaptı. Bu seferlerde bugün Türkiye toprakları içinde bulunan Kars, Erzurum, Artvin ve çevresini fethederek Osmanlı topraklarına kattı. Buralarda yaşayan gürcülerin hepsi Müslüman oldu. Diğer taraftan İran’da Safevi Devleti’nin başına geçen Şah İsmail, Osmanlı Devleti’ni yıkmak istiyordu. Şah İsmail’in Osmanlı topraklarından geçerek Dulkadiroğluları topraklarına girmesi üzerine Şehzade Selim de emrindeki az bir kuvvetle harekete geçti. Akkoyunlu topraklarından Bayburt, Erzincan, Kemah, İspir, Gümüşhane ve Çemizgezek çevresini ele geçirdi. Fakat bütün Akkoyunlu mirasını sahip olduğunu iddia eden Şah İsmail, bu toprakları geri almak için kardeşi İbrahim Mirza’yı gönderdi. Şehzade Selim ise, hızla hareket ederek Erzincan yakınlarında Safevi ordusunu perişan etti ve İbrahim Mirza’yı esir aldı. Şah’a karşı başarıları, Şehzade Selim’e büyük prestij kazandırdı.

Şah İsmail Özür Diliyor

Şehzadenin bu faaliyetlerinden telaşa kapılan Şah İsmail, II.Beyazid’e bir mektup göndererek yaptıklarından dolayı özür diledi ve Şehzade Selim’den şikayetçi oldu. Nitekim II.Beyazid’in emri üzerine Şehzade Selim, Şah’ın kardeşini serbest bıraktığı gibi; Erzincan, Kemah, Bayburt ve İspir’i Safevilere geri verdi.

Saltanat Mücadelesi

Bu duruma rağmen Şah İsmail, Osmanlı Devleti’ni içerden çökertmeye çalışıyordu. Öte yandan Mısır Memlüklerini de, rakibi Osmanlılar aleyhine daimi olarak kışkırtıyordu. Şah’ın bu faaliyetleri sonucunda Anadolu’da ortaya çıkan Şahkulu, Baba Tekeli ve Nur Halife isyanları binlerce masum kişinin ölmesine sebep oldu. Şehzade Ahmet ve Veziriazam Hadım Ali Paşa kumandasındaki kuvvetler, asiler karşısında bozguna uğradı ve Osmanlı ülkesinde bir otorite boşluğunun dolmasına sebep oldu. Neticede II.Beyazid’in üç şehzadesi arasında saltanat mücadelesi baş gösterdi. Şehzade Ahmet’in Şahkulu karşısındaki başarısızlığı, Şehzade Korkut’un ise yumuşak tabiatlı olması dolayısıyla yeniçeriler Selim taraftarıydı.

Ancak II.Beyazid’in vezirleri, Şehzade Ahmet’in padişah olmasını istiyorlardı. Şehzade Ahmet, padişah olursa yine vezir olabileceklerini , azledilmeyeceklerini biliyorlardı. Padişahın meyli de, yaşının büyüklüğü sebebiyle Şehzade Ahmet’e idi. Bu sırada Selim’in, ziyaret maksadı ile Kırım’a gitmesi, aleyhindeki devlet adamlarını harekete geçirdi. Bunlar Selim’in saltanat için hazırlandığını ileri sürerek, üzerine Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa’nın gönderilmesini sağladılar. Hasan Paşa muharebeye girmeyerek geri çekildi. Bunun üzerine padişahın bizzat Selim’e karşı harekete geçmesi sağlandı. Ancak Rumeli akıncı ve sancakbeyleri muharebeden vazgeçti.

Bu arada vezirler, Şehzade Ahmet’e acele İstanbul’a gelmesi için haber gönderdiler.Şehzade Ahmet, Maltepe’ye kadar geldiyse de ordu, veliahtın İstanbul’a girmesine istemedi.Divan, veliahtın sancağına dönmesini emretti. Öte yandan Şehzade Ahmet’in İstanbul’a çağrılması, Şehzade Selim taraftarlarını harekete geçirdi. İstanbul’da ordu açıkça Şehzade Selim lehine büyük gösteri yaptı (6 Mart 1512). Büyük oğlunu desteklemekle kan döküleceğini anlayan II.Beyazid, oğlu Selim’i İstanbul’a davet etti.Şehzade Korkut çok seviliyorsa da, erkek evladı olmadığından ikinci planda kalmıştı. Şehzade Selim, 19 Nisan’da İstanbul’a geldi. Üç yaş büyük olan ağabeyi Korkut, kendisini karşılayarak tebrik etti. Bundan sonra Selim, Yenibahçe’de kendisi için kurulan çadıra geldi. 24 Nisan 1512’de babası II.Beyazid, saltanatı kendisine teslim etti.

I.Selim (Yavuz), tahta geçtikten sonra, önce devletin iç işlerini yoluna koymaya çalıştı. İsyan çıkarmak için harekete geçen, Anadolu’da kendilerine pek çok taraftar toplayan Şehzade Ahmet ve Şehzade Korkut, etraflarına asker toplamaya devam ettiler. Yavuz Sultan Selim, memleketin birlik ve beraberliğini sağlamak için, kardeşleri ile mücadele etmeye mecbur kaldı. İstemeyerek, üzülerek, yaptığı bir mücadelelerde galip gelerek isyanları bastırdı. Elebaşlarını öldürttü. İsyanı kışkırtan, kendisini istemeyen Sadrazam Mustafa Paşa’yı da idam ettirdi.

Çaldıran Savaşı (1514)

I.Selim, Trabzon valiliği sırasında Şah İsmail’in Osmanlılara olan düşmanca davranışını çok iyi değerlendirmiş, bir kez de İran topraklarına girmişti. Şahkulu ayaklanmasının da Şah İsmail’in kışkırtmasıyla çıkartıldığı biliniyordu. Şah İsmail’in amacı, Osmanlı Devleti’ni içten çökertmek ve Anadolu’ya egemen olmaktı. Bu amacını gerçekleştirebilmek için daha II.Beyazid döneminde Memlüklerle ve Venediklilerle çeşitli anlaşmalar yapıldı.

Yavuz Sultan Selim hazırlıklarını tamamladıktan sonra, 19142’te Üsküdar’a geçerek İran seferine çıktı.İzmit’e varlığında, Şah İsmail’e bir mektup göndererek, savaşmak istediğini resmen bildirdi. Ordu, Yenişehir’e geldiğinde Anadolu ve Rumeli beylerbeyleri kuvvetleriyle orduya katıldı. 20 bin tımarlı sipahiden gelen öncü orduda vezir Dukakinzade Ahmet Paşa tayin edildi. 2 Haziran’da Sivas’a varan Sultan, 140 bin asker, 5 bin zahireci ve 60 bin deveye yüklenen orduyu yoklamaya tabi tutup,yiyecek sağlamak üzere İskender Paşa kumandasındaki 40 bin askeri burada bıraktı.

Koçhisar (Hafik) kazasına gelinince savaş düzeni alındı ve bundan sonra bu terkip üzerine gidildi. Akşehir ve İran’la hudut olan Suşehri’nden itibaren Safevi Devleti’nin topraklarına girildi. Bundan sonra Safevilerin, geçiş yollarını tahrip etmelerinden dolayı ordunun durumu güçleşmeye başladı. Osmanlı hükümdarı, bu sefere giderken Dulkadir beyi Alaüddevle’ye mektup yollayarak kendisini savaşa katılmaya davet ettiyse de, Alaüddevle bu teklife yanaşmadığı gibi, zahire kollarını vurmak suretiyle orduyu sıkıntıya soktu.

Ordunun bu güç şartlar altında ilerlemesi Şah İsmail ile savaş aleyhtarlarına fırsat verdi ve yavaş yavaş askeri tahrik ettiler. Fakat kenarına ve Erzincan’a geldiği zaman asker, kumandanlar ve vezirler, düşmanın meydanda olmamasından dolayı daha ileri gidemeyeceklerini, geri dönmeleri gerektiğini söyleyince, I.Selim bunu şiddetle reddetti.

I.Selim, ordusuyla Kazlıgöl mevkiine geldiğinde, Şah İsmail Çaldıran’da olduğu haberi geldi. Osmanlı ordusu, 22 Ağustos günü Çaldıran’ın Akçay vadisi tepelerinde konakladı. Osmanlı ordusu savaş düzeni aldı. Ordunun sağ kanadı Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa ile Zeynel Paşa’nın emrindeki Anadolu ve Karaman kuvvetleri, sol kanadını ise Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa kumandasındaki Rumeli askerleri teşkil ediyordu. Sultan merkezde olup, yanında Sadrazam Hersekzade Ahmet Paşa, vezir Dukakinoğlu Ahmet Paşa, vezir Mustafa Paşa, Ferhat Paşa, Karaca Paşa bulunuyordu.

Yavuz Sultan Selim, ordusunu son bir kez gözden geçirdikten sonra hücum emrini verdi. Osmanlı ordusunun ustaca manevraları sayesinde İran ordusu kısa zamanda dağılmaya başladı. Askerinin dağıldığını gören Şah, durumun kendisi için çok tehlikeli olduğunu anlayınca, yararlı bir vaziyette taht ve hanımını savaş meydanında bırakarak kaçmak zorunda kaldı.

Çaldıran Savaşını Sonuçları

Ø Şah İsmail İran’a kaçtı. Tahtı dâhil bütün ağırlıkları Osmanlılara geçti.

Ø İran’a büyük bir darbe vurulduysa da Şii tehlikesi tam olarak önlenemedi.

Ø Doğu Anadolu toprakları Osmanlı hâkimiyetine girdi.

Yeni Yerler, Yeni Zaferler Kazanılıyor

Çaldıran zaferinden sonra Yavuz Sultan Selim ordusu ile Tebriz’e girdi. 15 Eylül’de Tebriz’den ayrılarak Karabağ’a, oradan Amasya’ya geldi. Kışı burada geçiren I.Selim, ilkbaharda tekrar İran seferine çıkacağı için top ve cephaneyi Şarkı Karahisar’da bırakmıştı. Ancak 1515 Şubat’ında I.Selim’i İran seferinden alıkoymak isteyen bazı devlet adamları tarafından yeniçeriler yeniden ayaklandırıldı. Ayaklanma sebebini araştıran Yavuz Selim, Sadrazam Dukakinzade Ahmet Paşa’nın bu olayda parmağı olduğunu anlayıp onu idam ettirdi ve bir müddet sadarete kimseyi tayin etmedi.

Kışı Amasya’da geçiren Yavuz Sultan Selim, askerin vaziyeti sebebiyle İran üzerine tekrar sefer yapılamayacağını anladıktan sonra, doğu ve güney sınırlarına ait bazı yerleri ele geçirmedikçe emniyet sağlanamayacağı için Kemah seferine çıktı ve kaleyi fethetti. Sultan’ın niyeti bütün ülkeyi düşmandan temizlemekti. İran seferi sırasında Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin Şah’a karşı savaşa katılması istenmişti. O bunu kabul etmediği gibi kendisine bağlı bazı aşiret reisleri de Osmanlı zahire kollarını vurmuştu. Ayrıca Alaüddevle, Safevilere ve Mısır Memlüklerine yardımda bulunuyordu. Hâlbuki Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin ablası Yavuz Sultan Selim’in babaannesi idi. Buna rağmen Alaüddevle, Sultan Selim’e karşı düşmanca hareketlerden geri durmadı. Sultan Selim, Dulkadiroğlu’nun üzerine Şehsüvaroğlu Ali Bey’i gönderdi. Ali Bey, kısa zamanda Dulkadiroğullarına ait toprakları Osmanlı Devleti’ne kattı.

Safevi Devleti’nin batı sınırında şehir ve kalelerden en önemlisi Diyarbakır idi. Sultan Selim, Diyarbakır’ın alınmasına karar verip, Osmanlı devleti’ne gelmiş olan bilim adamı İdris-i Bitlisi vasıtasıyla bu şehri sulh yoluyla almaya çalıştı ve bunda başarılı oldu. Diğer taraftan yine İdris-i Bitlisi ‘nin yardımıyla Mardin de Osmanlı topraklarına katıldı. Böylelikle Urmiye, İtak, İmadiye, Siirt, Eğil, Hasankeyf, Palu, Bitlis, Hizran, Meyyafarikin ve Cizre Osmanlı hâkimiyetine girdi.

Temmuz başlarında ordu ile İstanbul’a dönen Yavuz Sultan Selim, ilk iş olarak, yeniçeri ordusunda ıslahat yaptı. Çaldıran Savaşı’nda yeniçeriyi isyana sevkeden vezir İskender Paşa’yı, Sekbanbaşı Balyemez Osman Ağa’yı idam ettirdi. Sultan, bu hadiseden sonra askeri tahrik edeceklerini göz önüne alarak ocaktan yetişenlerden yeniçeri ağası olma usulünü kaldırdı ve saraydan yetişme, güvenilir kişilerden ağalığa atama usulünü getirdi. Fitneyi yatıştırdıktan, sonra askerin itaatinden emin olduktan sonra, tekrar doğu seferine çıkmak için hazırlıklara girişti. Osmanlı devleti’nin Ortadoğu’daki hâkimiyetinin genişlemesi, Suriye, Filistin, Arabistan yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hâkim Memlüklü sultanı Kansu Gavri’yi harekete geçirip tedbir almaya sevketmişti.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi ve Mercidabık Savaşı (1516)

Osmanlılar ile Memlüklüler arasında, Fatih döneminden beri süregelen anlaşmazlıklar bulunuyordu. II.Beyazid döneminde, iki ülke arasında çıkan ve altı yıl süren savaşlar sonunda anlaşmaya varılmıştı. Ancak bu durum, iki ülke arasındaki mevcut anlaşmazlıkları ortadan kaldırmamıştı.

Yavuz Sultan Selim döneminde, Dulkadiroğulları Beyliği’ne son verilmesi, Osmanlılar ile Memlüklüler arasındaki mevcut gerginliği daha da arttırdı.

Müslümanlarca kutsal sayılan Mekke ve Medine’nin Memlüklere bağlı olması, Müslümanların din başkanı olarak kabul edilen Abbasi halifesinin Mısır’da oturması. Memlüklere, İslam dünyasında üstünlük sağlıyordu. İran’ın Şii propagandası da, gelecekte Osmanlı Devleti’nin çıkarını tehdit edebilirdi. Ayrıca, Mısır’ın alınması, ekonomik yönden de Osmanlılar için önemliydi. Çünkü Mısır alınırsa, buradan geçen ticaret yolları da (baharat yolu) ele geçirilecek ve bu sayede Avrupa ülkeleri, ekonomik yönden Osmanlılara bağımlı duruma geleceklerdi. Yavuz Sultan Selim, Mısır seferine karar verirken, siyasi, dini ve ekonomik faktörleri de dikkate alınmıştır. 1516 da Sadrazam Hadım Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Suriye’den geçmesine Memlüklerin izin vermemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim sefere çıktı. İki ordu Halep yakınlarında Mercidabık’ta karşılaştı. Toplar ve ateşli silahlarla donanmış Osmanlı ordusu, Memlük ordusunu büyük yenilgiye uğrattı. Memlük Sultanı Kansu Gavri, savaş alanında öldü. Halep ve Şam ele geçirilerek. Suriye, Osmanlı topraklarına katıldı.

Mısır Seferinin Sonuçları

Ø Memlük Devleti yıkıldı.

Ø Suriye, Filistin, Hicaz, Kudüs ve Mısır Osmanlı topraklarına katıldı.

Ø Zengin ülke topraklarının fethiyle, ekonomik durum daha da iyileşti. Hazine altınlarla doldu

Ø Baharat Yolu, Osmanlıya geçti ise de Ümit Burnu’nun keşfinden dolayı istenen fayda sağlanamadı.

Ø Halifelik, Abbasilerden Osmanlılara geçti. Yönetimde teokratik yapı iyice güçlendi.

Ø Venediklilerin Kıbrıs için Memlüklülere ödediği yıllık 10.000 düka altın vergi, Osmanlıya geçti.

İmar Çalışmaları
Yavuz Sultan Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılan Haliç Tersanesini kapasite olarak arttırdı. Medreselerin yanında, sosyal ve ticari alanda hizmet verecek birçok bina inşa ettirdi. Hayatı yoğun savaşlarla geçen Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır Fatih Paşa, Elbistan Ulu Camii, Şam Salihiye'de Muhyiddini Arabî’ye Camii, İmaret ve Türbesi gibi hayır eserleri de yaptırmaya fırsat bulmuştur. Ayrıca temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş, bu eser oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamamlanmıştır.

1516 Yılında Olan Diğer Olaylar

Ø Yavuz Sultan Selim Halep’e girdi (28 Ağustos)

Ø Şam’a doğru harekete geçen Yavuz Sultan Selim, teslim olan Hama kentine girdi (19 Eylül)

Ø Yavuz Sultan Selim, Şam kentine girdi (27 Eylül)

Ø Sadrazam Sinan Paşa, Memlük komutanı Canberdi gazali komutasındaki orduyu Gazze yakınlarındaki Han Yunus’ta mağlup etti. (21 Aralık)

Ø Yavuz Sultan Selim, Kudüs’e girdi (30 Aralık)

Ridaniye Savaşı (22 Ocak 1917)

Yavuz Sultan Selim, Mısır üzerine yürüdü. Kansu Gavri’nin yerine hükümdar olan Tomanbay, Kahire yakınlarında Ridaniye’de güçlü bir savunma hattı oluşturdu. Yavuz Sultan Selim, Ridaniye savunma hattını yandan geçerek, Memlük ordusunu arkadan kuşatıp saldırıya geçti. Memlük ordusunun toprakları ve ateşli silahları işe yaramaz duruma geldi. Karşı saldırıya geçen Osmanlı ordusu, Memlükleri yenilgiye uğrattı. Osmanlı ordusu, Kahire’ye girdi

Kahire’nin Fethi (29 Ocak)

Ridaniye savaşı sonunda Osmanlıların eline geçen Kahire’de Memlük sultanı Tolumbay’ın askerleri ile Osmanlı ordusu arasında üç gün süren kanlı sokak çarpışmalarında ikinci kez yenilen Tomanbay, ancak kadın kılığına girerek kaçabildi. Bu çarpışmada Kahire sokaklarında 50 bin Mısırlı can verdi. Memlük komutanı Canberdi Gazali de teslim oldu. Böylece 267 yıllık Memlükler Devleti ortadan kalkmış oldu.

1517 Yılında Olan Diğer Olaylar

Ø Mısır seferine karşı çıkan ve ordunun Sina çölünden geçirmenin imkânsız olduğunu ileri süren Sadrazam Hüseyin Paşa idam edildi.

Ø Osmanlı topraklarına katılan Hicaz’daki “kutsal Emanetler“ Yavuz Sultan’a teslim edildi.

Ø Osmanlı donanması İstanbul’a döndü

Ø Yavuz Sultan Selim, Mısır’dan ayrılarak Suriye’ye geçti.

1518 Yılında Olan Diğer Olaylar

Ø Mısır seferine ve fethedilen Mısır’a Çerkez Hayır Bey’in tayin edilmesine sitem eden Sadrazam Yunus Paşa’nın idam edilmesi üzerine sadrazamlığa Piri Mehmet Paşa getirildi.

Ø İki yılı aşkın bir süredir devam eden Mısır seferini başarıyla bitiren Yavuz Sultan Selim, İstanbul’a döndü. Bir süre İstanbul’da kalan padişah daha sonra Edirne’ye gitti.

Anadolu’da ilk Celali İsyanı

Şii olduğu söylenen Bozoklu Şeyh Celal, bir yandan şah İsmail casuslarının yoğun propagandaları, bir yandan da içinde bulundukları ağır iktisadı koşullar nedeniyle Osmanlı Devletine başkaldırmaya hazır durumdaki Türkmen toplulukları ayaklandırdı. Tokat, Bozok (Yozgat) ve Amasya yörelerini denetimleri altına alan ayaklanmacılar, Osmanlı yönetiminin bölgedeki sancakbeyleriyle görevlilerini de kendilerine katılmak zorunda bıraktılar. Yavuz Sultan Selim, ayaklanmasının bastırılması için Rumeli Beylerbeyi Ferhat Paşa’yı görevlendirirken, Dulkadir beyi Şehsuvaroğlu Ali Bey’i de onun yardımcılığına atadı. Ferhat Paşa, İstanbul’dan yola çıkarken, Şehsuvaroğlu da Elbistan’dan çıkıp ayaklanmacıların üstüne yürüdü. Osmanlı kuvvetlerine karşı koyamayacağını anlayan şeyh celal ‘i öldürüp kesik başını İstanbul’a gönderdi. Bu olayın ardından

XVII. yy. sonralarına kadar Anadolu’da devlete karşı baş gösteren dinsel ve dinsel olmayan bütün ayaklanmalara katılanlar Bozoklu Celal’in adıyla “Celali“ diye anılmıştır

1519 Yılında Olan Diğer Olaylar

Ø Cezayir beyi Barbaros Hayrettin, Yavuz Sultan Selim’e başvurarak Osmanlılara bağlanma isteğini bildirdi. Teklifi kabul edilen Barbaros Hayrettin’e Cezayir Beylerbeyliği verildi

Ø Yavuz Sultan Selim, büyük bir donanma yapımına karar verdi ve görevlendirildiği Piri Mehmet Paşa’dan, Haliç’te yeni bir tersane yapılmasını istedi.

1520 Yılında Olan Olaylar

Ø İstanbul’dan Edirne’ye gitmek üzere yola çıkan Yavuz Sultan Selim, sırtında çıkan çıbandan dolayı oluşan hastalığı nedeniyle çorluda öldü….

Kutsal Emanetler Teslim Alındı

Osmanlı donanması da Suriye, Filistin ve Mısır kıyılarındaydı. I.Selim Mısır’ın yönetimini yeniden düzenledi. Bu arada Mekke şerifi, oğlunu göndererek Osmanlılara bağlılığını bildirdi. Mekke ve Medine kentlerinin anahtarlarıyla kutsal emanetler padişaha teslim edildi. (1517)

Halifelik Osmanlılara Geçiyor

Kutsal emanetleri alarak İstanbul’a dönen I.Selim, daha sonra Halife III. Mütevekkil’i de İstanbul’a getirtti. Böylece halifelik, Abbasi soyundan Osmanoğullarına geçmiş oldu. I.Selim, İran’la herhangi bir barış girişiminde bulunmadığı gibi, bu ülkeyle yapılan ipek ticaretine de yasak koydu.

Hizmetleri ve Ölümü

I.Selim, Mısır dönüşünden sonra özellikle donanma ile ilgilendi. Doğu ticaretinin önemini anladığından Filistin ve Mısır kıyılarını İstanbul’a deniz yoluyla bağlamayı düşündü. Mısır’da bulunduğu sırada u iş için Memlük denizcisi Selman Reis’i İstanbul’a gönderdi. Haliç’teki eski Bizans tersanesinin yerine yenisinin yapılmasını emretti. Selim’in amacı Rodos’a, Kıbrıs’a veya Sicilya’ya bir sefer yapmaktı. Sadrazam Piri Paşa’yı kapıkulu askeriyle Edirne’ye yolladı. Arkadan kendi de hareket etti (1520). Ancak sırtındaki şirpence çibanından rahatsız olduğundan Çorlu’da bir süre dinlendi; yapılan tedaviden sonuç alınamayacağını anladığı için vezirlerini çağırttı. Oğlu Süleyman’a, gelmesi için haber gönderdi ve bu sırada öldü (22 Eylül 1520). Ölümü, oğlu Süleyman gelinceye kadar gizli tutuldu. Sonra İstanbul’da Mirza Sarayı denilen bugünkü Sultan Selim Camii yanına gömüldü. I.Selim kısa süren saltanatında daha çok savaşlar ve savaş hazırlıklarıyla uğraştığından büyük imar hareketlerine giremedi. Sadece Şam’da Muhiddin Arabî için türbe, camii ve imaretle, Konya’da Mevlana dergâhında su tesisleri yaptırdı. Edebiyatla da ilgilenen Yavuz Sultan Selim’in Farsça bir Divan’ı, birkaç tane Türkçe şiiri vardır.

NOT: Yeniçeri desteğini alarak tahta çıkan ilk padişahtır. Bu durum ordunun siyasete karıştığını gösterir.

NOT: Bu dönemde doğu siyaseti tamamlanmış, Anadolu Türk birliği kesin olarak sağlanmıştır.

I.SELİM

Doğum tarihi :1470

Doğum yeri :Amasya

Babası :II.Beyazid

Annesi :Ayşe Hatun (Dulkadirli)

Tahta çıktığı tarih :24.4.1512

Tahta çıktığı yaşı :42

Saltanatın sonu :22.9.1520

Tahtan ayrılma sebebi :Ölüm

Saltanat süresi :8 yıl, 5 ay

Ölüm tarihi :22.9.1520

Ölüm sebebi :kanser

Öldüğü yer :Çorlu

Gömülü olduğu yer :İstanbul, Sultan Selim Camii mihrabı önündeki türbesinde

Valilikleri : Trabzon (1494–1510); Semendire (1511)

Furkan ÖZGEN

SOMA RIFAT DAĞDELEN ANADOLU LİSESİ

YENİ 10-D 167

0 yorum: