VİOLA’NIN MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ,
YETİŞTİRİLMESİ, HASTALIKLARI VE
EKONOMİK ÖNEMİ
BİTİRME ÖDEVİ
DANIŞMAN : Yrd. Doç. Dr. Ali İNCE
HAZIRLAYAN: Şule EVREN
ISPARTA-2002
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN – EDEBİYAT FAKÜLTESİ
BİYOLOJİ BÖLÜMÜ
BİTİRME ÖDEVİ
VİOLA’NIN MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ, YETİŞTİRİLMESİ,
HASTALIKLARI VE EKONOMİK ÖNEMİ
DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. Ali İNCE
HAZIRLAYAN
Şule EVREN
9411303004
ISPARTA-2002
Viola; (Virgil, Pliny ve diğerleri tarafından kullanılan Yunanca İon’dan türeme eski bir Latin ismi).
Violaceae, yaklaşık 400 ana türden oluşan bir gruptur. Birçok yan ve alt grubu vardır.
Bunlardan birkaç senelik olanlar genelde Kuzey ve Güney iklim bölgelerinde, Güney Avrupa ve And Dağları’nda bazı türler ve hercai menekşesi grubuna ait bazı bir ve (iki) 2 yıllıklar bulunmaktadır.
Botanik amaçlar için Viola grubu birçok bölüme ayrılmıştır. Bahçecilik amaçları içen en önemli gruplar gerçek Viola’ları (örneğin; V. odorata, V. hirta, V. caina) ve Melaniumları kapsayan Nominiumlardır.
Morfolojik olarak; yapraklar sapsız, kulakçık büyük ve parçalıdır. Çiçekler uzun saplı, sarımsı veya açık mor renklidir, meyve üç köşeli ve tüysüz bir kapsül, kokulu ve yavan lezzetlidir.
Bileşiminde; Saponinle, antosiyan ve flavon türevlerini taşır. Viola tricolor’ın idrar söktürücü, yumuşatıcı ve kan temizleyici özellikleri vardır. Ayrıca deri hastalıklarına karşı iyi gelir.
Hercai menekşeler güneşli yerleri severler, humusça zengin, iyi gübrelenmiş, hafif killi veya kumlu bahçe topraklarında iyi gelişirler. Şubat sonundan Haziran’a kadar çiçekli kalabilmektedirler.
İngiltere ve Batı Avrupa’da sıklıkla görülürler. Ülkemizde de park ve bahçe çiçeği olarak yetiştirilmektedir (Baytop, 1963).
Bu cinsin 400’den fazla türü doğal olarak Kuzey Yarımküresi’nin ılıman bölgelerinde, Afrika, Tropik ve Subtropik Kuzey Amerika, Güney Amerika, Güney Amerika’nın dağlık bölgeleri (And dağları), Avustralya ve Yeni Zelanda’da yayılış gösterirler.
Yetiştiği ortamlar, ekseriyetle gölgeli yerler; 0-1600m Belgrad ormanında, ormanın hemen her tarafında, mesçerelerin altında, açıkta ve çalılar arasında bol ve yaygın olarak, Kurt Kemeri civarı, Ayvend Bendi yakınında serpili olarak yayılış gösterir (HealtLink.com.tr., 2000).
Bir senelik, otsu bir bitki olan Viola’nın sistematikteki yeri şöyledir:
Regnum; Plantae
Divisio; Spermatophyta
Subdivisio; Angiospermae
Class; Dicotyledoneae
Subclass; Dilleniidae
Ordo; Violales
Familya; Violaceae
Genus; Viola (Seçmen ve diğ., 1992).
Çoğunlukla otsu, çalı, nadiren ağaç halinde odunsu bitkilerdir. 5 cinse dahil 400 kadar türü vardır; bunlardan bahçe ve sera bitkisi olarak yaygın bir şekilde kültürü yapılan menekşe (Viola L.) türleridir. Yaprakları sarmal veya dipte toplanmıştır, ender olarak karşılıklıdır; basit, tam kenarlı veya parçalı loplu veya dilimli-dişlidir; kulakçıkları vardır.
Çiçekler tam (erselik) veya ender olarak 3 evcikli; tek tek veya salkım başak ve demet halinde kurullar oluştururlar, saplarında bir çift küçük brakte taşırlar, çanak yapraklarında 5 adet bulunur, serbest veya kısmen birleşmiştir, dökülmez, kalıcıdır.
Taç yaprakları 5 tanedir, en alttaki petal diğerlerinden daha büyüktür ve mahmuzludur ve en alttaki 2 etamin, nektayum meydana getirerek mahmuz içine uzanır. çiçek formülü K5 C5 A5 G(2-5) dir.
Çiçekler tek veya erdişi, zigomorf veya ışınsal simetrilidir. Pistil 1, ovaryum üst durumlu, tek lokuluslu, 3-5 karpelli, ovul 1 anatrop Plesantasyon parietal. Meyve, lokulusit kapsül ve bakka olmaktadır (Baytop, 1963).
Türünün çiçek açma zamanında toplanıp, gölgede kurutulmuş toprak üstü kısımlarıdır. Bu tür bir senelik, otsu bir bitki olup, boyu 10-23 cm olup, çaprazlamadan elde edilen bir hibrittir. Çiçek rengi beyaz, sarı ve mordur (Şekil:1).
Lifli saplar üzerindeki terminal durumlar çiçekler geniş ve yuvarlaktır. Renkler her bir hibritte farklıdır. Düzensiz taç yapraklar üzerindeki çıkıntılar temel bir ayırıcı unsur olur. Yapraklar yuvarlak veya dikdörtgen olup, sapları uzundur. Dış görünüş, gövde parçaları, köşeli, içleri boştur. Yapraklar sapsız, kulakçık büyük ve parçalıdır. Çiçekler uzun saplı, sarımsı veya açık mor renklidir. Meyve hemen hemen 3 köşeli ve tüysüz bir kapsülden ibarettir. Hafif kokulu ve yavan lezzetlidir. Çiçeklenme mevsimi ilkbahar ve yaz ortalarıdır.
Makroskobik ve mikroskobik incelemelerde; gövde sarı-yeşil düzleştirilmiş ve boylamasına çizgili, genişlik 5 mm olarak görülmektedir. Mikroskobik incelemede; yaprak parçaları oldukça dalgalı epidermal hücreler, her iki yüzde de sık anomoktik stomalar, bezli trikomlar bulunur.
Büyük kalsiyum oksalat kristal buketleri, korolla parçaları, dalgalı epidermal hücreler görülür. Diğer isimleri; kalp, vahşi menekşe ve mavi violet olan hercai menekşesi, çok hafif olmak kaydıyla, güneşli ortamları sever. Ayrıca Avrupa ve Anadolu’da yabani olarak yetiştirildiği gibi birçok kültür formu, süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir (Baytop, 1963).
l 1. Viola tricolor
Violaceae familyasına ait 10-20 cm yükseklikteki, çok yıllık bir bitkidir. Mart-Mayıs aylarında koyu mor renkli ve güzel kokulu çiçekler açar.
Ormanlarda, çalılıklarda ve ılık nehir yataklarında yetişirler. Çok yıllık 3-12 cm boyunda stolonları olan otsu bitkilerdir. Çiçek, yaprak, kök kullanılmaktadır.
Kulakçıklar geniş, mızrak şeklindedir. Yaprak sapları ve ayanın alt ve üst yüzü kısa tüylerle kaplıdır. Yaprakların ayası yuvarlak, tabanı yürek şeklindedir. Ucu küt, kenarları dilimli dişlidir. Çiçekler mor renklidir. Tacın üst üç yaprağı birbirine yaklaşmıştır. Kapsülleri olgunlaştığı zaman yerde uzanırlar.
Çiçek açma zamanı Nisan-Mayıs’tır. Gövdesiz, uzun sürünücü, stolonlar veren bir bitkidir. İkinci yılda çiçek açar, çiçekler kokulu, mor, pembe ve beyaz olmaktadır.
Şekil 2’de viola odorata (kokulu menekşe) görülmektedir (Beyazoğlu, 1987).
Şekil 2. Viola odorata
10-25 cm çok yıllık otsu bitkilerdir. Çiçekler uzun sapların ucunda, mor renkli ve kokulu, alba’da çiçekler beyazken bir çoğunda viola mor renktedir. Atropurpurea’da çiçekler koyu kırmızı, sarı renkli olmaktadır. 1 gramındaki tohum 900 tanedir. Tohumlar 21 0C ve 12 günde çimlenir. Gölge yerleri sever ve bir yıllık yetiştirilir. Park ve bahçe bitkisidir (Baytop, 1984).
Botanik amaçlar için Viola grubu birçok bölüme ayrılmıştır. Bahçecilik amaçları için en önemli gruplar gerçek Viola’ları (örneğin V. odorata, V. hirta, V. canina) ve melaniuma’a gerçek menekşeler dahildir.
Viola’lar, örneğin ilk grubun türleri ormanlarda ve çalılarda, özellikle de eğimli yerlerde, bahçelerde çalıların arasında ya da kayalı bahçelerde, gölgeli yerde iyi yetişir.
V. lanceolata, V. palustris, V. primulifola ve V. stagnina’nın da dahil olduğu bazı türler ise otlaklarda ve bataklıklarda yetişir.
Menekşeler kayalıklı dağ yamaçları, tepeler, kaya üstleri gibi açıklık yerlerde daha fazla bulunurlar. Örneğin; hercai menekşesi, ve V. arvensis’tir (Baytop, 1984).
Viola’lar kavanozlarda da yetiştirilebilir. Bunun için iyi kök almış çelikler Ekim ayında seçilmeli ve uygun kavanoza yetiştirilmelidir. Gübre ikisi de eşit olacak şekilde toprak ve yaprak küfünden oluşmalıdır, ayrıca bir parça keskin gümüş kum da eklenmelidir. Kavanozu sıcaklığın 40-45 derece arası değişeceği bir yere koymalıdır. Menekşelerin sıcaklığı sevmediği ve eğer sıcaklarlarsa, zayıflayacaklarını ve çiçek vermeyeceklerini söylemekte yarar vardır.
Kış ayları sırasında bol hava, bol su almalı, güneş ışığı da yeteri kadar olmalıdır.
Viola’lar bölünmeyle, çelik metoduyla ve tohumlama ile çoğaltılabilir. Yaşlı bitkilerin bölünmesi çiçek verme dönemi biter bitmez gerçeklenir ve bitkileri her birinde 3 taç olacak şekilde bölünmesi tavsiye edilir.
Eğer çelikler çoğalma için kullanılıyorsa Nisan ayında ana bitkiden ayrılmalıdır. Çelikler ana bitkiden alınabilir ve genelde üstlerinde birkaç ufak kökçük olur. Bunları Mart ayında soğuk çerçeveye koymalı ve Nisan’ın sonunda yazlık mekanlara almalıyız.
Viola’ların hepsi yaprak küfü ya da gübre ile zenginleştirilmiş ve iyi sulanmış güneş alan bölgelerde iyi yetişirler.
İlkbaharda (örneğin; Mart’ın sonu ya da Nisan’ın başı) ya da Sonbaharda (Ekim ortalarında) bu tarihleri geçmeyecek şekilde dikilmelidir. Çiçek yatakları ve pencere kenarları bunlar için uygundur. Diğer türlerin arasında zor yetişen V. pedata’da bulunmaktadır. Yamaçta yetişebilir.
Bahçe menekşesinin ve benzerlerinin yayılması genelde çelik yöntemiyle yapılır.
Tercihe göre dipteki sürgünlerden 5,08 cm yüksekten alınır ve alınan kısmından üstteki 2 yaprak dışındaki yapraklar alınmamalıdır.
Alınan kısımları iyice sulanmış kumlu toprağın içinde bulunduğu kavanoz ya da kutulara dikilmeli ve bu kutuyu soğuk bir üretim çerçevesine koymalı ve her gün iyice şırınga edilmelidir.
Eğer gerekiyorsa kök solana kadar güneş ışığından korumalıyız. Haziran ve Temmuz’da ekilen çelikler Sonbaharda kök veren çelikler en iyi soğuk çerçevede yetişirler çünkü genelde genç bitkiler çok iyi hava şartları olmazsa koruma olmadan kış koşullarına dayanamazlar.
Tohum ekmek de oldukça fazla çiçeğin çıkmasına sebep olabilir. İlkbaharda (Mart ya da Nisan’da) ılık bir evde bir kavanoz ya da kutunun içindeki iyice ıslatılmış toprağa tohumları atmalı ve soğuk çerçeveye yerleştirmeliyiz. Biraz büyüdüklerinde başka bir yere ekmeli ve serin koşullarda büyütülmelidir. Büyüdüklerinde ekilmelidir. Buket şeklinde ya da halı şeklindeki birçok Viola, Örneğin; V. hirta, V. odorata, V. eizanensis, V. hederaceu, ayrıca V. cornuta Eylül ayında dikkatli bir şekilde buketlere ayrılarak büyütebilir (HealthLink com.tr., 2000).
Dasyneura affinis, genelde Avrupa’da yaygın olan bir ağaç uru. Britanya adalarında yüksek seviyede bitki kaybına sebep oluyor. Saldırıya uğrayan bitkiler bozuluyor, deforme oluyor, yapraklar kalınlaşıyor bu da yaprakların normal işlevini yapmasını engelliyor.
Yaprakların içinde küçük, açık, pembe bacaksız kurtlar bulunabilir. Yetişkinler çok minik olan sineklerdir.
Dişi tatarcık, yumurtalarını en genç yaprakların yuvarlanmış yaprak kenarlarına bırakıyor ve yumurtlamadan 10 gün sonra zarar gören kısımlar seçilebilir. Açık renkteki ayaksız kurt yaprağın yuvarlatılmış kısmında bulunur ve tamamen büyüdüğü zaman, etrafına koza örer. Ciddi saldırılarda çiçeklerde aynı şekilde zarar görür.
Bir senede birkaç nesil ürer ve kontrol tedbirlerinin zamanlamasını hesaplamak kolay değildir. Bununla beraber DDT ya da BHC spreylenmesi sayesinde Mayıs’ın ya da Temmuz’un başında ya da Ekim’in ortasında yumurtlayan dişiler yakalanabilir. Yani sistematik böcek ilaçları larvalara karşı daha etkili olabilir.
Bitkilerde, yaralanma oluşur oluşmaz; yaralanan kısımları alıp yakmak ve bitkileri nikotinle ilaçlamak tavsiye edilir.
Nikotin ilaçlaması sırasında nikotin buharının kıvrılmış yaprak kenarlarına iyice girmesini sağlayabilmek için 65F sıcaklıkta bu işlem yapılmalıdır.
Bitkinin yeri değiştirilmeli ancak yer değiştirilmeden önce etkilenmiş kısımlar alınmalıdır.
Toprağa herhangi bir işlem yapmak gereksizdir, çünkü tatarcık topraktan gelmez (HealthLink.com.tr., 2000).
Yaprakta noktalar oluşturan bir çok mantar viola’ları etkilemeye eğilimlidir. Etkilenenler arasında Ascohyta viola, Phyllosticta viola, Ramularia lacteal ve Septoria viola bulunur. Ayrıca Ramulae agrestis ve Cercospora türlerinde görülebilir. Ama bu çiçeklerde hastalık ancak çiçekler çok sıkışık durduğunda, hava akışı sağlıklı bir şekilde olmayıp nemli bir ortam olduğunda ortaya çıkar.
Çerçevelerdeki viola’lar bu tür saldırılardan iyi temizlik ve havalandırma ile korunabilir. Ayrıca sık sık Bordeaux karışımı sıkmak da faydalı olur.
Thislaviopsis basico’nun sebep olduğu zarar, eğer toprak iyi değilse, az sulama ve az engebe varsa ortaya çıkar. Aynı koşullar viola’ların Aphanomyces euteiches, Myrothecium roridum, Phytophtora ve Rhisoctonia tarafından saldırıya uğramalarını da sağlar. Tüm bu problemler uygun metodlarla çözülebilir.
Viola’ları etkileyen daha ciddi bir hastalık Urocystis viola’nın sebep olduğu Smut mantarıdır ki, bu hastalıkta yapraklarda ve gövdede kavuk benzeri şişkinler oluşturur ki, bu şişkinler daha sonra patlar ve sporları dağılarak toprağa bulaşır.
Etkilenen bitkiler şişkinlikler patlamadan yok edilmeli ve geri kalanlar da Bordeaux karışımıyla spreylenmiştir. Çerçeve ve toprak, yeni bitkiler ekilmeden önce Formalin ile temizlenmelidir.
Pas mantarı, Puccinia viola da zaman zaman Viola’lara saldırır ama ciddi bir rahatsızlık olmaz.
Viola’larda yaprakların beneklenmesine neden olan virüs enfeksiyonu çiçeklerde de beyaz çizgi ve izler yapar. Bu semptomları gösteren bitkiler acilen yok edilmeli ve yeni saldırılara karşı spreyleme yoluyla tedbir alınmalıdır (HealthLink com.tr., 2000).
Menekşenin kullanılan kısımları çiçekli dalları ve kökleridir. Uçucu yağ, tanen, flavon, salisilik asit, violin isimli bir alkoloid, glikozid, musilaj ve renkli maddeler vardır. Köklerinde de saponin bulunur.
Ayrıca idrar söktürücü, yumuşatıcı, kan temizleyici etkilerine sahiptir. Deri hastalıklarına karşı kullanılır.
Kullanış Şekli: İnfusyon (%10) günde 2-3 bardak içilir. Diğer isimler olarak Benefşe, Menevşe olarak adlandırılır.
Aksiyon: Alteratif, antihipertensif, anti-patlayıcı, antihömatik afrodizyak, diyaforetij, ekspektoran, laktasif, pursatif.
Geleneksel Kullanımı:
Akne, akut bronşit, artiris, aterosklerosis, bronşit, kılcaldamar hassasiyeti, öksürük, dizanteri, egzama, ateşli soğuk algınlığı, baş ağrısı, hipertansiyon, impetigo, iltihaplanma, bağırsak ülseri polirüa, romatizma, sinuste kan birikmesi, deri bozulması, ekşi boğaz, sifilis, varikoz ülseri.
Bitkinin Alınımı ve Kullanımı: 3 günde 1 1/4 çay kaşığı doktorun tavsiyesine uyularak, meyve suyu veya su ile birlikte yemek saatlerinde alınmalıdır.
Avrupa’da ve Anadolu’da yabani olarak bulunduğu gibi birçok kültür formu, süs bitkisi olarak park ve bahçelerde, yol kenarlarında ve seralarda bol miktarda yetiştirilmektedir. Viola ve çeşitli türleri, görünüş açısından zengin ve göz alıcı renk ve güzelliklere sahiptir. Dünya pazarında, Viola’ların ithalat ve ihracat yönünde önemli bir yeri bulunmaktadır (HealthLink com.tr., 2000).
1. Baytop, T., Türkiye’nin Tıbbi ve Zehirli Bitkileri, İstanbul Üniversitesi Yayınları, Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Kürsüsü, No: 1039, İstanbul, 1963.
2. Baytop, T., Türkiye’de Bitkilerle Tedavi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, No: 3255, İstanbul, 1984.
3. Beyazoğlu, O., Tohumlu Bitkiler Sistematiği, Karadeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Yayınları, Trabzon, 1987.
4. Seçmen, Ö., Gemici, Y., Leblebici, E., Görk, G. Ve Bekat, L. Tohumlu Bitkiler Sistematiği, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1992.
5. www.HealtLink.com.tr., 2000.
0 yorum:
Yorum Gönder