', ' öğrenmeye hoşgeldiniz: ÜLKEMİZDE NÜFUS SAYIMLARININ TARİHİ

16 Ekim 2007 Salı

ÜLKEMİZDE NÜFUS SAYIMLARININ TARİHİ

ÜLKEMİZDE NÜFUS SAYIMLARININ TARİHİ

Osmanlı İmparatorluğu döneminde istatistik çalışmaları, başlangıçta devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla, 30-40 yıl gibi aralıklarla nüfus ve toprak sayımları yapılması şeklinde düşünülmüştür. Osmanlı Dönemi öncesine ilişkin istatistik çalışmaları hakkındaki bilgilerimiz ise eksiktir.

İmparatorluk yeni kurulduğu sıralarda nüfusla birlikte tarım ve arazi konularında bilgi toplamaya özel önem verilmiş; 1326-1360 ve 1360-1389 yılları arasında toprak ve nüfus sayımları yapılmıştır. Daha sonra Padişah Kanuni Sultan Süleyman genel bir sayım yaptırmaya teşebbüs ederek, bunun her yüzyılda bir tekrar edilmesini Kanunname’ye yazdırtmıştır. Tarihçiler bu dönem içinde 1566-1574 yıllarında Genel Nüfus ve Arazi Sayımı, 1608 yılında tekrar bir nüfus sayımı uygulandığını yazmaktadır. Kemankeş Kara Mustafa Paşa Sadrazamlığı sırasında nüfus sayımlarının ülke için gereğini belirtmiş ve bunların otuz yılda bir tekrarlanmasını karar altına aldırtmıştır. Ancak sayısız savaş nedeniyle, bu süreye gereğince uyulmadığı gibi, sayım girişimleri sonuçlandırılamamış, fakat çalışmalara ve bilgi toplama faaliyetine devam edilmiştir

19.Yüzyılın başından itibaren Ademi Merkeziyet sistemine dayalı olarak merkezde her nezarette, taşrada ise vilayet ve kazalarda istatistik büroları açılmış ve bunların çalışmalarını takip ve kontrol etmek için de ayrı bir merkezi organ kurulmuştur.

Başarı ile sonuçlandırılan ilk Nüfus Sayımı 1831 yılında yapılmıştır. Esas amacı askerlik yapabilecek halkın sayısı ve yeni vergi kaynaklarının saptanması olan bu sayımda, Rumeli ve Anadolu’da bulunan tüm İslam ve Hıristiyan erkek nüfus kapsanmıştır.

1831 sayımından sonra 1844 yılında kadın nüfusu da kapsayan bir nüfus sayımı daha yapılmış, 1854’te ise yeni bir nüfus sayımına daha girişilmişse de bunun sonuçlandırılması kabil olmamıştır. 1870 yılında yapılmasına karar verilen Genel Nüfus Sayımı da uygulanamamıştır. 1874’te Tuna Vilayetlerinde yapılan bir nüfus sayımını, İmparatorluk döneminde girişilen ve uzun süre devam eden bir başka nüfus sayımı izlemiştir. 1878 Rus savaşını izleyen bu sayımda İstanbul nüfusu sayılmış, Trablus ve Arabistan’ın nüfusu ise tahmin edilmiştir. Aynı dönemde Nüfus Sicil-i Nizamnamesi çıkarılmış ve ilk kez Nüfus Müdürlüğü kurularak nüfus tezkereleri ile doğum, ölüm, yer değiştirme olaylarının kaydına başlanmıştır. 1891 yılında Bab-ı Ali’de Merkezi İstatistik Encümeni kurulmuş, istatistik hizmetleri kanuni bir esasa bağlanmıştır.

1918 yılında çıkarılan yeni bir kanunla istatistik faaliyeti sadarete bağlı istatistik Müdüriyet-i Umumiye’ si bünyesinde toplanmış, kanunun uygulamasına bir yıl devam edildikten sonra kaldırılmış ve eski sistem Cumhuriyete kadar devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye’nin karşılaştığı önemli ihtiyaçlardan biri de ülkemizde yaşayan nüfusun sayısının, sosyal ve ekonomik niteliklerinin bilinmesi olmuştur.

Ülkemizde nüfusumuzun sayı ve niteliklerini tespit amacıyla Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar ilki 1927 ikincisi 1935 yılında ve bu tarihten sonra her beş yılda bir olmak üzere, on üç kez Genel Nüfus Sayımı uygulanmıştır.

Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı’nın kuruluş ve görevleri hakkında 219 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin (d) fıkrasını değiştiren 23 Şubat 1990 tarih ve 403 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği ülkemizde bundan sonra Genel Nüfus Sayımları 10 yılda bir sonu “0” ile biten yıllarda yapılacaktır. Bir sonraki sayım 2000 yılında uygulanacaktır.

30 Temmuz 1997 tarih ve 4300 sayılı Genel Nüfus Tespiti yapılması ve seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesi hakkındaki Kanun gereği yerleşim yerleri itibariyle ikametgaha dayalı sayısal sonuçları elde etmek amacıyla 30 Kasım 1997 tarihinde Genel Nüfus Tespiti yapma görevi Enstitümüze verilmiştir.

Enstitümüz, bu yasaya göre 30 Kasım 1997 tarihinde Genel Nüfus Tespitinin uygulamasını yapmıştır. Genel Nüfus Tespitinin veri değerlendirme sürecinde ülkemizde ilk defa bir büyük sayımın tüm veri işleme faaliyetleri tam bilgisayar destekli olarak yapılmış, veri giriş işlemleri ICR (Akıllı Karakter Okuyucu) teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

SAYIMIN AMACI

Sayım günü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan, bütün nüfusun (yabancılar dahil) sayısını, sosyal ve ekonomik niteliklerini, ülkemizin idari bölünüşüne göre tam ve doğru olarak belirlemek amaçlanmaktadır.

SAYIMIN SİSTEMİ, YÖNTEMİ VE KAPSAMI

Şimdiye kadar yapılan sayımlar, tam sayım olarak ve milli sınırlarımız içindeki bütün nüfusu saymak suretiyle bir günde uygulanmıştır. Sayımın sistemi gereği nüfus, tespit günü kişiler nerede bulunuyorsa orada tespite tabi tutulmuştur (De facto). Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız sayım dışı kalmış, buna karşılık sayım günü sınırlarımız içinde yaşayan veya geçici olarak bulunan Türk uyruklu olmayan kişiler (yabancılar) sayıma dahil edilmiştir.

Ancak, 1997 yılında yapılan tespitte ise kişilerin daimi ikametgahları sorularak, daimi ikametgahlarını hangi yerleşim yeri olarak beyan etmişler ise o yerleşim yeri nüfusuna dahil edilmiştir (De jure).

2000 yılında yapılacak olan nüfus sayımının hazırlık çalışmalarına başlanmıştır. Bu sayımın tüm veri işleme faaliyetlerinin tam bilgisayar destekli olarak yapılması ve veri giriş işlemlerinin ICR (Akıllı Karakter Okuyucu) teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilmesi için uzman enstitü kadroları çalışmalarını sürdürmektedir

0 yorum: