', ' öğrenmeye hoşgeldiniz: BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİ

15 Ekim 2007 Pazartesi

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİ


PROJENİN KONUSU: BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİ

Sera biber üretim miktarı dolmalık biberde 68.169 ton, sivri biberde 202.582 tondur. Dolmalık biber üretiminin %86.3’ü plastik seralarda, %49’u cam seralarda ve %8.7’si alçak plastik tünellerde yapılmaktadır. Sivri biber üretiminin ise %74.8’i plastik seralarda, %11.7'si cam seralarda ve % 13.5'i alçak plastik tünellerde gerçekleştirilmektedir (Anonymous, 1993).

Biberle İlgili Genel Bilgiler

Anavatanı ve Besin Değeri

Anavatanı Tropikal Amerika olan biber bitkisi domatesle aynı familyadandır. Kristof Colomb'un (1492) Amerika'yı keşfi sırasında Meksika, Brezilya, Şili ve Peru'daki Kızılderililerin biber yetiştirdiğini gördüğü söylenir. Biber 1493 yılında İspanya'ya geçmiştir. 16. yüzyılda Osmanlı döneminde İstanbul'a getirilmiştir. Ilık iklimlerde çok senelik bir bitkidir.

Biberin kalori değeri % 22'dir, yani çok düşüktür. Biberin insan beslenmesindeki değeri özellikle vitamin C içeriğinden kaynaklanır. Zira 100 g'da l g protein, 0.1 g yağ, 4.4 g karbonhidrat, l g kalsiyum, l g fosfor ve 2 g demir içeren biberin iyi bir besin kaynağı olduğundan söz edilemez. Vitamin C zenginliği bakımından, kırmızı taze biber ve kıvır­cık lahanadan sonra gelen yeşil biber 38 sebze türü arasında 3. sırayı alır. Biberin 100 g'ında 530 IU vitamin A, 0.06 mg vitamin Bı, 0.02 mg vita­min B2, 0.31 mg vitamin Be ve 160 mg vitamin C vardır. Sebzelerde ender bulunan P vitamini de biberde bulunur. Biberdeki alkoloidin adı Capsaicin'dir.

Morfolojik Özellikleri

Bitki bol görünümlü narin bir saçak köke sahiptir. Köklerinin % 70'i toprağın üst 10-30 cm'lik kısmında dağılır, geri kalan kısmı ise daha derinlere 50 cm'ye, zaman zaman da, 100 cm'ye kadar iner. Köklerin yanlara dağılımı 40-60 cm arasında değişir. Soğuk sera topraklarında kökler derine inemez, genelde ilk 10-30 cm'lik kısımda kalırlar.

Dik olarak büyüyen ve başlangıçta otsu, giderek odunsu bir yapı gösteren biber gövdesi, hıyar kadar olmasa da, çabuk kınlan gevrek bir yapıya sahiptir.

Gövde boğum ve boğum aralarından oluşur. Genelde 50-100 cm arasında değişen gövde boyuna sahip olan biber bitkisi 150 cm'ye kadar da uzayabilir. Gövde dallanması bazı çeşitlerde alttan 2. ve 3. boğumdan sonra başlar ve çeşitlere bağlı olarak 4. ve 10. boğumlar arasında yan dal geliştirdiği görülür. Yan dallar üzerindeki yaprakların koltuklarından ikinci dereceli sürgünler çıkar.

Yapraklar sivri biberde uzun oval, dolmalık biberde ise yuvarlak ovaldir ve daha büyüktür. Yaprakların üst yüzleri parlak, alt yüzleri mattır. Dolmalık çeşitlerin yapraklan daha büyük ve geniştir. Yaprak rengi açık yeşilden koyu yeşile kadar değişir. Bazen yapraklarda antosiyan oluşumu sonucu renk mora döner. Antosiyan oluşumu gece sıcaklık­larının düştüğü seralarda daha belirgin hale gelir.

Çiçekleri biyolojik bakımdan erseliktir, bir çiçekte 5 çanak, 5 taç yaprak, 5 erkek ve l dişi organ vardır. Dişi organ 3-5 karpellidir, çoğun­lukla beyaz olan çiçekler genelde yaprak koltuklarında l, bazen 2-3 çiçek kümesi halinde görülür. Çiçekler kıvrık bir sapla gövdeye bağlanmıştır. Çiçek tozlan çiçekler açtıktan kısa bir süre sonra canlılıklarını yitirirler. Erselik çiçek yapısına karşın % 3-30 arasında yabancı tozlaşma görülür. Bu durum genelde erkek ve dişi organın farklı zamanlarda olgunlaşma­sından kaynaklanır.

Bilindiği gibi uzun ve yuvarlak olmak üzere iki şekle sahip olan biber meyveleri kabuk ve et kalınlıktan ve renkleri bakımından oldukça fazla çeşitlilik gösterirler. Et kalınlığı, çeşide bağlı olarak, 1-6 mm arasında değişir. Meyveler tatlan bakımından tatlı, az acı, acı ve çok acı olmak üzere 4 ayrı grupta toplanırlar. Acılık meyve etinde ve damar­larında bazen de sadece damarlarda olabilir. Tohumları domatesinkine benzer, daha geniş ve parlak san renk­tedir, l g'daki biber tohumu sayısı 150-180 arasında değişir, 1000 dane ağırlığı 5-6 g'dır. Tohumlar genelde meyveden alındıktan 2-3 ay sonra çimlenme özelliğine kavuşur. Karanlıkta daha iyi çimlenir.

Çevresel İstekleri

Biber tohumlan 8°C'ın üzerindeki sıcaklıklarda çimlenebilirse de en iyi çimlenmeyi 21-28°C'lar arasında gösterir ve hatta 28°C'da 21°C'a kıyasla l hafta daha erken çimlenme söz konusu olur. Fakat optimum çimlenme sıcaklığı, gece gündüz aynı olmak koşuluyla, 24°C'dır,

Fide döneminde ise ideal ortam sıcaklıkları gece ve gündüz olmak koşuluyla 18-23°C'a düşürülebilir. Dikimden sonraki sera sıcaklıkları gündüz 24-25°C'lar, gece 20-21°C'lar arasında tutulmaya çalışılır. Gece sıcaklıklarının 12°C'ın altına düşmemesine özen gösterilir. Güneşli gün­lerde gündüz sıcaklıklarının 25°C'a kadar yükselmesine izin verilir, 30°C'a ulaştığında havalandırma yapılır. 45°C'da büyüme hemen tama­men durur. Havalandırmaların sıcaklığı düşürmede yetersiz kaldığı durumlarda gölgeleme yapılır.

Biber Yetiştiriciliğinin Meteorolojik Verileri

TARİH

MİN.SIC.

MAK.SIC.

TARİH

MİN.SIC.

MAK.SIC.

TARİH

MİN.SIIC.

MAK.SIC.

17.05.1998

9C

33C

10.07.1998

16C

35C

02.09.1998

11C

21C

18.05.1998

10C

32C

11.07.1998

12C

28C

03.09.1998

12C

23C

19.05.1998

9C

33C

12.07.1998

12C

27C

04.09.1998

11C

22C

20.05.1998

8C

32C

13.07.1998

16C

38C

05.09.1998

11C

23C

21.05.1998

8C

34C

14.07.1998

15C

39C

06.09.1998

11C

23C

22.05.1998

10C

33C

15.07.1998

15C

38C

07.09.1998

11C

28C

23.05.1998

8C

35C

16.07.1998

16C

39C

08.09.1998

12C

34C

24.05.1998

9C

32C

17.07.1998

17C

36C

09.09.1998

12C

34C

25.05.1998

10C

34C

18.07.1998

17C

37C

10.09.1998

12C

32C

26.05.1998

9C

32C

19.07.1998

16C

38C

11.09.1998

10C

25C

27.05.1998

8C

34C

20.07.1998

17C

39C

12.09.1998

11C

27C

28.05.1998

7C

30C

21.07.1998

17C

37C

13.09.1998

11C

28C

29.05.1998

10C

31C

22.07.1998

16C

38C

14.09.1998

12C

32C

30.05.1998

9C

34C

23.07.1998

18C

37C

15.09.1998

12C

33C

31.05.1998

11C

33C

24.07.1998

17C

38C

16.09.1998

10C

32C

01.06.1998

11C

32C

25.07.1998

16C

36C

17.09.1998

10C

31C

02.06.1998

13C

33C

26.07.1998

15C

36C

18.09.1998

11C

28C

03.06.1998

13C

34C

27.07.1998

19C

36C

19.09.1998

10C

32C

04,06,1998

14C

34C

28.07.1998

19C

37C

20.09.1998

8C

32C

05.06.1998

11C

35C

29.07.1998

19C

37C

21.09.1998

12C

28C

06.06.1998

12C

38C

30.07.1998

19C

37C

22.09.1998

12C

28C

07.06.1998

14C

39C

31.07.1998

19C

36C

23.09.1998

11C

29C

08.06.1998

15C

36C

01.08.1998

19C

37C

24.09.1998

12C

28C

09.06.1998

14C

38C

02.08.1998

19C

36C

25.09.1998

11C

30C

10.06.1998

15C

40C

03.08.1998

18C

37C

26.09.1998

12C

29C

11.06.1998

15C

36C

04.08.1998

19C

36C

27.09.1998

10C

28C

12.06.1998

15C

33C

05.08.1998

19C

37C

28.09.1998

12C

30C

13.06.1998

14C

39C

06.08.1998

19C

37C

29.09.1998

12C

32C

14.06.1998

11C

33C

07.08.1998

19C

36C

30.09.1998

10C

30C

15.06.1998

12C

37C

08.08.1998

19C

34C

01.10.1998

7C

28C

16.06.1998

15C

37C

09.08.1998

19C

33C

02.10.1998

7C

30C

17.06.1998

12C

39C

10.08.1998

21C

33C

03.10.1998

7C

30C

18.06.1998

11C

41C

11.08.1998

19C

34C

04.10.1998

8C

29C

19.06.1998

11C

42C

12.08.1998

16C

36C

05.10.1998

7C

30C

20.06.1998

9C

40C

13.08.1998

16C

35C

06.10.1998

7C

31C

21.06.1998

10C

37C

14.08.1998

15C

36C

07.10.1998

7C

31C

22.06.1998

11C

38C

15.08.1998

16C

35C

08.10.1998

7C

31C

23.06.1998

12C

33C

16.08.1998

15C

32C

09.10.1998

8C

29C

24.06.1998

15C

35C

17.08.1998

14C

28C

10.10.1998

9C

30C

25.06.1998

14C

37C

18.08.1998

15C

33C

11.10.1998

7C

28C

26.06.1998

12C

39C

19.08.1998

16C

32C

12.10.1998

11C

30C

27.06.1998

11C

40C

20.08.1998

15C

33C

13.10.1998

6C

29C

28.06.1998

15C

33C

21.08.1998

15C

32C

14.10.1998

8C

28C

29.06.1998

16C

34C

22.08.1998

16C

32C

15.10.1998

6C

28C

30.06.1998

15C

34C

23.08.1998

15C

33C

16.10.1998

7C

29C

01.07.1998

15C

37C

24.08.1998

16C

32C

17.10.1998

6C

28C

02.07.1998

15C

35C

25.08.1998

16C

31C

18.10.1998

8C

28C

03.07.1998

17C

37C

26.08.1998

15C

30C

19.10.1998

8C

29C

04.07.1998

16C

37C

27.08.1998

14C

28C

20.10.1998

8C

29C

05.07.1998

20C

27C

28.08.1998

14C

28C

30.10.1998

5C

28C

06.07.1998

19C

29C

29.08.1998

14C

25C

31.10.1998

3C

26C

07.07.1998

16C

30C

30.08.1998

14C

25C

01.11.1998

2,5C

21C

08.07.1998

18C

31C

31.08.1998

15C

24C

02.11.1998

3C

20C

09.07.1998

11C

33C

01.09.1998

15C

26C

03.11.1998

2,5C

21C

Işığı çok seven biber bitkileri gün uzunluğuna karşı duyarsız­dırlar.

Biber seralarında hava oransal nemi % 70-75 civarında tutulmaya çalışılır. Sera oransal nemini arttırmak amacıyla bitkilerin üst kısımların­dan dikkatsizce yapılan su püskürtme işlemi, Botrytis hastalığının başla­masına neden olabilir. Püskürtme işlemi, güneşli günlerde günde 1-2 kez kısa süreli yapılmak koşuluyla zararlı olmayabilir. Atmosferdeki nem oranı ile biber bitkisinin gelişmesi arasındaki ilişki büyük olduğundan sera oransal neminin biber seralarında istenilen sınırlarda tutulmasına özen gösterilir.

Suyu seven bir bitkidir biber bitkisi. Ancak kuru ve yaş toprak­lardan olumsuz yönde etkilenir. Genelde düzenli sulamalardan hoşlandığı içindir ki damla sulamaya iyi cevap verir. Toprak neminin en fazla tarla kapasitesinin % 60-70'i arasında olmasından hoşlanır.

İdeal sera toprağı olarak bilinen tınlı toprak, biber yetiştirmeye de çok uygundur. Toprak pH'sının 6.0-6.5 arasında, topraktaki tuz oranın litrede 3 g'dan daha az olmasını ister.

Biber bitkisinin topraktan kaldırdığı besin madde miktarları çizelge 58'de görülmektedir. Çizelge Rober ve Schaller 1985'den alınmıştır. Azot ve fosfor seven bir sebzedir. Azottan yararlanma oranı meyvelerde, yeşil kısımlara kıyasla % 50'nin üzerinde yani daha fazladır. Ca ve Mg alımı ise yapraklarda daha fazladır. Azotun biberde meyve bağlamayı ve olgunlaşmayı geciktirdiğine dair yanlış bir inanış vardır.

Eğer CO2 gübrelemesi yapılacaksa 1000-1500 ppm'lik dozların biber için uygun olduğu belirlenmiştir.

Çizelge 1. Biberde farklı verimlerde topraktan kaldırılan besin maddesi miktarları

Pazarlanabilir Meyve (kg/m²)

Yeşil ağırlık (kg/m²)

Besin maddesi Alımı (g/m²)

N

K

P

Ca

Mg

4

5.8

15

16

1.7

10

1.5

5

6.9

18

19

1.9

12

1.8

6

8.0

21

23

2.2

14

2.1

7

9.1

24

27

2.5

16

2.5

8

10.2

28

32

2.8

18

2.9

Fide Yetiştirme

Çeşit Seçimi

Serada yetiştirilen biber çeşitleri arasında tatlı sivri olanlara daha fazla yer verilir. Son yıllarda dolmalık ve acı sivri biberler de seralara girmiş durumdadır. Kekova F1, İlgaz F1 ve Süper amazon fi sera biber yetiştiricilerimiz tarafından en çok kullanılan yerli çeşitlerdendir. Son yıllarda F1 hibrit yabancı çeşitler de kullanılır olmuştur. Demre seracıları, Demre sivrisi çeşidiyle biber üretimimizde lider durumdadır. Seraları­mızda yaygın olarak kullanıldığını bildiğimiz çeşitlerle ilgili özet bilgi aşağıda verilmiştir.

Kekova F1: Seralara ve farklı ekolojilere uyum sağlamış bir Demre sivrisidir. Tm2’ye dayanıklıdır. Orta yükseklikte bir bitki yapısına, ortalama 22 cm boyda meyvelere sahip bir çeşittir.

İlgaz F1 (E 47.31246 fi): Güçlü bir bitki yapısına, yüksek verim ve kaliteye sahip Demre tipi bir sivri biberdir. Meyveleri ortalama 26 cm boya sahiptir ve tatlıdır. Tobamo virüs'ün 0,1 ve 2 ırkına dayanıklıdır.

Süper Amazon F1 : Bu çeşit de Demre tipi, uzun meyveli bir hibrittir. Verim ve kalitesi yüksek, sera üretimine uygun bir çeşittir.

Odesa F1 (AT-307): Dolmalıklara bir örnektir. Tek ve çift ürün yetiştiriciliğine uygun, bitki yapısı güçlü, meyve 4 loplu ve güzel, şekilli, orta ince etli, açık yeşil renkli ve Tm2'ye dayanıklı bir çeşittir.




Şekil1. Kekova F1 Çeşidi

Dalaman fi: Soğuk seralarda meyve bağlayabilen yüksek verimli bir çeşittir. Meyve boyu 7 cm'dir ve 3-4 loblu, ince kabukludur. Bitki güçlü ve boyludur. Tobama virüsün D ırkına dayanıklıdır.




Şekil 2. Süper Amazon F1 Çeşidi Şekil 3. Dalaman F1 Çeşidi

Tohum Ekim Harcı, Tohum Ekim Yeri ve Zamanı

Biberlerde de tohum ekim harcı, ülkemizde kullanılan yaygın şekliyle iyice yanmış elenmiş hayvan gübresi, bahçe toprağı ve dişli kumun belli oranlarda karıştırılmasından oluşmaktadır. Genelde bu maddelerin karışım oranlan biber için 2-2-1, 4-2-1 şeklindedir.

Harcın her bir metre küpüne 2 kg süperfosfat ilavesi yapılır. Harç, bu besin maddelerinin ilavesinden önce, Formaldehit veya Çaptan gibi ilaçlardan biriyle dezenfekte edilir. Dezenfeksiyon işlemi %2'lik Formaldehitken 25-30 cm kalınlığındaki harcın her bir m2’sine 10 litre, toz haldeki Captan'dan ise bir metre küp harca 300-400 g hesabiyle yapılır. Son yıl­larda kimyasal yolla toprak dezenfeksiyonuna ve özellikle de Metilbromit kullanımına karşı insan sağlığına olan zararları nedeniyle büyük tepkiler vardır, 2000'li yılların başında metilbromitin yasaklanması beklenmek­tedir.

Bölümümüzde yapılan bir çalışmada biber fidelerine en uygun harç arayışına girilmiş ve bu amaçla halkımızın yaygın olarak kullandığı kum+toprak+hayvan gübresi karışımı, 1/2 perlit + 1/2 torf karışımı ve besin madde katkısız torf olmak üzere 3 farklı harç kullanılmıştır. 2. ve 3. harcın her l m3'üne aşağıda görülen besin maddeleri ilave edilmiştir (Akbarhocayev ve Sevgican, 1995).

1400 g triplesüperfosfat (% 44)

800 g potasyumsülfat (% 50)

1200 g amonyumnitrat (% 26)

1000 g magnezyumsülfat (% 10)

Tohum ekimi doğrudan fide kaplarına ve şaşırtılacaklarda tohum ekim kasalarına yapılmış, sonuçta biberde şaşırtmanın hiç bir yarar sağlamadığı saptanmıştır. Çalışmanın sonucunda üreticinin kullandığı harcın en kötü harç olduğu gerçeği bir kez daha kanıtlanmıştır.

Biber tohumları; tek ürün için temmuz ayı içinde, ilkbahar yetiştiriciliği için kasım ayının ikinci yarısında ekilir. Sonbahar üretimin­de ise seralarda bibere pek yer verilmez.

Biber tohumları uzun süre saklanamaz. O nedenle taze tohumların kullanılmasında yarar vardır. Genelde bir yıl önceki tohumların çimlen­meleri daha hızlı ve daha homojendir, l g'a 150-180 tohum girer, genel­likle l g tohumdan 80-100 tane sağlıklı fide elde edilir. 1000 dane ağırlığı 5-6 g'dır.




Şekil 4. Şaşırtmalı Ve Şaşırtmasız Biber Fidelerinde Gelişme Farkı.

Biber tohumları genelde şaşırtma yapılacaksa, harçla doldurul­muş, tahta kasalara 2-3 cm aralıklarla açılmış çizgilere 0.5-1 cm aralık­larla ve kasa başına 3-4 g veya m2|ye, 6-7 g tohum (1000 tohum) düşecek şekilde ekilir. 24-25 g/dekar hesabiyle tohum ekimi yapılır. Seyrek ekim genelde kış ekimlerine uygulanır.

Şaşırtma yapılmayacaksa ki yapılan bir çalışma şaşırtmanın bir yarar sağlamadığını göstermiştir, tohumlar doğru­dan doğruya yine tohum ekim harcıyla doldurulmuş saksı veya naylon torbalara ekilir. Biber fidelerine uygun kabı saptamak amacıyla yine Akberhocayev ve Sevgican (1995) tarafından yapılan çalışmada multipot, 12x15 cm boyutlarında şeffaf ve siyah polietilen torbalar kullanılmıştır. En iyi fide kalitesine polietilen torbalarda yetiştirilen fideler sahip olmuştur. Bu çalışmada her saksı yada naylon torbaya 3 tohum ekimi yapılmış, tohumlardan gelişen fidelerden en sağlıklı ve güçlü olanı bıra­kılmış, diğerleri sökülmüştür. Seracılarımız sera tabanını, tohum ekimi için, yastıklar halinde hazırlayarak da kullanmakta ve bu yastıklara tohum ekimini m2'ye 1-2 g hesabıyla yapmakta, yastıkların üzerlerini ekimden sonra plastik örtülerle örtmektedir. Ekim öncesi yerli tohumlar, 4-5 g tohuma, bir çakı ucuyla alınabilen kadar, Çaptan veya benzeri bir ilaçtan olmak koşuluyla ilaçlanır. İlaçlama sırasında tohumlar ve ilaç bir kavanoza konulur ve kavanoz çalkalanarak ilaçlama işlemi homojen bir şekilde yapılmaya çalışılır. Gerek kasalara ve gerek saksı ya da naylon torbalara ve gerekse serada hazırlanan yastıklara yapılan ekim işleminden sonra tohumların üzerleri, tohumlar görülmeyinceye kadar yaklaşık 0.5 cm kalınlığında harçla örtülür, hafifçe bastırılır ve sulanır. Bu sulamada 10 litre suya 8-10 g (bir kibrit kutusu silme) kadar Zinep, Maneb veya Captan'lı ilaçlardan birinin karıştırılması ile elde edilen su kullanılabilir.

Ekimden sonra kasaların, saksı veya naylon torbaların üzerleri gazete, cam veya plastik örtülerle örtülür. Gazete biber tohumlan da domates­lerde olduğu gibi karanlık koşullarda daha iyi çimlendikleri için, cam ya da plastik örtüler ortamın nemini, sıcaklığını korumak için kullanılırlar. Yastıkların üzerleri ise naylon örtülerle örtülür, ancak naylon örtülerin altındaki toprak sıcaklığının istenilenin üzerine çıkmasına, zaman zaman yapılan havalandırmalarla, izin verilmez. Çimlenme olunca Örtüler kaldı­rılır. Biber tohumlarının çimlenme sıcaklıkları domatesten daha yüksektir ve 21-28°C'lar arasındadır. Çimlenme 28°C da 21°Ca kıyasla bir hafta daha erken gerçekleşir. Önerilen optimum gece ve gündüz sıcaklıktan aynıdır ve 24°C'dır.

Şaşırtma ve Bakım

Kasalardaki fideler, ortam sıcaklığına bağlı olarak, yaklaşık 18-20 gün sonra şaşırtmaya hazır hale gelirler.

Bu dönemde ilk gerçek yapraklar da belirmeye başlamıştır. Kasalardaki fidelerden, aşağıdaki özelliklere sahip olanlar şaşırtılmak üzere seçilirler:

- Kotiledon yapraklan lekesiz olanlar,

- Kotiledon yapraklan parlak yeşil olanlar,

- Kotiledon yapraklan sağlıklı gelişmiş ve yere paralel olanlar,

- Kök ve gövde uzunluğu birbirine eşit olanlar,

- Beyaz ve lekesiz köklü olanlar,

Şaşırtmada domatese oranla biraz daha büyük olan kaplar ve genellikle de 15x15 cm boyutlarındaki ince plâstik torbalar kullanılır. Zira biber fideleri daha uzun süre bu kaplarda kalırlar. Eğer plâstik saksılar şaşırtma kabı olarak kullanılmak istenirse 10-12 cm çaplı olanları yeğlenir. Alt köşeleri kesilmiş olan plâstik torbalarla, altlan delikli saksılar şaşırtma işleminden 2-3 gün önce harçla doldurulur ve harcın oturması için iyice sulanırlar. Şaşırtma işlemi, domateslerde olduğu gibi, yapılır. Şaşırtma işleminden sonra torbalar başlangıçta yan yana dizilir. Fideler büyüyüp yapraklan birbirine değmeye başladığında yeniden düzenleme yapılarak yaprakların birbirlerine değmemesi sağlanır. Bu aşamada torba yada saksılar 20 cm kadar aralıklarla yerleştirilirler ki bu m2'ye 25 bitki demektir. Bu sırada torbalardan toprağa geçmiş kökler bulunabilir, bunların yer değiştirme sırasında koparılmasında zarar değil yarar vardır. Böylesi kök kopmaları fidelerin daha pişkin olmasına neden olur. Fidelerin şaşırtılmasından sonra verilen can suyundan sonraki sular ilaçlı verilebilir. İlaçlı su 10 litre suya 20 g Maneb, Zineb veya Çaptan katılmasıyla elde edilir. Fide torbalarının yerleştirildikleri yerin etrafı kesinlikle açık olmamalıdır. Torbaların üzerlerine dizildikleri toprağın da nemli tutulmasına özen gösterilmelidir.

Biber fideleri genellikle fazla sudan hoşlanmazlar. Fazla sula­malar biber fidelerinin ince yapı kazanmalarına neden olur. Fideler mut­laka 8-10 günde bir mantarı hastalıklara karşı ilaçlanmalıdır. Ancak ince lifli kök, fide kompostunun aşırı derecede kurumasından da büyük zarar görür. O nedenle fide topraklarında tek düze bir nemliliği sağlamak için az fakat sık sulamalar yararlıdır. Fidelerin şaşırtılmasından, güneşli günlerde 4 hafta, kapalı günlerde 6 hafta sonra sıvı gübre uygulamasına geçilebilir. Sıvı gübre 900 litre suda 680 g potasyumnitrat, 110 g amonyumnitrat, 340 g amonyumfosfat eritilerek hazırlanabilir. Bu sıvı gübre bitkilerin sulanması sırasında kullanılabilir (Smith, 1981).

Serada Yetiştirme

Seraya Dikim

Biber fideleri genelde tohum ekiminden 8-12 hafta sonra, ilk çiçek tomurcuklan görüldüğünde, seraya dikime hazır hale gelirler. Özellikle toprağın istenenden daha soğuk olması halinde küçük ve tek büyüme uçlu fide kullanmak daha yararlıdır. Bilindiği gibi rouge fideler çift büyüme ucuna sahiptir ve verim ve kalitesi düşük bitkilerin meydana gelmesine neden olur. Dikim çukurları tek sıralı dikimler için 80x30 cm, çift sıralı dikimler için 90x60x30 cm aralıklarla hazırlanır. Dekara gerekli fide sayısı bu aralıklarla 4000'in üzerindedir. Askıya alınan biber çeşitlerinde dekara 2500-3000 bitkiyle çalışmayı öneren araştırıcılar da vardır. Bilindiği gibi dikim sıklığını; mevsim, çeşit, budama ve yetiştirme şekli belirler.

Dikim sırasında fideler saksı veya torbalardan harcıyla birlikte çıkarılarak dikim çukuruna yerleştirilir. Saksı veya torba topraklarının üstten 1/3'lük kısmının dikimden sonra sera toprağının üzerinde kalması istenir. Böylece kök boğazının havalanması ve hastalık enfeksiyonlarının özellikle Rhizoctonia'nm azaltılması şansı yaratılır.

Biber kökleri çok yüzeysel bir dağılım gösterdikleri için de çapa yapmaktan ve özellikle derin çapa yapmaktan olabildiğince kaçınılır.

Fide köklerinin sera toprağına daha çabuk geçebilmesi için dikim sırasında toprak sıcaklığının yüksek (22-24°C civarında) olması istenir. Bu dereceleri elde etmek için her yola baş vurulmalıdır. Dikim sırasında sera toprağının tavında olmasına da ayrıca özen gösterilmelidir.

Dikimden sonra fidelerin tutumlarını hızlandırmak için iyi bir besleme ve sulama programı uygulanmalıdır. Sulama fidelerin yerlerine tutunmaları döneminde az fakat sık uygulanmalıdır.

Sera toprağının pH'sı 6-6.5 arasında olmalı, başlangıçtaki kök gelişmesini hızlandırmak için toprakta yeterli miktarlarda fosfor, vegetatif gelişmeyi sağlamak için azot ve potas bulunmalıdır. Ancak fazla potas toprakta tuzlanmayı hızlandıra­cağından dikkatli olmayı gerektirir, zira tuzlanma biberlerde kök gelişi­mini engelleyen önemli bir etmendir. Ayrıca tuzluluk bilindiği gibi, biber meyvelerinde siyah lekelenmelere de neden olur. O nedenle bu besin maddelerini, toprak analiz sonuçlarına bakarak önerilen düzeylerde tut­mak gerekir. Çünkü bilinir ki zayıf vegetatif gelişim, dökülen, yavaş büyüyen veya küçük kalan meyvelerin oluşumuna neden olur. Dikim sonrasındaki, yüksek sera sıcaklıkları iyi bir çiçek oluşumu ve meyve tutumu için gerekli kuvvetli vegetatif gelişmeyi sağlar. Bitki boylan 40 cm'ye ulaştığında vegetatif ve generatif büyüme dengesinin sağlanabil­mesi için sıcaklıklar 3-4 günde kademeli olarak tekrar biraz düşürülerek gündüz 22-23°C, gece 18-19°C arasında tutulmaya çalışılır, hatta gece sıcaklıkları 15-17 °C'lara kadar düşürülebilir. Gündüz sera sıcaklıkları 27 °C'a ulaştığında havalandırma yapılır. Güneşli günlerde havalandırma 35°C'dan sonra da başlatılabilir. Ancak unutmamak gerekir ki bu sıcaklık uygulamalarında bitkinin fazla meyve yüklenme riski vardır. Bitki bunların hepsini pazar değerine ulaştıramayabilir. Sıcaklıkların 10-12°C gibi çok düşük olduğu biber seralarında ise bitki ölmez ancak gelişme hemen tümüyle durabilir.

Sera havasının oransal nemi biberler için % 70-75 civarında tutul­malıdır. Diğer koşulların iyi olmasına karşın sera havasının kuru olması çiçek dökümüne neden olur. Ancak Botrytis'e karşı bir önlem olarak özellikle günün ilerleyen saatlerinde bitkilerin üst kısımlarını ıslatmaktan kaçınmak gerekir. Özellikle sulama sularının sodyum veya klor seviyele­rinin yüksek olması halinde bu konu daha da dikkatli olmayı gerektirir. Zira yapraklarda yanmalar görülebilir. Sera içi yüksek neminin bitkiye olumsuz etkisini engellemek için havalandırmanın çok dikkatle yapılması gereği unutulmamalıdır.

Biber bitkisinin, kuru ve yaş topraktan hemen olumsuz etkilendiği görülür. O nedenle her sulamada toprağın tarla kapasitesine getirilmesine, bir sonraki sulamanın toprak hafif kurumaya yüz tuttuğunda yapılmasına özen gösterilir. Böylece köklerin, hafif kuruyan toprakta, su arayışına itilerek güçlenmeleri de sağlanır. Sıvı gübreleme öncesi toprak kurumuş ise, sıvı gübrenin bitki köklerini yakmasını engellemek için, önce normal fakat hafif bir sulama yapılır. Hasat başladığında sulama suyu miktarı azaltır. Her sulamada biber bitkisine sulu gübre uygulaması yapılabilir.

Sulu gübre uygulamasında kullanılan gübre formülü NPK olarak 1.0.2 veya 1.0.1 şeklinde olabilir. Örneğin üre kullanılarak hazırlanan standart sıvı gübrenin yapılışı Çizelge 2'de görüldüğü gibidir. Bu besin eriyiğinin l litresi 900 litre su ile, seyreltilerek kullanılır. Gerek bu besin eriyiği ve gerekse patlıcan konusunda verilen besin eriyiği hem biber ve hem de patlıcan için uygundur.

Çizelge 2. Üre kullanılarak hazırlanan standart sıvı gübre

Besin Kaynağı

Besin Oranı N-P2O3-K20

ppm Olarak Sulandırılmış Gübre K2O

Gübreler

g/litre

Orta Potas

1.01

350

Potasyumnitrat

Üre

150

38

Orta Azot

1.0.1

250

Potasyumnitrat

Üre

112

75

Yüksek Azot

2.0.1

125

Potasyumnitrat

Üre

62

95

Askıya Alma

Yaygın büyüyen ve sürgün ucu alınmadan büyütülen kısa boylu biber çeşitleri genelde askıya alınmazlar. Ancak dallarının dağılmasının önüne geçmek için biber bitkileri arada kalacak şekilde, bitki sıralarının iki yanından geçirilen teller veya ipler içinde bitkilerin korunması yoluna gidilebilir.

Uzun boylu çeşitlerde askıya alma işlemi, her gövde ayrı ayrı olmak koşuluyla aynen domateslerde olduğu gibi yapılır. Askıya alman biber bitkilerinde 3-4 sürgün gelişmesine izin verilir ancak tüm yan sürgünlerin 1. veya 2. yapraktan sonra uçları alınır. Bu durumda sezon boyunca gövde, askı iplerine 2 veya 3 haftada bir sardırılır. Şekil 174 ve 175'de askıya alınmış ve alınmamış biber bitkileri görülmektedir.




Şekil 5. Askıya Alınmamış Biberler




Şekil 6. Askıya Alınmış Biberler

Budama

Domates, hıyar gibi sera sebzelerine uygulanan budama şeklini bizim yetiştiricilerimiz biber bitkilerine uygulamamakta, ancak özellikle tek ürün yetiştiriciliğinde ocak ayı ile birlikte düşmeye başlayan sera sıcaklıkları nedeniyle duran gelişmeyi; ana gövde ve yan dallar üzerin­deki yaşlı, sararmış ve küllemeye yakalanmış yapraklan alarak ve mey­veleri toplanmış dalların uçlarını hafifçe budayarak tekrar hızlandır­maktadır. Böylece yeni gelişen sürgünlerden nisan ayında yeni ürün almak mümkün olabilir.

Son yıllarda seralarda yetiştirilmeye başlanan uzun fi hibrit biber çeşitleri ile birlikte askıya alma işlemi de başlamıştır. Askıya alman biber bitkilerinde 3-4 sürgün dışındaki sürgünler ile yan sürgünlerin 1. veya 2. yapraktan sonra uçları alınmaktadır. Yan sürgünlerin alınması haftada bir, nadiren de ayda bir yapılmaktadır.

Dış ülke biber üreticileri, çok ideal seralar dışındaki seralarda, vegetatif gelişmeyi hızlandırmak ve güçlendirmek, daha sonra açacak çiçeklerde meyve tutumunu arttırmak için 1. ve 2. çiçek tomurcuklarını almaktadırlar. Boztok ve ark. (1990) ısıtmanın sadece zorunlu günlerde yapıldığı bir serada c.v. Kandil dolma, c.v, II B-14 ve c.v. Cordoba çeşitlerini yetiştirmişler ve ilk çiçekleri toplamışlardır. İlk çiçeklerin alınması ilk meyve bağlama süresini biraz geciktirmiş, ancak verimi arttırmıştır. Örneğin II B-14 çeşidinde verim 3617 g/m2’den 4125 g/m2’ye yükselmiştir,

Tozlaşma ve Döllenmeye Yardım

Biber seralarında da tozlaşmayı kolaylaştırmak için, bombus arıları özellikle dış ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Önemli Hastalık ve Zararlılar ve Bunlarla Savaş

Virüs hastalıklarının bir kısmı ile Külleme, Fusarium, Verticillium, Botrytis, Sclerotİnia, Alternaria gibi bazı hastalıklar ve kök ur nematodları, kırmızı örümcekler yaprak bitleri, beyaz sinekler gibi bazı zararlılar domates ve hıyar konularında verildiği için burada yinelenmemiştir.

Phytophtora capsici: Kök boğazı yanıklığı adı ile de bilinen bu hastalığın son yıllarda biber seralarında büyük zararlara neden olduğu görülmüştür. Hastalık başlangıçta ani bir solgunluk olarak ortaya çıkar, olay bitkinin ölümü ile son bulur. Hastalığa yakalanmış bitkilerin hep­sinde aynı durum ortaya çıktığından bitki ölümleri gruplar halindedir. Sulamanın göllenme şeklinde yapıldığı seralarda daha çok görüldüğü ve yayıldığı bilinir.

Hastalığa karşı savaşta, kültürel önlemler, ilaçlı savaştan daha etkili olmaktadır.

Alınabilecek kültürel önlemler arasında öncelikle şunlar sayıla­bilir:

- Gerek fideliklerdeki ve gerekse seralardaki bitkilere, suyu bol vermek yerine, sık sık ve azar azar vermek,

- İlk sulamalar sırasında suyu bitkiye bir kaç gün gecikmeli olarak vermek,

- Fidelikleri, dikim öncesi, fungusitli su ile sulamak (fungusitli su 100 litre suya 100-150 g Dithane-M.45 veya Ortocide katılmasıyla hazırlanır),

- Eğer biberler masuralarda yetiştiriliyorsa masuraları yüksek tutmak ve bitkileri, kök boğazlarını sulama suyundan korumak amacıyla, masura sırtlarına dikmek,

- Masura uzunluklarını 5-6 m'den daha fazla yapmamak,

- Dikimi derin değil, kök boğazı toprak üzerinde kalacak şekilde yapmak,

- Dikimden sonraki ilk can suyunu bitkilere Maneb, Zinep veya Captan'lı vermek,

- Biber bitkilerinin kök boğazlarının yara almasına meydan vermemek için özellikle derin çapa işleminden kaçınmak,

Cladosporium capsici: Biber kahverengi leke hastalığı olarak da bilinen bu hastalık yaprakların üst yüzlerinde san lekeler halinde ortaya çıkar. Alt yüzdeki san lekeler kahverengi mantar küfü ile örtülür. Böyle yapraklar kurur ve dökülür. Bu hastalığa karşı Çaptan, Zineb, Maneb ve bakirli preparatlardan biri kullanılabilir.

Tütün mozaik virüsü: Biber yapraklarında da san - yeşil mozaik benzeri lekeler halinde ortaya çıkar. Bitkilerde çalılaşma, dallanma, sürgün kısalması, yaprak daralması gibi durumların ortaya çıkmasına neden olur. Mozaik şeklindeki lekeler giderek meyvelerde de görülmeye başlar.

Tütün halkalı leke virüsü: Biber yapraklarında sararma ve leke­lenmelere neden olur. Polen oluşumunu engellediğinden verim ve kalite düşer.

Hasat ve Verim

Biber bitkisini iyi tanımayan üreticiler, hasada gelmiş meyveyi bilemeyebilirler. Zira biber meyvelerinin olgun-yeşil dönemi olarak tanımlanan özel bir durumu vardır. Bu dönemde meyve yüzeyi mat buruşuk bir yapıdan daha parlak bir yapıya dönüşür. Bu dönemden önce toplanan biber meyveleri çabuk yumuşadıkları için kolay taşınamaz ve saklanamazlar. Bu dönemin geçirilmesi halinde ise meyve rengi yeşilden, önce sarıya sonra kırmızıya dönmeye başlar. Hasadın gecikmesi halinde izlenecek en güzel yol meyvenin üniform kırmızı rengini almasını beklemekten ibaret olacaktır. Bu da olgun yeşil dönemden yaklaşık 6 hafta sonra gerçekleşir. Ancak sera biber üretimi için kırmızı olum istenen bir durum değildir. Şekil 176'da Antalya seracılarının hasat sonrası biberleri görülmektedir.

Şekil 7. Pazara Hazır Sera Biberleri.

Meyve toplamanın, meyve sapının gövdeye birleştiği yerdeki doğal kırık çizgiden yapılmasına özen gösterilir. Meyve sapı mutlaka meyve üzerinde olmalıdır. Hasadın sabahın erken saatlerinde yapılmaması da ayrıca önemlidir, zira bu saatlerde bitkiler çok gevrektir, hasat sırasında bazı zararlanmalar söz konusu olabilir. Hasat sıklığı genelde haftada birdir. Hasat edilen biberler 1-3 hafta arasında saklanabilirler. Bu arada ortam koşullarına bağlı olarak % 10 ağırlık kaybına uğrar ve porsur. Pörsümemesi için 1-2°C sıcaklık ve % 80-90 nem koşullarında korunması gerekir. Bu koşullarda saklama süresi 6-8 haftaya çıkabilir.

Ülkemiz seralarında ince sivri-35'den 4 ton/dekar, Çarliston 52'den 4.5 ton/dekar ürün alınabilmektedir. Fakat seralarımızdaki biber veriminin ortalama 2 ton/dekar civarında olduğu da bilinmektedir.

0 yorum: