Günlük Hayat
Merhaba. Günaydın. Tünaydın. İyi günler. İyi akşamlar. İyi geceler. Bir şey değil. Nasılsınız? Sağolun, iyim. Hanım. Bey. Lütfen. Affedersiniz. Acıktım. Susadım. Kayboldum. Tamam. Önemli. İmdat. Hoş geldiniz. Teşekkür ederim. Allahısmarladık Güle güle. Yine görüşürüz. Acele et. Anlıyorum. Anlamıyorum. Biliyorum. Bilmiyorum. İstiyorum. İstemiyorum. Bana yardım edin. Dün. Bugün. Yarın. Sabah. Öğle. Akşam. Gece. Burada. Şurada. Orada. Sağda. Solda. Önde. Arkada. İlerde. Tam karşıda, dosdoğru. Elimde var. Elimde yok. Nerelisiniz? Türküm. Türkiyeliyim. Nerede kalıyorsunuz ? Tanıştığımıza memnun oldum Ben de memnun oldum Nasıl yardımcı olabilirim ? Buyrun ne istemiştiniz ? Almanya'dan geliyorum. İtalya'nım. | Hello. Good morning. Good afternoon. Have a nice day. Good evening. Good night. You're welcome. How are you? Thank you. I'm fine. Mrs. Mr. Please. Excuse me. I'm hungry. I'm thirsty. I'm lost. Ok. That's important Help! Welcome Thank you. Bye bye. Good bye. See you later. Hurry up. I understand. I can't understand. I know. I don't know. I want. I don't want. Help me. Yesterday. Today. Tomorrow. Morning. Afternoon. Evening. Night. Here. There There On the right. On the left. On the front. At the back. Ahead. straight ahead. yes, on hand. no, not on hand. Where are you from? I'm Turkish. I'm from Turkey. Where are you staying? Nice to meet you. Nice to meet you, too. Can I help you? What would you like? I'm coming from Germany. I'm Italian. |
Selamlaşmalar
Hello/hi Good morning Good day Good evening Good night Nice to meet you Welcome Have a good holiday Good lucky Best wishes Happy new year Happy birthday How are you? Fine, thanks and you? How is your wife/husband? See you tomorrow Good bye | Merhaba Günaydın İyi günler İyi akşamlarİyi geceler Tanıştığımıza memnun oldum Hoşgeldiniz İyi yolculuklar İyi şanslar İyi dileklerimle İyi yıllar Mutlu yıllar Nasılsınız? İyi, teşekkürler, ya siz? Eşiniz nasıl? Yarın görüşürüz Güle güle |
Temel Sorular
What? Who? How? Why? Where? How much? How many? When? Which? How far? How can i get there? How long? What must I do? Where can I find .......? Where can I get .......? What's the matter? How are you? What would you like? Do you have .......? Can you help me? Can I help you? Can you tell me? Can you show me .....? | Ne? Kim? Nasıl? Neden? Nerede? Ne Kadar? Kaç Tane? Ne Zaman? Hangi? Ne Kadar Uzaklıkta?Oraya Nasıl Gidebilirim? Ne Kadar Zamandır? Ne yapmalıyım? Nerede.......bulabilirim? Nerede.......alabilirim? Sorun nedir? Nasılsınız? Ne istiyorsunuz? Sizde ......... var mı? Bana yardım eder misiniz? Size yardım edebilir miyim? Bana söyleyebilir misiniz? Bana........ gösterebilir misiniz? |
Dil Sorunları
Do you speak English? Does anybody here speak English? I don't speak English. Do you understeand? I understand. I don't understand. I don't know. Please, speak more slowly. I can understand, if you speak more slowly. Could you spell it? Please write it down. What does that mean in English? What do you call in English? Can you translate this for me? | İngilizce biliyor musunuz? Burada birisi İngilizce biliyor mu? İngilizce bilmiyorum. Anlıyor musunuz? Anlıyorum. Anlamıyorum. Bilmiyorum. Lütfen daha yavaş konuşun. Daha yavaş konuşursanız anlayabilirim. Heceler misiniz? Onu yazar mısınız? O İngilizce'de ne anlama gelir? İngilizce'de buna ne denir? Bunu bana tercüme edebilir misiniz? |
Yol Tarif Etme
Bu adrese git-mek istiyorum. Marmaris'e git-mek istiyorum. Tren istasyonu-na gitmek istiyorum. Tuvalet nerede? Otobüs durağı nerede? Otel adresim budur. Sola dönünüz. En kestirme yol burası. Üçüncü caddeden sola dönünüz. Biraz ilerleyiniz, sağa dönünüz. Köprüden geçince sağa dönünüz. Sonra bir daha sorunuz. Oraya otobüsle gidebilirsiniz. Karşıda. Üçüncü sokak. Birinci cadde. Çok yakın. Meydan. Üçüncü bina. Biraz uzak. Sultanahmet'e ne taraftan gidebiliriz? Lütfen bana haritada yolu gösterirmisiniz? Şile buraya ne kadar uzakta? Afedersiniz, Ayasofya'ya gi-den yol bu mu? Bu yol tek yönlü mü? Doğru yolda mıyım? İzmit'e giden yola nasıl çıkabilirim? Sakarya'ya kadar dosdoğru gidin. Yüz metre ilerden sola dönün. Yanlış yolda-sınız, sekiz kilometre kadar geri gidin. Bu bölgenin yol haritası var mı? Buraya ne ka-dar uzaklıkta ? Oraya nasıl giderim ? En yakın....? | I want to go to this address. I want to go to Marmaris. I want to go to the train station. Where's the toilet? Where's the bus stop? This is my hotel address. Turn left. This is the shortcut. Turn left at the third street. Walk a little, then turn right. After crossing the bridge turn right. Later ask again. You can go there by bus. It's across the street. The third street. The first street. It's very near. Square. The third building. It's a little far. How can I go to Sultanahmet? Can you show me the way on the map? How far is Şile from here? Excuse me, is this the way to Ayasofya? Is this a one way street? Am I on the right way? How can I get to the road to İzmit? Go straight ahead until Sakarya. Turn left after You are on the wrong way, go back for Do you have a map of this area? Where can I find ? How far is it ? How do I get there? The closest....? |
Saat Sorma
What time is it? It is five past eight It is half past ten It is a guater past nine It is twenty to two It is a guater to five pm am | Saat kaç? 08:05 10:30 09:15 01:40 04:45 Öğleden sonra Öğleden önce |
Soru Sorma
What? Where? When? Who? Whom? From whom? With whom? Whose? Which? How? Why? How many? How much? How long? How far? | Ne? Nerede, nereye? Ne zaman? Kim? Kime, kimi? Kimden? Kiminle? Kimin? Hangi? Nasıl? Neden? kaç tane, ne kadar, kaç(sayılabilenler için) kaç tane, ne kadar, kaç(sayılamayanlar için) Ne kadar?(zaman) Ne kadar?(mesafe) |
Renkler
Red Kırmızı | Blue Mavi |
Orange Turuncu | Green Yeşil |
Purple Mor | Pink Pembe |
Black Siyah | Brown Kahverengi |
Yellow Sarı | Gray Gri |
Months and Days/Aylar ve Günler
January February March April May June July August September October November December | Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık | Monday Tuesday Wednesday Thursday FridaySaturday Sunday | Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar |
Family/Aile
father mother brother sister step mother step father son doughter aunt granddad granny nephew niece | baba anne erkek kardeş kız kardeş üvey anne üvey baba erkek çoçuk kız çocuk teyze,hala dede anneanne erkek yeğen kız yeğen | uncle grandmother grandfather cousin father-in-law mother-in-law sister's husband sister-in-law son-in-law grandson twin brother wife husband | amca,dayı büyük anne büyük baba kuzen kayınbaba kaynana enişte baldız,yenge damat torun ikiz kardeş eş-bayan koca |
Fruits/Meyvalar
Banana Apple Orange Grape cherry Tangerine sour cherry pear avocado pineapple strawbery | Muz Elma Portakal Üzüm Kiraz Mandalina Vişne Armut Avokado Ananas çilek | currant grapefruit fig watermelon melon apricot kiwi mulberry plum raspberry blackberry | Frenk üzümü Greyfurt incir Karpuz kavun kayıs kivi Dut Erik ahududu böğürtlen |
Animals/Hayvanlar
butterfly octopus turkey horse bull wolf hen cock antelpe padger bat beaver gull hawk hedgehog squirrel stork vulture worm wild boar wasp millipede magpie myena grassopher zebra fox | kelebek ahtapot hindi at boğa kurt tavuk horoz antilop porsuk yarasa kunduz martı şahin kirpi sincap leylek akbaba solucan yaban domuzu eşekarısı kırkayak saksağan sırtlan çekirge zebra tilki | dog cat mouse snake elephant lion donkey bear tigger giraffe penguin spider crocodile shark dolphin lizard turtle rabbit bird fish frog cow monkey insect whale bee ant | köpek kedi fare yılan fil aslan eşek ayı kaplan zırafa penguen örümcek timsah köpek balığı yunus kertenkele kaplumbağa tavşan kuş balık kurbağa inek maymun böcek balina arı karınca |
Character And Behaviour/Karakter ve Davranışlar
Arrogance Behaviour Character Charm Honesty Jealousy Understanding Vanity Excuse Permission Laziness İnsolence Joy Cheerfulness Patience Spite Obedience Cruelty Kindness İnstinct Mood Pride Punishment Sadness İmpatiance Nastiness Rudeness Madness Caution Active Amusing Pretentious Nice Decent Poor Arrogant Modest Possesive Obedient Witty Skilful | küstahlık davranış karakter cazibe dürüstlük kıskançlık anlayış kibir özür izin tembellik yüzsülük sevinç neşe sabır kin itaat kabalık nezaket iç güdü ruhi durum gurur ceza üzüntü sabırsızlık yaramazlık kabalık çılgınlık özen aktif eğlendirici fiyakalı tatlı nazik fakir küstah alçak gönüllü hakim itaatkar zeki yetenekli | Talkative Cruel Good Obstinate Terrific Devious Funny Borring Naive Natural Curious Optimistic Pessimistic Boastful Quiet Wily Bad Shy Strange Sensitive Proud Tolerent Clumsy Untidy Embarrassed Sensible Stupid Angry Mischievous Charming Respectable Serious Suprising Lazy İndustrious Cheeky Friendly Glad Joyful Patient | konuşkan kaba iyi inatçı korkunç dolandırıcı komik can sıkıcı sade doğal meraklı iyimser kötümser kendinibeğenmiş suskun kurnaz kötü utangaç garip duygusal grurlu toleranslı görgüsüz düzensiz mahçup mantıklı aptal kızgın sinsi Cazibeli saygıdeğer ciddi şaşırtıcı tembel çalışkan yüzsüz arkadaşça memnun mutlu sabırlı |
Bazı Miktar Bildiren Kelimeler
| alittle, some very, much enough any few too much too more less | biraz çok yeter hiç az pek çok daha daha çok daha az | |
The Present Continuous Tense/Şimdiki Zaman
1. Konuşma anında yapılan işleri anlatır. ( I am working. Çalılıyorum. ).______ 2.Gelecek zaman zarfıyla gelecek zamanı anlatır. ( We are leaving next week. Gelecek hafta gidiyoruz. ) | | |
Bazı Zamanı Bildiren kelimeler now: şimdi Still: hala | at present: şu anda at the moment: şu anda | |
Olumlu Şekli Özne+am/is/are+fiil+ing+..... Örnekler: I am playing tennis now. You are using computer at the moment It is raining. | Olumsuz Şekli Özne+am/is/are+not+fiil+ing is not=isn't are not=aren't Örnekler You aren't litening to music now. Ali isn't helping his mother at the moment. | |
Soru Şekli am/is/are+Özne+fiil+ing.......? Örnekler Are you learning English now? Is dog eating now? | | |
Yazım Kurlları 1.Sonunda "e" harfi olan fiiller"-ing" alırken "e" kaldırılır. write-writing come-coming | 2.Bazı fiiller "-ing" alırken sondaki sessiz harf tekrar edilir. run-running sit-sitting |
The Simple Past Tense/Belirli Geçmiş Zaman
Bu zaman Türkçeye -di olarak çevrilebilir. Genelde içinde bulunulan zamandan önce olup biten olayları anlatır. Ayrıca geçmişte aralıklarla yinelenmiş işleri anlatmada ve dolaylı anlatımlarda geniş zamanın yerine de kullanılır. | | |
Bazı Zamanı Bildiren kelimeler ago: önce yesterday: dün | last: geçen last week: geçen hafta | |
Olumlu Şekli Özne+fiil(2.şekli) I spent a lot of money last year. (Geçen sene çok para harcadım.) Osman had a ball last week. (Osman'ın geçen hafta topu vardı.) | Olumsuz Şekli Özne+didn't+fiil(1.şekil) I didn't listen to news last night. (Geçen akşam haberleri dinlemedim.) We didn't make a cake yesterday. (Dün kek yapmadık.) | |
Soru Şekli Did+özne+fiil(1.şekli) Did you play basketball last week? (Geçen hafta basketbol oynadın mı?) Did they stay at home last night? (Geçen hafta evde mi kaldılar?) | | |
Yazım Kurlları 1.Sonu "e" ile biten fiillere sadece "-d" takısı gelir. arrive-arrived smile-smiled | 2.Sonu"-y" ile biten fiillerde (y kalkar)"-ied" takısı gelir. "y" den önce gelen harfin ünsüz olması gerekir. study-studied bury-buried |
The Simple Present Tense/Geniş Zaman
Çoğunlukla Türkçede bulunan "-iyor" ekine karşılık gelir. Daha çok yinelenen işleri ve alışkanlıkları anlatır. Ayrıca Ata sözlerinde, gazete başlıklarında geçmiş zaman yerine, gelecek zaman zarfıyla geleceği anlatmakta da kullanılır. | | |
Bazı Zamanı Bildiren kelimeler every: her everyday: hergün always: daima | usually: genellikle often: sık sık sometimes: bazan | |
| ||
Olumlu Şekli 1.Kullanım I/you/we/they+fiil Örnekler: I go to school every day. You eat breakfast every morning. 2.Kullanım He/She/it+fiil+s Örnekler: Hüseyin works in a factory. A cat drinks milk. | Olumsuz Şekli 1.Kullanım I/you/we/they+don't+fiil Örnekler I don't live in Adana. They don't live in hotel. 2.Kullanım He/She/it+doesn't+fiil Örnekler Ahmet doesn't study hard. A cat doesn't fly | |
Soru Şekli 1.Kullanım Do+I/You/We/They+fiil Örnekler Do you go to school on the school bus? Do we watch tv at school? | 2.Kullanım Does+/He She/it+fiil Örnekler Does Barış go to France every year? Does Cem write letter to Can every month? | |
Yazım Kurlları 1.Sonu "y" ile biten fiiller "s" takısı alırken "y"kaldırılır. "-ies" takısı getirilir. (y) den önce gelen harfin ünsüz olması gerekir. cry-cries study-studies | 2.Sonu "ch/ss/o" ile biten fiiller "es" takısı alır. watch-watches go-goes |
The Past Continuous Tense
Geçmişte devam etmekte olan işleri anlatırken bu zamanı kullanırız. Bu zamanı tek başına kullanabildiğimiz gibi bazı bağlaçlarla iki cümle halinde de kullanabiliriz. Aşağıdaki örneklerde göreceğiniz gibi bu zamanı 'when' bağlacı getirerek Simple past tense ile kullanabiliyoruz. | | |
Olumlu Şekli Özne+was/were+fiil+ing I was studying maths all day yesterday. (Dün bütün gün matematik çalışıyordum.)When we heard the explosion we were watching Tv. (Patlamayı duyduğumuz zaman Tv seyrediyorduk.) | Olumsuz ŞekliÖzne+wasn't/weren't+fiil+ingI wasn't dancing all night, I was studying.(Bütün gece dans etmiyordum, ders çalışıyordum.)You weren't eating your dinner when the visitors arrived. (Konuklar geldiğinde sen yemek yemiyordun.) | |
Soru Şekli Was/were+özne+fiil+ingWas Mr. Green working in the field when you saw him?(Sen Bay Green'i gördüğün zaman o tarlada mı çalışıyordu?)Were you wearing your trousers when you went to the party? (Partiye gittiğin zaman beyaz pantolonunu mu giymiştin?) | | |
| |
The Present Perfect Tense
Türkçe'de karşıtı bulunmayan bu zamanın anlaşılması yeni başlayanlar için biraz güçtür. Önemli olan Türkçe karşılığından çok bu zamanın kullanıldığı yerleri iyi bilmektir. Bu zaman iki öğeden meydana gelir. Brincisi 'have' yardımcı fiilidir. İkincisi ise fiilin üçüncü şeklidir. Düzensiz Fiilleri görmek için tıklayın. Present Perfect Tense geçmiş ile şu an arasındaki bağlantıyı göstermek için kullanılır. Eylem daha önce başlamıştır ama belirsizdir ve eylemin kendisinden çok sonucu önemlidir. Bu tense şu hallerde kullanılır; 1. Geçmişte başlamış ve şu anda devam eden eylemler. 2. Bir süredir devam eden ve tamamlanmamış eylemler. 3. Geçmişte belirsiz bir zaman diliminde yapılan eylemler. 4. Yakın geçmişte tamamlanmış eylemler. 5. Zamanı belirsiz ya da önemsiz olan eylemler. | | |
Olumlu Şekli (Subject + have/has + verb 3) I have read the book. She has watched Tv. | Olumsuz Şekli (Subject + have not/has not+ verb 3) You haven't played tennis. He hasn't drunk the water. | |
Soru Şekli (Have/ Has+ Subject + Verb 3) Have you gone to London? Has she studied English? | Olumsuz Soru Şekli (have not/has not + subject + verb 3) Have't we played basketball? Hasn't he watched film? | |
| |
Present Perfect Continuous Tense
Bu zaman, geçmiş bir tarihte başlayıp, konuşulan ana kadar devam etmiş ve gelecekte de devam edecek gibi görülen olayları anlatmakta kullanılır. Present continuous tense ile Present perfect continuous tense arasındaki fark, present continuous un konuştuğumuz anda devam eden bir işi anlatmakta kullanılmasıdır. Oysa, Present Perfect Continuous tense kullandığımızda, şu anda süre gelen bir şeyin ne zaman başladığını yada ne kadardır devam ettiğini bildiririz. | | |
Bazı Zamanı Bildiren kelimeler for two days: iki gündür for ages: asırlardır for seven months: yedi aydır | since bayram: bayramdan beri since 1071: 1071 den beri since yesterday: dünden beri | |
Olumlu Şekli Özne+Have/Has+Been-fiilin 1.hali+ing Örnekler: I have been learning English for 5 years. (Beş yıldır İngilizce öğreniyorum) I have been working for two hours. (İki saattir çalışıyorum) | Olumsuz Şekli Özne+Have not/Has not+Been fiil+ing have not=haven't has not=hasn't Örnekler I haven't been playing game for very long. (Uzun zamandır oyun oynamıyorum) | |
Soru Şekli Has/have+özne+been+fiil+ing Örnek What has Ayşe been doing since morning? (Ayşe sabahtan beri ne yapıyor?) | Haven't/hasn't+özne+been+fiil+ing Örnek Haven't you been watching TV for an hour? (Bir saattir televizyon izlemiyor musun?) |
The Past Perfect Tense/-Mişli Geçmiş Zaman
Türkçeye -mişli geçmiş zaman olarak çevrilebilir. Geçmişte yapılmış iki işten daha önce yapılmış olan olayları ve geçmişte belli bir ana dek sürmüş işleri anlatmakta kullanılır. Ayrıca dolaylı anlatımlarda da kullanılır. Ör. Bora said he had played tennis. (Bora tenis oynadığını söyledi) | | |
Olumlu Şekli Özne+had+fiilin 3.hali I had been heped It had been helped | Olumsuz Şekli Özne+had not+fiilin 3. hali I hadn't been helped We hadn't been helped | |
Soru Şekli Had+Özne+fiilin 3.hali Had I been helped? Had you been helped? | Olumsuz Soru Şekli Had not+Özne+fiilin 3 hali Had I not been helped? Had you not been helped? | |
Active Form Subject+had+verb 3 She told me his name after he had left. They thanked me for What I had done. | Passive Form Subject+had+been+verb 3 When we arrived in İzmir, all the shops had been closed. In five months, the house had not been repaired still. |
The Future Tense/Gelecek Zaman
İngilizcede geleceği anlatmak için will ve be going to kullanılır. Be going to önceden tasarlanmış ve yapmaya karar vermilmiş olayları anlatmakta kullanılır. Will ise önceden tasarlanmadan yapılan işleri anlatır. | | |
Bazı Zamanı Bildiren kelimeler tomorrow: yarın next...: gelecek next week: gelecek hafta | later: daha sonra soon: çok geçmeden in a few minutes: bir iki dakikya kadar | |
Olumlu Şekli (going to) Özne+am/is/are+going to +fiil I am going to buy a toy next week. I am going to play tennis tomorrow. | Olumlu Şekli (will) Özne+will+fiil I will take an aspirin. He will lock the door before leaving. | |
Olumsuz Şekli(going to) Özne+am/is/are+not+going to+fiil I am not going to learn Japanese next year. He isn't going to ask question. | Olumsuz Şekli(will) Özne+won't+fiil I won't call you again. They won't come to Turkey this year, they haven't got enough money. | |
Soru Şekli(going to) Am/is/are+özne+going to+fiil Are you going to play basketball this year? Is the teacher going to give a test next lesson? | Soru Şekli(wiil) "will" Başa gelir. Will Can buy a jacket for him? Will the teacher leave as soon? |
Compertive and Superlative
Comparative Yaparken(Karşılaştırma) a- Sıfatların sonuna '-er' than ya da b- Bazı sıfatların başına more(daha çok)/less(daha az) than getirilir. Örnekler long-longer (uzun-daha uzun) short-shorter (kısa-daha kısa) beautiful-more beautiful (güzel-daha güzel) A bear is big. (Ayı büyük) A camel is bigger than a bear. (Deve ayıdan daha büyük) Superlative Yaparken (Üstünlük) a- Sıftların sonuna 'est' ya da b- Bazı sıfatların başına the most/the least getirilir. Örnekler long-the longest (uzun-en uzun) short-shortest (kısa-en kısa) the most beautiful-en güzel the least beautiful-en az güzel |
Used to
' Used to' geçmişe ilişkin alışkanlık ifade eder ve bu geçmiş hareket veya durumun şimdi devam etmediğini vurgular. Örnekler Olumlu Serap used to work for the government. Serap hükümette çalışırdı. Olumsuz There didn't use to be any duck in Lake Gölbaşı. Gölbaşı gölünde hiç ördek yoktu. Soru Did there use to be a building here? Burada bina var mıydı?
|
Too/Enough
-Too too+sıfat too: çok fazla,aşırı Örnekler: A: I can't read. A: It is too dark to read. (Okunmayacak kadar karanlık.) A: Let's go to the cinema now. B: No, we can't. A: Why not? B: It is too late to go. (Gidilmeyecek kadar geç.) | -Enough sıfat+enough enough: yeteri kadar Örnekler: A: Can your brother talk? B: Yes. He is old enough to talk. (Konuşabilecek kadar büyüdü.) A: Shall we buy this car, Dad? B: No, we can't buy it. A: Why? B: I am not rich enough to buy it. (Onu alacak kadar zengin değilim.) |
Should/Shouldn't
"Should ve shouldn't" u öneri vermek için kullanırız. Örnek Diyalog A: I am very late this morning. (Bu sabah çok geç kaldım.) B: You should run. (Koşsan iyi olur.) veya You shouldn't walk to day. (Bu gün yürümezsen iyi olur.) A: My English marks are low this year. (Bu yıl İngizice notlarım düşük.) B: You should study harder. (Daha çok çalışmlısın.) veya You shouldn't watch Tv so much. (Bu kadar çok televizyon seyretmesen iyi olur.)
|
Conditionals (if clauses) / Koşul Cümleleri
Zero Conditionals We use 0 conditionals to describe rules and scientific facts. if tümceciği + simple present tense, simple present tense Example: First Conditionals We use first conditionals to talk about possible future events. if tümceciği + simple present tense, will + V1 Example: Second Conditionals We use second conditionals to talk about impossible or imagined events in the future. if tümceciği + simple past tense, would+ V1 / could + V1 / might + V1 Example: Third Conditionals We use second conditionals to talk about a condition in the past that did not happen. if tümceciği + past perfect, would have+ V3 Example:
|
Bazı Miktar Bildiren Kelimeler
| alittle, some very, much enough any few too much too more less | biraz çok yeter hiç az pek çok daha daha çok daha az | |
Some Opposites/Bazı Karşıt Anlamlılar
big-small quick-slow hot-cold full-empty easy-difficult heavy-light open-shut right-wrong old-new old-young | büyük-küçük çabuk-yavaş sıcak-soğuk dolu-boş kolay-zor ağır-hafif açık-kapalı doğru-yanlış eski-yeni ihtiyar-genç | next-last beautiful-ugly free-occupied good-bad better-worse early-late cheap-expensive near-far here-there | gelecek-son güzel-çirkin serbest-meşgul iyi-kötü daha iyi-daha kötü erken-geç ucuz-pahalı yakın-uzak burada-orada |
Atatürk's Life/Atatürk'ün Hayatı
He was born in 1881 (probably in the spring) in Salonica, then an Ottoman city, now in Greece. His father Ali Riza, a customs official turned lumber merchant, died when Mustafa was still a boy. His mother Zubeyde, a devout and strong-willed woman, raised him and his sister. First enrolled in a traditional religious school, he soon switched to a modern school. In 1893, he entered a military high school where his mathematics teacher gave him the second name Kemal (meaning perfection) in recognition of young Mustafa's superior achievement. He was thereafter known as Mustafa Kemal.
In 1905, Mustafa Kemal graduated from the War Academy in Istanbul with the rank of Staff Captain. Posted in Damascus, he started with several colleagues, a clandestine society called "Homeland and Freedom" to fight against the Sultan's despotism. In 1908 he helped the group of officers who toppled the Sultan. Mustafa Kemal's career flourished as he won his heroism in the far corners of the Ottoman Empire, including Albania and Tripoli. He also briefly served as a staff officer in Salonica and Istanbul and as a military attache in Sofia.
In 1915, when Dardanelles campaign was launched, Colonel Mustafa Kemal became a national hero by winning successive victories and finally repelling the invaders. Promoted to general in 1916, at age 35, he liberated two major provinces in eastern Turkey that year. In the next two years, he served as commander of several Ottoman armies in Palestine, Aleppo, and elsewhere, achieving another major victory by stopping the enemy advance at Aleppo.
On May 19, 1919, Mustafa Kemal Pasha landed in the Black Sea port of Samsun to start the War of Independence. In defiance of the Sultan's government, he rallied a liberation army in Anatolia and convened the Congress of Erzurum and Sivas which established the basis for the new national effort under his leadership. On April 23, 1920, the Grand National Assembly was inaugurated. Mustafa Kemal Pasha was elected to its Presidency.
Fighting on many fronts, he led his forces to victory against rebels and invading armies. Following the Turkish triumph at the two major battles at Inonu in Western Turkey, the Grand National Assembly conferred on Mustafa Kemal Pasha the title of Commander-in-Chief with the rank of Marshal. At the end of August 1922, the Turkish armies won their ultimate victory. Within a few weeks, the Turkish mainland was completely liberated, the armistice signed, and the rule of the Ottoman dynasty abolished.
In July 1923, the national government signed the Lausanne Treaty with Great Britain, France, Greece, Italy, and others. In mid-October, Ankara became the capital of the new Turkish State. On October 29, the Republic was proclaimed and Mustafa Kemal Pasha was unanimously elected President of the Republic.
Atatürk married Latife Usakligil in early 1923. The marriage ended in divorce in 1925.
The account of Atatürk's fifteen year Presidency is a saga of dramatic modernization. With indefatigable determination, he created a new political and legal system, abolished the Caliphate and made both government and education secular, gave equal rights to women, changed the alphabet and the attire, and advanced the arts and the sciences, agriculture and industry.
In 1934, when the surname law was adopted, the national parliament gave him the name "Atatürk" (Father of the Turks).
On November 10, 1938, following an illness of a few months, the national liberator and the Father of modern Turkey died. But his legacy to his people and to the world endures.
0 yorum:
Yorum Gönder